- Ayrıntılar
- Hüseyin Canerik tarafından yazıldı.
![]() |
Bir sonbahar günü, 3 Eylül’de doğmuştu. Pülümür’ün güneydoğusundaki köyde gözlerini açmıştı. 1947 yılıydı. Yokluk ve zorluk yılları…
Beser-Mehmet Can çiftinin oğluydu.
Çocukluğunu köyünde geçirdi.
Pülümür Çağlayan (Köyü) İlkokulunda okudu.
İlkokul, eğitim gördüğü ilk ve son eğitim kurumuydu.
Ailesinde bağlama çalan yoktu, ama erken yaşta bağlamayla tanıştı. Henüz çocukken, kendi çabasıyla bağlama çalmayı öğrendi.
- Ayrıntılar
- Hüseyin Canerik tarafından yazıldı.
![]() |
Yıllardır memleketine hasret. Köyü aklına geldiğinde gözleri nemleniyor. Göz pınarlarından süzülen damlalar toprağa akıyor.
İnsan nereye yerleşirse yerleşsin, gözlerini açtığı coğrafyadan kopamaz.
O da kopmamış, kopamamış!
İlk göz ağrısı aşklara benzer çocukluğunuzun geçtiği yerler.
Ruhunuz, doğup büyüdüğünüz yeri asla terk etmez!
Toprak damlı taş yapılara, tozlu köy yollarına çocukluk yıllarında veda etmişsinizdir.
Güle oynaya ya da hıçkırıklara boğularak.
Geride bıraktıklarınızdan habersiz.
Babanızın biçimlendirdiği ustalık ürünü kesme taşlar, taşlara kazınan sevdalar, yalnızlığın o kahredici cehennemiyle baş başadır artık.
Gölgesinde oyun oynadığınız ceviz ağacı öksüz kalmıştır.
Gökyüzüne uzanan, sincaplarla yarışılan ulu ağaçlar, insansız köyün acısını kaldıramaz.
- Ayrıntılar
- Hüseyin Canerik tarafından yazıldı.
![]() |
Pülümür-Tunceli kara yolunun 20. km’sindeki Kırmızıköprü Jandarma Karakolu, kesme taştan yapılmıştı. Bina tek katlıydı. Karakol yapımında kullanılan taşlar, yaklaşık 2 km uzaklıktaki Han Yaylası yakınlarında çıkarılmıştı. Binada, taş ustası Alişan Karaaslan’ın deyimiyle, gözeneklerden oluşan pur taş kullanılmıştı. Çok gözenekli kesme taşların görünümü, sünger taşına benziyordu.
Karakol, Kırmızıköprü-Tunceli kara yolunun 2. km’sinde yer alıyordu. Beton tünellerin birçoğunun yapımı tamamlanmıştı. Jandarma Karakolu, kara yolundaki 1. tünele yaklaşık 200 m uzaklıktaydı.
Taş yapı, Mezra köyünün güneydoğusundaydı.
İçme suyu kaynağı, karakolun kuzeydoğusunda, meşe ormanının içindeydi. Yöre halkı tarafından Jandarma Çeşmesi (Heniye Cendermu) olarak adlandırılmıştı.
Köylüler, karakol yakınlarında hayvanlarını otlatan çocuklarıyla askerlere yoğurt, ayran vb. gönderiyordu.
Karakol Komutanı, çeşitli gerekçelerle şikâyete gelen köylülerin sorunlarıyla ilgileniyordu. Arazi anlaşmazlıkları, aileler arası geçimsizlikler, kavgalar vb. sorunların birçoğu karakola taşınıyordu.
O yıllarda politik nedenlerden kaynaklanan sorunlar yaşanmazdı.
Komutan ve bazı askerlerin tek eğlencesi, yürüyerek Kırmızıköprü’ye gitmek, Hıdır Akkılıç’ın kahvehanesinde oyun oynamaktı.