İOANNA KUÇURADİ VE   MİLLÎ EĞİTİM

 

 

 

Hüseyin Canerik

 

 

 

Bu yazıda, 12-20 Kasım 2016 tarihlerinde gerçekleştirilecek olan 35’inci Uluslararası Kitap Fuarı’nda ‘Onur Yazarı’ olarak açıklanan Prof. Dr. İoanna Kuçuradi’nin Türk millî eğitim sistemi ile ilgili eylemlerine ışık tutulmaktadır. Yazıyla,  Türk millî eğitiminin genel amaçlarından Atatürk milliyetçiliği, Türk, vatan, millet,  aile, millî  birlik  ve  bütünlük vb. ifadelerin çıkartılmasını savunan  Kuçuradi’nin, Soros’un Açık Toplum Enstitüsü tarafından 500 bin Avro’yla finanse edilen ‘Ders Kitaplarında İnsan Hakları’ projesindeki rolüne dikkat çekilmektedir.

 

24671_151_11

 

         Prof. Dr. İoanna Kuçuradi

0
0
0
s2sdefault

 

 

MEB  BROŞÜR VE AFİŞLERİ

 

EĞİTİM PROGRAMLARINDA REFORM ALDATMACASI

 

            Bu yazı, Öğretmen Dünyası’nın  Haziran 2007 tarihli 330. sayısında yayımlanmıştır.

 

Millî  Eğitim Bakanlığı (MEB)nın,  2004-2005 yılında 120  pilot okulda denediği yeni ilköğretim programı,  2005-2006 yılından itibaren bütün ilköğretim okullarında uygulanmaya başladı. 1968 İlkokul Programı altı yıl denendikten sonra tüm okullarda uygulanmıştır. Kamuoyu, 2005 ilköğretim programları ile ilgili olarak tam bir yalan bombardımanına tutulmuştur. Ulusal eğitim felsefesini değiştiren odak, öğretmen kamuoyunu,   eski programların ezberci ve öğretmen merkezli olduğu konusuna inandırmıştır. Oysa her okulun kütüphanesinde bulunan eski programların sayfaları karıştırıldığında, durumun hiç de ifade edildiği gibi olmadığı rahatlıkla anlaşılabilir. 

0
0
0
s2sdefault

Bu yazı, Öğretmen Dünyası'nın  Haziran 2012 tarihli 390. sayısında yayımlanmıştır.

Bilişim teknolojilerinden eğitim alanında yararlanma eğilimi giderek artmaktadır.  Bilgisayarlı eğitime olağanüstü roller yüklenmesiyle birlikte öğretmenlik etkisiz hâle getirilmektedir. Eğitim yöneticilerinin bir bölümü, evde eğitim düşüncesini savunmaya başlamıştır. Eğitim kurumlarında kullanılan masaüstü bilgisayarlar yerini yavaş yavaş kişiye özel bilgisayarlara bırakmaktadır. Her öğrenciye bilgisayar projesinin öncülüğünü yerel yönetimler üstlenmiştir. Öncelikle aydınlatılması gereken nokta, eğitim sisteminin geliştirilmesinde belirleyici öge bilgisayarlı öğretim midir? Bilgisayar, eğitimin kalitesini arttıran, eğitim sorunlarını kesin çözüme kavuşturan sihirli bir araç mı? Başka bir ifadeyle, Türkiye, her öğrenciyi bilgisayar sahibi yaparak ya da  ülke genelinde bilgisayar destekli eğitime geçerek eğitimde başarıyı yakalayabilir mi? Teknolojinin öğrenci başarısındaki etkisinin yüzde bir dolayında olduğu kabul edildiğine göre, nitelikli insan gücü yerine dışalıma dayalı bilgisayarlara öğretmen işlevi yüklenmesi, ne anlama gelmektedir?

Bu yazının amacı, Kocaeli’de yürütülen, her öğrenciye dizüstü bilgisayar projesinde öngörülen hedeflerin gerçekleşme olasılığı, projenin maliyeti ve uygulamada karşılaşılan sorunları araştırmaktır.

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, 2009 yılından itibaren her yıl ilköğretim 6. sınıf öğrencilerine dizüstü bilgisayar dağıtmaktadır.  Bilgisayar dağıtımının bundan böyle de devam edeceği anlaşılmaktadır. Bilgisayar dağıtımının amaçları şöyle sıralanmaktadır:

Kocaeli’nin, ‘Bilgi Fabrikası’ olması için adım atılacak. Bilgisayarın kaderine yön verecek insanlar Kocaeli’den çıkacak. ‘Bilişim Vadisi’ne insan yetiştirilecek. FATİH projesinin altyapısı yaratılacak (Bizim Kocaeli, 22.12.2010).

Kocaeli bilim kenti olacak. Geleceğin dâhileri Kocaeli’den çıkacak. Kocaeli bilişimin başkenti olacak (Kocaeli, 24.12.2011).

Eğitim yazarı Abbas Güçlü, Kocaeli’de 6. Sınıf öğrencilerine bilgisayar dağıtılmasına destek verirken diğer belediyelere de çağrıda bulunarak bilgisayarsız öğrenci kalmaması gerektiğini dile getirmektedir (Milliyet, 18.12.2010).  Güçlü, 2011 yılında düzenlenen bilgisayar dağıtım törenine katılmıştır (Kocaeli, 24.12.2011).

Bilgisayarların Toplam Maliyeti

Kocaeli’de 2009-2011 yıllarında dağıtılan bilgisayarların toplam maliyeti, 37 milyon 989 bin TL’dir. Bu maliyete, görkemli tanıtım ve reklam giderleri dâhil değildir. Belirtilen miktar, kamu yatırımları açısından değerlendirildiğinde olağanüstü büyüktür. 574 ilköğretim-genel orta öğretim-mesleki ve teknik ortaöğretim okuluna sahip olan Kocaeli’de (TÜİK, 2010, s.51-52), 2010 yılında devlet okullarının  onarımı için ayrılan  toplam bütçe, yaklaşık 450 bin TL’dir. Okulların bakım, onarım, çevre düzenlemesi, elektrik ve su tesisatının yenilenmesi için toplam 450 bin TL ayrılırken  toplumsal bir yarar sağlayacağı kuşkulu bir projeye  37 milyon 989 bin TL ayrılması, kaynakların ne ölçüde verimli kullanıldığı sorusunu gündeme getirmektedir.

Aynı marka bilgisayar fiyatlarının istikrarlı olmadığı anlaşılmaktadır. (Kocaeli, 22.12.2010).  Örneğin  2009 yılında 26 587 bilgisayara  14 milyon TL ödeme yapılırken 2010 yılında  dağıtılan 26 828 bilgisayara  ise 11 milyon 500 bin TL ödenmiştir. Bilgisayarların birim fiyatı  2009’da 526,5 TL iken 2010’da 430,5 TL’ye, 2011 yılında ise 483,9 TL’ye inmiştir. Birim başına 2009’da 246,3  Avro, 2010’da  224,4  Avro, 2011’de 192,5 Avro ödenmiştir. Yerel gazeteler bu durumu, Büyükşehir Belediyesinin iyi pazarlık yapması biçiminde açıklamıştır (Bizim Kocaeli, 22.12.2010). Söz konusu haberden, pazarlığın, 2009 yılında yeterince yapılmadığı anlaşılmaktadır.   

Devlet okullarında yaşandığı düşünülen bazı sorunlar sıralandığında, bu harcamanın ne kadar verimli olduğu sorusu da yanıtlanmış olur:

Bütün okullarda Fen ve Teknoloji laboratuvarı bulunmamaktadır. Mevcut laboratuvarların büyük bölümü  çağın gereksinimlerine yanıt vermekten uzaktır.

Kütüphane, derslik ve yönetim odalarındaki bilgisayarlar gereksinimleri karşılamamaktadır.

Binaların bakım ve onarımına ayrılan ödenek yetersizdir. Bu durum, il millî eğitim müdürlüklerinin,  okulların onarım taleplerine olumlu yanıt vermesini engellemektedir.

İlköğretim okullarının birçok  eğitim araç ve gereci (Tebeşir, kâğıt, temizlik ürünleri, telefon giderleri, bilgisayar-fotokopi sarf malzemeleri vb.)  Devlet tarafından karşılanmamaktadır.

Okullar yeterli yardımcı hizmetler personeline sahip değildir. Temizlik hizmetleri velilerden toplanan ödentilerle yürütülmektedir.

Yukarıda bir bölümü sıralanan, okulların temel sorunlarını çözmeden her öğrenciye bilgisayar verilmesi uygulamasının, görkemli toplantı ve yüksek maliyetli reklam kampanyalarından da anlaşılacağı gibi, eğitimsel yarar sağlamaktan uzak olduğu düşünülmektedir. Türkiye’nin en borçlu belediyesi olan Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından uygulanan projenin merkezi  olduğu ve Kocaeli’de  denendiği görüşü ağırlık kazanmaktadır. Hazinenin, vadesi geçmiş ve vadesi gelmemiş alacaklarının toplamı göz önüne alındığında, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, 4 milyar 819 milyon 315 TL borçla Türkiye’nin en borçlu belediyesidir (Habertürk, 28.10.2011).

 

Tablo 1. Kocaeli’de 2009-2011 Yıllarında İlköğretim 6. Sınıf Öğrencilerine Dağıtılan Bilgisayarlar

Sıra Nu

Sınıf

Yıl

Bilgisayar

Markası

Dağıtılan Bilgisayar

Sayısı

 

Birim Fiyatı  (TL)

 

Birim Fiyatı  (Avro)

Toplam Maliyet

(Milyon TL)

1

6

2009

Exper

26 587

526,5

246,3*

14

2

6

2010

Exper

26 709

430,5

224,4**

11. 5

3

6

2011

Exper

26 828

483,9***

192,5****

12.984

Genel Toplam

80 124

 

 

37.989

 

*Eylül 2009’da 1 Avro=2,1352 TL

**Eylül 2010’da 1 Avro=1,9179 TL

*** Belediyenin düzenlediği  Taşınır İşlem Fişinde birim fiyatı 431 TL olarak belirtilmektedir.

****Eylül 2011’de 1 Avro= 2,5130 TL

 

Bilgisayarlara Ayrılan Kaynaklarla Neler Yapılabilir?

Beş derslikli bir ilköğretim okulu yapımının tahminî sınır bedeli 864 bin 543 TL’dir (TİM, 2011, s. 68).  2 bin seyircili spor salonunun tahminî sınır bedeli ise 6 milyon 49 bin 657 TL’dir  (TİM, 2011, s.77).  258 adet konut, 4 işyeri, 24 derslikli ilköğretim okulu, 5 büyük ve 5 küçük pansiyonun inşaat, altyapı ve çevre düzenlemesinin tahminî sınır değeri 36 milyon 168 bin 19 TL’dir (TİM, 2011, s. 66). 2011 yılı aralık ayı verileri (TİM, 2011) esas alındığında Kocaeli’nde öğrencilere dağıtılan bilgisayarlara yapılan 37 milyon 989 bin TL’ye aşağıdaki işler yaptırılabilir:

6 adet 2 bin kişilik spor salonu (s. 77), 

258 adet konut, 4 işyeri, 24 derslikli ilköğretim okulu, 5 büyük ve 5 küçük pansiyonun yapım, altyapı ve çevre düzenlemesi (s. 66),

12 adet 24 derslikli ilköğretim okulu yapım, altyapı ve çevre düzenlemesi (s. 80),

24 adet 21 derslikli ilköğretim okulu yapımı (s. 83),

100 adet lise spor salonu yapımı (s. 85).

 

Kocaeli Kütüphanelerinde Kitap Sayısı Düştü

Dâhileri yetiştirecek proje olarak sunulan bilgisayar dağıtımının yapıldığı ildeki 11 kütüphanede kitap mevcudunda düşüş olmuştur. Öğrencilere 26 bin 584 bilgisayarın verildiği 2009 yılında, halk kütüphanelerindeki kitap sayısı,  önceki yıla göre 3 bin 871 dolayında gerileyerek 102 bin 316’ya düşmüştür.  

 

Tablo 2. Kocaeli’ndeki Halk Kütüphaneleri ve Kitap Sayısı

Yıl

Kütüphane Sayısı

Kitap Sayısı

2007

11

104 000

2008

11

106 187

2009

11

102 316

Kaynak: İstatistiklerle Kocaeli 2010, Kocaeli: Kocaeli Valiliği, s. 64.

 Okul Müdürlerine Zimmetlenmesi

Belediye tarafından öğrencilere dağıtılan bilgisayarlar, Taşınır İşlem Fişi (TİF) düzenlenerek okul demirbaşlarına kaydedilmekte ve zimmetlenmektedir. Okulda kullanılmayan, saklanmayan bilgisayarların demirbaşa işlenmesi, ilginç bir durum yaratmaktadır. Çünkü söz konusu bilgisayarlardan okul müdürleri sorumlu tutulmaktadır.   Mezun öğrencinin bilgisayarı okula geri vermesi söz konusu olamayacağına göre 2012 yılında mezun olacak 8. Sınıf öğrencilerinin elinde olduğu kabul edilen toplam 27 bin bilgisayar, demirbaşa kayıtlı olduğu hâlde, tamamen denetim dışına çıkacaktır. Bu durumda, okul müdürleri ya bilgisayarları geri alacak ya da okulda olmayan bilgisayarlardan sorumlu tutulacaktır. Bilgisayarlar okula değil öğrenciye verildiği için geri alınmaları söz konusu olamayacaktır. Uygulamanın, ilerleyen yıllarda okul yönetimleri üzerinde bir baskı unsuru olarak kullanılabileceği düşünülmektedir.

Bireye Değil Kamuya Yatırım

Eğitimde atılım yapmanın en etkili yolu, güçlü eğitim kurumları yaratmaktır. Türkiye’nin temel gereksinimi, kamu kaynaklarını küçük dilimlere ayırmadan, kamuya en üst düzeyde yarar sağlayacak biçimde kullanmaktır. Bunun yolu güçlü kurumlar yaratmaktan geçer. Eğitim kurumlarının ödenek, personel ve donatım yönünden güçlendirilmesi bu açıdan özel önem taşımaktadır. Ödenek ayrılmayan ilköğretim okullarında öğrencilere tek tek bilgisayar dağıtılmasının, söz konusu kurumların güçlenmesine nasıl bir katkı sağlayacağı irdelenmeye muhtaçtır.

Bilgisayarlar Başarıyı Arttırıyor mu?

Dizüstü bilgisayarlardan eğitim amacıyla ne kadar yararlanıldığı konusunda herhangi bir araştırmaya rastlanmamakla birlikte okullarda yaygın biçimde kullanılmadığı söylenebilir.  Daha doğru bir ifadeyle, dizüstü bilgisayarların okullarda kullanımını gerektirecek bir eğitim gereksinimden söz edilemez. Teknolojinin akademik başarıdaki payının yüzde bir olması, yüksek maliyetle sağlanan yararın tartışılması gereksinimini beraberinde getirmektedir.  YGS ve SBS’de Türkiye birincisi olan illerde her öğrenciye dizüstü bilgisayar dağıtılmadığı düşünüldüğünde, Kocaeli’deki uygulamanın akademik başarıyı artırmayacağı rahatlıkla öngörülebilir. Eski Talim Terbiye Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ziya Selçuk da bilgisayar dağıtımının 6. sınıf öğrencilerinin başarısını düşürdüğünü dile getirmektedir (Cumhuriyet, 29.01.2011).

 Bilgisayar teknolojisiyle geleceğin dâhilerinin yetiştirileceği savı tartışmaya açıktır. Üretim ve yazılımında ülkemiz bilim insanlarının hiçbir katkısının olmadığı yabancı bir teknolojiyle dâhi yetiştirilebileceği düşüncesi, kulağa hoş gelmekle birlikte, gerçekçi değildir.  Yabancı uçak, otomobil vb. tüketimi ülkemizin teknoloji üretimine ne kadar katkı sağlamışsa bilgisayar dışalımı da o kadar katkı sağlayacaktır. Bu tür tüketim alışkanlıklarıyla dâhi yetiştirilemez, ama çokuluslu şirketlere öz kaynak aktarılır. 

Okullarda kullanılmayan dizüstü bilgisayarların eğitim amacıyla evde kullanıldığı varsayımı dikkate alındığında da bilgisayar ile akademik başarı arasında da herhangi bir ilişki kurulamamaktadır. Bilgisayarlardan eğitim amacıyla yararlanılabilir fakat günümüzün temel sorunu bilgisayar eksikliği değildir. Daha doğrusu, bilgisayar eğitimin vazgeçilmez ögelerinden biri olarak kabul edilemez.   Aileler TV, İnternet, bilgisayar vb dijital salgından çocuklarını koruma arayışındalar. Bilgisayar akademik başarıyı arttıran bir araçtan çok başarısızlık etkenlerinden biri sayılmaktadır. Velilerin, çocuklarıyla ilgili olarak bilgisayarın başından kalkmıyor yakınması, başarıya değil başarısızlığa yapılan vurgudur.   Veliler, çocuklarının bilgisayar ya da TV başında geçirdikleri zamandan dolayı profesyonel yardım talep etmektedir.

 Sonuç ve Öneriler

·   Eğitimde bireysel bilgisayar, tablet bilgisayarlar dâhil, eğitim-öğretim gereksinimleriyle ilişkilendirilememektedir. Eğitim-öğretimde en etkili öge teknoloji değil birikimli insan gücüdür

·       Bilgisayarın eğitimin vazgeçilmez ögesi olarak sunulması, bilimsel dayanaktan yoksundur. En etkili öğrenme yöntemi yaparak ve yaşayarak öğrenmedir.

·  Kamuda yabancı yazılım kullanımından vazgeçilmelidir. Türkiye, özellikle kamuda kullanılacak bilgisayarlarda millî yazılımı desteklemelidir. Millî yazılım kullanımında öncülüğü Millî Eğitim Bakanlığı üstlenmelidir.

·    Her öğrenciye bilgisayar projesi, mülkiyet tutkusunu geliştirmektedir. Doğru olan, her öğrenciyi bilgisayar sahibi yapmak değil, bütün öğrencilere bilgisayardan yararlanma olanağı sağlamaktır. 

·         Kamu kaynakları bireysel amaçlarla değil, en üst düzeyde toplumsal yarar gözetilerek değerlendirilmelidir.

·     Her öğrenciye bilgisayar vermek yerine okullara dil-fen laboratuvarlarının kurulması,  okul kütüphanelerinin güçlendirilmesi, okulların araç-gereç ve personel bakımından desteklenmesi, çağın gereksinimlerine uygun binaların yapılması vb. çalışmalara öncelik verilmelidir.

·     Evlerin genelinde bilgisayar olduğu düşünüldüğünde her öğrenciye bilgisayar dağıtılmasının hangi gereksinimden kaynaklandığını anlamak zorlaşmaktadır.

·   Tek tek bilgisayar dağıtmanın eğitimin kalitesini arttırdığına ilişkin herhangi bir bulguya rastlanmamaktadır. Kocaeli’nin, SBS Türkiye sıralamasındaki yeri 2010’da 19, 2011 yılında ise 35’tir. 2011 yılı sonuçları, bilgisayarların sınav başarısını arttırmadığını göstermektedir.    

·   Küçük yaşta öğrenciye taşınır bilgisayar dağıtılması, ebeveyn denetimini olanaksız hâle getirmekte, çocukları bilişim riskleriyle karşı karşıya bırakmaktadır.

·    Yerli kaynaklara dayanmayan uygulama, verimlilikle açıklanamayacak bir kaynak israfı olarak görülmektedir.

·         Küçük dizüstü bilgisayarlar, teknolojik yönden dışa bağımlılığı arttırmaktadır.

·    Bilgisayar donanımlarının tamamı dış kaynaklıdır. Bu durumun, bilgisayar dağıtımından sonra da yabancı kuruluşlara kaynak aktarılmasına yol açması kaçınılmazdır.

·    FATİH projesiyle her öğrenciye tablet bilgisayar dağıtılması planlanmaktadır. Söz konusu projenin uygulanmasının gündemde olduğu bir dönemde her öğrenciye bilgisayar dağıtmak, kaynak savurganlığı olarak nitelendirilmektedir.

·  Her  öğrencinin dizüstü bilgisayara sahip olması planlanan Kocaeli’de, İl Halk Kütüphanelerindeki toplam kitap sayısı istikrarlı bir biçimde azalmaktadır. 2009-2011 yıllarında 80 bin 124 öğrenciye bilgisayar verilen kentte, 2008’de 106 bin 187 olan toplam kitap sayısı 2009’da 102 bin  316’ya düşmüştür. 

·  Yerel yönetimler yoluyla millî eğitime müdahale olanakları ortadan kaldırılmalıdır. Bu nedenle, eğitime ayrılan ödenekler mülki amirlerin denetimine bırakılmalıdır.

 

*Maltepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Eğitim Yönetimi ve Denetimi Bölümü  Yüksek Lisans Öğrencisi

Kaynakça: 

TİM. (2011). Teknik İnşaat Mevzuatları Haftalık İhale Haber Dergisi. Sayı: 976.

Habertürk (2011). http://ekonomi.haberturk.com/makro-ekonomi/haber/683445-iste-turkiyenin-en-borclu-belediyesi 

 

 

 

0
0
0
s2sdefault