- Ayrıntılar
- Hüseyin Canerik tarafından yazıldı.
Bir pazartesi sabahı... Meslek lisesinin müdürü öğrencilere hitap ediyor. Öğrencilere saygılı olmalarını, derslerine çalışmalarını, sigara içmemelerini öğütlüyor. Müdürün konuşma yaptığı sırada parkta oturan bir grup öğrenci sigara içiyor. Öğrencilere, müdürlerini niçin dinlemediklerini soruyorum. Hemen hepsi aynı cevabı veriyor:
Hep aynı şeyleri konuşuyor!
Öğrencilerin verdiği cevap şöyle de yorumlanabilir:
Sürekli tekrar edilen konuşmalar niçin dinlensin?
Okul müdürlerinin konuşmaya meraklı oldukları biliniyor. Törenlerde mikrofonu elden düşürmeyen müdürlerin konuşma tuıtkusunu anlamak kolay olmasa gerek. Onları konuşmaya mahkûm eden herhangi bir mevzuat da bulunmamakta. Bazen dakikalarca süren, öğretmen ve öğrencileri bezdiren bu konuşmalar niçin yapılır? Konuyla ilgili olarak şu sorular sorulabilir:
Müdürler niçin konuşur?
Müdürler ne konuşur?
Müdürleri konuşmaya mecbur bırakan herhangi bir yasal düzenleme var mı?
Çok konuşan müdürler ödüllendiriliyor mu?
Müdürler sık sık konuşmak zorunda mı?
Konuşmalar, öğretmen ya da öğrenciler tarafından nasıl karşılanıyor?
Öğrenciler, müdürlerini dinliyor mu?
Öğrenci ya da öğretmen, bazen ders süresini kısaltan bu konuşmaları dinlemek zorunda mı?
Ses sisteminden yararlanılarak yapılan konuşmalara, okula komşu evlerde oturan mahallelinin kulak misafiri olması, olağan mı?
Müdürlerin yaptığı konuşmalar öğrencilerin yaş, ilgi ve beklentilerine uygun mu?
Yukarıdaki sorular çoğaltılabilir. Müdürlerin konuşmalarının akademik bir çalışma gerektirdiği açık.
Müdürlerin görev aşkını bu konuşmalara bakarak anlayabilir miyiz?
Okullarımızın duvarlarında estetik olmayan hoparlörlerden okul bahçesine yayılan ses, dalgalar hâlinde mahalleyi kuşatır. Müdür, öğrencilere değil, mahalleliye hitap ediyor! Öğrencilerin dinlemediği konuşmanın dinleyicisi, çay ocağındaki vatandaşlar oluyor.
Müdürlerin okul merdivenlerine çıkıp konuşmaları, üçüncü sınıf zübük politikacıları çağrıştırıyor. Birikimsiz yöneticilerin yapacağı konuşmalar, O konuşmaların öğrenciler üzerinde olumlu bir etki yaratma olasılığının çok düşük olması, müdürlerin umurunda bile değil. Eğitimbilimlerinde nasihate yer olmaması da müdürlerin ilgisini çekmiyor.
- Ayrıntılar
- Hüseyin Canerik tarafından yazıldı.
ATATÜRK’Ü LİDERLİĞE HAZIRLAYAN KOŞULLAR VE ATATÜRK’ÜN LİDERLİK ÖZELLİKLERİ
Hüseyin CANERİK
09 11 09 104
Hatice DAĞTEKİN
09 11.09 109
DERS ÖDEVİ
EYS 501 Liderlik ve Çatışma Yönetimi
Dr. Mustafa FARSAKOĞLU
İstanbul
Maltepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
EYD Tezli YL Programı
Kasım 2009
ÖZET
Bu çalışmayla, Cumhuriyet Devriminin önderi Mustafa Kemal Atatürk’ü liderliğe hazırlayan koşulların irdelenmesi ve Atatürk’ün liderlik özelliklerine ışık tutulması amaçlanmıştır. Çalışmada, Osmanlı İmparatorluğu’nun özellikle 20. yüzyılın başında geçirdiği ekonomik ve siyasal krizlerin ülkeyi parçalanma noktasına getirmesi, İstanbul Hükûmeti’nin emperyalist işgale tepkisiz kalması ve Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı boğmak amacıyla işgal güçleriyle iş birliği yapmasının, Mustafa Kemal’de, ülkenin birlik ve bütünlüğünün İmparatorluğu yaşatmakla değil ancak savaşla sağlanabileceği düşüncesinin oluşmasına yol açtığı ve liderlik potansiyelinin açığa çıkmasında bu olguların etkili olduğu değerlendirilmektedir. Mazlum ulusların bağımsızlık mücadelelerine esin kaynağı olan Kurtuluş Savaşı’nın ve Cumhuriyet Devrimi’nin önderi, Altı Ok’un mimarı Mustafa Kemal ulusun öz gücüne güvenen, devrimci, aydın, ulusalcı, birleştirici, bağımsızlıkçı, laik, örgütçü nitelikleriyle mazlumlar dünyasında ezilenlerin önünü aydınlatan meşale, Türkiye’nin, karanlığa ve sömürüye karşı direnen uluslara eşsiz bir armağanıdır.
Anahtar Sözcükler: Lider, Bağımsızlık, Ulusal Kurtuluş Savaşı
İÇİNDEKİLER
GİRİŞ
1.ATATÜRK’Ü LİDERLİĞE HAZIRLAYAN KOŞULLAR
1.1. 20. Yüzyılın Başında Osmanlı İmparatorluğu
1.2. Ömrünü Tamamlayan Feodal İmparatorluk
1.3. Milletin ve Vatanın Bütünlüğünü Korumak İçin Savaşma Zorunluluğu
2. ATATÜRK’ÜN LİDERLİK ÖZELLİKLERİ
2.1. Gericiliğe Ödün Vermeyen Kararlılık
2.2.Milletin Özgücüne Güven
2.3.Örgütçülük
2.4.Devrimcilik
2.5. Halkçılık
2.6. Problem Çözücü Olma
2.7. Etkili ve Doğru Karar Verebilme
2.8. Öngörü Yeteneği
2.9. Gerçekçilik
2.10. Akılcılık ve Bilim Tutkusu
2.11. Laiklik
2.12. Aydın Devlet Adamı
TARTIŞMA
SONUÇ VE ÖNERİLER
KAYNAKÇA
GİRİŞ
İngilizce kökenli leader sözcüğünden dilimize uyarlanan lider, sözlüklerde şöyle tanımlanmaktadır: “1.Önder, şef. 2. Bir partinin veya bir kuruluşun en üst düzeyde yönetimiyle görevli kimse.” (TDK, 2005). “Önder, baş, siyasal parti, sendika, … herhangi bir toplumsal örgüt ya da hareketin yöneticisi.” (Aşukin ve ark., 1979).
Atatürk, ezilenleri emperyalizme karşı ayaklandıran devrimci bir liderdir. Kitleleri seferber etmedeki olağanüstü başarısı ancak devrimciliği ile açıklanabilir. Kitleleri büyük tarihsel dönüşümün öznesi yapmayı başaran Atatürk, gerçek bir lider ve halk önderidir.
- Ayrıntılar
- Hüseyin Canerik tarafından yazıldı.
Hüseyin CANERİK
09 11 09 104
DERS ÖDEVİ
EYZ 503 Eğitimde Örgütsel Gelişme
Yrd. Doç. Dr. Mürşide ÖZGELDİ
İstanbul
Maltepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
EYD Tezli YL Programı
Kasım 2009
ÖZET
Bu çalışmayla, yaratıcılık ve yaratıcılık eğitimi konusunun irdelenmesi amaçlanmaktadır. Ülkemiz eğitim kurumlarında yaratıcılık eğitiminin ilke ve yöntemlerinin ele alındığı araştırmanın sınırlarını ilköğretim okulları oluşturmaktadır. Çalışmada ilköğretim Türkçe, Görsel Sanatlar, Beden Eğitimi, Müzik dersleri yaratıcılık eğitimi kapsamında değerlendirilmekte, ilköğretim programlarının yanı sıra Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) mevzuatında yaratıcılık olgusuna nasıl yer verildiği sorusuna yanıt aranmaktadır.
İÇİNDEKİLER
GİRİŞ
1.YARATICILIK
1.1. Yaratıcılık Kavramı
1.2 Yaratıcılık ve Kişilik Özellikleri
2. İLKÖĞRETİM PROGRAMLARINDA YARATICILIK
2.1.Türkçe Programı
2. 2. Görsel Sanatlar Programı
2.3. Müzik Programı
2.4. Beden Eğitim Programı
3. MEB MEVZUATINDA YARATICILIK
3.1. 1739 Sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu
3.2. İlköğretim Kurumları Yönetmeliği
3.3. İlk ve Orta Öğretim Kurumları Sosyal Etkinlikler Yönetmeliği
4. YARATICILIKLA İLGİLİ BİLİMSEL ARAŞTIRMALAR
4.1. Yaratıcılık ve Zekâ
4.2. Yaratıcılık ve Cinsiyet
4.3. Yaratıcılık ve Yaş
5. YARATICILIK EĞİTİMİ
6. YARATICILIĞI ENGELLEYEN ÖĞRETMEN ÖZELLİKLERİ
TARTIŞMA
Sonuç ve Öneriler
Ek
Kaynakça
GİRİŞ
Yaratıcılık kavramının sanatla birlikte anıldığı gözlenmektedir. Bu durum, sanatın, yaratıcılık ürünü oluşundan dolayı doğal karşılanmaktadır. İnsanı, doğayı tanıma ve değiştirme sürecinde sanatın, diğer bir ifadeyle yaratıcılığın, işlevi son derece önemlidir. Yaratıcılık özgün, sıra dışı, alışılagelenden farklı yol ya da yöntem biçiminde adlandırılabilir. Yaşamda karşılaşılan sorunlara farklı ve özgün çözümler üretme sürecinde geliştirilen düşünce, yöntem ve teknikler yaratıcılık kapsamında görülmektedir.
Alet yapabilme yeteneğine sahip tek varlık olan insanın hayallerini besleyen maddi bir altyapının dikkate alınması gerektiği açıktır. Hayallere doğaüstü bir işlev yüklenmesi bilimsel bir değer ifade etmemektedir. Yaşamdan, gerçeklerden ve toplumdan kopuk bir hayal sürecinin yaratıcılıkla ilgili olamayacağı değerlendirilmektedir. İnsana yön veren tutum ve davranışların kaynağında sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel zemin yatmaktadır. Bilimsel dünya görüşü, yaratıcılığı bu zeminde açıklayabilmektedir.