SOSYAL   BİLGİLER   ÖĞRETMEN  KILAVUZ,   DERS  VE ÖĞRENCİ   ÇALIŞMA   KİTAPLARI

 

 Hüseyin CANERİK

KOCAELİ, 2005


      İÇİNDEKİLER

 

1)      GİRİŞ

2)      Program: Eğitimin Anayasası 

3)      Yeni Programa  Neden İhtiyaç Duyuldu? 

4)      Program Neye Hayır Diyor?

5)      Program  Değişikliğinin Gündeme Getirildiği Koşullar

6)      Programı  Kimler Hazırlıyor?  

7)      Kaynak Sorunu

8)      Programa Destek Veren Kuruluşlar

9)      Programa Tepki Gösteren  Kuruluşlar

10)  Programın İdeolojisi

11)  Ders Kitapları ve  Program

12)  Bir Yıllık Deneme   Yeterli mi?

13)  Gelişmiş  Ülkeler?

14)  Programın  Örnek Alındığı Ülkeler

15)  Dershanecilere   Hazırlatılan    Program

16)  Yeni Program: Sivil Toplum Anayasası

17)  Darbeci Vakıfların   Programdaki Rolü 

18)  Soros, Program Hazırlık  Sürecinde

19)  Kuş Derneği  Var,  Eğitim Dernekleri  Yok

20)  Görüşlerine  Başvurulan  Sivil  Kuruluşlar

21)  Ara  Disiplin  Alanında  MEB’e Katkı  Sağlayan Kurum  ve Kuruluşlar

22)  Programa Katkı  Sağlayan  Kuruluşlar

22.1.  Kamu  Kuruluşları

      22.2.  Sivil Toplum Kuruluşları

23)  Yeni Program, Cumhuriyetin  Temel Niteliklerine Aykırıdır

24)  Bölünmüş Türkiye’nin  Programı

25)  Eski  Program Ezberci miydi?

26)  Ezberciliğin Kısa  Tarihçesi

27)  Ezbercilik Kalkıyor mu?

28)  Bireysel ve Toplu Etkinlikler Dersi Neden Kaldırıldı?

29)  Mahallî Kurtuluş Günleri  Kutlanmayacak  mı?

30)  Pilot Okulların Durumu

31)  Teknolojiye  Tapınma

32)  Kuantum  Mekaniği   Eğitim  Bilimlerine  Uyarlanabilir mi?

33)  Okul Gezileri Kâğıt Üzerinde  Kalıyor 

34)  Türk  Eğitim  Modeli   Yok  Sayıldı

35)  Atatürk  Satır  Aralarında 

36)  Program Süreci: Tartışılmadık Kurum Kalmayacak

37)  Ulusal Devlet=Ulusal  Eğitim

38)  Öğrenci  Merkezli Eğitim Yeni mi  Keşfediliyor?

 

0
0
0
s2sdefault

Bu yazı,  "Öğretmen Dünyası"nın Şubat 2016 sayısında yayımlanmıştır. 

ÖZET

Bu çalışmayla, Yurdagül Özay’ın kaleme aldığı, Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından yayımlanan “Çocuk Hikâyeleri” adlı eserin dil, yazım ve anlatım yönünden incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışmada, söz konusu kitabın, MEB’in kitap inceleme ilkelerine uygun olup olmadığı sorusuna yanıt aranmakta, çocuk edebiyatı ile ilgili bazı önerilere yer verilmektedir. 

GİRİŞ

Çocuk, edebiyatla ailede tanışır. Çocuk edebiyatının temellerinin ailede atıldığı söylenebilir. Henüz beşikteyken bebeğin kulağını okşayan ninniler, çocuk edebiyatının ABECE’si olarak tanımlanabilir.  Uzun kış gecelerinde merakla dinlenen masallar, tekerlemeler, bilmeceler, maniler ve sayışmalar çocuk edebiyatının altyapısı olarak nitelendirilebilir.  

Edebiyat duygu,  düşünce ve hayalleri dil yardımıyla sözlü ya da yazılı olarak etkili bir tarzda ifade etme sanatıdır. Edebiyat dille yapılan bir sanattır. Dolayısıyla edebiyatta dilin üst düzeyde,  güzel ve etkileyici şekilde kullanılması esastır. Okuyucuya zevk vermek ve onda  estetik duygusu uyandırmak edebiyatın başlıca işlevidir (Şimşek, 2002, s. 20). 

Şimşek’e göre (2002, s. 20, 21, 25), edebiyat çocuğun zekâ, hayal gücü,  muhakeme yeteneği,  problem çözme becerisi gibi beyin faaliyetlerini geliştirecek bir unsurdur. Çocuk ve kitap ilişkisi sanıldığı gibi okuma yazmayı öğrenmekle başlamaz. Gerçekte çocuğun kitapla ilk tanıştığı dönem 0-6 yaş arasıdır. Çocuk yayınları, hedef kitlesini 0-15 yaş grubu olarak belirlemiş basılı,  sesli ve görüntülü bütün ürünleri içine alır.

Çocuk yayınları;  aile, millet,  insanlık, tabiat ve hayat sevgisi telkin etmeli; güzelliğe karşı hayranlık ve koruyuculuk aşılamalı;  nezaket, hakka saygı, yardımlaşma,  kahramanlık,  mertlik,  dürüstlük ve feragat gibi erdem olarak kabul ettiğimiz konuları ihtiva etmeli; devrimlerimiz ve sosyal hayatımızı kökleştirmeye ve geliştirmeye hizmet etmeli; çocuk dünyasına ve psikolojisine uygun olmalıdır  (Gökşen, 1975, s. 27). 
 
Güleryüz (2002, s. 40), çocuğa kesin,  tartışılmayan,  mutlak hakikatler vermenin,  gerçeğin tek ve bir olduğu gibi öznel yaklaşımlar takınmanın,   çocuğun yaratıcı ve eleştirel gücünü kırabileceğini ifade etmektedir. 

 

0
0
0
s2sdefault

           Öğrenim belgesi yerine kullanılan sertifika, Fransızca kökenli bir sözcük.  Söz konusu sözcüğün kullanımı, özellikle son yıllarda oldukça  yaygınlaştı. İş yeri açmayı  düşünüyorsanız,   hijyen sertifikasına sahip olmalısınız.  Sertifikanız yoksa, çocuklara halk oyunları kursu vermeyi aklınızdan bile geçirmeyin. Çocuğunuzu traş etmeye karar vermeden önce elinize makası değil, sertifikayı almalısınız. Sertifika yoksa, makas kesmez!

Sertifikanın  araç olmaktan çıkarılarak amaç hâline getirilmesi, bazen trajik sonuçlara yol açabilir. Sözgelimi iş olsun diye açılan ilk kurtarma kursunun sertifika tutkunu kursiyerleri, boğulmalara neden olabilir. Çünkü sertifikanın kulaç attığına henüz tanık olunmamıştır.  Yangınlara müdahale  için açılan göstermelik bir kursu tamamlayanlar, binaları alev topuna çevirebilir. Sertifika, ateşle oksijenin bağını kesemez.

  Çürüyen sistem, yüceltmek istediği beceriksiz insanları sertifikalara boğar. Fuzuli işlerde görevlendirilen bu insanlara verilen sertifikalar; görevde yükselme, dolgun maaş  vb.  durumlarda işe yarayabilir.

Yetenek ve birikim züğürtlerinin,  sertifikalarla övünerek ömür tüketmeleri, âdeta olağan bir kamu görevi sayılmaktadır.  Onları mutlu edecek  yaratıcı bir eylem ya da  davranış olmadığından, tek övünç kaynakları, üstlerinden aldıkları sertifikalardır.   

0
0
0
s2sdefault