Erzincan Kalecik köyü
Erzincan Kalecik köyü
Erzincan Kalecik köyünde bir yonca tarlası
Erzincan Kalecik köyünde bir yonca tarlası

Çağlayan, Erzincan’ın güneydoğusunda yer alan şirin bir belde. Erzincan’a 30 km uzaklıkta sakin bir yerleşim yeri.  Munzur (Mercan) Dağı’nın bir kuşak gibi sardığı belde, verimli tarımsal alanlarıyla dikkat çekiyor. Etrafını çevreleyen çıplak dağlar, Girlevik Şelalesi’nin güneyinden itibaren yerini meşe ormanına bırakıyor. Meşelik alanlar, Şelale’nin güneydoğusundaki Kalecik köyünün çevresini yeşile boyuyor. Yükseklik arttıkça, dağlar çıplaklaşıyor. Kalecik, Çağlayan’a 3 km mesafede.  Çağlayan’dan Kalecik’e doğru yola çıktığınızda, Munzur'un  emzirdiği dere  size kılavuzluk yapar. Kırmızı benekli alabalığın mülkiyetindeki serin ve mavi sular, Girlevik Şelalesi’ni besliyor. Kalecik’e 1 km uzaklıktaki dokuz ayrı gözenin sevinç gözyaşlarını akıtan dere, Girlevik Şelalesi'nin yanı sıra Çağlayan'a da hayat veriyor. Dere, Çağlayan ve çevre köyler için kalbi besleyen arterler gibidir.  

0
0
0
s2sdefault
 Hacı Arda Turan (Günahlarını affettirebilecek mi?)
Hacı Arda Turan (Günahlarını affettirebilecek mi?)

Futbolcu Arda Turan, 1987 doğumlu. 31 yaşında! İstanbul Bayrampaşa'da doğmuş. Aslen Edirneli. Şehremini Lisesi mezunu.   Galatasaray'ın altyapısında yetişmiş. Galatasaray Futbol Takımı'nda kaptanlık yapmış. 2006'da Türkiye A Millî Futbol Takımı'nın kadrosuna girmiş.  

O sırada henüz 19 yaşındadır.  

2011 yılında Atletico Madrid'e transfer olur. 2011-2015 yıllarında Atletico Madrid, 2015-2018 yıllarında ise Barcelona'ta top koşturur. 2008'de, İspanyol  Don Balon dergisinin Dünyanın En İyi 100 Genç Oyuncusu sıralamasında  8. sırada yer alır. Haziran 2017'de, gazeteci Bilal Meşe'ye saldırdığı gerekçesiyle  Millî Takımdan atılır.

2018 yılından itibaren Medikol Başakşehir'de oynamaktadır.

 

 

Arda Turan, son günlerde,  futboldaki başarısıyla değil, yüz kızartıcı davranışlarıyla  gündeme geliyor:

Küfür,

Sarkıntılık,

Tehdit,

Saldırı,

Burun kırma vb. davranışlar, Arda'nın şahsında yeni bir tartışmayı da beraberinde getiriyor:

Başarılı bir sporcu nasıl olur da bu davranışları sergileyebilir? Uçakta gazeteciye saldırmak, otel odasında gece yarısı nara atmak, meyhanede şarkıcının burnunu kırmak, evli bir kadına eşinin yanında sarkıntılık etmek…

Saymakla bitirilemeyecek vukuatlar…

Sarı kırmızılı takımdayken, 1991 yılında trafik kazasında yitirdiğimiz Galatasaray'ın efsane oyuncularından Metin Oktay'ın giydiği 10 numaralı formayı giyen Arda'nın, sporculardan beklenmeyen davranışları nasıl açıklanabilir? Ünlü sporcularımız Lefter Küçükandonyadis ya da  Metin Oktay'ı gece kulüplerinde karıştıkları bir olayla hatırlayan var mı? Galatasaray'ın ünlü kalecileri Yasin Özdenak ile  Eser Özaltındere'nin  herhangi bir olumsuz davranışına tanık olan da yok. Arda, küçük yaşta, topçuluğundan çok  milyon dolarlarıyla  konuşan bir sporcu olmuştur. Kaleci Eser, felsefeyle ilgilenirdi. Arda'nın ilgi alanı çağa uygun:

Avro, argo, sarkıntılık, top yerine insanlara kafa atmak, öfke, gerginlik.

 

Arda Turan (Öfkesine ve cehalete yenik düşen adam)
Arda Turan (Öfkesine ve cehalete yenik düşen adam)

Cehalete Tutsak Olmak

0
0
0
s2sdefault
Gülbahar Arslan (Pülümür Mezra köyünün Altın Kızı)
Gülbahar Arslan (Pülümür Mezra köyünün Altın Kızı)

1973 yazıydı. Almanya'da çalışan işçilerin bir aylık izinlerinin tamamını köyde eş ve çocuklarıyla birlikte geçirdiği yıllar... Annemin amcası Ali Arslan da tatilini köyde geçiren gurbetçilerdendi. Ona dayı diye hitap ederdik.  Kendisini çok severdik.  Almanya'dan her gelişinde yüzümüzü güldüren hediyeler getirirdi. Bunlardan hoşumuza en çok giden rengârenk şekerler olurdu. Ali dayımla  Fintoz yengem, eli açık, konuksever  insanlardı. Evlerimiz bitişikti. Toprak damlı evlerimiz bir ya da iki gözdü. Paşa dedemle kardeşi Ali'nin evleri 1948'den sonra yapılmıştı.

Ali dayım Almanya'dayken Trabzonlu ustalara iki katlı güzel bir ev yaptırdı. Gülbahar, babasının yaptırdığı modern binada değil, bitişiğimizdeki toprak damlı evde, 5 Haziran 1973 yılında gözlerini dünyaya açtı.  Onun doğumu ailede büyük sevince yol açtı. Yaz tatilinde köye gelen babasının gözleri gülüyordu. Kim bilir minik kızına hangi hediyeler getirmiştir. Evin tek odasında toplanmışlardı. Yengem, gözleriyle çevresini yoklayan minik kızını özenle kucağına aldı.  Benden kollarını uzatmamı istedi. İki kolumu uzattım. Minik kızı kucağıma aldım. Kollarımın üzerindeki küçük kıza, annesinin söylediklerini tekrarladım:

"Senin hayırlı adın Gülbahar'dır."

Kundaktaki bebeği sedirin (sof) üzerine bıraktım. Dayım önceden hazırladığı parayı elime tutuşturdu.

Kalın ahşap kapıdan dışarı koşarak çıktım.

Hayatımda ilk kez kendi emeğimle para kazanmıştım!

Açık tenli minik kız büyüdü. Saçları altın sarısıydı. Babası, Almanya'dan köye geldiğinde siyah kılıfındaki kemanını çıkarır, çocuklarına çalardı. Dinleyicileri sadece çocukları değil, tüm köylülerdi. O keman çaldığında, odaya sessizlik hakim olurdu. Keman çalmayı Almanya'da  öğrenmişti. Arkadaşları ona Kemaneci Ali adını vermişlerdi. Gülbahar, Kemancı Ali'nin kızı olarak büyüdü.

0
0
0
s2sdefault