İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük Ders Kitabı Hayat Bilgisi 3. Sınıf Ders KitabıTürkçe 8 Ders Kitabıİ

       

       

Kamuoyu, ekonomik krizin eğitime yansımalarını merak ediyor. Kamuda tasarrufa gidilmesinden eğitim hizmetlerinin nasıl etkileneceği sorusu gündemdeki yerini koruyor. Ekonomik kriz kamuda tasarruf tartışmasını da  beraberinde getirdi. Hazine ve Maliye Bakanlığının, tasarruf kapsamında,  Millî Eğitim Bakanlığı (MEB)nın 2018 yılı bütçesinden  2 milyar TL'lik kesintiye gittiği açıklandı (Milliyet, 26.08.2018). Bu kesintiden Devlet okullarının etkilenmemesinin en etkili yolu,  özel okul teşviklerine son vermektir  (Canerik,2018). Paralı özel okullara kaynak akışının kesilmesi, söz konusu kaynakların  Devlet okullarında kullanılması zorunludur. Bu nedenle, “Özel okul teşviki”nde kullanılmak üzere kasada bekletilen 1 milyar 278 milyon TL’nin kamu eğitim kurumlarına aktarılması, kısa vadede akla en yatkın çözümlerden biri olarak görülmektedir.

 

Özel Okullara Ücretsiz Kitap

Kamudan özele kaynak akışının, ‘teşvik’le sınırlı olmadığı biliniyor.  Arsa tahsisi, vergi muafiyeti, ücretsiz ders kitabı vb. uygulamalar, özel okullara kaynak akıtmanın farklı yollarındandır. Devlet okullarında öğrenim gören öğrencilere ücretsiz ders kitabı dağıtılması,  doğru bir uygulamadır. Uygulama, bütçe olanakları göz önünde bulundurularak,  diğer eğitim araç-gereçlerini kapsayacak biçimde genişletilebilir. Ücretsiz ders kitabı, eğitimde fırsat ve imkân eşitliğine yönelik uygulamalardan biri olarak değerlendirilmektedir (MEB, 2016, s. 90; MEB, 2017, s. 101; MEB, 2018, s. 88). Fırsat ve imkân eşitliğini sağlamayı amaçlayan uygulamanın, fırsat eşitsizliğinin önemli göstergelerinden biri olarak kabul edilen özel okulları kapsadığı görülmektedir.  Ayrıcalıklı konumdaki özel okullara ücretsiz kitap verilmesi, eğitimde fırsat ve imkân eşitliğine aykırı bir durum yaratmaktadır. Devlet okulları için doğru olan ücretsiz kitap uygulamasından  özel okulların yararlandırılması, tartışılması gereken sorunlardan biridir. Özel eğitim kurumlarına  ücretsiz ders kitabı uygulamasının, kamu harcamalarında tasarruf mantığıyla yeniden sorgulanması gerektiği açık.

0
0
0
s2sdefault
Kaynaklar Devlet okullarına
Kaynaklar Devlet okullarına
 
Geleceğimizin güvencesi çocuklar
Geleceğimizin güvencesi çocuklar

Ekonomide yaşanan dalgalanmalar ülkemizi tehdit ediyor.  Bu bağlamda, krize çözüm arayışları sürüyor.  Krize karşı geliştirilen  önlemlerden biri de kamuda tasarrufa gidilmesidir. Hazine ve Maliye Bakanlığının hazırladığı tasarruf paketiyle, Millî Eğitim Bakanlığının 2018 yılı bütçesinden 2 milyar TL'lik kesintiye gidildi (Milliyet, 26.08.2018). Habere göre, Özel Öğretim Genel Müdürlüğü bütçesinden, “Özel okul teşviki” kalemine yatırılan 1 milyar 278 milyon TL’den de 75 milyon TL kesildi. Tasarruf paketinden, Fatih Projesinden  yüzde 68,62’lik  bir kesinti yapıldığını öğreniyoruz.

 Özel Okullara Teşvik Nedir?

Millî Eğitim Bakanlığı (MEB), özel okullarda öğrenim gören öğrencilerin okul ücretlerinin bir kısmını ödüyor.  Uygulamaya 2014-2015 eğitim yılında başlandı. Öğrenciler, bu haktan, temel eğitimi  bitirinceye kadar yararlanıyor. Söz gelimi okul öncesinden itibaren özel okullarda öğrenim gören bir öğrencinin okul ücretinin bir bölümü, liseden mezun oluncaya kadar Devlet tarafından karşılanıyor. Uygulamayla, okul öncesi dâhil, 13 yıl boyunca özel okullara kaynak aktarılıyor. Özel okullara yapılan 'teşvik' şu  gerekçelere dayandırılıyor: 

"…Devlet okullarındaki ikili eğitim yükünün ve derslik başına düşen öğrenci sayısının azaltılmasına önemli derecede katkı sağlamak.."

Özel okullara yapılan teşvikler, aile bireylerinin otellerde ağırlanmasına benzetilebilir. Size 'yük' olan anne- babalarınızı, çocuklarınızı otellerde ağırlayarak rahat bir uyku uyumuş oluyorsunuz!

 

Özel Okullara Ne Kadar Ücret Ödeniyor?

0
0
0
s2sdefault
Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk
Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk
Mareşal Josip Broz Tito
Mareşal Josip Broz Tito

Şapka,  Rusça kökenli bir isim. 1991 yılından önce, şapkayla Moskova'yı ilişkilendirenlerin  ilk durağı Devlet Güvenlik Mahkemeleri (DGM)  olurdu. O yıllarda Rusya, komünizmle birlikte anılır ve ülkemizdeki  komünistlere adres olarak gösterilirdi:

Komünistler Moskova'ya!

Bu sloganı atanlar da  şapka giyer,  'şapka'ya şapka derdi. 

Şapka-Moskova ilişkisi, 1991 yılında, Türk Ceza Kanunu (TCK)'nun komünizm propagandasını suç sayan ve  beş ile on yıl arasında değişen ağır hapis cezası öngören 141. ve 142. maddelerinin kaldırılmasıyla suç olmaktan çıkarıldı:

"Sosyal bir sınıfın diğer sosyal sınıflar üzerinde tahakkümünü tesis   etmek veya sosyal bir sınıfı ortadan kaldırmak yahut memleket içinde müesses   iktisadi veya sosyal temel nizamlardan her hangi birini devirmek veya Devlet   siyasi ve hukuki nizamlarını topyekün yoketmek için her ne suretle olursa olsun  propaganda yapan kimse beş yıldan on yıla kadar ağır hapis cezası ile cezalandırılır." (TCK Madde 142).             

O tarihlerde,  şapka Rusçadan dilimize yerleşmiştir, diyen olsaydı hapsi boylardı! Edebiyat tutkunları, dilbilimciler, yazar ve çizerler  canlarını pazarda bulmamışlardı. Yazarlarımız,şapka dese de, Rusçadan söz etmemeyi yeğlerdi. Türk Dil Kurumu (TDK)nun hazırladığı sözlüklere bakıyoruz. Kurumun yayımladığı Türkçe Sözlük'ün 1974 yılı baskısı, 1979'da yeniden basılmış. Bu sözlük, 1974'te basılanın 'tıpkıbasımı', ama şapkanın Rusça kökenli olduğu bilgisi yok (s. 743)! O tarihlerde yürürlükte olan 141-142'den dolayı mı, olabilir! 141-142, 1991'de kaldırılıyor ve TDK 'şapka'nın Rusça kökenli olduğunu keşfediyor. TDK'nin 1998'de yayımladığı Türkçe Sözlük'te (2. Cilt, s. 2074), şapkanın Rusça kökenli olduğu kabul ediliyor. 

0
0
0
s2sdefault