Kezban-Musa Fırat, Pülümür Mezra köyündeki evlerinin balkonunda, 11 Haziran 2024.
Kezban-Musa Fırat, Pülümür Mezra köyündeki evlerinin balkonunda, 11 Haziran 2024.

Pülümür Mezra köyünün yaşama tutunmaya çalışan  iki yaşlısı, Kezban Fırat (96) ve  Musa Fırat (93) çifti,  evliliklerinin 74. yılını kutlamaya hazırlanıyor. 1928 yılında dünyaya gözlerini açan Kezban Fırat’ın, doğum tarihi kayıtlara 1940 olarak işlenmiş. Dönemin Pülümür İlçe Nüfus Müdürlüğü, Mezra köyünde doğan Kezban Hanım’ın   yaşamının  12 yılına kalem çekmiş! 

Kezban-Musa Fırat, Kasım 1950’de yaşamını birleştirmiş. Dönemin feodal baskılarına boyun eğmeyen çiftin 74 yıllık birlikteliği devam ediyor.

Avusturya Rıeser Bau’da çalışan, çevirmenlik yapan Musa Fırat, eşiyle, baba dede ocağı Mezra köyünde yaşıyor.

0
0
0
s2sdefault
Pülümür Akdik Şihan
Pülümür Akdik Şihan

 

Fransızcadan dilimize yerleşen lüks (lux/lüküs/löküs), bir zamanların gösterişli ışık kaynağıydı.  İki deposundan  birine gazyağı, diğerine  ispirto doldurulurdu. Lüksün tülü/fitili,  pompa basıncıyla tutuşturulurdu.

Elektriksiz köy ve kasabaların kahvehane, otel vb. işletmeleri, lüksle aydınlatılırdı.

Karanlık sokaklara sızan   bu güçlü ışık kaynağı,  çocuk sevincini büyütürdü.

Pülümür köylerinde üç gün süren düğünlerde konaklara dağılan konuklar,  eve gelen davul zurna ekibinin oyun havalarıyla coşardı. Toprak damlı evleri sarsan halaylardan lüksler de payına düşeni alırdı.  Uzun boylu davetliler, tavana asılı lükse çarptığında, tül dökülürdü.  

Ev sahipleri, lüksü yeniden yakmak için telaşlanırdı.

0
0
0
s2sdefault

 

“Eşekli Dostoyevski” Ersin Bilge
“Eşekli Dostoyevski” Ersin Bilge

Ersin Bilge, Erzincan Çayırlı Yukarıkartallı köyünden çıktığı yola yurdun dört bir yanında devam ediyor. 

Yoksul bir köylü çocuğu olarak dünyaya gelen Bilge,  kara önlüklü  ilkokul yıllarında,  okul kapısından kendisine   kalem ya da silgi uzatacak bir yardımsever yolu gözledi.

Çizgili ‘Okul Defteri’ndeki yazım yanlışlarını eski bir terliğin lokum dilimini çağrıştıran dilimiyle sildi.

Belki istediği boya malzemelerine hiç kavuşamadı, ama güzel sanatlara ilişkin duyarlığı birçok tepe yöneticisini kıskandıracak türdendi.

Bazı miraslar, insanın yüreğine yüklenmiş ağır yüktür. Annesinin uğradığı şiddet, annesiz geçen yıllar, acımasız dünyadan ona ‘armağan’ çocukluk mirasıydı.

Yaşama,  bu ağır yükü sırtlayarak tutunmaya çalıştı.

Gün oldu gözyaşı döktü, Gav Deresi’ne… İlkbahar seline karıştı gözyaşları.  Kırlarda kelebek oldu, el değmemiş dağlarda özgürce uçtu.

0
0
0
s2sdefault