Bonifacio, “Ş” otelindeki odasında sabah erken saatte uyandı. Kollarını açarak gerindi. Pencereyi açar açmaz rüzgârın savurduğu kar içeri girdi. Küçük kent bembeyazdı. Mutluydu. Artık dağ keçisi avı için koşullar elverişliydi. Av izni için 300 TL ödemişti. Avlayacağı hayvanın boynuzlarını mezurayla ölçecek ve bedelini ödeyecekti. 2016 yılında keçi başına 7 bin TL ödemişlerdi. Kahvaltı için salona indi. Ekiple birlikte kahvaltı edildi. Öteden beri tüfekle haşır neşir olan Hıdır, kendilerine kılavuzluk yapacaktı. Grup ciplere atlayarak yola koyuldu. Tüfekli pozlarıyla dikkat çeken Hıdır’ın eline üç beş kuruş harçlık verildi. O gün beyaz yün çorapları, çapraz fişekliği ve avcı yeleğiyle dikkat çeken Hıdır, grubun önüne düştü.
Anne ve babası, anneannesi, babaannesi ve dedelerinden dağ keçileriyle ilgili çok sayıda öykü dinlemişti. Dağ keçilerini vuranlar iflah olmuyordu. Keçi katillerinden bazıları kör olmuştu. Çığa kapılıp ölenlerden söz ediliyordu. Doğup büyüdüğü kentte, dağ keçilerinin öldürülmesi düşkünlük olarak nitelendiriliyordu. O, bütün bunlara aldırış etmedi. Kılavuzluk için kendisine sunulan teklifi sevinçle karşılamıştı. Yabancı turistlerle gezmekten keyif alıyor, kurşunla delik deşik edilen hayvanların ölümünden mutluluk duyuyordu. Dört yıldızlı otelde yemek yemek, çay içmek, yabancılarla sohbet etmek ona ‘itibar’ kazandırıyordu. Kılavuzluk günlerine ait anılarını dikkatle dinleyenler, Hıdır’da, tutunamayanların yaşadığı düş kırıklığının izlerini görebiliyordu. Dağların hemen her metrekaresini yakından tanıyordu. Dağ keçilerinin barınma alanları konusunda uzman sayılırdı. Kaçak avcılık yaptığı bilinen Hıdır’la ilgili en küçük bir yasal işlem yapılmaması, herkesin dikkatini çekiyordu.
Derin vadiden ağır adımlarla kayalıklara doğru yürüyorlardı. Grup, Hıdır’ın ayak izlerini takip ederek ilerliyordu. Karda yürümek yorucudur. Kısa bir mola verdiler. Hıdır, önce Bonifacio’nun sonra da kendi sigarasını yaktı. Beş on dakika dinlendiler. Yaklaşık bir saat yürüdüler. Hıdır’ın gösterdiği yerde konumlandılar. Dürbünlerle çevreyi gözetliyorlardı. Aralarında konuşmuyorlardı artık. Dağ keçileri sarp kayalıklardan meşelik alanlara doğru indiğinde ateş edeceklerdi.
Kışın yiyecek sıkıntısı çeken dağ keçilerinin temel besin kaynağı, meşe dallarıdır. Ön ayaklarıyla meşe ağaçlarına uzanan keçiler, ilkbahara hazırlanan tomurcuklarla beslenirler. Yörede ‘koçen’ olarak adlandırılan ince dallarla kışı atlatırlar. Uzun bir bekleyişten sonra çevrelerini gözetleyerek ilerleyen dağ keçilerini gördüler. Altı ya da yedi yaşında olduğu tahmin edilen tekeyi hedef aldılar. İlk kurşun yarasıyla sendeleyen teke, ikinci yarayı alınca yamaçtan aşağıya doğru yuvarlanmaya başladı. Grup üyelerinin sevinç çığlıkları, yaşam alanında düşman kurşunuyla öldürülen teke çığlığını bastırmıştı. Birbirlerine sarılarak bu büyük zaferi kutladılar. Tekeyi, karda bıraktığı kan izlerini sürerek buldular. Tekenin boynundan giren kurşun diğer taraftan çıkmış, iç organları parçalanmıştı. Uzun ve iri boynuzlarından tutarak kameralara poz verdiler, fotoğraf çektiler. Yabancı bir ülkeden gelmişlerdi. Para karşılığı hayvan öldürme hakkı tanınmıştı kendilerine! Emekleri boşa gitmemişti!
Katiller, mezurayı alarak kanı kara karışan masum hayvanın boynuz kökünden ucuna kadar dıştan dışa yaş boğumları üzerinden ölçüm yaptı. Koca hayvanı araca bindirip Tunceli’ye götürdüler.
Yetkililer, para yolu gözlüyordu!
Zaferi, o akşam “Ş” otelinde kutladılar!
ÜÇ KURUŞ ECNEBİ PARASI İÇİN DEĞER Mİ?
Bir ülkenin yaban hayatına, üç kuruş için katillerin musallat edilmesi, azap vericidir. Dövizle hayvan öldürme özgürlüğü, akla, 1950 yılında, ABD çıkarları uğruna Kore Savaşı’nda hayatını kaybeden askerlerimizin ‘maliyeti’ni getiriyor. ABD Dışişleri Bakanı John Foster Dulles (1888-1959), 1950 yılında, DP iktidarı tarafından Kore Savaşı’na sürülen Türk askerinin ‘maliyeti’ni açıklar:
“Müttefik güçler, en ucuz askeri Türkiye’den temin ediyor. Bir Türk askerinin maliyeti, 23 sente (cent) geliyor.”
Nâzım Hikmet, 1953 yılında, “23″ Sentlik Askere Dair şiirini kaleme alır:
Mister Dalles,
sizden saklamak olmaz,
hayat pahalı biraz bizim memlekette.
Meselâ iki yüz gram et alabilirsiniz,
koyun eti,
Ankara’da 23 sente,
yahut iki kilo kuru soğan,
yahut bir kilodan biraz fazla mercimek,
elli santim kefen bezi yahut,
yahut da bir aylığına
yirmi yaşlarında bir tane insan.
erkek.
DAĞ KEÇİSİ AVI YASA DIŞI
Koruma altındaki dağ keçilerinin ‘av turizmi’ kapsamında katledilmeleri, yasalara aykırıdır. 2018-2019 Av Turizmi Uygulama Talimatı’nda, Çengel Boynuzlu Dağ Keçilerinin av kotaları belirlenmiştir. Talimatla Artvin (12), Bingöl (2), Erzincan (4) ve Rize (5) illerinde toplam 23 dağ keçisinin avlanmasına izin verilmektedir. Adı geçen illerde ortalama 7 bin TL ödeyen, eline tüfek alıp dağ keçisi avına çıkabiliyor!
Avlanacak yaban keçisi sayısı 2017-2018’de 310, 2018-2019’da ise 281 olarak saptanmıştır. Çengel Boynuzlu Dağ Keçisi için av kotası 2016-2017’de 107, 2017-2018’de 18, 2018-2019’da ise 23 olarak belirlenmiştir. Tunceli’de son olarak, 2016-2017 yılında 10 dağ keçisinin avlanmasına izin verilmişti. 2016-2017 yılından sonra il genelinde dağ keçilerinin avlanmasına izin verilmemiştir.
Keçi ‘av’ı için açılan ihaleler, pazarlamacıların yüzünü güldürüyor. Adıyaman’ın Hallof–Tut-Sincik ve Akdağ avlaklarında 8 adet yaban keçisinin avlanması ile ilgili ihalede, keçi başına 68 bin TL değer biçilmiş (Milliyet, 06.06.2018). Av sezonunda, Adıyaman’da 8 cansız yaban keçisinden elde edilecek gelir, 540 bin TL olarak hesaplanıyor (Buna, ilin başka avlaklarındaki 14 keçi dâhil edilmemiştir).
2018-2019 Av Turizmi Uygulama Talimatı’nda, Tunceli, av kapsamı dışında tutulmuştur. O hâlde, eli silahlı avcıların, nasıl olur da dağ keçisi avlayabildikleri sorusu önem kazanmaktadır. Sözü edilen talimatta, Tunceli’nin adı geçmemektedir. 38 sayfalık talimatta, Çengel Boynuzlu Dağ Keçileri dâhil, Tunceli’ye herhangi bir kota tanınmamaktadır. Bu durumda, yurt dışından ya da yurt içinden kente gelen ‘avcı’ların, dağ keçilerinin canına nasıl kıyabildikleri sorusu, yanıt beklemektedir.
DAĞ KEÇİLERİ İÇİN ÖLÜM FERMANI
Ağır kış mevsimi, dağ keçileri için yeni bir tehdidi de beraberinde getiriyor. 2018-2019 Av Turizmi Uygulama Talimatı’na göre, Çengel Boynuzlu Dağ Keçileri için öngörülen ‘av’ dönemi 1 Ağustos 2018-31 Ocak 2019 tarihlerini kapsıyor. Elini cebine atan, dağ keçilerini ağustos, eylül, ekim, kasım, aralık ve ocak aylarında öldürebiliyor! Bunun adı da ‘av turizmi’ oluyor. Teke avı ise 1 Ağustos 2018-31 Mart 2019 tarihlerinde yapılıyor. ‘Av’cılar, 8 ay boyunca teke avı saltanatı sürüyor! Kanı akıtılan tekelerin başında zafer işaretiyle poz veriyor.
Dağ keçilerinin canına yıllar önce de kıyanlar olurdu. Keçilerin kanına girenler düşkün ilan edilirdi. Köylerde başını öne eğerek gezerlerdi. İki lokma et için dağ keçisine kıymak, yüz kızartıcı suçlardan sayılırdı. Ne yazık ki, toplumun sıcak bakmadığı avcılık, sisteme gelir sağlayan faaliyetlerden biri olarak görülmektedir. Keçi katilleri ile ilgili değerlendirmelerde bu gerçeğin göz önünde bulundurulması gerektiği düşünülmektedir.
SONUÇ VE ÖNERİLER
- Dağ keçilerine kıyanların düşkün ilan edildiği ve toplumdan tecrit edildiği bir kentte Hızır’ın ağılına kurtlar sokulmuştur. Bunca tepkiye karşın, hayvan katillerinin kente sokulması ve ağırlanması, ‘av turizmi’nde halkın değerlerinin dikkate alınmadığını göstermektedir.
- Yöre halkının özel önem verdiği ve göz bebeği gibi koruduğu dağ keçilerinin ‘av turizmi’ kapsamında yabancılara katlettirilmesi, ülkemiz adına onur kırıcıdır. Hayvanları korumak, devletin asli görevlerindendir.
- ‘Av turizmi’ adı altında yaban hayatın yıkımına yol açan uygulamalara son verilmelidir. Hayvan cinayetlerinin, turizm geliri kapsamında değerlendirilmesinden vazgeçilmelidir. Türkiye’de turizm gelirlerini artırmanın yolu, doğaya ve yaban hayata sahip çıkmaktan geçmektedir.
- ‘Av turizmi’nin, elde tüfek dağ bayır gezen yabancı turistlerden dolayı önemli bir ulusal güvenlik sorunu olduğu değerlendirilmektedir. Bölge, ‘turizm’le, yabancı istihbarat merkezlerinin faaliyetlerine açık hâle getirilmektedir.
- Bölgeye ateşli silahlarla girişler önlenmeli ve her tür av-avcılık izinleri iptal edilmelidir.
- Katledilen canlılara otopsi yapılmalı ve olayların failleri saptanmalıdır. Hayvanlara kurşun sıkan tetikçiler yargı önüne çıkarılmalıdır.
- Tunceli’deki dağ keçisi varlığı, 2017 yılında meydana gelen toplu ölümler, avlanma, orman yangınları, Pülümür Çayı’nın kirlenmesi vb. etkenlerden dolayı büyük zarar görmüştür. ‘Av turizmi’yle, ildeki keçi varlığına darbe indirilmektedir.
- Tunceli İl Hayvanlarını Koruma Kurulu, 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu gereğince, bölgenin hayvan varlığını tehdit eden uygulamalara karşı harekete geçmelidir. Bu bağlamda, 2018-2019 Av Turizmi Uygulama Talimatı’nda, dağ keçisi avlama kotası tanınmayan ilde ‘av’cılık faaliyetlerine karşı etkin önlemler almalıdır.
- Doğa, psikolojisi bozuk yaratıkların insafına terk edilemez. Devlet sadece insanların değil, kurdun kuşun, börtü böceğin, sudaki balığın, kayalıklardaki keçinin, ceviz kovuğundaki sincabın, ardıcın gölgesinde uyuklayan ayının, ürkek bir tavşanın, kırmızı benekli alabalığın, Munzur’un kıyısındaki kuzunun da devletidir.
- Bir keçi kadar doğaya katkısı olmayanlara gösterilen ilgi ve tanınan ayrıcalık, kabul edilemez niteliktedir.
- Türkiye, para karşılığında dağ keçilerinin kanını akıtarak ‘eğlenen’ şımarıkların eğlence alanı olarak görülemez.
- Afrika ülkeleri için bile olağan karşılanamayacak bu olaya bir an önce son verilmesi, kamuoyunun ortak beklentisidir.
- Bu masum hayvanların kanının yabancılara pazarlanması, ülkemiz adına üzüntü vericidir.
- Katillere kılavuzluk yapmak, yüz kızartıcı, utanç verici eylemlerden biridir. Katillerin önüne düşerek, zorlu kış koşullarıyla başa çıkmaya çalışan dağ keçilerinin barınaklarına götürenlerin eylemi, cinayete yardım ve yataklık suçudur. Kılavuzların üç öğün kan içerek varlığını sürdürme utancı, ömürlük lekelerden biri olarak alınlarından çıkmayacaktır.
(Körfez, 22.01.2019)
Kaynakça:
Nâzım Hikmet. Yeni Şiirler, İstanbul: Adam Yayınları (1987, s.23-25).
http://www.milliparklar.gov.tr/dosyalar/avturizmi_talimat.pdf Erişim: 18.01.2019.
https://www.gazeteduvar.com.tr/turkiye/2019/01/18/dersimi-avcilar-vuruyor/?fbclid=IwAR2SQ09aT9ij-yEO_BynmMabrA4w_Jvy_0UkrxQ2ozoME0P4pV01LiLuiQw Erişim: 19.01.2019.
https://www.britannica.com/biography/John-Foster-Dulles Erişim: 19.01.2019.
http://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.5199-20100611.pdf Erişim: 22.01.2019.