PÜLÜMÜR SALÖRDEK KÖYÜNDEN EFEAĞILI’YA HARMAN MAKİNESİNİN ZORLU YOLCULUĞU: MUNZUR ŞANLI VE HÜSEYİN ŞANLI

Pülümür Efeağılı köyünden Munzur Şanlı (1889-1992) ve oğlu Hüseyin Şanlı (1937). Fotoğraf: Hüseyin Düzgün arşivi

Hüseyin Canerik

1960’lı yılların sonuydu. Pülümür Salördekli Hasan Ali Düzgün (1914-1980), “paranın kıymetli zamanı”nda bir harman makinesi almıştı. Harman zamanı, makinenin altın çağını yaşadığı dönemdi. Ortalama dört kişi tarafından taşınan bu makineler, buğday, arpa ve benzeri tahıl ürünlerinin sap ve kabuğundan ayrılmasında kullanılırdı.

Pülümür Salördek köyünün çalışkan köylülerinden Hasan Ali Düzgün (1914-1980) Fotoğraf: Rıza Düzgün arşivi

Pülümür köylüsü, harman makinesine kavuşmadan önce tahılını rüzgâr gücüyle ayrıştırırdı. Öküz, katır ya da at dövene koşulur, buğday ve arpa demetleri saman hâline getirilirdi. Harmanda üst üste yığılan saman, kürekle savrulur ve böylece sap ile saman birbirinden ayrılırdı. Ancak bu yöntem hem yorucu hem de ilkeldi. Tahılın sap ve kabuğundan ayrılması için rüzgâra ihtiyaç duyuluyordu.

Pülümür Mezra köylülerinden Beser Satık (1912-1987), oğlu Ali Satık ve torunu Eyüp Satık, harman çevirirken, 1970’li yılların başı. Fotoğraf: Ali Satık arşivi

Üretim, doğanın insafına bağlıydı ve bu durum verimliliğin önünde büyük bir engeldi. Tarımda makineleşmenin araçlarından biri olan harman makineleri, bu zorunluluğun doğal bir sonucu olarak çiftçilerin hayatına girmişti. Türkiye, 18. yüzyılın sonlarında üretilen harman makinesiyle oldukça geç tanıştı. Oysa makineleşme, üretimi artırmanın en etkili yoluydu.

Pülümür Mezra köyünden Hüseyin Fırat’ın (1931, kimliğe göre 1933-2019) harman makinesi, 1975’li yıllar. Haydar Öztürk, ?, Emekli Millî Eğitim Müdürü Ali Hıdır Akkılıç , Emekli Öğretmen Ali Satık ve Davut Erginoğlu. Fotoğraf: Ali Satık arşivi

Kırsal alanda üretim yapan bazı çiftçiler bu gerçeği görmüş ve güç koşullarda biriktirdikleri kaynaklarla harman makinesi satın almıştı. Bu makineler, üreticinin işini büyük ölçüde kolaylaştırmıştı.

Pülümür Salördekli Hasan Ali Düzgün,  üretimde makineleşmenin önemini kavrayan köylülerdendi. Çalışkan ve ileri görüşlü  çiftçi, 1960’lı yılların sonlarına doğru bir harman makinesi satın almıştı.

Pülümür Efeağılı köyünde Hüseyin Şanlı’nın evinin yıkıntılarındaki harman makinesi.

Makine, işlerin daha kolay ve verimli hâle gelmesini sağlamıştı.

Salördek’ten Efeağılı köyüne elde taşınan harman makinesi Hüseyin Şanlı’nın evinin yıkıntılarında zamana direniyor, 3 Temmuz 2023.

Salördek’i harman makinesiyle tanıştıran Hasan Ali Düzgün, 1971 yılında Erzincan Yalınca’ya taşındı. Erzincan’a göç ettikten sonra makinesi için Efeağılı köyünden bir alıcı çıktı. Munzur Şanlı (Bava Munzur, 1889-1992), yapılan pazarlık sonucunda makineyi 700 liraya satın aldı. Ancak makinenin yolu olmayan köye taşınması kolay değildi. Kilometrelerce uzağa götürülebilmesi için insan gücüne ihtiyaç duyuluyordu. Oldukça ağır olan makine ancak birden fazla kişinin el birliğiyle taşınabilirdi.

Munzur Şanlı (1898-1992)

Hüseyin Dikme (Wuşene Aliye Ağay),  Hıdır Dikme (Xıdıre Aliye Ağay), Munzur Şanlı ve oğlu Hüseyin Şanlı (Bava Ali, 1937), makineyi Çatalyaka’da  Musa Dikme’nin (Musaye Aliye Ağay) evine taşıdı. Henüz harman zamanı gelmemişti, bu yüzden makine bir süre burada kaldı. Harman vakti geldiğinde Hüseyin Şanlı, Ali Bektaş (1928-?), Hüseyin Bektaş (1933-1997) ve Hasan Demirkapı (Hesene Vıli), keçi kılından örülmüş bir ip (xape) kullanarak makineyi Göl mezrasının yokuşuna tırmandırdı. Makinenin arka kollarını Hüseyin Şanlı kaldırıyor, diğer köylüler ise farklı noktalardan destekleyerek taşımaya çalışıyordu.

Pülümür Çatalyaka köyü Göl mezrası.

Sabahın erken saatlerinde başlayan bu zorlu iş, öğle saatlerinde tamamlandı. Böylece Efeağılı, 1971 yazında harman makinesine kavuşmuş oldu. Köylülerden Ali Demir, Ahmet Bayram (Hemede Qaji) ve Hüseyin Karadağ (Wuşene Koe Xel) makineyi kullanıyordu. Sahibi, makineyi kullanan köylülerden 1/20 oranında pay alıyordu; yani 20 teneke ürüne karşılık bir teneke ürün sahibi tarafından alınıyordu.

Hüseyin Şanlı (1934, kimliğe göre 1937), güçlü belleğiyle dönemine ışık tutuyor.

Munzur Şanlı, 1992’de yaşama veda  ettiğinde makine hâlâ çalışır durumdaydı. Ancak 1995’te Şanlı ailesi, köyden Kırmızıköprü’ye taşınmak zorunda kaldı. Aile, eşyalarının ancak bir kısmını Hıdır Kızılkaya’nın katırıyla taşıyabildi. Ağır ve hacimli eşyalar ise geride bırakıldı. Harman makinesi de taşınamayanlar arasındaydı.

Pülümür Efeağılı köyünde yıkıntıların altında kalan harman makinesi, usta ellerin izlerini taşıyor.

Hüseyin Şanlı, taşıyamadıkları bazı eşyaları şöyle sıralıyor:

“Evden taşındığımızda harman makinesi, ambar (ceviz), el arabası, karasaban (cevizden kendim yapmıştım), döven, boyunduruk, soba vb, eşyayı yanımıza alamadık.” (Görüşme, 12 Ekim 2023)

Munzur Şanlı’nın 1. Dünya Savaşı yıllarında yapılan evinden geriye kalanlar, 3 Temmuz 2023.

Yıllar içinde ailenin 1. Dünya Savaşı döneminde yapılmış taş evi yıkıldı, harman makinesi yıkıntıların altında kaldı. 1971 yazında büyük zorluklarla Efeağılı’ya taşınan makine, doğayla mücadelede çelikleşen köylülerin alın terini ve başı dik yaşama tutkusunu gelecek kuşaklara aktaran bir anıt gibi zamana direniyor!

TEŞEKKÜR

Bu çalışma, ilerleyen yaşına karşın güçlü belleğiyle sevincimizi büyüten Sayın Hüseyin Şanlı ile farklı tarihlerde (20 Mayıs 2023, 12 Ekim 2023, 31 Mayıs 2024 ve diğerleri) yapılan görüşmelerin yanı sıra, 11-14 Temmuz 2020 ve 3 Temmuz 2023 tarihlerinde Efeağılı köyüne gerçekleştirilen ziyaretlere dayanmaktadır.

Çalışmaya en büyük katkıyı, Pülümür Efeağılı’nın anıt isimlerinden Sayın Hüseyin Şanlı sunmuştur. Ayrıca, Sayın Ali Hıdır Akkılıç, Sayın Ali Satık, Sayın Haydar Bektaş ve Sayın Rıza Düzgün de değerli katkılarda bulunmuşlardır.

Sayın Hüseyin Şanlı’ya, Sayın Ali Hıdır Akkılıç’a, Sayın Ali Satık’a, Sayın Haydar Bektaş’a ve Sayın Rıza Düzgün’e içtenlikle teşekkür ederim.

(Körfez, 19 Şubat 2025)

Related Posts

ANNELER ÖLDÜĞÜNDE

Hüseyin Canerik Anneni mezarlığa uğurladığında kimsesiz kalırsın. Kazma kürekle toprağın derinliklerine gömülen sadece annen değil, yetim sayılırsın artık.  Çat’ın Muratçayırı (Karinges)  köyünde  seni yüreğiyle ısıtan annen ebediyen veda ettiğinde, donarsın.…

GÖKKUŞAĞINI KUCAKLAYAN ÖĞRETMEN HÜLYA DEMİRPEHLİVAN, CANCAĞIZLARINI GÖZYAŞLARIYLA UĞURLUYOR

Hüseyin Canerik Altı yaş grubundaki çocuklardı. Bundan dört yıl önce, 2021 yılıydı. Anne ya da babalarının ellerine sımsıkı tutunmuş, okul yoluna düşmüşlerdi. Birçoğu ürkek ve kaygılıydı. Büyüklerinden duydukları okulda şiddet…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kaçırdıkların

ANNELER ÖLDÜĞÜNDE

  • Haziran 25, 2025
  • 24 views
ANNELER ÖLDÜĞÜNDE

GÖKKUŞAĞINI KUCAKLAYAN ÖĞRETMEN HÜLYA DEMİRPEHLİVAN, CANCAĞIZLARINI GÖZYAŞLARIYLA UĞURLUYOR

  • Haziran 19, 2025
  • 47 views
GÖKKUŞAĞINI KUCAKLAYAN ÖĞRETMEN HÜLYA DEMİRPEHLİVAN, CANCAĞIZLARINI GÖZYAŞLARIYLA UĞURLUYOR

PÜLÜMÜR MEZRA KÖYÜNDEN ORMAN MÜHENDİSİ YILMAZ FIRAT’I GÖZYAŞLARIYLA UĞURLADIK: AH BE KARDEŞİM, AH!

  • Haziran 18, 2025
  • 63 views
PÜLÜMÜR MEZRA KÖYÜNDEN ORMAN MÜHENDİSİ YILMAZ FIRAT’I GÖZYAŞLARIYLA  UĞURLADIK: AH BE KARDEŞİM, AH!

CANCAĞIZIM, BUGÜN BAYRAM (ERİNÇ’E AĞIT)

  • Haziran 10, 2025
  • 74 views
CANCAĞIZIM, BUGÜN BAYRAM (ERİNÇ’E AĞIT)

PÜLÜMÜR KOCATEPE’DE ÖMRÜMÜZDEN DÖKÜLEN GÜZ YAPRAKLARI: AH CANIM, İKİ GÖZÜM NEREDESİN

  • Haziran 5, 2025
  • 73 views
PÜLÜMÜR KOCATEPE’DE ÖMRÜMÜZDEN DÖKÜLEN GÜZ YAPRAKLARI: AH CANIM, İKİ GÖZÜM NEREDESİN

PÜLÜMÜR SALÖRDEK ÇAYI

  • Haziran 1, 2025
  • 72 views
PÜLÜMÜR SALÖRDEK ÇAYI