
Hüseyin Canerik
Pülümür Kovuklu köyünden Mehmet Ali Ağa’nın oğlu Zeki Yıldırım, köyde kahvehane işletiyordu. İş yeri, amcası Hasan Ağa’ya (Yıldırım) aitti. Toprak damlı bu kahvehane, bir zamanlar ünlü usta Hasan Karaaslan’ın (Hesene Kılaçi) atölyesi olarak kullanılmıştı. Ancak Zeki, Almanya’da yeni bir gelecek arayışına girerek kahvehaneyi kapattı.

O dönemde Kovuklu, canlı bir köydü. Kapanan kahvehanenin yeniden açılması gerekiyordu. Pülümür Kovuklulu iki genç, köyün bu ihtiyacını fark ederek kahvehane açmaya karar verdi. Sonunda, Zeki Yıldırım’ın kapanan kahvehanesi, 1979 yılında iki gencin çabasıyla yeniden hizmet vermeye başladı.

Bu iki genç Haydar Şahin ve Ali Haydar Şanlı’ydı. Haydar Şahin, bir dönem Ali (Hıdır) Pekin’in kahvehanesini işleten Hıdır Kesen’in (Hıdıre Kelu) yanında çalışarak deneyim kazanmıştı. Haydar Şanlı, doğuştan ustaydı. Mobiletini söker yeniden monte eder, radyo tamir ederdi.

20’li yaşlardaki delikanlıların fırtınalı yıllarıydı. Ali Haydar, mobiletiyle tozu dumana katarken, ikili kırmalarıyla sarp kayalıklarda doğaya meydan okuyor, bölgede ayak basılmadık yer bırakmıyordu. Kışın, kasete kaydedilen horoz sesiyle tilki avladıkları bile olurdu.

Yerinde duramayan gençler, kahvehaneye hareketlilik getirmek istiyordu. Onların aklına ilk gelen fikir, Amerikalı petrol zengini J.R. (Ceyar) Ewing oldu. O dönemde, Dallas dizisi izlenme rekorları kırıyordu. Kahvehaneye televizyon almak, ticareti canlandırmanın en iyi yolu olarak görüldü. Ancak bir sorun vardı: O yıllarda Pülümür’ün köylerinde elektrik yoktu!

Gençler hemen harekete geçti. Erzincan’dan 37 ekran televizyon, çubuk anten ve akü aldılar. Kış sessizliğine bürünmüş köy, televizyon sayesinde canlandı. Sonbaharda işlerini tamamlayan köylüler, Kovuklu Şahin-Şanlı Kıraathanesinde mutlu günlerine döndü.

Kahvehane, erkeklerin buluşma ve eğlence mekânıydı. Kadınlar kahvehaneye giremez, bir bardak çay bile içemezdi. İşletme sahipleri televizyonu sadece haber ve dizi saatlerinde açardı. Televizyonun düğmesine dokunmak, dünyanın en keyif verici eğlencelerinden biri gibiydi. Akü ortalama bir hafta dayanıyordu ve boşalınca Erzincan’da şarj ediliyordu.

Dallas dizisi başladığında kimse oyun oynamaz, kahvehaneye sessizlik egemen olurdu. İki Haydar çay servisi yapar, hatırı sayılır miktarda para kazanırdı. Dizinin yayınlandığı saatlerde kahvehanenin çevresinde de hareketlilik olurdu. Bazı kadınlar gizlice kahvehaneye yaklaşır, bir metreyi aşkın karda ilerleyerek pencereden diziyi izlerdi. Dizinin bitiminden önce evlerine dönen bu meçhul izleyicilerden geriye, birbirine karışan Gıslaved ayakkabı izleri kalırdı.

Kahvehanede her şey para demek değildi. Haftada bir hayvan kesilir, satılamayan kısımlar yoksul ailelere dağıtılırdı. Tavşan dâhil bazı av hayvanları pişirilir, kardeşçe paylaşılırdı. Bunun yanı sıra, kahvehanede TEKEL ürünleri, bira, rakı, sigara ve kavurma satılır, su gibi alkol tüketilirdi. Tunceli’den kamyonla getirilen 60 kasa bira, bir ayda tükenirdi.

Kahvehane, Boğalı (Zmage), Kocatepe (Askireg), Dağbek, Çakırkaya (Pancilas/Pancıras) ve Karagöz (Gurık) köylerinin güzergâhındaydı. Köylerine giden yolcular buraya uğrar, soluklanırdı. Zmageli Paşa Köse ve Ali Baba, geç saatlere kadar oyun oynar, gece vakti köylerine dönerdi.

En çok 6 kol, okey ve domino oynanırdı. Ali Baba, Cemal Kesen, Dursun Ali Kılıç, Hıdır Kesen, Latif Şengül, Mustafa Yıldırım, Nesimi Kılıç, Paşa Köse ve Turabi Yıldırım kahvehanenin unutulmayan müdavimlerindendi. Turabi Yıldırım’ın bilmediği oyun yoktu. Bazı oyunlar çekişmeli geçse de kahvehanede kavga çıkmazdı.

Hasan Yıldırım’ın binasında faaliyet gösteren iki arkadaş, bir süre sonra Binali Kaya’nın yerine taşındı. Yeni yerin kirası 400 liraydı. Ancak kahvehane yaklaşık iki yıl hizmet verdikten sonra kapandı.

Haydar Şahin, Albay Muammer Kaddafi yönetimindeki Libya’ya çalışmaya gitti. 1984’te memlekete dönüp Kırmızıköprü’de Ali Pekin’le lokanta işletmeye başladı, ancak bu girişimi uzun sürmedi. Çalışkan köylü yıllardır Fransa’nın damak zevkine katkı sunuyor.
Ali Haydar Şanlı (Ali Heydere Harşiye), arkadaşı Haydar’dan geri kalır mı! O da şimdi Fransa’da…

Kovuklu köyünün Şahin-Şanlı Kıraathanesinin faaliyet gösterdiği iki bina, zamana yenik düşmüş durumda. Çalışkan köylülerden bazıları yıldızlara kavuştu. 90’lı yıllarda tamamen boşaltılan köyün sakinleri dünyanın dört bir yanına savruldu.
Şimdi Kovuklu, o eski mutlu günlerine kavuşma çabasında.
Usta ellerin yeniden yaratma çabası verdiği köyden yayılan sevinçle çoğalıyoruz…

(Körfez, 10 Mayıs 2025)