Harman zamanıydı. Ekinler biçilmiş, patozlardan yayılan saman tozu tarlaların üzerine yağmıştı. Erzincan Buğday Meydanı, traktör kasalarında taşınan çuvallar dolusu karakılçık buğdayıyla şenlenmişti. Meydanın beton zeminine yayılan buğday, kuru kayısı, kuru fasulye, nohut, dut kurusu, elma kurusu vb. ürünler alıcı bekliyordu.
Verimli Erzincan Ovası’nda yetişen ürünler, çevre illerden de alıcı buluyordu. Pülümür, Ovacık Kelkit, Şiran, Yedisu vd. ilçelerden kente gelen köylüler, kış hazırlıkları için Buğday Meydanı’nın yolunu tutuyordu.
Pülümür köylerinde hayvancılık yapan ailelerin birçoğu, saman ihtiyacını Erzincan’dan karşılıyordu. Erzincan Mollaköy, Değirmenköy, Yalınca, Yamaçlı köyleri, Pülümür’ün saman ihtiyacı için başvurulan kaynaklardan bazılarıydı.
Pülümür Akdik köyünde yaşayan Dalkılıç ailesinin, Erzincan Yamaçlı’da (Sırnas) tarım arazileri vardı. Aile, Yamaçlı’dan saman getirmek için harekete geçmişti. Dalkılıç’ların, Erzincan’da oturan yakını Kekil Şirin (1926-2020), bu iş için bir kamyon sahibiyle anlaşmıştı.
Açık mavi renkli Austin’in sahibi, Erzincan Çağlayanlı Mustafa Ceylan’dı.
Kasası, kenarlarına geçirilen tahtalarla yükseltilen kamyon, harman yerine çekilmişti. Yabayla saman dolduran işçiler ortalığı toza boğuyordu. Yükleme işi tamamlanmış, gündelikler ödenmişti.
Şoför mahallinde iki kişi oturuyordu. Bunlardan biri sürücü Mustafa Ceylan, diğeri ise Kekil Şirin’di. Şirin, 52 yaşındaydı. Kamyonun rotası, Pülümür Kırmızıköprü Akdik köyüydü. Pülümür-Tunceli kara yolu stabilizeydi.
Soğuk asfalt çalışmaları henüz tamamlanmamıştı.
Yoldan geçen araçlar, geride toz bulutu bırakıyordu.
Mutu yol ayrımına kadar rahat yol alan kamyon, Pülümür Geçidi’ne tırmanırken zorlanıyordu. Saman yüklü kamyonun sürücüsüyle yanındaki yolcu, Rıza Gül’ün (Sakallı Dede) Mutu’da yol kenarındaki kahvehanesinde soluklandı.
Kamyon, ağır ağır yol alıyordu. Balata kokusuna duyarlı sürücü, bin 900 rakımlı Pülümür Geçidi’ne ulaştıklarında derin bir nefes aldı. Yolun geriye kalan bölümü, daha rahattı.
Kamyon, Kırmızıköprü’de çay molası verildikten sonra yaklaşık 4 km uzaklıktaki Akdik yoluna saptı.
Hava sıcaktı. Pencereden içeriye dolan rüzgâr ferahlatıcıydı.
Mavi Austin, Mezra Sürek’i geride bıraktıktan sonra Akdik’e ulaştı. Saman, eve yakın mesafedeki harman yerine boşaltıldı. Samanlık, evin alt katındaydı. Sırtta taşınan saman, evin koridor tabanında açılan pencereden (kulva) samanlığa boşaltıldı.
Mustafa Ceylan ve Kekil Şirin, sofraya oturduktan sonra yeniden yola düştü. Mustafa Dalkılıç ve 13 yaşındaki yeğeni Hüseyin Dalkılıç, Mavi Austin’in yeni yolcularıydı.
Amca ve yeğen, Erzincan yolcusuydu.
Mavi Austin, kısa süre içinde Kırmızıköprü’deydi.
Sürücü, kamyonu köprüye yakın bir yerde yol kenarına çekti. Mustafa ve Kekil, kısa süreliğine çarşıya uğradı. Hüseyin, şoför mahallinde amcasını bekliyordu.
Kamyonun el freni çekilmemişti.
Sürücü kamyondan inmiş, Kızılkayalar’ı seyre dalmıştı. İşte ne olduysa o sırada oldu. Freni çekilmeyen kamyon kendiliğinden harekete geçmiş, köprüden Pülümür Çayı’na uçmuştu.
Kamyonda tek başına oturan Hüseyin’in bacağı kapıya sıkışmıştı.
Kırmızıköprü bir anda hareketlendi. Ali Yıldız’ın bakkalındaki müşteriler, üst kattaki kahvehanenin balkonunda çay içen köylüler kaza yerine koştu. Kamyonun başında toplanan Kırmızıköprülüler, araçta sıkışan çocuğu kurtarmak için çaba gösteriyordu.
Devrilen kamyonda sıkışan çocuğu kurtarmaya ilk koşanlardan biri Hıdır Pekin (1941-2021), diğeri de 22 yaşındaki öğretmen Musa Canpolat’tı.
Akdikli çocuk araçtan çıkarıldıktan sonra minibüsle Pülümür Sağlık Ocağına götürüldü.
Amca ve yeğenin, Mavi Austin’le Erzincan serüveni, Kırmızıköprü’de sona ermişti.
Ordu Caddesinde bir kap döner yeme umudu, suya düşmüştü.
Yol yorgunu Austin, Erzincan’da bir süre dinlendikten sonra yeniden tozlu yollardaydı.
Tozu dumana katan kamyon, çocukluk düşlerinin kahramanıydı.