Nevzat Kıvılcım (Diyarbakır Yahya Kemal Beyatlı İlköğretim Okulu Müdürü)
Nevzat Kıvılcım (Diyarbakır Yahya Kemal Beyatlı İlköğretim Okulu Müdürü)

 Diyarbakır’da görev yaptığım Yahya Kemal Beyatlı İlköğretim Okulunda  yaklaşık 6 bin öğrenci öğrenim görüyordu. Okulda ikili öğretim yapılıyordu. 125 dolayında öğretmenin görev yaptığı okulda üç öğretmenler odası bulunmaktaydı. Biri prefabrik olmak üzere, toplam üç binada eğitim hizmeti verilen okulun iz bırakan bir müdürü vardı. 

Okul Müdürümüz Nevzat Kıvılcım titiz, dürüst, çalışkan bir yöneticiydi.  Zamanının büyük bölümünü ayakta geçirirdi. Hareket hâlinde olmak, yaşam tarzıydı. Okul bahçesi, öğretmenler odası, koridorlar Nevzat müdürümüzün uğrak yerleriydi. Okul bahçesindeki çöpleri topladığında bizler mahcup olurduk. Nevzat Bey, zaman çizelgesine uyulması için de büyük çaba harcardı. Arada bir derslere geç girildiğinde, öğretmenlere üzüntüsünü şöyle dile getirirdi:

"Merhamet edin!"

Derslere girişteki isteksizlik, çıkış saatlerinde sona ererdi. Basamaklar ikişer ikişer inilir, okul bahçesinde öğrenci dalgası yarılarak yol alınırdı. Son dersten çıktığımda öğretmenler odasındaki sessizlik dikkatimi çekerdi. O saatlerde öğretmen  arkadaşların büyük bölümü okuldan ayrılmış olurdu.

0
0
0
s2sdefault

667  sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname’yle, FETÖ/PDY bağlantılı  15 üniversite, 934 ilk ve orta dereceli okul, 109 öğrenci yurdu, 35 hastane/tıp merkezi,  2 ayrı konfederasyona bağlı 19 sendika, 104 vakıf, 1125 dernek kapatıldı (Resmî Gazete, 23.07.2016). 

  Kapatılan okullarda yaklaşık 140 bin öğrencinin öğrenim gördüğü ve bu öğrencilerin Devlet okullarına geçiş yapacakları belirtilmekte. Bilindiği gibi, özel okullarda görev yapan 21 bin öğretmen görevden alındı.  

 

Okullar ve Yurtlar Devlet Mülkiyetinde

Kararnamenin 2. maddesinin 2. fıkrasıyla, kapatılan kurumların mal varlığı bedelsiz olarak Hazineye devredildi:

“Kapatılan vakıfların her türlü taşınır ve taşınmazları ile her türlü mal varlığı, alacak ve hakları, belge ve evrakı Vakıflar Genel Müdürlüğüne bedelsiz olarak devredilmiş sayılır. Kapatılan vakıf yükseköğretim kurumlarının sağlık uygulama ve araştırma merkezleri ve kapatılan diğer kurum ve kuruluşlara ait olan taşınırlar ile her türlü mal varlığı, alacak ve haklar, belge ve evrak Hazineye bedelsiz olarak devredilmiş sayılır, bunlara ait taşınmazlar tapuda resen Hazine adına, her türlü kısıtlama ve taşınmaz yükünden ari olarak tescil edilir. Birinci fıkrada sayılanların her türlü borçlarından dolayı hiçbir şekilde Hazineden bir hak ve talepte bulunulamaz. Devire ilişkin işlemler ilgili tüm kurumlardan gerekli yardımı almak suretiyle ilgisine göre Maliye Bakanlığı veya Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yerine getirilir.”

       

0
0
0
s2sdefault

Günlük  gazetelerde yer alan Enver Paşa haberlerine tepki duyan oldu mu, bilemiyorum. Haberler, başından sonuna kadar sorunlu ve acı verici. İttihat ve Terakki’nin gözü pek liderlerinden Enver Paşa’yla ilgili yapılan haberler, ülkemizde yaşanan sıkıntıları gözler önüne seriyor.  

Paşa’nın özel eşyalarının,  torunu tarafından satılması konusu, ülkemizde yeterince tartışılmadı. Enver Paşa’nın, ölümünden  94 yıl sonra işportaya düşürülmesi, hepimizin ayıbı...

Enver Paşa’nın ‘özel’ eşyaları, 2015 yılında, İstanbul’da açık artırmayla satışa sunuldu. Buna göre Enver Paşa’nın paşa kıyafeti 40 bin,  bronz heykeli 175 bin,  Purdey marka tüfeği 225 bin, üzerinde ‘Osmanlı Fatihi’ yazan 
 sancağı 80 bin, yağlı boya tablosu 20 bin, eşi Naciye Sultan’la birlikte çektirdiği fotoğraf bin liradan başlayan fiyatlarla açık artırmayla satışa  sunulmuş (Posta, 27.06.2015).  Aynı haberden, Enver Paşa’nın satışa sunulan eşyalarının  bunlarla  sınırlı olmadığını, toplam 122 adet nesne  ve fotoğraftan oluştuğunu da öğreniyoruz. 

Gazete, ‘satış’a,  şu ifadeleri eklemeyi de ihmal etmiyor:

0
0
0
s2sdefault