PERFORMANS DEĞERLENDİRME NEDİR VE NASIL OLMALIDIR?
Hüseyin Canerik
Bu yazı, Kasım 2016 tarihli Öğretmen Dünyası’nda yayımlanmıştır.
Matematik öğretmeni Şermin Kayacan, Resneli Niyazi Bey Fen Lisesinde görev yapıyor. 20 yıldır görev yapan Şermin öğretmen, öğretmenler odasında konuşulan performans puanlarının kendisini de ilgilendirdiğini öğrenir öğrenmez MEBBİS’e girer ve performans puanının 70 olduğunu öğrenir.
2014 yılında ‘mülakatla’ atanan ilahiyatçı okul müdürü Ökkeş Fırıldak, Şermin Hanım’ı, planlarını güncellemediği, kurum ve kuruluşlarla iş birliği yapmadığı, teknolojik araçları kullanmadığı, Türkçeyi kurallarına uygun konuşmadığı, velilerle sağlıklı iletişim kurmadığı, öğrenme sürecinde öğrencilerin önceki bilgileriyle bağlantı kurmadığı, öğrencilerin hazır bulunuşluk düzeyini belirlemediği, görev ve sorumluluklarını zamanında yerine getirmediği, çevresine karşı saygılı davranmadığı, kılık kıyafetine özen göstermediği gerekçesiyle, 100 tam puan üzerinden 70’le değerlendirmeyi uygun görmüştür.
Şermin Hanım, müdüre, “Dersime girmeden bana 70 puan verdiniz. Sınıf içindeki performansımı neye göre ölçtünüz?” sorusunu yöneltir. Müdürün cevabı, “Ben sınıfınızdaki çalışmaları, her gün kapıdan dinliyorum.” biçiminde olur. Okul müdürü, Şermin Hanım’ın hiçbir dersini izlememiş, ama kulağını kapıya yapıştırarak derste olup bitenleri dinlemiş ve değerlendirmesini ona göre yapmıştır!
Şermin Hanım, okul müdürüne, veli toplantı tutanaklarını, hizmet içi eğitim belgelerini, seviye gruplarıyla yaptığı çalışma dosyasını, bireyselleştirilmiş eğitim planlarını, onaylanmış plan örneklerini sunsa da sonuç değişmez.
Peki, Ökkeş Fırıldak, Matematik öğretmeni Şermin Hanım’ı hangi yönetmeliğe dayanarak değerlendirmişti? Fırıldak, değerlendirmeyi Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği ekindeki Ek-3 formunu esas alarak yapmıştır.
Performans Değerlendirme Sistemi
Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği’yle, öğretmenlerin başarı, verimlilik ve gayretlerini ölçmek amacıyla, her ders yılı sonunda, görev yaptığı eğitim kurumunun müdürü tarafından değerlendirilmeleri ön görülmektedir (MEB, 2015). Adaylığı kaldırılan öğretmenlere yönelik uygulama, ilk olarak haziran 2016 tarihinde gerçekleştirildi.
Performans ölçmeye yönelik uygulamaya, Yönetmelik’te şu ifadelerle açıklık getirilmektedir:
MADDE 54 – (1) Bu Yönetmelik kapsamında, Bakanlığa bağlı her derece ve türden eğitim kurumunda görev yapan ve adaylık sürecini tamamlamış olan öğretmenlerin başarı, verimlilik ve gayretlerini ölçmek üzere her ders yılı sonunda, görev yaptığı eğitim kurumunun müdürü tarafından değerlendirmesi yapılır.
(2) Değerlendirme ölçütleri olarak Ek-3’te yer alan Form esas alınır. Değerlendirmeler ders yılı bitiminden itibaren bir ay içinde, MEBBİS üzerinde oluşturulacak modül üzerinden gerçekleştirilir.
(3) Bu madde kapsamındaki değerlendirmelerin Bakanlıkça duyurulacak usul ve esaslar çerçevesinde, zamanında, nesnel ve tarafsız şekilde yürütülmesinden ilgili il millî eğitim müdürü sorumludur.
(4) Bu değerlendirmeler öğretmenlere başarı belgesi verilmesinde dikkate alınır (MEB, 2015).
Yönetmelik hükümleriyle;
Öğretmenlerin, görevli oldukları kurumun müdürü tarafından değerlendirilmesi,
Uygulamanın, MEBBİS üzerinden, elektronik ortamda yapılması,
Değerlendirmenin, adaylığı kaldırılan öğretmenleri kapsaması,
Ders yılı bitiminden itibaren bir ay içinde değerlendirmelerin tamamlanması,
Performans puanının, öğretmenlere başarı belgesi verilmesinde dikkate alınması amaçlanmaktadır.
Doğrular ve Yanlışlar
MEB, 2011 yılında, öğretmenlere sicil uygulamasını kaldırdıktan sonra yerine herhangi bir uygulama getirmemişti. Bu durum, öğretmenlerin değerlendirilmeleri konusunda boşluk yaratmıştı. Performans değerlendirme sistemi, söz konusu boşluğu doldurma savıyla gündeme getirilmiştir.
10 mesleki ölçütün 50 maddeyle (gösterge) değerlendirildiği Ek-3 Formundan (Tablo-1) seçilen bazı örnekler aşağıda belirtilmiştir:
Planları öğrenme ortamlarını dikkate alarak hazırlar (A-1/1): Hangi planlar? Yıllık planlar mı, günlük planlar mı? Planlar öğretmen kılavuz kitaplarında zaten mevcut. Ayrıca, planlarda sorun varsa, öğretim yılı başında planları onaylayan müdürün uyarıda bulunması gerekmez mi? Öğrenme ortamı dikkate alınmadan hazırlandığı öne sürülen planları öğretim yılı başında onaylayan okul müdürünün, eksi puan vermek için yıl sonunu mu beklemesi gerekir? Bu maddeden eksi puan veren okul müdürü, hukuki sorumluluktan kurtulamaz.
Planları açık ve anlaşılırdır (A-1/2): Planların açık ve anlaşılır olup olmadığının ölçütü nedir? Kime göre açık ve anlaşılır? Plan açık ve anlaşılır değilse, öğretim yılı başında müdür tarafından denetlendikten sonra düzenlemeye gidilmesi, önleyici rehberliğin gereğidir.
Planları öğrencilerin hazır bulunuşluk düzeylerine göre hazırlar (A-1/3): Okul müdürü, planların öğrencilerin hazır bulunuşluk düzeylerine göre hazırlanıp hazırlanmadığını nasıl tespit edecek? Tespit ettiğini varsayalım, bunun öğretim yılı başında yapılması ve hazır bulunuşluk düzeyi dikkate alınmamışsa, dikkate alınmasının sağlanması gerekir. Bir öğretim yılının verimsiz geçirilmesine neden olabilecek planlama hatasının önleyici ve yol gösterici rehberlik hizmeti ile giderilmesi yerine cezalandırmanın esas alınması, akla ve mantığa aykırıdır.
Planları öğrencilerin bireysel farklılıklarını gözeterek hazırlar (A-1/4): Yukarıdaki açıklamaların tamamı, bu ‘gösterge’ için de geçerlidir. Bireysel farklılıkların, öğretim yılı başında, öğrencilerin tanınması ile birlikte dikkate alınması gerekir. Kaynaştırma öğrencileri için Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı (BEP) vb. planların zamanında yapılması, yasal zorunluluktur. Planların yapılmamasından, okul yönetimi de sorumludur. Bu ‘gösterge’den yetersiz puan veren müdür aynı zamanda kendisini de değerlendiriyor demektir.
Planları ihtiyaca göre günceller (A-1/5): Görüldüğü gibi, denetim elemanlarının bile üzerinde görüş birliği sağlayamadığı planlar, toplam 10 puan üzerinden değerlendirilmektedir. Okul müdürü, güncellemelerden de sorumludur. Bu maddenin olumsuz değerlendirilmesi de hukuken mümkün görünmemektedir.
Öğrencilerin bireysel farklılıklarına uygun öğrenme ortamları hazırlar (A-2/6): Bu maddeyle, öğrenme ortamının bedensel engelliler için düzenlenip düzenlenmediği konusu mu ölçülmek istenmektedir? Ölçülmek istenen, zihinsel engellilere, özel öğrenme güçlüğü çekenlere yönelik düzenlemeler de olabilir pekâlâ. Madde, üstün yetenekli öğrencilerle de ilişkilendirilebilir. Demek ki sınıfın bireysel farklılılara uygun biçimde düzenlenip düzenlenmediği sorusu, her koşulda sorunludur. İşin gerçeği, bu madde nasıl yorumlanırsa yorumlansın, okul müdürünün, kendisini doğrudan ilgilendiren ‘düzenleme’lerden öğretmeni tek başına sorumlu tutamayacağıdır. Göz önünde bulundurulması gereken diğer bir nokta da ders denetimi sırasında görülen bir eksikliğin öğretim yılı boyunca sürdüğünün kabul edilmesinin, müdürlerin sorumluluğunu ortadan kaldıramayacağıdır. Okul müdürünün, bu maddeyi olumsuz puanla değerlendirebilmesi için ‘düzenleme’nin doğrudan öğretmenle ilgili olması (Görme bozukluğu olan ya da kısa boylu öğrencilerin tahtaya uzak oturtulması vb.) ve uyarılara karşın yanlışta ısrar edilmesidir.
Öğrenme ortamlannda güvenliğe ilişkin tedbirleri alır (A/2-7): MEB Okul Öncesi ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliği’ne göre, okulların güvenliğinden müdür sorumludur (Madde-39). Performans değerlendirmede, müdüre, sorumlu olduğu bir konuda öğretmeni denetleme yetkisi verilmiştir. Öğretmen, öğrenme ortamının güvenliğine ilişkin hangi önlemleri almakla yükümlüdür? Örneğin tehlike yaratabilecek kapı ve pencerelerle ilgili önlemlerden okul yönetimi mi, öğretmen mi sorumludur? Bir güvenlik açığından, öğretim yılı sonunda yapılan değerlendirmede öğretmeni sorumlu tutmak, eğitim yönetimi ilkeleriyle örtüşmemektedir. Laboratuvarlarda yaşanabilecek olası kazalar, beden eğitimi derslerindeki düşme ve çarpmalar, mutfaklardaki yaralanmalar vb. sorunlarda, belgelendirilmesi koşuluyla, ilgili kişiler sorumlu tutulabilir. Bu da sorumluluğu belirlenen kişi ya da kişiler hakkında zamanında yasal işlem yapılmasını zorunlu kılar.
Okul müdürünün, öğretmeni, güvenlik konusunda yetersiz görebilmesi için somut kanıtlara sahip olması gerekir. Ders sırasında pencereden sarkan öğrencilere tanık olması, öğretmenin nöbet yerinde bulunmaması, delici-kesici-yanıcı maddelerin kullanımına göz yumulduğunu kayıt altına alması, elektrik prizlerine ıslak elle dokunulması vb. somut olarak tanımlanmayan ve işlem yapılmayan güvenlik sorunlarından dolayı öğretmene yetersiz puan verilmesi, hukuk dışıdır ve iptal gerekçeleri arasında sayılmaktadır.
Öğrenme ortamlannı farklı duyulara hitap edecek biçimde düzenler (A/2-9): Farklı duyularla anlatılmak istenen nedir? Görme, duyma, dokunma, tatma duyularının tamamının mı, yoksa birkaçının mı değerlendirmede esas alınacağı konusu belirsiz. Öğretmenin, öğrenme ortamını her derste beş duyu organına hitap edebilecek biçimde düzenlemesi olanaksızdır. İki duyu organına göre düzenlenen öğrenme ortamı, yetersiz puan gerekçesi mi olacak? Logaritmik fonksiyonlar konusu, beş duyu organına göre düzenlenmiş bir öğrenme ortamında sunulabilir mi? Müdür, fonksiyonların ‘tadı’na bakarak mı öğretmeni değerlendirecek?
Öğrenme ortamı konuların içeriğine ve öğrenme ihtiyacına uygun olarak düzenlenir. Öğretim yılı boyunca öğretmenin bir ya da iki dersini ancak izleyen okul müdürünün, öğrenme ortamının hangi duyulara hitap etmeden düzenlediğimi saptaması, teknik olarak mümkün görünmemektedir. Bu durum saptanmışsa, öğrenme ortamının, hangi duyulara hitap etmeyecek biçimde düzenlendiği konusuna açıklık getirilmesi gerekir. Dersliklerde akıllı tahta, matematik araç-gereçleri, tablolar yer almaktadır. Bunların bir kısmı görsel, bir kısmı işitsel, bir kısmı dokunulabilir araç-gereçlerdir. Öğretmen, her koşulda, öğrenme ortamında birden çok duyuya hitap edecek düzenlemelere gider.
Öğrenme ortamlarında öğrenmeyi destekleyen teknolojik araçlan kullamr (A/2-10): Öğrenmeyi destekleyen teknolojik araçlar hangileridir? Bilgisayar mı, akıllı tahta mı, televizyon ya da video mu? Haftada bir saatlik Müzik ya da Görsel Sanatlar dersinde, öğrenmeyi destekleyen hangi teknolojik araçlar kullanılabilir? Bu derslerde ayda bir kez teknolojik araç kullanıldığını ve o dersin de müdür tarafından izlenmediğini varsayalım. Öğretmen, teknolojiden yararlanmadı diye olumsuz değerlendirmeye mi tabi tutulacak? Benzer soru, Beden Eğitimi için de geçerlidir. Voleybol dersinde hangi teknolojik araç kullanılabilir? Beden Eğitimi dersini izleyen okul müdürü, basketbol çalışması yaptıran öğretmeni, teknolojik araç kullanmadığından dolayı düşük puanla mı değerlendirecek? Öğretmen, bilgisayarı basketbol sahasına mı götürecek?
Türkçeyi kurallanna uygun, akıcı ve anlaşılır biçimde konuşur (A/3-11): Okul müdürü, öğretmen yetiştiren kurumların ölçmesi gereken ve ölçtüğü kabul edilen bir yeterlikle ilgili değerlendirme yapma yetkisine sahip değildir. Bir öğretmenin, Türkçeyi kurallanna uygun, akıcı ve anlaşılır biçimde konuşup konuşmadığı sorusunun yanıtı, diploma ve KPSS sonuç belgesinde yer almaktadır. Eğitim fakültelerinde Türk Dili zorunlu dersler arasında sayılmaktadır. Görev başındaki öğretmenin dil yeterliği, müdür tarafından ölçülemez. Türkçeyi kurallanna uygun, akıcı ve anlaşılır biçimde konuşmanın ölçütü nedir? Müdür, Türkçenin, kurallarına uygun, akıcı ve anlaşılır biçimde konuşulmadığını nasıl ölçebilir? Her okul müdürünün Türkçe konuşma becerisini ölçme yeterliğine sahip olduğunun kabul edilmesi, varsayımdır ve gerçeği yansıtmaktan uzaktır. Benzer durum, beden dili ve ses tonu ile ilgili olarak da söylenebilir.
Yönetici ve meslektaşlarıyla sağlıklı iletişim kurar (A/3-13): Sağlıklı iletişim nedir? Selam verme biçimi mi? Yöneticiye selamünaleyküm yerine günaydın demek, sağlıksız iletişimin gerekçelerinden biri olarak görülebilir mi? Okul müdürünü eleştirmek ya da kendisinden herhangi bir talepte bulunmak, sağlıklı iletişim engelleri arasında sayılabilir mi? Okulda terlikle gezen, zincir sallayan, kıyafet yönetmeliğine uymayan, öğretmenlerin arasına nifak sokan yöneticinin iletişim engelini sorgulamayan sistem, iletişim ‘arızalı’ müdüre öğretmenlerin iletişim becerilerini değerlendirme yetkisi tanımaktadır.
Öğretmenlerin, öğrenci ve velilerle sağlıklı iletişim kurup kurmadıkları konusundaki değerlendirmelerin nesnel olamayacağı rahatlıkla söylenebilir.
Öğrencilerin hazır bulunuşluk düzeylerini belirler (A/4-16): Okul müdürünün, ders denetimini önceden haber vererek yapması, çağdaş denetimin gereğidir. O gün işlenecek konular hakkında bilgi sahibi olunmadan yapılan denetimden beklenen yarar sağlanamaz. Müdürlerin ders denetimi sanıldığı kadar kolay değildir. Ders denetimindeki zorlukların ortaöğretim kurumlarında daha fazla olduğu genel kabul görmektedir. Sözgelimi alanı matematik olmayan bir okul müdürünün, ders denetimi sırasında işlenen trigonometrik fonksiyonlar konusunda öğrencilerin hazır bulunuşluk düzeylerinin belirlenip belirlenmediğini anlama olasılığı, düşüktür. Bunu anlayabilmesi için trigonometrik fonksiyonlarda hazır bulunuşluk düzeyinin ne olduğu ya da ne olması gerektiğini bilmek zorundadır. Alanı Felsefe olan okul müdürünün Fizik, İngilizce, Beden Eğitimi, Biyoloji, Kimya vb. derslerde, öğretmenlerin, öğrencilerin hazır bulunuşluk düzeyini belirleyip belirlemediği konusunda herhangi bir yargıya varabileceği düşüncesi, varsayımdan ibarettir ve nesnel değerlendirme niteliğinden yoksundur.
Eğitim-öğretimin kalitesini artırmak için kişi, kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapar (A/5-23): Kurum ve kuruluşlarla iş birliği, öğretmenin görevleri arasında sayılamaz. Kurum ve kuruluşlarla iş birliği, kişisel düzeyde değil, kurumsal düzeyde yürütülür. Bu göstergenin değerlendirmeye dâhil edilmesi, mevzuata aykırıdır. Bu maddeden eksik puan verilmesi, iptal nedenidir.
Eğitim – öğretim süreçlerinde teknolojiden faydalanarak zamanı etkin kullanır (A/6-30), öğrenme sürecinde günlük yaşantılardan örnekler sunar (A/7-34), ölçme sürecine ilişkin öğrencilerin kaygılarım giderici çalışmalar yapar (A/8-38), değerlendirme sonuçlarına ilişkin paydaşlara düzenli geribildirimler verir (A/8-40), eğitim öğretimin kalitesinin artırılmasında yenilikçi bir anlayış sergiler (A/9-45), çevresine karşı saygılı davranışlar sergiler (A/10-46), çocuk ve insan haklarını gözetir (A/10-49). Bu göstergelerden hiçbiri ölçülebilir nitelikte değildir. Okul müdürlerinin, bu göstergeleri puanla değerlendirebilecekleri düşüncesinin gerçekçi olmadığı düşünülmektedir.
Millî, manevi, ahlaki, evrensel değerleri korur (A-10-50): Bu madde okul bahçesine gömülmüş bir mayına benzetilebilir. Millî ve manevi değerlere karşı tutumu tartışmalı olan yöneticilerin öğretmenleri millî, manevi, ahlaki, evrensel yönden sorgulayabilmeleri, okulların barışçıl iklimini zehirlemesi kaçınılmazdır. Sistem, öğretmenlerin ahlakını ölçmesi için yöneticilerin eline metre tutuşturmaktadır. Müdür, okulundaki bayan öğretmenin etek boyunu ölçerek ahlaklı olup olmadığını mı kararlaştıracak? Millî ve manevi değerlerden anlaşılması gereken nedir?
Puanlar Açık Artırmada
Performans değerlendirme puanlarını MEBBİS’ten öğrenen bazı öğretmenlerin, düşük puanlardan dolayı müdürlerle tartıştıkları, tartışmalar üzerine, puanların yükseltildiği dillendiriliyor. Söz konusu iddialar, MEBBİS veri tabanındaki log kayıtları incelendiğinde kanıtlanabilir. Bir değerlendirme sisteminin, öğretmeni ve yöneticiyi ‘pazarlık’ masasına oturtması, üzerinde yeterince düşünülmediğini ortaya koymaktadır. Öğretmenin ve yöneticinin kişiliğine zarar verebilecek bir sistemin gözden geçirilmesi gerektiği açıktır.
Okul Müdürlerinin Yeterlikleri
Karmaşık, soyut, nesnel olmayan değerlendirme ölçütlerinin, okul müdürleri açısından da çeşitli sorunlara yol açması beklenmektedir. Okul müdürlerinin akademik ve yönetsel yeterliklerinin, karmaşık değerlendirme sisteminin sağlıklı biçimde yürütülmesinin önünde ciddi bir engel olarak görülmesi gerektiği düşünülmektedir. Her biri ayrı bir uzmanlık konusu olan ‘gösterge’lerin tamamının okul müdürleri tarafından sağlıklı biçimde değerlendirilebileceğini düşünmek, gerçekçi değildir. Okul müdüründen beklenen, kanıtlanamayan göstergelerin tamamını tam puanla değerlendirmektedir.
Öğretmenlerin İtiraz Hakkı
Yönetmelik, performans değerlendirme sonuçlarına idari yönden itiraz hakkını aday öğretmenlerle sınırlandırmıştır. Adaylığı kaldırılan öğretmenlere, yargı dışında, herhangi bir itiraz hakkı tanınmamaktadır. Aday öğretmenler, performans değerlendirmelerine, tebliğ tarihinden itibaren 5 iş günü içinde il millî eğitim müdürlüğüne itiraz edebilir (Madde-17).
Bugüne kadar başvurulan ceza ve ödül yöntemlerinin adil olmadığı gerçeği göz önünde bulundurulduğunda, performans değerlendirmelerinde de benzer yöntemlerin tercih edileceği söylenebilir. Performans değerlendirmede öğretmenlerin yapması gereken ilk işlem, kaç puan aldıklarını öğrenmeleridir. Puanlar, kişisel MEBBİS şifresi ya da resmî yazıyla öğrenilebilir. Öğretmenler, okul müdürlüğüne dilekçeyle başvurarak, performans değerlendirme puanlarını öğrenebilirler. Değerlendirmenin nesnel olmadığını düşünen öğretmenler, sonucu öğrendikleri tarihten itibaren en geç 60 gün içinde en yakın İdare Mahkemesinde iptal davası açabilirler. Mahkemeye sunulan dava dilekçesine, varsa, değerlendirme puanının yer aldığı resmî yazı ve müdürün değerlendirmelerinin dayanaksız olduğuna ilişkin belgeler eklenmelidir. Örneğin veliyle sağlıklı iletişim kurar, göstergesinden eksik puan alan öğretmen, veli toplantı tutanaklarını ya da veli görüşme formlarının birer örneğini kanıt olarak sunabilir. Türkçeyi kurallarına uygun, akıcı ve anlaşılır biçimde konuşur, göstergesinden eksik puan alan öğretmen, iletişimle ilgili kurs-hizmet içi eğitim belgelerini kanıt olarak değerlendirebilir. Mahkemeye sunulacak dava dilekçesi ve ekleri en az iki nüsha olmalıdır.
Sonuç ve Öneriler
· Okul müdürlerinin görev sürelerinin uzatılmasında başvurulan öznel değerlendirme ölçütlerinin benzeri olan performans değerlendirme sisteminin, MEB’i yıpratmayı amaçlayan özel bir çalışma olduğu düşünülmektedir. Bu tür çalışmalarda ısrar eden ekibe büyüteç tutulması gerektiği açıktır.
· Performans değerlendirme göstergelerinin, öğrenci-öğretmen-veliler tarafından yanıtlanabilecek bir anket niteliğinde olduğu görülmektedir.
· Akademik araştırmalara ışık tutabilecek ‘anket’in, öğretmen değerlendirmelerinde esas alınması, çağdaş değerlendirme ilkeleriyle çelişmektedir.
· Mevcut performans değerlendirme, nesnellikten uzak ve ölçme olanağı olmayan ölçütlerden dolayı, uygulanabilir nitelikte değildir.
· Önleyici ve iyileştirici rehberlik hizmetlerinin dikkate alınmadığı değerlendirme sisteminden, eğitimin kalitesini artırıcı herhangi bir sonuç beklenmemektedir.
· Performans sonuçlarına idari yönden itiraz hakkının aday öğretmenlerle sınırlandırılması, temel hukuk kurallarına aykırıdır. Bu durumun, okul müdürlerini hukuk dışı uygulamalar konusunda cesaretlendirmesi kaçınılmazdır.
· Performans değerlendirme formundaki göstergelerin nesnel ve adil bir değerlendirmeye olanak tanımaması, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 10. maddesinin, “Amir, maiyetindeki memurlara hakkaniyet ve eşitlik içinde davranır. Amirlik yetkisini kanun, tüzük ve yönetmeliklerde belirtilen esaslar içinde kullanır.” hükmüyle çelişmektedir.
· Nesnel değerlendirme olanağı olmayan maddelerle, öznel değerlendirmelerin önü açılmakta ve telafisi güç sorunların yaşanmasına zemin hazırlanmaktadır.
· Performans değerlendirme ‘gösterge’lerinin tamamının okul müdürleri tarafından sağlıklı biçimde değerlendirilmesi teknik olarak da mümkün görünmemektedir.
· Okul müdürlerinin akademik ve yönetsel yeterlikleri, çağdaş bir değerlendirmenin önündeki en önemli engellerden bir olarak görülmektedir.
· Okul müdürlerinin atanmasında etkili olan siyasal erk, nesnel değerlendirmeleri olanaksız kılmaktadır.
· Alanı, değerlendirilen öğretmenlerden farklı olan okul müdürlerinden, sağlıklı ve nesnel değerlendirme yapmalarının beklenemeyeceği açıktır. Alanı Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ya da Felsefe vb. olan okul müdürleri, Matematik öğretmenlerinin, trigonometri-logaritmada öğrencilerin hazır bulunuşluk düzeylerini belirleyip belirlemediği konusunda yargıya varabilir mi? Benzer durum, Beden Eğitimi dâhil, bütün dersler için söz konusudur.
· Öğretmenlerin değerlendirilmesinde, eğitim yönetimi ve denetiminin çağdaş ilkeleri esas alınmalıdır.
· Değerlendirmeler saydam, yalın ve ölçülebilir olmalıdır.
· Öğretmenlerin ödüllendirilmesinde bugüne kadar izlenen yanlış yöntem, performans değerlendirmesiyle de tekrar edilmektedir.
· Performans değerlendirmelerinin ödüllendirmeyle sınırlı kalmayacağı ve özlük haklarını da etkileyeceği dikkate alınarak, uygulamanın gözden geçirilmesi gerektiği düşünülmektedir.
· Performans değerlendirme göstergelerinin uygulama olanağından yoksun olması, Ek-3 Formunu kim ya da kimlerin hazırladığı sorusunu gündeme getirmektedir. MEB’in, uygulama olanağı olmayan bir değerlendirme sisteminden dolayı, başa çıkamayacağı hukuki sorunlarla karşılaşması, büyük olasılıktır.
· Yanlış değerlendirmelerin yargıdan döneceği, açılacak davalardan dolayı Devletin zarara uğratılacağı ön görülmektedir. Bunun önlenmesi için, pratik değer taşımayan ve kanıtlama olanağı olmayan maddelerin yer aldığı mevcut değerlendirme sisteminden tamamen vazgeçilerek ölçülebilir, nesnel, eğitim-öğretimin kalitesinin yükseltilmesine katkı sağlayabilecek yeni bir değerlendirme sisteminin geliştirilmesidir.
Kaynakça
MEB. (2015). Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği, Resmî Gazete, 17.04.2015, Sayı: 29329.
10 Ağustos 2016, Derince