Musa Aslan (1930) ve eşi Serfiraz Aslan (1922-1994)
Musa Aslan (1930) ve eşi Serfiraz Aslan (1922-1994) Fotoğraf: Musa Aslan arşivi

Fötr şapkalı sürücü, stabilize yolda  tozu dumana katarak ilerliyordu. 1973 yılında Almanya’dan getirilen Massey Ferguson’un gaz pedalından ayağını kaldırmayan sürücü 48 yaşındaydı. Traktörün mavi römorkuna  un çuvalları yüklenmişti. Kırmızıköprü’de değirmende öğütülmüş buğday ununu Pülümür Uzunevler (Pardiye) köyüne bırakan traktör, kasabaya geri  dönmüştü.

Sürücü biraz dinlendikten sonra   Salördek-Çatalyaka yolculuğu başlayacaktı.

Römork yüklendikten sonra traktör yeniden yola çıktı.  Sarsıla sarsıla yol alan traktörün bir de yolcusu vardı. Un çuvallarının üstünde yolculuk yapan köylü, sarsıntının farkında  değildi. Kasketli köylü, boynunda 14 numara gaz lambasının camını taşıyordu. İçinden ip geçirilmiş cam, kolye gibi,  köylünün boynuna asılmıştı.

Massey Ferguson’un kaptanı arada bir fötr şapkasını yokluyor, rüzgâra kaptırmamak için çaba harcıyordu.

Karşı yönden gelen bir araç, daracık yolda ilerleyen traktör sürücüsünü heyecanlandırdı. Pülümür Mezra köyünden Kamber (Çavuş) Canerik’in (1912-2005) Yoldaş Çayevini geçen traktör yoldan çıkarak, Hıdır (Müdürağa) Sadıkoğlu’nun (1919-2002) bahçesine devrildi. Kırmızıköprülüler hemen yardıma koştu. Traktör sürücüsü,  fötr şapkasının, mavi gömleğinin ve kömürlü ütüyle ütülenmiş kumaş pantolonunun tozunu alarak ayağa kalktı.  Aklı, römorktaki yolcudaydı. Üstü başı una bulanmış köylü, römorktan birkaç metre uzakta, boynuna asılı lamba camıyla göründü.

 Mustafa Bozkurt (Mıstafaye Hemede  Kult, 1922-2002) ve Musa Aslan (üstte)
Mustafa  (Mıstafaye Hemede Kult) Bozkurt (1922-2002, Fotoğraf: Hüseyin Dalkılıç) ve Musa Aslan (üstte)  

Massey Ferguson’un kazası hafif atlatılmıştı. Ne lamba camı kırılmış ne de köylü yaralanmıştı.

Kazadan sağ kurtulan yolcu, Pülümür Çatalyaka (Denzek) köyü Çoban (Çovan) mezrasından Mustafa Bozkurt’tu (Mıstafaye Hemede  -Kult-  Ferate Benz,  1922-2002)

Peki, Masssey Ferguson’un mavi gömlekli, ütülü pantolonlu, fötr şapkalı kaptanı kimdi?

Pülümür Salördek /Kewl   Fotoğraf: Metin Aslan arşivi
Pülümür Salördek /Kewl Fotoğraf: Metin Aslan arşivi

SALÖRDEK KEWL’DE KAPISINA KİLİT VURULAN EV

83 yıl önceydi. Keko oğlu Ahmet Aslan (Hemede Kek, Pülümür 1857-1940 Amasya Gümüşhacıköy), Pülümür Salördek’teki (Kewl) toprak damlı evin ahşap kapısını  usulca kapatıp ormanın derinliklerine karıştığında  81 yaşındaydı. İki evlilik yapmıştı. İlk eşi Gülüzar Hanım’dan biri kız, iki çocuğu olmuştu. Kızı Fidan Aslan (Dikme, 1884-1967), Pülümür Şampaşakaraderbent köyünde yaşama gözlerini yummuştu.  Oğlu Tursun (Dursun)  Aslan (1897-1953), resmî kayıtlara göre, 56 yaşında sonsuzluğa uğurlanmıştı.

Keko Ahmet’in ikinci eşi Ğeyal Hanım (1880-1955), Nazımiye Hılves/Xılves (Oğullar)  köyünden Süleyman Ayaz’ın (Sılemane Aliye Wusıv) kızıydı. Ğeyal Hanım, Hılves köyünden at sırtında Salördek’e acaba kaç yılında gelin gitmişti. Fetih yorgunu Osmanlı İmparatorluğunun nüfus memurlarının mürekkebi, Salördek köyündeki nikâhın kayıtlarını tutmaya yetmemişti.

Ahmet-Ğeyal çiftinin ilk çocuğu Emine 1894 doğumluydu. Buna göre, Keko oğlu Ahmet’le Süleyman kızı Ğeyal, 1892 ya da 1893 yılında evlenmiş olmalıydı.

Tursun’la Emine’nin doğum tarihlerindeki çelişki, dönemin nüfus kayıtlarındaki karışıklıktan kaynaklanmıştı. Emine’den birkaç yaş büyük olan Tursun, nüfusa Emine’nin küçüğü olarak işlenmişti.  

 

Pülümür Salördek/Kewl’den Ahmet Aslan’ın çocukları. Soldan sağa ön sıra Hüseyin Aslan (1928-1974), Ali Aslan (1907-2001), Musa Aslan (1930). Üst sıra büyük fotoğraf Gülüzar Fırat (1931-2019), Emine Dikme (1894-1983), Hıdır Aslan (1916-1987) Fotoğraflar: Ali Rıza Aslan arşivi
Pülümür Salördek/Kewl’den Ahmet Aslan’ın (Hemede Kek) çocukları. Soldan sağa ön sıra Hüseyin Aslan (1928-1974), Ali Aslan (1907-2001), Musa Aslan (1930). Üst sıra büyük fotoğraf Gülüzar Fırat (1931-2019), Emine Dikme (1894-1983), Hıdır Aslan (1916-1987) Fotoğraflar: Ali Rıza Aslan arşivi

 

NAZIMİYE HILVES/XILVES (OĞULLAR) KÖYÜNDEN SALÖRDEK’E  GELEN GELİN

Ğeyal, Salördek’e gelin gittiğinde çocuk denecek yaştaydı.  Ahmet-Ğeyal Aslan çifti, 1931 yılında,  Emine Aslan (Dikme, 1894-1983), Ali Aslan (1907-2001), Sabriye (Saray) Aslan (Bektaş, 1920-1938), Hıdır Aslan (1916-1987), Hatice (Fatma) Aslan (1918-1938), Hüseyin  Aslan (1928-1974), Musa Aslan (1930) ve Gülüzar Aslan’dan (Fırat, 1931-2019) oluşan  sekiz çocuklu bir aileydi.

Ali  Aslan (1907-2001), 27 Nisan 1931 tarihinde Salördek/Gavraglı Ali-Şehriban Bektaş çiftinin kızı Melek Hanım’la (1916-1986) yaşamını birleştirmişti. 1935 yılında dünyaya gözlerini açan Hasan, Kewl’deki toprak damlı eve  mutluluk getirmişti.

Ali Aslan (Aliye Hemede Kek), o yıllarda, keman çalıyordu. Tasni/Tasniye (Gökçekonak) Jandarma Karakol Komutanı, Ali Aslan’a,  ‘Kemaneci Ali’ diye sesleniyordu.

Pülümür Salördek/Kewl köyünde 1930’lu yıllarda keman çalan Ali Aslan  ve oğlu Aşur (Ali) Aslan  Fotoğraf: Ali Rıza Aslan arşivi
Pülümür Salördek/Kewl köyünde 1930’lu yıllarda keman çalan Ali Aslan ve oğlu Aşur  Aslan Fotoğraf: Ali Rıza Aslan arşivi 

81 YAŞINDA ORMANDA GİZLENEN KÖYLÜ VE AİLESİ

Ahmet Aslan, eşi, çocukları, iki gelini  ve  3 yaşındaki torunu Hasan’la birlikte Salördek köyünden ayrılmak zorunda kalmıştı. 1938 yılı yazında köyden ayrılan aile bireyleri Ahmet, Ğeyal;  Ali, eşi Melek ve oğlu Hasan; Hıdır, eşi Arzum Çiçek (Nazımiye Hengırvan’dan Aliye  Kolek’in  kızı);  Hüseyin, Musa ve Gülüzar’dan oluşuyordu.

Kemancı Ali, kemanını evde bırakmıştı.

 

Nazımiye Karvan (Hanköyü)  köyü (Yürek burkan hikâye)
Nazımiye Karvan (Hanköyü) köyü (Yürek burkan hikâye) Fotoğraf: Gülfidan Arslan arşivi

KARVAN’IN TOZLU YOLLARINA DAMLAYAN GÖZYAŞLARI

Emine,  Ali Dikme’yle (Gole, 1885-1970); Sabriye,  Hüseyin Bektaş’la (Gavrag, 1904-1963);  Hatice ise Salördek/Kewl’den Bako (Baki) Arslan’la evlenmiş, çoluk çocuğa karışmıştı. Hatice-Bako Arslan çiftinin yolları,  Mehmet  (Memık) Arslan’ın  (1931- 2011) doğumundan kısa bir süre sonra ayrılmıştı. Hatice, yeni emeklemeye başlamış oğlunu Kewl’de bırakmış, Nazımiye Karvan (Hanköy)  yoluna düşmüştü. Karvanlı Ali Haydar Aytekin’le (?-1938) evlenen Hatice’nin yüreği Kewl’de kalmıştı.

Pülümür Vadisi, henüz yirmisinde bile olmayan acılı annenin gözyaşlarıyla ıslanmıştı.

Hatice’nin acısı, Karvan’da  dünyaya gözlerini açan kızı Emine ve oğlu Ahmet’le  biraz dinmişti. Dördüncü  çocuğu dünyaya geldiğinde, 20 yaşında genç bir anneydi.  Kızı Emine Aytekin ve  sımsıkı sarıldığı  bebeği Fatma Aytekin’le Karvan’dan alınıp götürüldüğü Hılves (Oğullar) köyü yakınlarındaki  Bezik Ormanı’ndan (Gema Besk) bir daha dönmemişti.

Hatice, Salördek köyündeki evlerinin kapısına kilit vurulan anne  babası ile kardeşlerinin  ormanın derinliklerinde kaybolduğu o zor günleri hiçbir zaman öğrenemeyecekti. Sırtında çuval, elinden tuttuğu oğlu Ahmet ve köylüleriyle Pülümür Çayı’nı geçerken yaylım ateşe tutularak öldürülen eşi Ali Haydar Aytekin’in  yasını  tutmasına bile izin verilmemişti.

Oğlu Ahmet Aytekin’in, sürgün gönderildiği Afyon Sandıklı’daki mezarında ağıt yakamayacaktı.*  

Anne, baba ve biri bebek, iki kız kardeş,  geriye dönüşü olmayan  bir yolculuğa çıkmıştı.  

Beser Dönmez Canpolat, Hatice (Fatma) Aslan Aytekin ve diğer Karvanlı köylüler toplu hâlde  Benj Ormanı’na götürüldüğünde  Hılves’te  henüz oyun çağında bir çocuktu   (Gözyaşlarıyla yıkanan gıleyler)
Beser Dönmez Canpolat, Hatice (Fatma) Aslan Aytekin ve diğer Karvanlı köylüler toplu hâlde Bezik  Ormanı’na (Gema Besk)  götürüldüğünde Hılves’te henüz oyun çağında bir çocuktu (Gözyaşlarıyla yıkanan gıleyler)

NAZIMİYE BEZİK ORMANI’NA SAÇILAN GILEYLER

Beser Dönmez (Canpolat), aralarında Hatice’nin de bulunduğu köylüler Bezik  Ormanı’na  götürüldüğünde 7-8 yaşlarındaydı.  O yıllarda kadınlar saçlarına boncuklarla işlenmiş ‘gıley’ler takardı. Gıley, el ürünü bir tür tokaydı. Beser, arkadaşlarıyla oyun oynarken, art arda dizili hâlde yürütülen köylülerin nereye ve niçin götürüldüğünden habersizdi.  Yıllar sonra, Bezik Ormanı’nda yıldızlara kavuşan köylü kadınların boncuk vb. süs eşyalarına rastladığında büyük acı çekmişti. Renk renk boncuklarla oluşturulan ‘gıley’ler,  meşelik alanda toprağa karışmıştı.  Kırmızı, mavi, sarı, pembe  boncuklar, Beser’in gözlerinden süzülen damlalarla yıkanmıştı.

 

 

Hasan Aslan (1935-2002),  3 yaşındayken, Pülümür Pardiye (Uzunevler) köyü yakınlarındaki ormanda yakalandığı öksürük nöbetinden dolayı zor günler geçirmişti (Fotoğraf: Yusuf Aslan arşivi)
Hasan Aslan (1935-2002), 3 yaşındayken, Pülümür Pardiye (Uzunevler) köyü yakınlarındaki ormanda yakalandığı öksürük nöbetinden dolayı zor günler geçirmişti (Fotoğraf: Yusuf Aslan arşivi)

PÜLÜMÜR ORMANLARINDA ÖKSÜRÜK NÖBETİNE TUTULAN ÇOCUK

Pülümür ormanlarında haftalarca dolaşan  Aslan ailesi 10 kişiden oluşuyordu. Ahmet 81, Ğeyal 58,  Ali 31, Melek 22, Hasan 3, Hıdır 22, Arzum ?, Hüseyin 10, Musa  8, Gülüzar ise 7  yaşındaydı. Pardi köyü yakınlarındaki ormanlık alan âdeta kuşatılmıştı. Ormandaki en küçük kıpırtı ailenin yaşamını tehlikeye sokuyordu. Hasan Bebek, günlerce süren ağır ve zor yolculuktan dolayı hastalanmıştı. O tarihte 22 yaşında genç bir anne olan Melek Aslan, öksüren oğlundan dolayı kaygılıydı. Aile, öksürüğün duyulmaması için çocuğun ağzının  kapatılması vb. çareler arıyordu.

Aslan ailesinin 1938 yılı yazında saklandığı ormanlık alanlar. Soldan sağa ön sıra Herig (Mezra köyünden görünüm), Pıriye-Keymazu ormanı (Lörizden görünüm). Üst sıra büyük fotoğraf Gema Aynıge (Akdik Ormanı’nın Mezra köyünden görünümü), Pardiye (Uzunevler, Pıriye’den görünüm) ve en üstte Pıriye (Beyce, Löriz’den görünüm)
Aslan ailesinin 1938 yılı yazında saklandığı ormanlık alanlar. Soldan sağa ön sıra Herig (Mezra köyünden görünüm), Pıriye-Keymazu ormanı (Lörizden görünüm). Üst sıra büyük fotoğraf Gema Aynıge (Akdik Ormanı’nın Mezra köyünden görünümü), Pardiye (Uzunevler, Pıriye’den görünüm) ve en üstte Pıriye (Beyce, Löriz’den görünüm)

Hasan’ın o sırada 22 yaşında olan amcası Hıdır Aslan, çocuğun yaşamına mal olabilecek uygulamalar yerine pratik bir çözüm üretir. Eldeki araçlarla bir çukur kazar. Öksürük başlar başlamaz çocuğu çukura koyar, üzerini kapatır. Uygulama işe yarar. Hasan, öksürük nöbetlerini çukurda geçirir.

Yer altındaki  ‘sığınak’, küçük çocukla ailesi için can simidi olur.

Hıdır Aslan  (1916-1987), Gülüzar Aslan (1928-2006) ve oğlu İsmail Aslan’la birlikte (Fotoğraf: İsmail Aslan arşivi)
Hıdır Aslan (1916-1987), Gülüzar Aslan (1928-2006) ve oğlu İsmail Aslan’la birlikte (Fotoğraf: İsmail Aslan arşivi)

SALÖRDEK/GAVRAG’DA AĞIT YAKAN KADIN

Aslan ailesinin ormanda can derdine düştüğü günlerde Gavrag’da 18 yaşında genç bir kadın ağıt yakıyordu. Biri kız, iki çocuk annesi kadın ormandan yayılan her sese kulak veriyor,  siilah sesi duyar duymaz çığlık atıyordu:

“Wuy wuy wuy… Bizimkileri vurdular!”

Mezra köyünün doğusundaki Gavrag’da gözyaşı döken kadın,  Hemede Kek’in kızı Sabriye (Saray) Bektaş’tan başkası değildi. Her kurşun sesinden sonra çığlık atıyor, gözyaşı döküyordu. Uzun süren üzüntü ve gerginlik, Sabriye’nin sağlığının bozulmasına yol açar.  Vasiyette bulunur: “Öldüğümde beni Kewl’de toprağa verin.”.

Pülümür Salördek köyü Gavrag mezrası (Siyah beyaz fotoğraf: Hüseyin Doğan arşivi)
Pülümür Salördek köyü Gavrag mezrası (Siyah beyaz fotoğraf: Hüseyin Doğan arşivi)  Pülümür Çayı'na karışan  gözyaşları

Salördekli dede Hüseyin Düzgün (Quze Herdisin),  Gavrag’da Mehmet (Memede Wusu) Doğan’ın (Ali ve Mustafa Doğan’ın babası) evinde cem bağlar. Dedenin, cemde,  Sabriye için rüya gördüğü, wuş wuş wuş (vah vah vah) diyerek üzüntüsünü belirttiği ve yakında kurtulacağını söylediği aktarılır.  Cem töreninin yapıldığı günün sabahı, Sabriye yaşamını yitirir. Ailesi o sırada Gema Aynıge’de (Akdik Ormanı) saklanmaktadır. Acılı aileye haber verilir.  Hemede Kek, kızının cenazesi için gizlice Salördek/Kewl’e gelir. Sabriye Bektaş, 1938 yılında, 18 yaşında, Kewl’de toprağa verilir.  Kızı  Sabriye Bektaş (1934-1943) ve oğlu Ahmet Bektaş (?-?) küçük yaşta  öksüz kalır.

Aile Herıg, Vıroze Sür, Gema Aynıge (Akdik Ormanı), Pardi (Uzunevler), Keymazu (Turluk))-Pıriye (Beyce) köyleri arasındaki ormanlarda haftalarca süren ölüm-kalım mücadelesi verir.   Bir süre Salördek/Gavrag’ın güneybatısındaki Herıg’de saklanan ailenin en büyük destekçisi Gavraglı Ali Bektaş (Aliye Musay) olur. Ali Aslan’ın kayınpederi Ali Bektaş, aileye yiyecek yardımında bulunur.

1930’lu yıllarda bölgede yaşanan  olaylarla herhangi bir ilgisi olmayan Salördek/Kewlli Aslan ailesinin 1938 yazında başlayan serüveni, aynı yıl Amasya Gümüşhacıköy’de  yeni bir nitelik kazanır.

 

Keko  oğlu Ahmet Aslan ailesinin 1947 yılında, memlekete dönmeden önce  Amasya Gümüşhacıköy’de çekilen fotoğrafı.  Soldan sağa ön sıra Musa  Aslan (1930), Hıdır Aslan (1916—1987)  ve yeğeni  Kazım Aslan, Ali Aslan (1907-2001) ve oğlu Aşur (Ali) Aslan (1944), Hüseyin Aslan (1928-1974). Arka sıra soldan sağa Musa eşi Mercan Aslan, Hıdır eşi Gülüzar Aslan (1928-2004) ve yüzü görünmeyen, bebekken yitirdiği  ikiz kızı, Ahmet eşi Ğeyal Aslan (1880, 02.06.1955), Ali eşi Melek Aslan (1916-1986), Ali oğlu Hasan Aslan (1935-2002) ve Hüseyin eşi Huriye Aslan (1920-2019)  Fotoğraf: Ali Rıza Aslan arşivi
Keko oğlu Ahmet Aslan ailesinin 1947 yılında, memlekete dönmeden önce Amasya Gümüşhacıköy’de çekilen fotoğrafı. Soldan sağa ön sıra Musa Aslan (1930), Hıdır Aslan (1916—1987) ve yeğeni Kazım Aslan (1947), Ali Aslan (1907-2001) ve oğlu Aşur  Aslan (1944), Hüseyin Aslan (1928-1974). Arka sıra soldan sağa Musa eşi Mercan Aslan, Hıdır eşi Gülüzar Aslan (1928-2004) ve yüzü görünmeyen, bebekken yitirdiği ikiz kızı, Ahmet eşi Ğeyal Aslan (1880, 02.06.1955), Ali eşi Melek Aslan (1916-1986), Ali oğlu Hasan Aslan (1935-2002) ve Hüseyin eşi Huriye Aslan (1920-2019) Fotoğraf: Ali Rıza Aslan arşivi

PÜLÜMÜR’DEN AMASYA GÜMÜŞHACIKÖY BEDEN KÖYÜNE YOLCULUK

Aile, 1938 yılında, Amasya’nın Gümüşhacıköy ilçesine bağlı Beden köyüne sürgün edilir. İlçe merkezine 8 km uzaklıktaki köyün Topallar Mahallesi, Aslan ailesine ev sahipliği yapar. Aslan ailesinin en küçük oğlu Musa,  o tarihte 8 yaşındaydı.  Musa Aslan,   Hemede Kek’in şimdi hayatta olan  tek çocuğu.

1970’li yıllarda Kırmızıköprü’de Massey Ferguson rüzgârı estiren Musa Aslan’la sıcak bir yaz günü,  Pülümür Kırmızıköprü’deki tek katlı evinin bahçesinde buluşuyoruz.  Pülümür Kırmızıköprü’nün ‘Kitapçı Musa’sı 91 yaşında!  Oğlu Binali Aslan’ın (1955-2010),  kayın babası Mustafa Fırat’ın ağabeyi Ahmet (Kamer) Fırat’ın kahvehane-bakkal-otelinin alt katında, 1977 yılında  açtığı Umut Kitap Kırtasiyenin  sahibi Musa Aslan,  yüzyıla yaklaşan ömrüyle  yıllara meydan okuyor. Onunla, 27 Ağustos günü, saat 13.10’da, Kırmızıköprü’deki  tek katlı evinin  bahçesinde  sohbet ediyoruz.

Amasya Gümüşhacıköy Beden köyü
Amasya Gümüşhacıköy Beden köyü

 

Musa Aslan, 8 yaşında veda ettiği Salördek/Kewl köyünde yeğeni Kazım Aslan’la bir arada
Musa Aslan, 8 yaşında veda ettiği Salördek/Kewl köyünde yeğeni Kazım Aslan’la (1947) bir arada

 

KİRAZ AĞACININ GÖLGESİNDE GEÇMİŞE YOLCULUK

Musa  Aslan’ın evine doğru yürürken,  yeğeni Kazım  Aslan’ın evinin bahçesinde,   Murat  Fırat’la karşılaşıyoruz. Emekli Mimar Murat Fırat’tan, dayısı Musa Aslan’ın odasında dinlendiğini ve kendisiyle görüşebileceğimi öğreniyorum. Murat  Fırat, Musa Aslan’ın kız kardeşi Gülüzar Fırat’ın (1931-2019) oğlu.  Son birkaç yıldır memlekete gelemeyen dayısını,  bu yaz mevsiminde İstanbul’dan Kırmızıköprü’ye getirmiş. Dayısıyla yakından ilgileniyor.

Çitlerle çevrili evin dış kapısını çalıp içeri giriyorum. Koridorun solundaki odada beni ayakta karşılıyor. Yaşına göre hızlı hareket ediyor. Birlikte bahçeye çıkıyoruz. Mavi gömlekli, kareli fötr şapkalı, gözlüklü…  Sırtını kiraz ağacına dönüyor. Onunla, çocukluğundan günümüze doğru yolculuğa çıkıyoruz. Birlikte gülüyor, hüzünleniyoruz. Arada bir nemleniyor gözlerimiz.

Her insanın bir öyküsü olur. İyilerin, kötülerin, zorbaların… Güzellerin, çirkinlerin… Sevimlilerin, sevimsizlerin… Eli açıkların, gönlü zenginlerin, bencillerin…

Kitapçı Musa’nın öyküsünü dinlemek için yaz sıcağında kendisine konuk oluyorum.  

 

Musa Aslan, Pülümür Kırmızıköprü’deki evinin bahçesinde, 27 Ağustos 2021
Musa Aslan, Pülümür Kırmızıköprü’deki evinin bahçesinde, 27 Ağustos 2021

GÜMÜŞHACIKÖY SÜRGÜNLERİNE DAVULLU ZURNALI KARŞILAMA

Aslan ailesi, sürgünden ilk dönen ailelerden. Aile, 1947 yılı Eylül ayında sürgünden kayıplarla döner. Hemede Kek ve 5 yaşındaki torunu Ahmet Aslan (Ali oğlu), Gümüşhacıköy Beden köyünde toprağa emanet edilmiştir.  Musa Aslan, 8 yaşında ayrılmak zorunda kaldığı Pülümür Salördek köyüne döndüğünde 17 yaşında bir delikanlıdır. Çocuk yaşta gittiği Amasya Gümüşhacıköy Beden köyü Topallar Mahalllesi’nden, eşi Mercan Aslan’la birlikte döner. Aile, Kırmızıköprü’de davul zurnayla karşılanır. Kırmızıköprü-Salördek yol ayrımında Aslan ailesinin gelişini kutlayan köylüler, halay çeker.   Davul zurna ekibi, o gün Salördek/Kewl’de  düğünü olan  Fındık-Ferhat Arslan  çiftinin sevincine ortak olmuştur. Aslan  ailesinin 9 yıllık aradan sonra  memlekete  dönmesi,  köyde çifte düğüne dönüşür.   

Keko oğlu Ahmet Aslan (Hemede Kek, 1857-1940), 81 yaşında sürgün gönderildiği Amasya Gümüşhacıköy Beden köyünden dönemedi (Fotoğraf: Ali Rıza Aslan arşivi)
Keko oğlu Ahmet Aslan (Hemede Kek, 1857-1940), 81 yaşında sürgün gönderildiği Amasya Gümüşhacıköy Beden köyünden dönemedi (Fotoğraf: Ali Rıza Aslan arşivi) Mezar, 1972 yılında torunu Aşur Aslan tarafından yaptırılmış

TAŞ DUVAR USTASI, MARANGOZ

1950 yılında askerlik görevi için  Kars’a gider. Acemilikten sonra Kars Arpaçay Jandarma Karakolunda görevlendirilir. İki buçuk yıllık askerlikten sonra, 1953 yılında memlekete döner ve iş yaşamına atılır.

Musa Aslan, Pülümür Kırmızıköprülü esnaf olarak tanınır. Onun bugün unutulmaya yüz tutmuş bir özelliği de zanaatkârlığıdır.  Salördek ve çevre köylerdeki bazı yapılara imza atan Aslan, taş ustasıdır. Taş duvar ustası, aynı zamanda marangozdur. Kapı, pencere, masa  vb. nesnelere hayat vermiştir. Hangi yapılara emek verdiğini sorduğumuzda, aklına ilk gelen Salördek köyünden Ali (Ali Bra) Arslan’ın (1940-1978)  evi oluyor.

 

Pülümür Salördek köyünün görsel hafızası  Ali Rıza Aslan ve eşi Beser Aslan (Aslan ailesinin naif ve yardımsever bireyi)
Pülümür Salördek köyünün görsel hafızası Ali Rıza Aslan (1950) ve eşi Beser Aslan (Aslan ailesinin naif ve yardımsever bireyi)

 

GÜMÜŞHACIKÖY’DE PÜLÜMÜRLÜ BİR GÜREŞÇİ

Musa’nın sürgünde olduğu Gümüşhacıköy’de beş yıl boyunca güreş sporuyla ilgilendiği pek bilinmez. Gümüşhacıköy’e bağlı Kırca köyünde düzenlenen panayırda güreş yarışmaları da yapılır. Pülümürlü Musa, yarışmaya Beden köyünden katılır.  Beden  ve Kırca köyleri, Gümüşhacıköy’e 8 km uzaklıktadır.  Panayır, Kırca köyündeki hareketliliği artırır. Yarışmalar ilgiyle izlenir. Beden’den yarışmaya katılan Musa, rakibini yener. Kırca köylüleri, çevre köylerden panayıra katılan güreşçileri evlerinde ağırlar. Bedenli güreşçi Musa Aslan, yarışmada yendiği rakibinin evinde konuk edilir. Evin,  gönlünü kaptırdığı  kızın ailesine ait olduğunu öğrendiğinde, rakibine yenilmediği için üzülür!

 

Pülümür Kırmızıköprü’nün Kitapçı Musa’sı (Her zaman kibar ve beyefendi)
Pülümür Kırmızıköprü’nün Kitapçı Musa’sı (Her zaman kibar ve beyefendi)

KAŞI  YILDIZLI  NURKUŞ

Nurkuş, Gümüşhacıköy Kırca köyündendir. Beden’de ilkokulu okuyan, güreşle ilgilenen Pülümürlü Musa, Kırcalı kıza gönlünü kaptırır:

“Bir kız vardı, adı Nurkuş. Kaşlarının arasında sanki yıldız vardı. O kız bana âşık oldu. Gece rüyalarıma girerdi. Babam ölmüştü, anneme anlattım. Annem, Ali abime söylemiş, kabul etmedi. Onun denginde bir kadın yoktu.”

Kırca’da evine konuk olduğu  Nurkuş, 91 yaşındaki Musa’nın  hâlâ yüreğinden silip atamadığı  acı bir aşk öyküsüdür.

 

 

(Soldan sağa) Massey Ferguson sürücülerinden  İbrahim Aslan (1956-2015)  ve Haydar Yaşar Aslan (1961). Üstte, Traktörün bakım ustası Süleyman (Pala)  Nazlıcan (1953)
(Soldan sağa) Massey Ferguson sürücülerinden İbrahim Aslan (1956-2015) ve Haydar Yaşar Aslan (1961). Üstte, traktörün bakım ustası Süleyman (Pala) Nazlıcan (1953)

MASSEY FERGUSON  RÜZGÂRI

Aslan ailesinin Almanya’da çalışan çocukları,  1973’te Massey Ferguson traktör satın alır.  Traktöre  Ali, Hüseyin  ve  Musa  Aslan kardeşler  ortak olur. Traktör, Kırmızıköprü ve köylerinde çalıştırılır. Almanya’dan getirilen traktör, Aslan ailesine sürücü kazandıran önemli araçlardan biri hâline gelir. Musa Aslan,  İbrahim Aslan (1956-2015)  ve Haydar Yaşar Aslan’ın (1961) sürücülük deneyimlerini   traktöre borçlu olduğu söylenebilir.

Traktörün ‘bakım’ işlerini genelde Süleyman Nazlıcan (1953)  üstlenir..

İbrahim Aslan’ın, amcası Musa Aslan’la yaşadığı belirtilen bir olay, sürücü eğitimiyle ilgili dikkat çekici örneklerden.  İbrahim, traktörü kullanan amcasının yanına oturur.  Amca, direksiyon çevirirken vites değiştirmekte zorlanır. İki işi bir arada yürütemez.  Vites değiştirirken direksiyonu unutan amca, yeğenini yardıma çağırır:

“İbrahim, sen   vitesi değiştir, ben direksiyonu çevireyim!”

Massey Ferguson,  kazayla anılan  bir traktör olarak belleklerde kalır. Salördek, Kırmızıköprü, Uzunevler vd. köylerdeki kazaların hiçbiri ölümle sonuçlanmaz. Traktörün başına gelmeyen kalmaz! Kimi el frenini çekmeyi unutur, kimi yokuş inerken durmayacak korkusuyla yere atlar! Mavi römorkun,  Pülümür-Kırmızıköprü kara yolu üzerinde  ‘unutulduğu’ bile  olur.

Ortaklar, bakım ve onarım giderlerinden kurtulmak için 1978’de  traktörü satmak zorunda kalır.

 

Musa Aslan, Pülümür Kırmızıköprü’deki evinin bahçesinde mimar yeğeni Murat Fırat’la birlikte, 27 Ağustos 2021
Musa Aslan, Pülümür Kırmızıköprü’deki evinin bahçesinde mimar yeğeni Murat Fırat’la birlikte, 27 Ağustos 2021

ALMANCA TUTKUSU

1968 yılında Almanya’ya işçi olarak gider. Gurbette tornacılık yaparak yaşamını kazanır. Ağabeyi Hüseyin Aslan’la birlikte aynı pansiyonda (heim/haym)  kalır. Almanca merakı,  sosyal yaşamına renk katar. Almanlarla dostluk kurmaya çalışır. Pansiyonda  çalışan işçilerden Almanca öğrenmek için  çaba gösterir. Dil sorununu, sarı saçlı, uzun boylu Alman işçilerle kurduğu sıcak ilişkilerle çözmeye çalışır.

Keko Ahmet oğlu Hüseyin  Aslan (1928-1974), Almanya’da yaşama gözlerini yumduğunda 46 yaşındaydı
Hüseyin Aslan (1928-1974), Almanya’da yaşama gözlerini yumduğunda 46 yaşındaydı

BEDEN KÖYÜ İLKOKULUNDA BİR PÜLÜMÜRLÜ

Türkiye’de beş yıllık zorunlu eğitim uygulamasına 1923’te geçildi. Uygulamanın yürürlükte olduğu yıllarda sürgün edilen ailelerin çocuklarının birçoğunun ilkokul eğitiminden yararlanmadığı görülüyor. Pülümür’den Batı illerine sürülen ailelerin öğrenim çağındaki çocuklarının okulu ve öğretmeni olan köylerde  temel eğitim hakkından yeterince yararlanamaması, başlı başına bir inceleme konusu. Aslan ailesinden sadece Musa Aslan  ve Hasan Aslan,  sürgünde eğitim hakkından yararlanabilmiş. Amca-yeğen,   Gümüşhacıköy Beden köyünde ilkokul öğrenimi görmüş şanslı Pülümürlülerden.

Musa Aslan, eşi Serfiraz Aslan ve torunu
Musa Aslan, eşi Serfiraz Aslan ve torunları (Fotoğraf:Musa Aslan arşivi) 

MAYIN PATLAMASINDAN NASIL KURTULDU

Pülümür Kırmızıköprü Jandarma Takım Komutanlığının çevresi, olası terör saldırılarına karşı  mayınlanır. Geniş bir alana döşenen  mayınlar zaman zaman çeşitli sorunlara yol açar.  Mayınlı alanlara girilmesi, risklidir. Kırmızıköprü’nün Kitapçı Musa’sı, mayınlı olmadığı düşünülen Kırmızıköprü-Salördek kara yolunun kenarında sabah saatlerinde odun toplar. Kuru odunları, Kırmızıköprü-Salördek kara yoluna yakın  çıplak alana doğru atar. Yüksekten attığı bir ağaç yere düşer düşmez patlama olur. Toprağa gömülü mayın patlamıştır. Patlama sesi, uzaktan duyulur.  Yengesi Gülüzar Aslan (1928-2006), o sırada kardeşi  Hıdır Canerik’in Kırmızıköprü’deki evinin balkonunda oturmaktadır. Patlama,  Kırmızıköprü-Salördek kara yolunun başlangıcına yakın  bir yerde, Aslan ailesinin Salördek köprüsünün yanındaki evinin az ilerisinde gerçekleşmiştir. Patlama, Salördek Çayı’nın karşı kıyısında da duyulur. Patlama sesine, balkonda oturanların çığlığı karışır. Neyse ki üzücü bir durum yaşanmaz.   

Musa Aslan, şans eseri patlamadan yara almadan kurtulur.

 

Umut Kitap Kırtasiyenin (Umut Bakkaliyesi) son yıllardaki hâli (Fotoğraf: Nuray Canerik)
Umut Kitap Kırtasiyenin (Umut Bakkaliyesi) son yıllardaki hâli (Fotoğraf: Nuray Canerik) 

UMUT KİTAP KIRTASİYENİN, ‘SÜPER MARKET’E DÖNÜŞMESİ

Umut Kitap Kırtasiye, Kırmızıköprü’nün en canlı döneminde bir ihtiyaç olarak gündeme gelir.  1977’de Binali Aslan’ın açtığı dükkânda  başlangıçta kitap, kaset,  gazete, kırtasiye malzemeleri satılır. Dükkân, 12 Eylül Darbesinden sonra bölgede estirilen terörden payına düşeni alır. Kırtasiye sahibi Binali Aslan, keyfi uygulamalardan etkilenir ve Erzincan’a yerleşir. Aslan, Erzincan Barbaros Mahallesi’nde açtığı  Bereket Gıda Pazarıyla yeniden ticaret yaşamına  atılır.

Umut Kitap Kırtasiye, 12 Eylül’den sonra kitap, kırtasiye ve kaset dükkânı olma niteliğini kaybeder. Dükkân   yiyecek, giyecek, ayakkabı, ilaç (ağrı kesici, Gripin, Opon, ilk yardım malzemeleri), kırtasiye, manifatura, züccaciye, TEKEL ürünleri, yapı malzemeleri vb. satılan  küçük bir ‘süper market’e dönüşür.

Binali Aslan (02.03.1955-23.05.2010.) ve eşi Melek Aslan (Fotoğraf: Ali Rıza Aslan arşivi)
Binali Aslan (02.03.1955-23.05.2010) ve eşi Melek Aslan (Fotoğraf: Ali Rıza Aslan arşivi)

Musa Aslan, Umut Kitap Kırtasiyeyi zamanla ‘süper market’e dönüştürür. Tabeladan, Kitap-Kırtasiye ifadeleri çıkarılır, yerine Bakkaliye yazılır. İş yerinin adı Umut Bakkaliyesi olur.  Dükkân, 1978’de,  Mustafa-Ahmet (Kamer) Fırat kardeşlere ait iki katlı binanın alt  katındaki yerden yeni yerine taşınır. Aslan, daha önce Ahmet Yaman’ın işlettiği yeri  Karvanlı (Hanköylü) Hasan Fırat’tan (Hesene Derg) satın alır.

Umut Bakkaliyesinin kibar sahibi, müşterilerine hangi kahvehanelerden çay söylerdi? Müşterilere çay ikramı,  iki ayrı kahvehaneden yapılır. Umut Bakkaliyesinde ağırlanan konuklar, Mezra köyünden Ahmet (Kamer) Fırat’la (1924-2014) Akdik köyünden Süleyman Pekin’in  kahvehanesinden söylenen çayları yudumlar.  

Umut Bakkaliyesinde satılan tereyağı, çökelek, yumurta vb. ürünlerin kaynağı, çevre köylerdir.  Musa  Aslan, hemen her köyden müşteri kazanır. Kırmızıköprü’de görev yapan kamu çalışanları, jandarma personeli ve köylülerle kurduğu sıcak ilişki, ticaret yaşamına yansır:

“Çok titizdim. Çok para kazandım. Hiç dolandırılmadım. Kocatepe, Kovuklu, Sarıgül, Gökçekonak, Uzunevler köylüleri; öğretmenler, öğrenciler ve askeriye benden alışveriş yapardı. Müşterilerimden memnunum. Kimsenin veresiyesi kalmadı.”

Musa Aslan, Umut Bakkaliyesini kapatmadan önce gençlerle bir arada
Musa Aslan, Umut Bakkaliyesini kapatmadan önce gençlerle bir arada (Fotoğraf: Musa Aslan arşivi) 

UMUT KİTAP KIRTASİYENİN SOYULMASI

Umut Kitap Kırtasiye, 1979-1980 yıllarında iki kez soyulur. Dükkânın ahşap kapısını kırarak içeri giren kimliği belirsiz kişi ya da kişiler,  manifatura dâhil,  birçok  şeyi alıp götürür.   Söz konusu dükkân, Ahmet Yaman’ın esnaflık yaptığı 1977 yılı sonbaharında da benzer yöntemle soyulmuştur. Soyguncuların farklı tarihlerde gerçekleştirdiği eylem, Musa Aslan’ı önlem almak zorunda bırakır. Dükkâna demir kapı  takılır, pencerelere kepenk yaptırılır. Kitapçı Musa ve  eşi Serfiraz Hanım (1922-1994),  birkaç ay  dükkânda nöbet tutar.

Soygun aydınlatılamaz. Küçük kasabada gerçekleşen dükkân soygunu, kayıtlara ‘faili meçhul’ olarak geçer!

 

Musa Aslan, Umut Bakkaliyesinde (Fotoğraf: Musa Aslan arşivi)
Musa Aslan, Umut Bakkaliyesinde (Fotoğraf: Musa Aslan arşivi)

UMUT BAKKALİYESİNİN KAPATILMASI

Bölgede yaşanan olaylar, yoğun göç vb etkenlerden ticaret yaşamı da etkilenir. Musa Aslan, Umut Bakkaliyesini 2003 yılında Kovuklu köyünden Kazım Yıldız’a devreder. Kazım Yıldız’ın, 2008’de Beğendik köyünden Sinan Demirtaş’a devrettiği bakkalı bu kez Alişan Polat işletmeye başlar.  Bakkal son olarak, Nazımiye Oğullar (Hılves) köyünden Hüseyin Güler tarafından Munzur Yöresel Dünya Mutfağı adıyla lokantaya dönüştürülür. Lokanta, 2017 yılında kapatılır. Dükkân sahibi, ilerleyen yaşından dolayı, 1978 yılında satın aldığı yeri yeğeni Pir Ahmet Dikme’ye satar.

 

(Soldan sağa) CHP Tunceli Milletvekili Av. Hüseyin Erkanlı (1927-1988) ve CHP Tunceli Milletvekili Öğretmen-Müfettiş  Hüseyin Yenipınar  (1928-1991). (Üstte) Tunceli Milletvekili  Kamer Genç (1940-2016)
(Soldan sağa) CHP Tunceli Milletvekili Av. Hüseyin Erkanlı (1927-1988) ve CHP Tunceli Milletvekili Öğretmen-Müfettiş Hüseyin Yenipınar (1928-1991). (Üstte) Tunceli Milletvekili Kamer Genç (1940-2016)

KATI POLİTİK  TERCİHLERE MESAFELİ

Katı politik tercihlerin dışında kalmasında, hoşgörülü ve esnek kişiliğinin etkili olduğu söylenebilir. Bu özelliği, siyasilerle sıcak ilişki kurmasına engel olmaz. 1957 Genel Seçimlerinde Tunceli’den milletvekili adayı olan  Abbas  Altınkaş,   14. Dönem (1969-1973)  CHP Tunceli Milletvekili Öğretmen-Müfettiş  Hüseyin Yenipınar  (1928-1991),  15. Dönem (1973-1977) CHP Tunceli Milletvekili Av. Hüseyin Erkanlı (1927-1988) ve  18. Dönem  (1987-1991), 19. Dönem (1991-1995), 21. Dönem (1999-2002), 23. Dönem (2007-2011), 24.Dönem  (2011-2015)  Tunceli Milletvekili  Kamer Genç (1940-2016) yakından tanıdığı isimler.  Pülümür’de görevli  bazı kamu çalışanlarının atama vb. sorunlarını çözmek için Ankara’nın yolunu tutan Aslan, 1959 yılında bucak statüsü kazanan Kırmızıköprü’yü canlandırma çalışmalarının içinde yer alır. Kırmızıköprü’ye yaklaşık 2 km uzaklıktaki 1 numaralı tünelin yakınındaki Jandarma Karakolunun merkeze getirilmesi ve  Salördek İlkokulunun Salördek köyü yerine Kırmızıköprü’de açılması için çaba gösterir. Bu çalışmalara, ağabeyleri Ali, Hıdır ve Hüseyin Aslan da destek verir. 

Mehmet Ali Aslan (24.07.1951-23.11.1987) ve eşi Naime Aslan (Fotoğraf: Ali Rıza Aslan arşivi)
Mehmet Ali Aslan (24.07.1951-23.11.1987) ve eşi Naime Aslan (Fotoğraf: Ali Rıza Aslan arşivi)

YÜREĞİNE  ÇÖKEN KOCA DAĞLAR

Musa Aslan, babası Hemede Kek’ten devraldığı acılarla büyümüş. Amcası Ali Aslan (Aliye Kek),  17 Ağustos 1938’de, 16 köylüyle birlikte kurşuna dizildiğinde 8 yaşındaydı. O sırada can derdine düşen ailesiyle birlikte, 91 yıldır öğrenemediği ‘suç’tan dolayı,  ormanda gizleniyordu. Nazımiye Karvan’da (Hanköy) yaşayan saçı gıleyli ablası Hatice’nin (Fatma, 1918-1938) ince bedeni Bezik Ormanı’nda toprağa karıştığında, Herıg, Gema Aynıge ya da Pıriye-Keymazu yakınlarındaki ormanda ayağında çarık, ayak parmaklarının ucuna basarak yürüyordu. Babası, Hemede Kek’i, Amasya Gümüşhacıköy Beden köyünde kaybettiğinde, 10 yaşındaydı.

Onun yüreğine koca bir dağ gibi çöken acılar, yaşlanmaya başladığı yıllarda art arda geldi. 36 yaşındaki  oğlu Mehmet Ali Aslan (24.07.1951-23.11.1987) ile 55 yaşındaki oğlu  Binali Aslan’ı (02.03.1955-23.05.2010), Salördek köyünde toprağa verdiğinde acıların büyüğünü yaşamıştı. Eşi Serfiraz Hanım’ı 6 Nisan  1994’te sonsuzluğa uğurlamış, Kırmızıköprü’deki evinde yalnız başına kalmıştı. Şiddetli bir kış sonrası evinin üzerine düşen çığın altında yapayalnızdı artık. Koca kar kütlesinin altında sanki yüreği kalmıştı.

(Soldan sağa) Mehmet Ali Aslan ve eşi Naime Aslan. (Orta sıra) Mehmet Ali Aslan-Binali Aslan, Naime-Mehmet Ali Aslan, Leyla Aslan.(Üst sıra) Toplu fotoğraf  Serfiraz Aslan-Musa Aslan-Mehmet Ali-Naime Aslan, Leyla ve Ayla Aslan
(Soldan sağa) Mehmet Ali Aslan ve eşi Naime Aslan. (Orta sıra) Mehmet Ali Aslan-Binali Aslan, Naime-Mehmet Ali Aslan, Leyla Aslan.(Üst sıra) Toplu fotoğraf Serfiraz Aslan-Musa Aslan-Mehmet Ali-Naime Aslan, Leyla ve Ayla Aslan (Fotoğraf: Ali Rıza Aslan) 

İki oğlu ve eşinin ardından torunlarını kaybetmesi, acılarını katladı. Kısa aralıklarla iki torununu birden toprağa verdi.  36 yaşında yaşama gözlerini yuman oğlu Mehmet Ali Aslan’ın iki kızının kaybı,  yüreğinde acıların çetelesini tutan yaşlı adamı derinden sarstı. Leyla Aslan Tomaç. (Pülümür, 30.06.1975-Almanya, 18.11.2017),  sevenlerine veda ettiğinde  42 yaşındaydı.  Ayla Aslan Kalkan  (Almanya Ludwigsburg, 24.12.1976-Almanya, 05.04.2020), 44 yaşında, nemli gözlerle son bir kez bakmıştı çocuklarına.

Ağabeyi Ali Aslan, 16 Haziran 2001’de, 94 yaşında,  Erzincan’da yaşama gözlerini yumduğunda,  Türkiye Kızılay Derneği 2001 Masa Takvimine,  el yazısıyla  şu notu düşer:

“Ali Ağabeyim, bugün 10’u 10 geçe dünyasını değiştirdi.”

Musa Aslan, ağabeyi Ali Aslan, 16 Haziran 2001’de, 94 yaşında,  Erzincan’da yaşama gözlerini yumduğunda,  Türkiye Kızılay Derneği 2001 Masa Takvimine,  el yazısıyla  şu notu düşmüş: “Ali Ağabeyim, bugün 10’u 10 geçe dünyasını değiştirdi.”
Musa Aslan, ağabeyi Ali Aslan, 16 Haziran 2001’de, 94 yaşında, Erzincan’da yaşama gözlerini yumduğunda, Türkiye Kızılay Derneği 2001 Masa Takvimine, el yazısıyla şu notu düşmüş: “Ali Ağabeyim, bugün 10’u 10 geçe dünyasını değiştirdi.”

Murat Fırat, masaya çayları koyduğunda kiraz gölgesindeki dalgın adam gözlüklerini düzeltiyor. Sütlü çayından bir yudum alıyor. Bir süre susuyor. Cebinden çıkardığı 20 lirayı bana uzatıyor. BAĞ-KUR emeklisi yaşlı adamın harçlık ısrarına hayır diyemiyorum. 20 lirayı değerli bir anı olarak not defterimin sayfaları arasına yerleştiriyorum. Pülümür Kırmızıköprü’nün Kitapçı Musa’sıyla birlikte çıktığımız yolculuk  uzaklara, çok uzaklara götürüyor bizi. Kim bilir aklı nerede kalmıştır. Bezik Orman’nda meşe fidanı olarak boy veren ablası Hatice (Fatma) Aslan Aytekin’de mi kaldı yüreği?  Sonsuzluğa uğurladığı iki oğlu ve torunları, Amasya Gümüşhacıköy Beden köyüne emanet edilen babası ve yeğeni, zamansız yitirdiği eşi Serfiraz Hanım, çocukluk yıllarında nedensiz yere kovalandığı günler yeniden canlanıyor yaşlı adamın yüreğinde… Ah şu kötülükler…  Zalimlikler… Zorbalıklar… Pülümür Kırmızıköprü’nün tatlı dilli esnafı Musa Aslan,  ailesine yaşatılan kötülüklere beyefendiliğiyle meydan okuyor.

 

Aslan ailesi, 31 Temmuz 2018’de, İstanbul Kadıköy’de Prof. Dr. Şükrü Aslan onuruna verilen yemekte bir araya gelmişti
Aslan ailesi, 31 Temmuz 2018’de, İstanbul Kadıköy’de Prof. Dr. Şükrü Aslan onuruna verilen yemekte bir araya gelmişti

ASLAN AİLE MECLİSİNDEN PLAKET

Keko Ahmet Aslan Meclisinin, 31 Temmuz 2018’de, İstanbul Kadıköy’de Prof. Dr. Şükrü Aslan onuruna verilen yemekte kendisine sunduğu plaket, Kırmızıköprülü beyefendiyi özetliyor:

“Sayın Musa Aslan, naif yapınız ve kendinize özgü yaklaşımınızla hep özel oldunuz. Ailemizin yaşayan en büyük bireyi olarak, size sağlıklı bir ömür diliyor, saygılarımızı sunuyoruz.”

(Soldan sağa) Musa Aslan, Ali  Aslan, İdil İlke Aslan (Keko Ahmet ailesi, 31 Temmuz 2018’de, ailenin yaşayan en yaşlı üyesi Musa Aslan’a plaket sunmuştu) Fotoğraf: Ali Rıza Aslan
(Soldan sağa) Musa Aslan, Ali Aslan, İdil İlke Aslan (Keko Ahmet ailesi, 31 Temmuz 2018’de, ailenin yaşayan en yaşlı üyesi Musa Aslan’a plaket sunmuştu) Fotoğraf: Ali Rıza Aslan

 

Keko Ahmet Aslan Aile Meclisinin Musa Aslan’a sunduğu plaket
Keko Ahmet Aslan Aile Meclisinin Musa Aslan’a sunduğu plaket

Saat 13.10’da kapısını çaldığım Musa Aslan’la sohbetimiz yaklaşık iki buçuk saat sürüyor.  Veda zamanı geliyor. Yaşamında ayrılığın her türüne tanıklık etmiş, çoğu ayrılıkları yaşamış Kırmızıköprülü beyefendi hemen ayağa kalkıyor.

Ayakta karşılamıştı bizi, ayakta uğurluyor bu kez.

Bir hafta sonra, İstanbul Bağcılar’da yaşayan oğlu Metin’le yengesi Gülümser’in yanına gidecek. Geçen yıl memlekete gelememişti. Bu yıl Kırmızıköprü’ye gelmenin sevinci bütün bir ömre bedel. İstanbul’dayken, Kırmızköprü’yü, doğup büyüdüğüm yeri çok özlüyorum, diyor. Onu çok özlediği memleketine getiren yeğeni Murat Fırat’la el sıkışıyoruz.

Musa Aslan, oğlu Metin Aslan, yengesi Gülümser Aslan ve torunlarıyla (Fotoğraf: Musa Aslan arşivi)
Musa Aslan, oğlu Metin Aslan, yengesi Gülümser Aslan ve torunlarıyla (Fotoğraf: Musa Aslan arşivi)
(Arka sıra soldan sağa) Ali Rıza Aslan, Dr. Hüseyin Fırat ve Ahmet Aslan (Fotoğraf: Ali Rıza Aslan arşivi)
(Arka sıra soldan sağa) Ali Rıza Aslan, Dr. Hüseyin Fırat ve Ahmet Aslan (Fotoğraf: Ali Rıza Aslan arşivi)

Gelecek yıl yolda olacak gözümüz yine. Sabah erken saatte ya da öğleden sonra, Tuncelililerin ön ya da arka kapısından inecek yolcular arasında gözlerimiz  onu arayacak. .

Hep birlikte ayağa kalkıyoruz. Bahçe kapısını kendi elleriyle açıyor. Pülümür Çayı’nın yanı başındaki evine birkaç gün sonra veda edecek. Birbirimize el sallıyoruz. Koşar adım geldiğim evden, ağır adımlarla uzaklaşıyorum. Evin önünde  Salördek köyünün sevilen isimlerinden, yeğeni Ali Rıza Aslan’la karşılaşıyoruz. Mizah ustası yeğeni, amcasının Almanya anılarını anlatıyor ayak üstü.

Hüzün yerini umuda bırakıyor.

Musa Aslan, kötülüklere ve zorbalıklara karşı ayakta kalmayı başaran  bir kuşaktan günümüze kalan değerli  bir armağan. Onun yaşama tutunma çabasıyla övünüyor,  yüreğimizi,  umudumuzu besleyen güzelliklere açıyoruz…

Musa Aslan’a veda ederken ağır ağır el sallıyorum. Vedalar, yürekte sonbahar depremi yaratır
Musa Aslan’a veda ederken ağır ağır el sallıyorum. Vedalar, yürekte sonbahar depremi yaratır, 27 Ağustos 2021, Pülümür Kırmızıköprü

*Ali Haydar Aytekin’le ilgili bilgiler, Turan Fırat’ın,  Dersim’de Bir Köy Karvan kitabından derlenmiştir.

TEŞEKKÜR: Her aşamada çalışmaya destek veren, Salördek köyünün hafızası Ali Rıza Aslan  büyüğümüzün katkılarından söz etmeliyim  Bu çalışmaya yüksünmeden büyük katkı sunan değerli büyüğümüz Ali Rıza Aslan’a candan teşekkür ederim. Amcası Musa Aslan’la ilgili çalışma için  sunduğu karşılıksız emek, son derece değerli.  Aslan ailesinin naif, hoşgörülü, yardımsever bireyi olarak sunduğu katkı, övgüye değer. Çalışmada değerlendirilen fotoğrafların çoğunu benimle paylaşan, her sorumu kısa sürede yanıtlayan, esprileriyle yüreğimizi ferahlatan Ali Rıza Aslan ağabeyime candan teşekkürlerimi sunarım.

(Yalova, 10 Ekim 2021)

 

FOTOĞRAFLAR

(Soldan sağa ön sıra) Hüseyin Aslan, Ali Fırat. (Arka sıra soldan sağa) Aşur Aslan, Musa Aslan (Fotoğraf: Ali Rıza Aslan arşivi)
(Soldan sağa ön sıra) Hüseyin Aslan, Ali Fırat. (Arka sıra soldan sağa) Aşur Aslan, Musa Aslan (Fotoğraf: Ali Rıza Aslan arşivi)

 

 

Musa Aslan, torunuyla birlikte
Musa Aslan, torunuyla birlikte (Fotoğraf: Musa Aslan arşivi) 

 

Musa Aslan’ın 36 yaşında yaşamını yitiren oğlu Mehmet Ali Aslan’ın askerlik fotoğrafı
Musa Aslan’ın 36 yaşında yaşamını yitiren oğlu Mehmet Ali Aslan’ın askerlik fotoğrafı (Fotoğraf: Musa Aslan arşivi) 

 

 

Musa Aslan’ın küçük oğlu Metin Aslan
Musa Aslan’ın küçük oğlu Metin Aslan

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile

0
0
0
s2sdefault