Bugün Öğretmenler Günü…
Eserinin üzerinde imzası olmayan sanatkârın günü.
İnsan kitap yazar, kitabını imzalar, benim eserimdir, der size sunar.
Bir mimar bir eser yapar, altında mimarın ismi veya mühendisin ismi vardır, imzası vardır.
Bir şiir okursunuz, altında yazan şairin ismi vardır.
Bir tablo seyredersiniz çok güzel, çok hoşunuza gitmiştir. Bakarsınız sağ alt tarafında ressamın ismi ve imzasını görürsünüz. .
Öğretmenlik de bir sanattır. Öğretmen de bir sanatkârdır diyoruz, nerde imzası?
İşte yukarıda sadece bir kaçını saydığım sanatkârlar, onun eseri.
Hepsinde onun emeği var. Hepsinde onun izleri var.
Ona toplum mimarı diyoruz, toplumun her kesiminde onun izleri var.
Hangimizin yaşamında bazen az, bazen çok çok andığımız bir veya birden çok öğretmen yok ki…
İnsanı insan yapan eğitimdir, diyoruz. Hollandalı düşünür Erasmus; “Hayvanlar hayvan olarak doğar, insan oluşur” derken, bize biz olmamızda aldığımız eğitimin önemini belirtiyor.
Eğitim deyince de eğitimin olmazsa olmazı öğretmen gelir aklımıza.
Eğitime verilen önem insana verilen önemdir.
Onun yetiştiricisi öğretmene verilen önemdir. Dolayısıyla topluma verilen önemdir.
Toplumları yetiştirenler, toplumları kalkındıranlar öğretmenlerin yetiştirdiği eğitimli, nitelikli insanlardır.
Bunun ayırdına varan yönetimler, en büyük, en öncelikli yatırımı insana yapmışlarıdır.
Eğitimin olmazsa olmazı, öğretmene yapmışlardır.
O ülkelerde cezaevleri, okullara dönüştürülüyor. Suçlu sayısı her gün azalıyor.
Ama o ülkelerde bakıyorsunuz meslek sıralamasında öğretmenlik en başlarda yer alıyor.
O ülkeler, “bir toplumu yıkmak için atom bombası uzun menzilli füze gerekmez eğitimin geriletin yeter” sözünü iyi anlamışlar.
Sömürülmek istenen, parçalanmak istenen ülkelere oynanan oyunun formülü bu. Bunun farkında olmak gerekir.
Tekrar ediyorum, insanı insan yapan eğitimdir, diyoruz.
Eğitimin de olmazsa olmazı öğretmendir.
Öğretmenlik özel uzmanlık isteyen bir meslektir.
İnsan sevgisi, çocuk sevgisi, doğa sevgisi taşımıyorsa, sabırlı, özverili olamıyorsa almaktan çok vermeyi sevemiyorsa canlıların en karmaşık yapısına sahip olan insanı tanımak, ondaki cevheri bulup onu toplum yararına sunmak için, çok çalışma bilinciyle hareket etmiyorsa, kısacası, dünyanın en değerli madeninin, en değerli varlığının insan olduğunu anlayıp bunu anlatmak için gayret göstermiyorsa, öğretmenim deyip öğretmenliğe soyunmamalı.
Cılavuz Köy Enstitüsünün ilk mezunlarından Halil ÇİFTÇİ’nin şu sözleri kulaklarımda çınlıyor zaman zaman. Bir sorum üzerine “Öğretmen çok, ama öğretmenlik yapan çok değil demişti” (ışıklar içinde yatsın).
İşte ben bugün o çok olmayan öğretmenlerin günlerini en içten duygularımla, saygıyla kutluyorum.
Öğretmenliğimin 60.yılını yaşadığım bugün bile toplumun hâline bakıp “Bu toplumda benim payım ne kadar” deyip düşünürüm. Bu topluma karşı görevim bitti, diyemedim bu güne kadar. Öğretmen sorumluluğumun bırakmadı yakamı.
Öğretmenlik yapan öğretmenlere saygılarımla.
(Yahyakaptan, 23.11.2017)
Bu yazı, Ümit Genç tarafından elektronik ortama aktarılmıştır.