Aylin Mezralı, 15 yıllık meslek yaşamında ilk kez soruşturma geçirir. Okul içinde yaşanan bir tartışma, yönetimin beceriksizliği yüzünden ilçe millî eğitim müdürlüğüne yansır ve soruşturma açılır. Aylin Hanım, bildiği bütün doğruları açıklar.  İki öğretmen arasında yaşanan tartışmanın taraflarından biri olduğunu, o gün çok öfkelendiğini, ağzından çıktığı   öne sürülen  bazı sözleri söylemiş olabileceğini ifade eder.

 Okul yönetimi de Aylin Hanım’dan kurtulma arayışındadır. Muhakkik, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’ndan,  Aylin öğretmenin davranışına  uyan en ağır cezayı seçer: Kınama! İlçe millî eğitim müdürü, soruşturma raporundaki ceza teklifini, temiz sicil özetini dikkate almadan  onaylar. Ceza tebliğinde, öğretmenin itiraz hakkından söz edilmez. Öğretmen ne yapması gerektiğini bilmediği için  il millî eğitim müdürlüğü disiplin kuruluna itiraz edemediği gibi idari yargıya başvuru hakkını da kullanmaz ve ceza kesinleşir. İl millî eğitim müdürlüğü disiplin kurulu ya da idare mahkemesinden dönebilecek bir yaptırımın iptali  için zamanında başvuruda bulunulmaması, cezanın kaldırılması olasılığını ortadan kaldırmıştır.

 Aylin Hanım’a uygulanan yaptırım, hukuken sorunludur. Temiz sicil özetinin dikkate alınmaması, ceza bildiriminde itiraz usullerine yer verilmemesi vb. nedenler, yaptırımı tartışılır hâle getirmiştir. Oysa, adli cezalar gibi idari cezaların da hukuka uygun olması gerekir. Bir cezanın şekil,  usul  ve  esas yönünden hukuka aykırı olması, iptal nedenidir. İdari bir cezanın hukuka uygun olup olmadığını anlamak için yapılması gerekenleri şöyle özetleyebiliriz:

  1.     Öncelikle konuyla ilgili olarak deneyimli müfettiş ve okul müdürlerinden görüş istenmelidir. Gerekirse, avukata danışılmalıdır. Danışılacak avukatın, idari davalar konusunda deneyimli olmasına dikkat edilmelidir. (Sendika avukatlarının bazılarının deneyimsiz olmaları, davaların kaybedilmesiyle sonuçlanmaktadır.)

 2.     İdare, savunmanın kaç gün içinde verilmesi  gerektiğini belirtmiş mi? (Savunma süresi,  7 ya da 15 gündür.)

 3.     Ceza bildiriminde, karara itiraz hakkının olduğu   konusuna açık biçimde yer verilmiş mi? (Cezalara, 7 gün içinde il millî eğitim müdürlüğü disiplin kuruluna, 60 gün içinde ise idari yargıya başvuru hakkı bulunuyor.)

 4.     Ceza ile ilgili işlem dosyası hakkında bilgi sahibi olunmalıdır. Bu amaçla, cezanın tebliğinden sonra 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkında Kanun’u gereğince, soruşturma dosyasının bulunduğu makamdan soruşturma raporu ve  eklerinin birer onaylı örneği istenmelidir.

 5.     Cezanın tebliğinden itibaren en geç yedi gün içinde İl Millî Eğitim Müdürlüğü Disiplin Kuruluna itirazda bulunulmalıdır.

 6.     İdare, soruşturma dosyasını vermediği takdirde,  Bilgi Edinme Kuruluna itiraz başvurusunda bulunulabilir.

 7.     Bilgi Edinme Kuruluna itiraz edilmeden de  İdare Mahkemesine başvuruda bulunulabilir.

 8.     Bilgi Edinme Kurulu da dosyanın verilmemesinden yana karar verirse, kararın tebliğinden itibaren en geç 60 gün içinde İdare Mahkemesinde,  soruşturma raporu ve ekleri ile ilgili idari kararın yürütmesinin durdurulması ve  iptali istemiyle dava açılmalıdır.

 9.     İdari kararın yürütmesinin durdurulması ve iptali için soruşturma raporu ve eklerinin edinilmesi, zorunlu değildir. 

 10.   Cezanın tebliğinden itibaren en geç 60 gün içinde idare mahkemesinde yürütmeyi durdurma/iptal davası açılmalıdır.

 11.   İdare mahkemesinin aleyhte karar vermesi durumunda, kararın tebliğinden itibaren en geç 30 gün içinde istinaf  mahkemesine itirazda bulunulabilir.

12.   Cezanın hukuka uygun verilip verilmediğini anlamak için yapılması gereken ilk işlem, soruşturma dosyası ve eklerini dikkatlice incelemektir. Bu nedenle, şu noktalar göz önünde bulundurulmalıdır:

 a)     İfadeler usule uygun olarak alınmış mı?  (Adres ve  kimlik bilgileri doğru mu? İfadelerin tamamı  imzalanmış mı? İfadesi alınan kişilerin herhangi bir sağlık sorunu olup olmadığı sorulmuş mu? İfadelerin nerede alındığı belirtilmiş mi? İfadeler, uygun yer ve mekânda alınmış mı? vb.).

 b)     İfade metninde, soruşturma onayındaki iddialara ayrıntılı olarak yer verilmiş mi? Örneğin öğrenciye şiddet iddiası ile ilgili olarak ifadesi alınan tanık ya da itham edilen kişi, iddialar hakkında yeterince bilgilendirilmiş mi? Soruşturma/inceleme onayında yer alan iddiaların dışına çıkılmış mı?

 c)     Tanık ya da itham edilenlerin ifadeleri, cezaya dayanak olabilecek nitelikte mi?

 d)    İfadelerde çelişki var mı? Soruşturma raporunda, çelişkilere dikkat çekilmiş mi?

 e)     Soruşturma raporundaki bilgiler gerçeği yansıtıyor mu?  Soruşturmaya başlandığı tarih, soruşturmanın yürütüldüğü kurum, soruşturma onaylarının tarih ve sayısı, dizi pusulasındaki eklerin tarih, içerik ve numaraları, gerçeğe uygun mu?

 f)      Şikâyetçi ya da  itham edilenler tarafından verilen belgelerin tamamı soruşturma raporuna girmiş ve  yeterince değerlendirilmiş mi? (Derse izinsiz ya da özürsüz girdiği öne sürülen öğretmenin muayene belgesi vb. değerlendirmeye alınmış mı?).

 g)     Soruşturmada zaman aşımı dikkate alınmış mı? (Uyarma, kınama, aylıktan kesme  ve kademe ilerlemesinin durdurulması cezalarında, suçun öğrenildiği tarihten itibaren en geç bir ay içinde disiplin soruşturmasına; memuriyetten çıkarma cezalarında ise 6 ay içinde disiplin kovuşturmasına başlanmaması durumunda ceza verme yetkisi zaman aşımına uğrar.)

 h)    Zaman aşımı varsa, zaman aşımına neden olan disiplin amirleri hakkında herhangi bir işlem yapılmış mı?

 i)    Soruşturma raporundaki teklifle disiplin amirinin verdiği ceza arasında uyum var mı? Raporda, sübuta erdiği (kanıtlandığı) belirtilen suçla, disiplin amirinin  ceza gerekçesi örtüşüyor mu?

 j)   Soruşturma raporundaki kanıtlar, yasaya uygun olarak toplanmış mı? Örneğin ses kayıtları, görüntüler, özel yazışmalar mahkeme kararıyla elde edilmediği hâlde, rapora konulmuş ve  kararda etkili olmuş mu? (Yasaya aykırı biçimde elde edilen kanıtlar, cezaya dayanak olarak kullanılamaz).

 k)  Ceza, yasaya uygun olarak verilmiş mi?  (Cezanın, savunmadan en geç 15 gün sonra verilip verilmediği, iki yıl içinde sonuçlandırılıp sonuçlandırılmadığı vb.)

l)  Suça, yasada açık biçimde tanımlanan yaptırım uygulanmış mı? (Karşılığı açık biçimde tanımlanan yaptırımın uygulanmaması, iptal nedenleri arasındadır.)

m) Disiplin amiri,  sicil özetini  dikkate alarak bir alt ceza uygulamış mı? (Sicili temiz birine aylıktan kesme cezasının teklif edildiğini varsayalım. Disiplin amirinin, bu teklif yerine, bir alt ceza olan kınama cezasını uygulamaması,  iptal gerekçelerinden biri olarak görülmektedir).

 13. Soruşturma raporu ve eklerinin dava açılmadan önce edinilmesi, dava dilekçesinin hukuki dayanaklarını güçlendirir. Bunun uzun süreceğinin anlaşılması durumunda başvurunun yapılması ve idarenin mahkemeye sunacağı belgelerin incelenmesi gerekir. Mahkeme,  idari işleme esas olan raporu ilgili kurumdan ister. Mahkemeye ulaştırılan rapor, idarenin savunması ile birlikte incelenmeli ve dava dilekçesinde yer almayan noktalar sonradan eklenmelidir. Her durumda raporların iyi okunup değerlendirilmesi, idari davalarda önemli bir rol oynamaktadır.

 14. Dava, cezayı ilçe millî eğitim müdürlüğü vermişse kaymakamlığa, il millî eğitim müdürlüğü vermişse valiliğe açılmalıdır.

 Yukarıdaki sorulardan bir ya da birkaçına hayır yanıtını alan kişinin yapması gereken en yakın idare mahkemesinde dava açmaktır. Dava dilekçesi ve eklerinin en az ikişer tane olması  gerekmektedir. 

 

 

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile

0
0
0
s2sdefault