Bu yazı, ABECE’nin  Ağustos 2004  tarihli 216. sayısında yayımlanmıştır.

 

 Bu yazıda, 4734 sayılı  Kamu İhale  Kanunu kapsamında onarılan okulların kısa sürede neden kullanılamaz hale geldikleri sorusuna yanıt  aranmaktadır.  Onarımı tamamlanan ya da yeni  yapılan okulları,  bir yıl içinde, ‘ahlaki  çöküntü’ mü harabeye çevirmektedir? Söz konusu çöküntüyü  yaratan maddi etkenler nelerdir? Onarımdan kısa süre sonra ‘dökülen’ okulların  yöneticileri ne yapabilir?  Okulların,  müteahhitler aracılığı ile onarılmasının     yarattığı sakıncaların irdelendiği yazıda,  kamu binalarının,   daha  düşük maliyetle  kaliteli bir onarımdan geçirilmesine ilişkin önerilere yer verilmektedir. Yazıda, sistem tartışması yapıldığından dolayı, müteahhitlerin hedef alınması söz konusu değildir. Ülkemizde yaşanan  çeşitli sorunlara karşın,  işin gereklerini yerine getiren müteahhitlerin olduğu da bir gerçektir. Bu nedenle, ileride alınacak önlemler, en başta,  işini  iyi yapan kuruluşların  da ihtiyacıdır.

 

Okul binası yeni de olsa,  zamanla,   onarım  kaçınılmaz   hâle gelir. Günde  yüzlerce kez açılıp kapanan  musluklar  bozulacak, kapı kolları kırılacak,   eskiyen ders araç gereçleri  demirbaş defterinden düşülecektir.  Bu durumda, okul binasının  onarımına ihtiyaç  duyulacaktır. Peki kamu binalarının  onarımında,  kırılan ya  da  yıpranan  malzemelerin yenilenmesinde sağlıklı  bir yöntem izlenmekte midir? Mevcut ihale sistemiyle onarılan okullarda sorunlar gerçekten çözülüyor mu?

Hiç kimse, durduk yerde,   evinin sağlam kapısını  değiştirmez.  Bu gerçek, kuşkusuz,  kamu  binalarını onaran  müteahhitler için  bağlayıcı  değildir. Çünkü müteahhitlik, varlığını,  çürük kapı ve pencerelere borçludur; büyümek için,   sağlam kapıyı çıkarır  yerine    çürüğünü takar. Sistem, kamu kaynaklarını,   yandaşlarına işte bu şekilde  dağıtır.  Bölüşümde izlenen  yöntem, bahşişin de   ‘raconuna’  uygundur. Çünkü  çürük de olsa,  kapı değiştirilmiş  ve  ‘hakediş’,  kitabına uydurulmuştur.

           

           Onarıma Nasıl Karar  Veriliyor?

            Okul onarımlarında iki ayrı   uygulama yürürlüktedir. Ortaöğretim kurumları  bakanlık ödeneğiyle,  ilköğretim okulları  ise  il özel idarelerinin  bütçesiyle onarılmaktadır. İlköğretim okullarının onarımında  şu   yol izlenmektedir:

Okul müdürlüğü, onarıma ihtiyaç duyulduğunu, resmi  bir yazıyla  bağlı bulunduğu  il ya da  ilçe milli eğitim müdürlüğüne bildirir. İl  milli eğitim müdürlüğü,  ilgili okulda gerekli incelemelerde  bulunur.  İnceleme sonucunda  onarıma  ihtiyaç duyulduğuna karar verilirse,  onarımın uygun olduğunu  Bayındırlık il  müdürlüğüne   resmi yazıyla iletir.

Bayındırlık  okulda keşif yapar. Teknik   elemanlar  eksiklikleri  belirler.  Devlet İhale Yasası’na göre, gerekli ölçümler (kaç m²’lik yüzeyin sıvanıp ya  da  boyanacağı) yapılarak ihtiyaç duyulan malzeme listesi (değiştirilecek kapı  ve pencere sayısı vb.) çıkarılır.  Bayındırlık tahmini bedel  belirleyerek, bir yazıyla   milli eğitim müdürlüğüne   iletir. Milli eğitim   dosyayı il  özel idare müdürlüğüne  gönderir. Özel idare, onarım bütçesini onayladıktan sonra ihale  yerel gazete aracılığı ile kamuoyuna duyurulur.

 

Zamansız Onarım

Okul onarımlarının normal koşullarda  yaz tatilinde  yapılması  gerekir. Fakat ihalelerden kaynaklanan  sorunlar ve  ödenek sıkıntısı,  onarıma  zamanında  başlanarak tamamlanmasını engellemektedir. Örneğin Darende Nadir İlköğretim Okulu’nun onarımı yaklaşık  1,5 yıl sürmüştür (1).

Bazı okulların zamansız onarımından dolayı eğitim ve öğretimde çeşitli  sıkıntılarla karşılaşılmaktadır. Bingöl depreminde hasar gören Genç Yatılı İlköğretim Bölge Okulu’nun onarımı tamamlanamayınca,  2003 Kasımına kadar eğitim-öğretim yapılamamıştır (2).

Pülümür Barbaros Hayrettin Paşa  YİBO,  Kırmızıköprü’deki binasında  hizmet sunarken, 2002-2003  öğretim yılı başında ilçe yakınlarındaki yeni binasına taşınmıştır. Yeni bina, 27 Ocak 2003 depreminde ağır hasar görünce, öğrenciler, Akpazar YİBO’ya   nakledilmiştir. Depremde  herhangi bir hasar görmeyen Kırmızıköprü’deki binanın   tekrar kullanılabilmesi için  sekiz aylık  bir  çalışmaya (karar, ihale, onarım)   ihtiyaç duyulmuştur!

Gümüşhane’nin  Bağlarbaşı  Mahallesi’ndeki  YİBO,  2003-2004  öğretim  yılının  başlamasına  bir hafta kala onarıma alınınca,   eğitime,     20 günlük gecikmeyle  başlanmıştır.

            Nizip  Sarıkoç Köyü  İlköğretim Okulu’nun  onarım ihalesi zamanında  yapılmayınca, sırasız, masasız,  penceresiz, tuvaletsiz  okulda  eğitime geçilmiştir.  Nizip  İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü  yetkilileri, Eylül  sonunda  basına yaptıkları açıklamada, onarımın 40 gün  içinde   bitirileceğini ifade etmişlerdir   (3).  

 

Su ve Elektrik Faturaları

Okul  onarımlarını  üstlenen  müteahhitler, genellikle,   kullandıkları  su  ve  elektrik  faturalarını  ödememektedir. Okul içi  onarım  çalışmalarında (kompresör ve matkap kullanımı, harç yapımı vb.)  okulun elektrik  ve suyundan yararlanan  müteahhitlerden geriye  yüklü faturalar kalmaktadır.

 

Okul Araç Gereçleri Kullanılıyor

Müteahhitlerin üstlendiği onarımlarda,  okula  ait araç ve gereç   kullanımı  yaygındır. Özellikle kısa süren onarımlarda, müteahhitler,  okulların   hortum, matkap,  kazma, kürek, el arabası, kova vb. malzemelerini kullanmaktadır. Onarım sona erdiğinde,  hortumlar kısalmış, kovalar  delinmiş ya da betonla ‘sıvanmış’, matkap uçları kırılmış olabiliyor. Zaman zaman malzemelerin   ‘sırra kadem’ bastığı da  oluyor!

 

Kalitesiz  Malzeme

            4734 sayılı Kamu İhale  Kanunu’nun  12. maddesinde, onarım ya da inşaatta kullanılacak malzeme ile ilgili olarak şu ifade yer almaktadır: “Belli bir marka, model, patent, menşei, kaynak veya ürün belirtilemez ve belirli bir marka veya modele yönelik özellik ve tanımlamalara yer verilmeyecektir.”

Kamu kurumlarının onarımında, ihale  şartnamesinde, kullanılacak malzemenin markası belirtilememekte, sadece  TSE’ye uygunluk koşulu aranmaktadır. Bu durum,  ihaleyi alan  şirketlerin  en ucuz  ve kalitesiz  malzemeyi kullanmalarına   olanak  sağlamaktadır.  Uygulamalar, okul onarımlarında   kaliteli   malzeme  kullanıma olasılığının  sıfır olduğunu  göstermektedir. Benzer durum  kamu inşaatları için de geçerlidir. Deprem  yıkıntıları, bunun  kanıtlarıyla  doludur.

            Bir Yılda Çürüyen Okullar

Yeni yapılan okulların   büyük bölümü kısa sürede adeta kullanılamaz hale geliyor. Müteahhitler,  ihalelerde yüzde elliye varan  indirimlerin, malzeme ve  işçiliğin  kalitesini düşürdüğünü  ifade ediyor. Bayındırlık   elemanları  bu görüşe katılmakla birlikte, asıl sorunun denetim yetersizliğinden kaynaklandığı   görüşünde.

Onarım ya da   inşaatın   her aşamasında  iyi bir denetim yapıldığında,  ihaleye aykırı görülen  noktaların belirlenmesi ve engellenmesi  kolaylaşır.  İşin bitiminde yapılan denetimlerde  aksaklıkların saptanması  zor  olmaktadır.

  İnşaatı yaklaşık on yıl sürdükten sonra geçen öğretim yılında  faaliyete geçen  Kandıra    Gürgendüzü  İlköğretim Okulu,  bir yılda harabeye  dönmüştür! Projeye göre PVC pencereli olması gereken okula alüminyum  pencereler takılmış,  tenis ve basketbol sahaları yarım  bırakılmıştır. Bu öğretim yılında   taşımalı eğitim kapsamına alınarak  boşaltılan okulun 370 öğrencisi,  Tasvire-Hurşit  Güneş  İlköğretim Okulu’nda eğitime  başlamıştır.  

Yine Kandıra’da,  Akçakayran  Mahallesi’nde   yapımına  5 yıl önce  başlanan  24 derslikli   bir okulun inşaatı  yarıda bırakılmış, bina   adeta  çürümeye terk edilmiştir (**).  Yıkılmaya yüz tutan  okullardan birisi  de   Kandıra Hacımazlı Köyü İlköğretim Okulu’dur.   Bugüne kadar  hiç öğrenci yüzü görmeyen 4 katlı  binanın,  köye  neden yapıldığına ilişkin inandırıcı bir açıklama  henüz yapılamamıştır.

527          öğrencinin  öğrenim gördüğü  Muradiye YİBO, zemininde çökme ve  duvarlardaki  çatlaklar sonucu  yıkılma tehlikesiyle  karşı karşıya. 1994 yılında eğitime açılan okul, Doğu Anadolu fay hattı üzerinde yer almaktadır  (4).

Batman Bayındırlık ve  İskan  İl Müdürlüğü, 800  mevcutlu  Kozluk YİBO’nun  bazı bölümlerinde görülen kayma, duvarlarındaki çatlamalar yüzünden tahliyesini istemiştir.Söz konusu okulun kaygan zemin üzerine inşa edildiği ve her an çökme meydana gelebileceği belirtilmektedir. (5). 

                         Eski Milli Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu, Bingöl Çeltiksuyu YİBO’nun, depremde  yıkılma nedenini,  müteahhit aracılığı ile yapılmış olmasına  bağlıyor  (6).

            

Ahlaki  Çöküntü?

            Bayındırlık Bakanı  Zeki Ergezen’e göre, Pülümür depremi sırasında  kamu binaları  ahlaki çöküntüden   dolayı  ağır hasar görmüştür  (7). Bakan, açıklamasında, müteahhitlere  bir de uyarıda  bulunmuştur: “İşinizi doğru yapın, yoksa bunun hesabı sorulacak”

            Bayındırlık  Bakanlığı’nın bugüne kadar  işini iyi yapmayarak  devleti zarara uğratan  müteahhitlerle ilgili   somut bir adım atıp atmadığı  merak konusudur.  Depremde yıkılan, hizmete açılmadan  dökülen binaların yapım ve denetiminden sorumlu olanlarla ilgili  ciddi  bir işlem yapılmış mıdır?  Kamu binalarının  sağlam  bir biçimde yapılması, kişilerin vicdanına ya da iyi niyetine bırakılabilir mi?

            2001 yılı  Haziran ayında çıkartılan “Yeni Yapı Denetim Yasası”nda kamu inşaatlarını denetim dışında tutan  maddenin, yıkıntılarda,   “ahlaki çöküntü”   kadar  payı yok mu?

           

Okul Yöneticilerine Düşen Görev

Yeni yapılan veya onarılan okul yöneticileri,  arıza  ve aksaklıklar karşısında ne yapabilir?  Öncelikle  yapılması gereken,  durumun  bir tutanakla  milli eğitim müdürlüğüne bildirilmesidir..

2886  sayılı Devlet İhale Kanunu’nun (***)   83/c  maddesinde, hileli malzeme, araç veya usullerin kullanılması  suç olarak tanımlanmıştır. Aynı Yasanın 87. maddesinde de  yapım ve onarımlarda ilgili hilelerle ilgili çeşitli yaptırımlar öngörülmüştür:

“Gayrimenkullerin  yapım ve onarımlarında  kesin kabul tarihinden  itibaren  beş   yıl içinde   malzemenin hileli olmasından  veya  yapım ve onarımın teknik icaplara uygun olarak  yapılmamasından ortaya çıkan   zarar ve ziyan , Borçlar Kanunu’nun 360.  maddesi gereğince  ve 360. maddesindeki  sürede  müteahhide ikmal ve  tazmin ettirilir. İdareler, beş yıllık  sürede ortaya çıkacak  zarar ve noksanları  tespit ile  gereğinin yapılması için  durumu ilgili mercilere bildirmekle yükümlüdür.

            Benzer  yaptırımlara 4735  sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nda da (****)  yer verilmektedir. Söz konusu Yasanın   25/c maddesinde, “Sözleşme konusu işin yapılması veya teslimi sırasında hileli malzeme, araç veya usuller kullanmak, fen ve sanat kurallarına aykırı, eksik, hatalı veya kusurlu imalat yapmak.” Suç sayılmıştır. Yine aynı Yasanın  27. maddesinde,  yüklenicilerin cezai sorumluluktan, iş tamamlandıktan ve kabul işlemi yapıldıktan sonra tespit edilmiş olsa dahi kurtulamayacakları  belirtilirken,  28. maddede de görevlilerin  cezai sorumluluğuna  değinilmektedir.

Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun  30. maddesinde,  görevi kötüye kullanan yüklenici kuruluşlara uygulanacak  yaptırımlara açıklık getirilmektedir:

“Yapım işlerinde yüklenici ve alt yükleniciler, yapının fen ve sanat kurallarına uygun olarak yapılmaması, hileli malzeme kullanılması ve benzeri nedenlerle ortaya çıkan zarar ve ziyandan, yapının tamamı için işe başlama tarihinden itibaren kesin kabul tarihine kadar sorumlu olacağı gibi, kesin kabul onay tarihinden itibaren de on beş yıl süreyle müteselsilen sorumludur. Bu zarar ve ziyan genel hükümlere göre yüklenici ve alt yüklenicilere ikmal ve tazmin ettirilir. Ayrıca haklarında 27. madde hükümleri uygulanır.”

            Kamu İhale  Kanunu’nun    60. maddesinde görevlilerin cezai sorumluluğu hatırlatılmaktadır.

 

İlçe Milli Eğitim Devre Dışı

            Okullar  il milli eğitim müdürlüklerinin sorumluluk ve  gözetiminde onarılmaktadır. İlçe  milli eğitim yöneticileri  onarım hakkında  yeterince bilgilendirilmemektedir. Bu sorun,  bütün işlerin   ‘tepede’  halledilmesinden  kaynaklanmaktadır. Milli eğitimin mevcut örgütlenmesi,  ilçe milli eğitim müdürlüklerini  ihtiyaç olmaktan çıkarmıştır. İlçelere verilen    tek görev,  resmi yazılara aracılıktır. Bir  tür haberleşme  istasyonu olarak  çalışan ilçelerde,  yapılan onarımlardan  haberdar olan eğitim yöneticisine rastlamak neredeyse olanaksızdır.

           

Denetim Görevlilerinin Sıkıntısı

             Onarımı  süren  okulların  denetimden  sorumlu olan  Bayındırlık İl  Müdürlüğü   yetkililerine   yeterli  araç ve ödenek tahsis edilmemektedir. Örneğin Kocaeli Bayındırlık İl Müdürlüğü’nün, makam  arabası hariç, sadece üç aracı bulunmaktadır. Bazı illerde elemanlar, denetimlere,  müteahhitlere ait araçlarla gitmektedir. Bu durumda  yapılan denetimlerin  nesnelliği   tartışma konusu  olmaktadır.

           

            Müteahhitliğe Sınırlama

            Okullarda  kapı ve pencerelerin  onarılması, muslukların değiştirilmesi, boya-badana işleri müteahhitsiz  yapılamaz mı?  Milli eğitim, onarımları  aracısız yapamaz mı?  Pencerelerin  yenilenmesi, kapı kollarının değiştirilmesi için müteahhide  gerçekten  ihtiyaç var mı? 

Müteahhitlerin üstlendikleri onarımların büyük bir bölümü  taşeron kuruluşlara devredildiğine göre,  mevcut sistem  işlerliğini  önemli ölçüde kaybetmiş demektir. Bu  olgu,  müteahhit dahil,   aracıların  gereksiz hale geldiğini göstermektedir.

 Okul onarımına ayrılan  ödenek,  aracılar yerine doğrudan  okula  verilebilir. Bu yöntemle, birçok iş aracısız daha düşük maliyetle yapılabilir.  Özellikle son yıllarda, ödenek yokluğundan dolayı, okul yöneticilerinin onarım konusunda  büyük deneyim kazandıkları dikkate alındığında,  bu uygulamanın son derece kolay olduğu  anlaşılacaktır.

Nevşehir’in  Gülşehir  Belediyesi  on yıl  boyunca bütün hizmetlerini aracısız yürütünce,   4 trilyonluk kazanç sağlamış.  Belediye Başkanı Erol Ünlüsoy,  on yıl içinde  hiçbir ihale açmadıklarını ve  müteahhide iş vermediklerini, böylece  5  trilyonluk işi   650  milyara tamamladıklarını  ifade ediyor  (8).             Müteahhitlik hizmetleri, istisnalar hariç (*****), yozlaşmaya açıktır.  2003 yılında Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından hazırlanan  bir raporda;  İller Bankası,  Karayolları,  Yapı ve Afet İşleri  Genel Müdürlükleri tarafından  gerçekleştirilen ihalesiz işlerde  toplam  824 milyon dolar, 32 milyon mark ve  309 trilyon liralık fazla ödeme yapıldığı belirtilmektedir   (9). 

 

Okullara  Onarım Ödeneği

MEB’in, 22.11.2002 tarih ve 3637 sayılı Genelgesinde,  Genel ve Mesleki Teknik  Liseler, Her Tür ve Kademedeki Pansiyonlu Okullar,  Özel Eğitim Okulları, Akşam Sanat Okulları,  Endüstri  Pratik Sanat Okulları,  Pratik Kız Sanat Okullarının müdürleri 2. derece  ita amiri olarak  nitelendirilerek,   mal ve hizmet  alımlarında  50 milyar TL’ye kadar  sözleşme yapmaya  yetkili kılınmıştır.

Müteahhide verilen onarım ödeneği  doğrudan okullara verilmelidir. Okul onarımına  ayrılan  ödenek, okul müdürünün başkanlığında; müdür yardımcısı, veli, öğretmen, öğrenci ve hizmetli  temsilcisinin  katılımıyla oluşturulacak  bir kurul gözetiminde kullanılmalıdır. Kurul, gerekli görüldüğünde, genişletilebilir.  Malzeme alımı  ve  seçiminde, okulun bulunduğu il yada ilçede faaliyet yürüten   ticari kuruluşlar   ve meslek odalarına  gerekli duyurular yapılır.  Duyuru, il ya da ilçe mili eğitim müdürlükleri   aracılığıyla da  yapılabilir.

 

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Desteği

            TSK,   her yıl  çok sayıda  okul  binasını onarmaktadır. Askeri olanakların eğitim hizmetleri için seferber edilmesi,  son derece  yararlıdır. Fakat kamu binalarının onarımı, askerin asli görevi olarak algılanmamalıdır. Mevcut uygulama daha sistemli hale getirilebilir. Özellikle ilçe   jandarma komutanlıkları, ihtiyaç halinde,  bölgelerindeki    okullarda  boya-badananın yanı sıra  küçük onarım gerektiren    bazı  işlerde personel  görevlendirebilir.

            Antalya Güloluk Köyü İlköğretim Okulu  (10),       Diyarbakır     Kocadağ Bozbağlar Köyü İlköğretim Okulu (11), Derince 15. Kolordu İlköğretim  Okulu  2003 yılında  TSK tarafından  onarılan   okullardan sadece birkaçıdır.

           

Belediyelerin Desteği

            Belediyeler, olanaklar ölçüsünde,  okul onarımlarına katkı sunmaktadır. Belediye  olanaklarının okullar  için  seferber edilmesi büyük önem taşımaktadır. İzmit Büyükşehir,  Saraybahçe,  Derince, Bekirpaşa  ve Değirmendere   Belediyeleri  okulların onarım, donanım, çevre düzenlemesi ve temizlik işlerine  katkı sunmuşlardır.

 

Endüstri Meslek   Liseliler  Görev Başına!

Okul  onarımlarında, endüstri meslek liselerinin yanı sıra mühendislik  ve teknik eğitim  fakültelerinde öğrenim gören öğrencilerden de yararlanılabilir. Onarımın   çeşitli aşamalarında (proje, kontrol)  ezberci   eğitimden  yakınan öğrencilerin yetenek ve birikimleri  seferber edilebilir. 

           

 Öneriler

·        Okul müdürlerine onarımı denetleme yetkisi verilmelidir. Onarımı üstlenen kuruluşa, ilgili okul müdürlüğünden,  işi tamamladığına  ilişkin belge  alma zorunluluğu getirilmelidir.

·        İnşaat ve  onarımlarda kaliteli malzeme kullanma zorunluluğu  getirilmelidir. TSE koşuluna ek olarak,  malzemelerde, belirli süre için  garanti vb.  koşullar aranmalıdır. Garanti  süresi içinde  kullanılamaz  hale gelen malzemeler, sorumlu kuruluş tarafından onarılmalı ve  gerektiğinde değiştirilmelidir.

·        Onarılan okulların denetlenmesi amacıyla, il  ve  ilçe  milli eğitim müdürlüklerine bağlı   şube  müdürlükleri  oluşturulmalı,  bu şubeler  teknik personel yönünden güçlendirilmelidir.

·        Yeni  inşaat  ya da  büyük projeler    gündemde olmadığı  sürece,  okul onarımlarında  müteahhitlik uygulamasına son verilmelidir. Bayındırlığın  belirlediği onarım bedeli okullara ödenek olarak ayrılmalı ve  harcamalar    okulda oluşturulacak kurul aracılığıyla yapılmalıdır.

·        Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, okul  onarımlarına  sunduğu destek,    yaygınlaştırılarak  sürdürülmelidir.

·        Endüstri meslek liselerinde öğrenim gören öğrenciler, öğretim yılı boyunca okullardaki  bakım ve onarım  çalışmalarına katılmalıdır. 

·        Teknik okullarda, sık sık arızalanan tesisatların onarımı  için gezici  ekipler  oluşturulmalıdır. Bu nedenle, söz konusu okullara  yeterli ödenek ayrılmalıdır.

·        Bayındırlık müdürlüklerinin  denetimlerini kolaylaştırmak  amacıyla,  teknik  personele  yeterli araç  tahsisi yapılmalıdır. Kontrol ekiplerinin müteahhitlere ait araçlarla denetime çıkmaları kesin olarak önlenmelidir.

 

 Dipnotlar

 (*)    Huriye Pak  İlköğretim Okulu Derince/KOCAELİ

(**)  Söz konusu okulun  yapımına neden karar verildiği de  tartışma konusudur. Çünkü inşaatın yapıldığı bölgede,  öğrenci  sayısı dikkate alındığında, yeni bir okula ihtiyaç duyulmamaktadır. 

(***)Resmi Gazete, 22.01.2002/24648. Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nda 30.07.2003’de bazı değişiklikler yapılmıştır. Söz konusu değişikliklerle  ilgili olarak, 15.08.2003 tarih 25200  sayılı    Resmi Gazete’de yayımlanan 4964  numaralı  Yasaya  bakılabilir.

(****)4734 sayılı Kamu İhale Kanunu yürürlüğe girmeden önce yapılan onarım sözleşmeleri 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’na göre yapılmıştır.

(*****) Erzincan  Tercan Esenevler Köyü İlkokulu  ve lojmanının yapımını  üstlenen müteahhit  İskender Yılmaz,   inşaatı usulüne uygun olarak  tamamlamak isteyince, ödenek yetmez, iflas eder. Bu durumu gururuna yediremeyen müteahhit, köyünün okulunu  sağlam  yapabilmek için bütün olanaklarını seferber eder ve  köylülerden yardım ister. Köylülerin  destek ve yardımlarıyla  tamamlanan söz konusu  okul  binası  ve lojmanı, hala sapasağlam durmaktadır.

 Kaynaklar

(1) Bekir Sözen, Darende Haber.

(2) Vakit, 20.11.2003.

(3) Radikal, 27.09.2003.

(4) Hürriyet, 04.05.2003.

(5) Cumhuriyet, 07.05.2003.

(6) Cumhuriyet, 03.05.2003.

(7) Tercüman, 28.01.2003.

(8) Yeniçağ, 27.02.2003.

(9) Vakit, 22.12.2003.

(10) Cumhuriyet, 17.09.2003. 

 

(11) Akşam, 14.06.2003.  

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile

0
0
0
s2sdefault