Ülkemizde  yaşanan sosyo-ekonomik sorunların  dışavurumu  farklılıklar göstermektedir. Sorunun bütününü algılayamayanlar, hemen her olayın sorumlusu olarak öğretmenleri görme eğilimindedir. Okul bahçesinin dışında bir öğrenci sigara mı içti,  öğretmene tepki gecikmez: Öğretmeni terbiye vermemiş! Okul çıkışında arkadaşına çelme atan  öğrenciye mi rastlandı, suçlu yine öğretmen: Bunlara öğretmen eğitim vermemiş!

Eğitime, ülkenin sosyo-ekonomik yapısından bağımsız bir işlev yüklenmesi, hiçbir bilimsel değer taşımamaktadır. Ekonomisi bozulan, üretimden kopan, üretim dışı gelirlerin yasadışı biçimde paylaşıldığı bir ortamda güvenlikten ya da ‘efendilik’ten söz edilebilir mi?

Üretimin dışlandığı koşullarda insanlar yırtıcılaşmakta ve bir birinin kurdu olmaktadır. Güvenlik sorununun, bu koşullarda birinci gündem maddesi olması doğaldır. Okulların güvenlik sorunu; sokakta, trafikte,  iş yerlerinde, kamu-özel kurum ya da kuruluşlarda sıklıkla rastlanan güvenlik sorunlarından soyutlanarak ele alınamaz.

  Okul Müdürleri Sorumlu

            İlk ve orta dereceli okullarda güvenliğin sağlanmasından okul müdürleri sorumlu tutulmaktadır. Millî Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliği’nde  (MEB, 2014),  okulların güvenliği ile ilgili şu hükümlere yer verilmektedir:

Güvenli okul ortamının sağlanması için her türlü eğitim ve rehberlik faaliyetlerine önem verilir. Çalışanların ve öğrencilerin fiziki ve psikolojik şiddetten korunması için iletişim araçları ile kamera ve alarm sistemlerinden yararlanılarak gerekli tedbirler alınır (Madde-78/2).

Okullarda, dışarıdan hizmet alımı yoluyla, güvenlik görevlisi görevlendirilebilir (Madde-69/3).

Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’nde (MEB, 2013), okulların güvenli hâle getirilmesi konusunda müdürlerin yükümlülükleri tanımlanmaktadır:

Okulun derslik, bilişim teknolojisi sınıfı, laboratuvar, atölye, kütüphane, araç ve gereci ile diğer tesislerini sağlık ve güvenlik şartlarına uygun bir şekilde eğitim ve öğretime hazır bulundurur (Madde-78/1-c).

Okul binası ve eklentilerinin sabotaj, yangın, hırsızlık ve diğer tehlikelere karşı korunması için gerekli koruyucu güvenlik tedbirlerinin alınmasını sağlar (Madde-78/1-y).

MEB Yangın Önleme ve Söndürme Yönergesi’yle, müdürlere,  okullarda gece bekçisi görevlendirme yetkisi tanınmaktadır. Gece bekçisi görevlendirilememesi durumunda en yakın kolluk kuvvetine bildirimde bulunma zorunluluğu getirilmektedir:


Kurum ve okul binalarında bir gece bekçisi veya güvenlik görevlisi bulunması asıldır. Gece bekçisi temin edilemeyen yerlerde, hizmetli sayısı 2'den fazla değilse, durum en yakın polis veya jandarma karakoluna bir yazıyla bildirilir ve binanın devriyeler tarafından sık sık kontrol edilmesi sağlanır  (Madde-85). 

 

          Bu yazı, Öğretmen Dünyası’nın Nisan 2016 tarihli sayısında yayımlanmıştır.

 
        Okulları Kimler Ziyaret Ediyor
        Şöyle de sorulabilir: Okulları kimler ziyaret etmiyor? Eğitim kurumlarının ziyaretçi yelpazesi oldukça geniş.  Pazarlamacı, reklamcı, balcı, baharatçı, marmelatçı, kuruyemişçi, bakliyatçı, kırtasiyeci, tiyatrocu, sinemacı, kitapçı, fotoğrafçı, tuhafiyeci, seyahat işletmecisi, fotokopici, bilgisayarcı,  matbaacı, lokantacı, tonerci, bankacı, belediyeci, doğalgazcı, elektrikçi, siyasetçi, dernek yöneticisi, sihirbaz, dolandırıcı, kozmetikçi vb. liste uzayıp gidiyor.

     Bu liste, okula giriş çıkışların denetim altına alınmasının önemine işaret ediyor. Peki, ne yapılmalı? Gelenlerin tamamı okuldan geri mi çevrilmeli? Okul yöneticilerinden beklenen, giriş çıkışlarda, okul güvenliğine katkı sağlayacak kısıtlamalara gitmektir.

     Veli-Öğrenci Çatışması
      Veli-öğrenci çatışması, okullarda karşılaşılan önemli bir güvenlik sorunudur. Özellikle ilköğretim çağı çocukları arasında yaşanan bazı sorunların eve taşınması, zaman zaman üzücü olaylara neden olmaktadır. Anne ve babalar, kendi çocuklarına ‘karışan’ çocuğu, fırsat bulduğunda,  okul içinde ya da dışında cezalandırma yoluna gitmektedir. Bu yöntem, aileler arasında çatışmalara yol açmaktadır.

    Çocuklar arasında yaşanan sorunlara büyüklerin müdahale eğiliminin giderek arttığı gözlenmektedir. Konuyla ilgili sayısal verilere rastlanmasa da, olgular, çocuklar arasında yaşanan sürtüşmelerde yetişkinlerin doğrudan taraf olduklarını gösteriyor. Belki tarihin akışına aykırı, ama feodal sistem yeniden diriliyor. Bu olgu, toplumun değer yargılarında değişiklik olduğu biçiminde de yorumlanabilir. Yıllar önce ayıplanan çocuklara müdahale günümüzde ölümle sonuçlanan acı olaylarla gündeme geliyor.

Veli-öğrenci çatışmasını önlemenin en etkin yolu, ilgili öğretmen ve okul yönetiminin olaya zamanında müdahale etmesi ve sorunu okulda çözmesidir. Toplantılarda, velilerin, öğrencilere müdahalesinin yaratabileceği sakıncalara dikkat çekilmesi de olumlu sonuç alınmasına katkı sağlayabilir. 
 
      Okul Zorbalığına Karşı Önlem
      Eğitim kurumlarında öğrenci güvenliğini sorunlu hâle getiren olgulardan biri de okul zorbalığıdır. Okul zorbalığında önleyici hizmetlerin önemi yadsınamaz. Fiziksel ya da sözel zorbalığa karşı önlem alınması, son derece önemlidir. Okul zorbalığının önlenmesinde, öğretmen-yönetici-veli iş birliğinin önemli rol oynaması beklenmektedir. 
 
      Okullara Revir Zorunluluğu Getirilmelidir
      Okullarda, gelişme çağındaki çocuklardan kaynaklanan sürekli bir hareketlilik söz konusudur. Düşme, çarpma, saldırı vb. nedenlerden kaynaklanan yaralanmalara yerinde müdahale son derece önemlidir.  Beklenmedik anda gelişen düşme, çarpma, yaralanma vb. durumlarda ilk müdahalenin olay yerinde yapılması gerekir. Bunun sağlanması için okullarda revir açılmalı ve sağlık görevlisi bulundurulmalıdır.

      Esnek Çalışma Risk Etkeni
      Okullarda, yardımcı hizmetler alanında, kadrolu çalışanlar kademeli olarak azaltılmaktadır. Kadrolu çalışma yerine esnek çalışmanın yeğlenmesi, başlı başına risk etkenidir.  Eğitim kurumlarının temizlik ve teknik sorunlarının çözümünde, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na tabi çalışanlar yerine, İŞ-KUR ya da benzeri kuruluşlar aracılığı ile geçici işçilerin görevlendirilmesi,  güvenli okulların yaratılmasında karşılaşılan engellerden biri olarak görülmektedir. Ücretli öğretmen uygulaması için de benzer düşünceler ileri sürülmektedir. Esnek çalışma, okulları siyasi müdahalelere açık hâle getirmekte, iş verimini olumsuz yönde etkilemektedir. Çalışanların kusurlu davranışlarına idari yaptırım uygulanamaması da geçici işçi çalıştırma konusundaki önemli sorunlardan biridir. 
 
     Dönüşen Okulları Bekleyen Tehlike
     222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu’nun 62. maddesine göre (Değişik:
12/11/2003 - 5002/1) meyhane, kahvehane, kıraathane, bar, elektronik oyun merkezleri gibi umuma açık yerler ile açık alkollü içki satılan yerlerin, okul binalarından kapıdan kapıya en az 100 metre uzaklıkta bulunması zorunludur.          
       Dershane/okullara, bu kurala aykırı olarak izin verilmesi, öğrenci ve öğretmenler açısından risk etkeni olarak görülmektedir. Alışveriş merkezleri, bar vb. yerlere yakın binalarda hizmet veren bu okullarda eğitim verilmesinin çeşitli güvenlik sorunlarına yol açacağı öngörülmektedir. 
      Bu okullarda spor salonu ve açık alan olmamasının, öğrencileri sosyal-sportif etkinliklerden uzak tutarak saldırgan davranışlara zemin hazırladığı ve okulların güvenliğini olumsuz yönde etkilediği düşünülmektedir.

       Okul Bahçeleri Tinercilere Emanet
        Okulların açık alanlarına özellikle akşam saatlerinde uyuşturucu ve alkol bağımlıları ev sahipliği yapıyor. Bahçelerde uyuşturucu ve alkol kullanımı, okullara zarar veren eylemlere de kaynaklık ediyor. Açık alanlardaki demirbaşlara zarar verilmesi, kantin ya da okulun soyulması, bu zarar verici eylemlerden sadece birkaçını oluşturmaktadır. Okul bahçelerini güvenli hâle getirmek için fiziksel önlemlerin arttırılmasına ihtiyaç duyulmaktadır. 
 

      Çatışma Yaratan Yöneticiler
      Güvenli okulların yaratılmasında okul yöneticilerine de önemli görevler düşmektedir. Yöneticiler açık, saydam, dürüst ve adil olmakla yükümlüdür. Eğitim yönetimi ilkeleriyle örtüşmeyen tutum ve davranışlar, kurumun işleyişine zarar verir.  Yöneticilerin adil olmayan kararlarının, okullarda bazı güvenlik sorunlarını tetiklediği düşünülmektedir.  Bölgecilik, hemşericilik, mezhepçilik, etnik ve siyasi ayrımcılık gibi çalışma iklimini zehirleyen tutum ve davranışlardan kaçınılması gerektiği açıktır.

    Çığa Kapılan Öğrenciler
    Pülümür Yatılı Bölge İlköğretim Okulu öğrencisi Filiz Diken,  1989 yılı şubatında,  yarıyıl tatilinden okuluna dönerken çığa kapılarak yaşamını yitirmişti. Aynı okuldan, kış ortasında, öğretmenlerinden habersiz köyüne gitmek isteyen bir öğrenci de donarak ölmüştü. Okula giriş çıkışlarda denetime özen gösterilmesi ve olağanüstü durumlarda öğrencilerin evlerine gönderilmemesi, bu tür üzücü olayların önlenmesinde etkili olabilir. 
    Taşıma kapsamındaki okullara her gün servisle gidilmesi, öğrenci güvenliği açısından tehlike yaratmaktadır.  Özellikle kış koşullarında köylerden okullara öğrenci taşınması, zaman zaman kazalara yol açmakta ve acı olayların yaşanmasına neden olmaktadır. 

    Okul Mutfak ve Yemekhanelerine Dikkat
   Okul mutfak-yemekhanelerinin çalışanlar ve öğrenciler için güvenli hâle getirilmesi için bazı önlemlere ihtiyaç duyulduğu bilinmektedir. Öğrencilerin kesici ve delici aletlerin yanı sıra yanıcı nesnelere ulaşımının engellenmesi, akla ilk gelen önlemlerden birkaçını oluşturmaktadır. 
 

     Öğretmen ve Yöneticilerin Hedef Gösterilmesi
    MEB yöneticilerinden, konuşmalarına özen göstermeleri beklenir. Ne var ki okul güvenliğini tehdit eden önemli etkenlerden biri de bazı yetkililerin  davranışlarıdır. Kaynak kitap,  bağış vb. gerekçeler öne sürülerek öğretmen ve yöneticilerin hedef gösterilmesi, okulların güvenliğine zarar vermektedir. Üst düzey yöneticilerin özensiz açıklamaları, öğretmenlerin can güvenliğini tehdit eden davranışları özendirmektedir.  Yetkililer, yükümlülüklerine rağmen okullara kaynak ayırmadıkları hâlde,  okulların finansmanına katkı sağlayan yöneticileri hedef almaktadır. Öğrencilere yardımcı kaynak öneren öğretmenlere yönelik davranışlar da benzer nitelik taşımaktadır. Herhangi bir öğretmenin, öğrencisine yardımcı kaynak önermesi adeta suç niteliği taşımaktadır.

    Nöbet Görevi
    Okullarda nöbet hizmetlerinin polisiye bir görev olarak algılandığı görülmektedir.  Eğitim-öğretim hizmetlerinin tamamlayıcı ögesi olan nöbet hizmetlerinin sadece güvenlik boyutuyla ele alınmasının, bazı sorunlara yol açması kaçınılmazdır. Okulu dış tehditlere açık hâle getiren tutum ve davranışlar, okulda öğretmene şiddet olarak yansımaktadır. 
     Dersi olan nöbetçi öğretmen,  nöbet yerine öğrencilerden önce gidebilir mi? Dersi aksatmadan gidemeyeceği gerçeği, uygulamanın gözden geçirilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Okulların fiziksel koşulları dikkate alınarak yönetici sayısında artışa gitmek, öğretmen yetiştiren okulların öğrencilerinden yararlanmak, nöbetçi öğrenci sayısını arttırmak vb. ek önlemler, nöbetçi öğretmen uygulamasını destekleyici biçimde geliştirilebilir.

    Devlet Okulları Yıpratılıyor
    Kamu eğitim kurumları, akademik ya da sosyal başarıları ile değil, çoğu kurgu olan, skandallarla öne çıkarılmaktadır. Sözü edilen eğitim kurumlarının yıpratılması için akla gelebilecek tüm yöntemlere başvurulduğu görülmektedir. Okullarda yaşanan güvenlik sorunları da bu amaçla öne çıkarılmaktadır. Devlet okullarında yaşanan sorunların abartılarak gündeme getirilmesi,  özel okulların yaygınlaştırılmasına uygun zemin hazırlamaktadır.

              Sonuç ve Öneriler
  ·         Okul güvenliği; sağlıklı bir öğrenme ortamının yaratılmasında, öğrenci, öğretmen, yönetici, veli ve çevre ilişkilerinde üst düzey uyum sağlanmasıyla gerçekleştirilebilir.

·         Okul yöneticileri, güvenli okulların yaratılması amacıyla öğrenci, öğretmen, yardımcı hizmetler personeli ve velilerle sağlıklı iletişim kurmalı, olası çatışmalarda önleyici roller üstlenmelidir.

·         Güvenli okul, çevresiyle barışık okuldur. Halk eğitimine okulun önderlik etmesi ve okul olanaklarının topluma sunulmasının, eğitim kurumlarının çevre ile ilişkilerinin güçlendirilmesinde etkili olabileceği değerlendirilmektedir.  

·         Madde bağımlılığı,  şiddet vb. risk grubunda yer alan öğrenciler belirlenmeli ve bu alanda önleyici etkinliklere ağırlık verilmelidir.

·         Mevcut sistem, güvenliği tehdit etmektedir. Güvensiz ortamın sorumlusu ve kaynağı olan sistem, kurtarıcı rolünde ortaya çıkarak, yarattığı korkuyu ranta çevirmektedir. Yüksek güvenlikli siteler, özel güvenlik, servis, silah ve mühimmat vb. sektörlerin gelişmesi için korku ve panik ortamının yaratılması gerekmektedir.   

·         Kırsal alanlarda görev yapacak öğretmenlerin yetiştirilmesinde iklim,  barınma, beslenme, ısınma vb. özgüllükler dikkate alınmalıdır.

·         Eğitim fakültelerinde öğrenim gören öğrencilere yönelik Okul Deneyimi uygulamasına, merkez okullarının yanı sıra bazı köy ve kasaba okullarında da gidilmesinin, kırsalda görev yapacak öğretmenlere katkı sağlayacağı düşünülmektedir.

·         Köylerde görevlendirilecek öğretmenler için uyum programları hazırlanmalıdır. Programda; soba yakma, soğuklardan ve CO gazından korunma, olumsuz hava koşullarına karşı mücadele vb. konulara yer verilmelidir.

·         Eğitim kurumlarının güvenlik anlayışı hapishanelerden farklı olmak zorundadır. Okullarda güvenliğin sadece polisiye bir vaka olarak ele alınması, güvenli okul ortamının yaratılmasını engelleyen önemli etkenlerden biri olarak görülmektedir.

·         Okulların ana girişleri denetim altına alınmalı ve kayıt dışı geçişlere izin verilmemelidir.

·         İşlevsel olmayan okul polisi uygulamasından vazgeçilmeli, sorunlu okullarda güvenlik görevlisi görevlendirilmelidir.

·         Okulların öğrenci ve ziyaretçi girişleri ayrılmalıdır. Yeni okul binalarının tasarımında, dersliklere, zorunlu olmadıkça, öğrenci ve öğretmenlerin dışında girişlerin engellenmesi konusu dikkate alınmalıdır.

·         Devlet okullarının kapısı ‘paparazzi’lere kapatılmalı, kurgu haberlerle, kamu eğitim kurumlarının yıpratılmasına izin verilmemelidir.

·         Yönetici ve öğretmenlerin kararlarının açık, anlaşılır ve adil olmasının, güvenli okul ortamının sağlanması ve sürdürülmesinde etkili olduğu ifade edilmektedir.

·         Okullarda güvenliği tehlikeye sokan etkenler ortadan kaldırılmalıdır. Isıtma ya da soğutma sistemlerinin bakımı düzenli olarak yapılmalı; tehlike yaratan dolap, TV, levha, lavabo, ayna vb. nesneler sabitlenmelidir.

·         Okulların ısıtılmasında profesyonel kadrolar görevlendirilmeli, kazan dairesinde, deneyimsiz ve belgesiz kişiler çalıştırılmamalıdır.

·         Asansörlerin süreli bakımları yapılmalıdır.

·         Her okulda acil çıkış kapısı olmalı, mevcut kapılara işlerlik kazandırılmalıdır.

·         Okullarda taşeron elemanı vb. kadrosuz işçilerin yanı sıra ücretli öğretmen görevlendirilmesi uygulamasına son verilmelidir.

·         Kantinler, okul güvenliğinin zayıf halkalarıdır. İşletmeci ve personelin seçimine özen gösterilmesi,   nöbetçi öğretmen görevlendirilmesi vb. uygulamalar, kantinlerde alınabilecek güvenlik önlemlerinden birkaçını oluşturmaktadır.

·         Laboratuvarlar güvenli hâle getirilmelidir. Bu amaçla,  giriş ve çıkışlar denetim altına alınmalı,  laboratuvarlardan, öğretmen gözetiminde yararlanılmalıdır.

·         Atölyelerde çalışma güvenliğini tehlikeye sokan etkenlere karşı önlem alınmalıdır.

·         Temizlik ürünleri açıkta bırakılmamalıdır. Okul çalışanları, temizlik ürünlerinin kullanımı konusunda eğitilmelidir.

·         Okulların çatı katlarına girişler engellenmeli,  çatı katları depo olarak kullanılmamalıdır.

·         Okul binalarında yanıcı maddeler saklanmamalı, akaryakıt depolarının olduğu yerlere sorumlulardan başkasının girmesi önlenmelidir.

·         Okul pencerelerinin tasarımında öğrencilerin gelişimi dikkate alınmalı, sarkma vb. durumların yaratabileceği tehlikelerin önüne geçmek amacı ile yarım açılır pencereler tercih edilmelidir.  

·         Velilerin öğrencilere müdahalesini engelleyen etkin önlemler alınmalıdır.

·         Eğitim araç gereçleri öğrencilere zarar vermeyecek biçimde tasarlanmalıdır.

·         Önemli bir risk etkeni olan kaygan zeminlerin kullanımından vazgeçilmelidir. 

·         Su depolarının, yılda en az bir kez temizlenip bakımı yapılmalı ve ilaçlanıp temizlenmelidir (İKY, Madde 78/1-e).

·         Okulların yangın söndürme tesisatı elden geçirilmeli, yangın tüplerinin dolumu zamanında yapılmalıdır.

·         Okullar, tehlikeli kimyasal madde üreten fabrikalardan uzak yerlerde inşa edilmelidir.

·         Askeri cephane ve mühimmat depolarına yakın mesafede okul yapılmamalıdır.

·         Okullarda, öğrenci sayısı dikkate alınarak revir açılmalı ve sağlık görevlisi görevlendirilmelidir.

·         Okullara ödenek ayrılmalıdır. Devletin okullara kaynak ayırmasının,  yöneticilerle velileri karşı karşıya getiren parasal nedenleri ortadan kaldırarak okul güvenliğine katkı sunması beklenmektedir.


Kaynakça

MEB. (2014). Millî Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliği. Resmî Gazete, 26.07.2014, Sayı: 29072.

MEB. (2015). Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği. Resmî Gazete, 01.07.2015.

http://mevzuat.meb.gov.tr/html/ilkveokuloncyon_0/ilkveokuloncyon_0.html  Erişim: 06.02.2016.

http://mevzuat.meb.gov.tr/html/24.html Erişim: 07.02.2016.

 

http://mevzuat.meb.gov.tr/html/9_0.html Erişim: 08.03.2016.

 

 

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile

0
0
0
s2sdefault