Pülümür Gökçekonak (Tasni/Tasniye) yol ayrımındaki  köprüye Tahsini adı verilmiş (Tunceli Pülümür'de bu adı taşıyan bir yerleşim birimi yok!)
Pülümür Gökçekonak (Tasni/Tasniye) yol ayrımındaki köprüye Tahsini adı verilmiş (Tunceli Pülümür'de bu adı taşıyan bir yerleşim birimi yok!)

Trafiğin düzenli işlemesinde tabelaların payı yadsınamaz. Trafik işaret ve tabelaları, araç  sürücüleri ve yayalar  için büyük önem taşır. Tabelalar trafik kurallarını  özetleyen,  yön gösteren, yerleşim birimlerini tanıtan, uzaklıklar hakkında bilgi veren araçlardır. Yetkililerden, bu araçların hazırlanmasına özen göstermeleri beklenir. Gelişigüzel hazırlanmış levhaların, karışıklığa yol açabileceği unutulmamalıdır.  

Trafik işaret ve tabelaları, Trafik İşaretleri Hakkında Yönetmelik hükümleri doğrultusunda hazırlanır. Tabelaları  hazırlama yetkisi  Karayolları Genel Müdürlüğü (KGM)ne ait. Bu yetkinin, yerel yönetimler vb. kurumlar tarafından da zaman zaman kullanıldığı gözlenmektedir.

Tunceli-Pülümür kara yolunda, KGM tarafından hazırlandığı belirtilen bazı tabelaların sorunlu olduğu görülüyor. Bu tabelaların büyük bölümü, köprülerde yer alıyor. Pülümür Çayı ya da bazı dereler üzerindeki köprülerin her iki yönünde yerleşim biriminin adına yer  veriliyor. Köprüler, bulundukları ya da yakın oldukları yerleşim biriminin adıyla adlandırılıyor.

 

Oğullar, Ağlayan Hilbeş, son olarak Hilbeş!  (Canı sıkılan isim değiştiriyor!)
Oğullar, Ağlayan Hilbeş, son olarak Hilbeş! (Canı sıkılan isim değiştiriyor!)

HILVES Mİ, HİLBEŞ Mİ?

Kırmızıköprü’ye yedi km uzaklıktaki Nazımiye Oğullar (Hılves) köyü yol ayrımında, Ağlayan Kayalar’ın yanındaki köprü, birkaç yıl önce Oğullar köprüsüydü. Oğullar’ın tüzel kişiliğine son verildi. Oğullar, artık Nazımiye Büyükyurt (Hakis)’n bir mahallesiydi! Büyükyurt, kilometrelerce uzaklıkta bir mahalleye  kavuşmuştu. Tabelacılar  hemen harekete geçti.  Oğullar tabelası kaldırıldı, köprünün yeni adı  Ağlayan Hılbeş olmuştu. Kamuda tükenmişlik duygusunu tatmayan meslek erbabının başını tabelacılar çekiyor. Ağlayan Hılbeş’in saltanatı, tabelacıların enerjisine yenik düştü! Köprünün yeni adı, Hilbeş’ti. Tabelacılar, köprüyü  Hilbeş adıyla ‘tescil’ etmişti! Hılves’in  Hilbeş’e dönüştürülmesinin,  Türk Dil Kurumu (TDK)  uzmanları için bile sürpriz olduğu öne sürülüyor.

KIRMIZIKÖPRÜ NASIL KIRMIKÖPRÜ OLDU?

Kırmızıköprü’nün girişindeki köprüye asılı  Kırmıköprü tabelası kaldırılmış, yerine Salördek tabelası asılmış. İyi ki bu değişikliğe gidilmiş, çünkü Kırmızıköprü yerine niçin Kırmıköprü tabelasının asıldığı hiç sorgulanmamış.  Yöre sakinlerine göre,  Kırmızıköprü yazılırken boya tükenmiş, köprünün adı Kırmıköprü olarak kalmıştı!

 

'Tahsini' köprüsüne ad veren tabelacılar, yanlıştan ne zaman dönecek?
'Tahsini' köprüsüne ad veren tabelacılar, yanlıştan ne zaman dönecek?

TASNİ’DEN TAHSİNİ YARATMAK

Kırmızıköprü’den Pülümür’e gidenler, Gökçekonak yol ayrımına yakın köprüye  Tahsini adının niçin verildiğini anlayabilmiş değil. Gökçekonak’ın eski adından kaynaklandığı düşünülen addaki bir ayrıntı, yörede mukim dil ve yazım tutkunlarının gözünden kaçmıyor. Gökçekonak’ın eski adı Tahsini değil, Tasni/Tasniye’dir. Tasniye’yi  tabelada Tahsini yapabilme becerisini gösteren KGM’nin dil uzmanlarını kutlamak gerekir!

 

Pardi, Arapça-Farsça sözcüklere benzetilmek için Pardih yapılmış! (Kültür emperyalizmine boyun eğenler, ülkenin kültürel mirasına savaş açmayı 'vatanseverlik' kapsamında açıklayabilir mi?)
Pardi, Arapça-Farsça sözcüklere benzetilmek için Pardih yapılmış! (Kültür emperyalizmine boyun eğenler, ülkenin kültürel mirasına savaş açmayı 'vatanseverlik' kapsamında açıklayabilir mi?)

PARDİ’YE KURULAN TUZAK!

‘Tahsini’ selamlayıp yola devam ediyoruz. Birkaç yüz metre ileride başka bir köprünün başında soluklanıyoruz. Köprü, Uzunevler (Pardi/Pardiye) köyünün alt tarafında kalıyor. Alçı taşı ocağının yakınındaki köprü tabelasına bakıyoruz. Köprüye Pardih adı uygun görülmüş. Belli ki Uzunevler köyünün eski adı üzerinde kalem oynatılmış ve yüzlerce yıllık  bir adın sonuna, Türkçe kökenli sözcüklerde rastlanmayan h harfi eklenmiş! Böylece, Pardi/Pardiye  dil sihirbazları tarafından Pardih yapılıvermiş! (Siyahın Farsça, Sulhun Arapça kökenli olduğunu belirtmeye gerek var mı?)

 

Karayolları Genel Müdürlüğünün tabelacıları, köprüye, haritada olmayan Mırdıkan adını vermeyi uygun görmüşler!
Karayolları Genel Müdürlüğünün tabelacıları, köprüye, haritada olmayan Mırdıkan adını vermeyi uygun görmüşler!

MIRDIKAN DİYE BİR YER YOK!

‘Pardih’i, adı Pardi’yle  özdeşleşmiş değerli büyüğümüz Hüseyin Kılıç’ı anarak geride bırakıyoruz. Bu kez istikamet, Mırdıkan!  Kırmızıköprü Orman Deposu’nun yağmalanan binasının az ilerisindeki köprü için tercih edilen ad, Mırdıkan olmuş. Bu adı, şimdi hayatta olan 90’lı yaşlardaki köylülerden  hiçbiri duymamış! Yörede Mırdıkan adı taşıyan bir yerleşim birimi bulunmuyor. Masa başında üretilen bir ad olduğu kesin, ama niçin? Aklımıza Kangallı/Murdafan köyü geliyor. KGM’nin dil sihirbazları için  Murdafan’ın Mırdıkan yapılması, helva yemek kadar kolaydır. Varsayalım ki Murdafan, bir fırça darbesiyle Mırdıkan oldu. Peki, Murdafan’la Mırdıkan arasındaki mesafe ne olacak? Murdafan, Mırdıkan köprüsüne en az beş km uzaklıkta. O arada başka köyler de var üstelik. Avurtojige ve  Löriz’i  uçarak Mırdıkan’ı keşfetmek,  sıra dışı başarılardan biri olmalı. Mırdıkan mı, Murdafan mı? Bu sorunun yanıtını Murdafan’ın çalışkan ve yetenekli köylülerinden Nuri Yıldız’ın vermesi bekleniyor.  

 

Pülümür Kırmızıköprü Orman Deposunun yağmalanan binası (Mırdıkan köprüsüne komşu olmak!)
Pülümür Kırmızıköprü Orman Deposunun yağmalanan binası (Mırdıkan köprüsüne komşu olmak!)

BÜYÜK UYGARLIKLARA YAKIŞAN TAVIR

Tabelalardaki yanlışlar, kültür emperyalizminin saldırılarına göğüs geremeyenlerin, binlerce yıllık kültür mirasımıza karşı konumlandıklarını gösteriyor. Bu tavrın,  imparatorluk birikimiyle açıklanamayacağı ortada.   Kendine güvenen korkmaz! Büyük uygarlıklar,  eski uygarlıkların kültürel ve tarihsel zenginliklerini tereddütsüz sahiplenir. Bin yıllık adlar, tarihî ve kültürel mekânlar, büyük uygarlıklar için bir tehdit değil, zenginlik kaynağıdır. Hılvesi’i Hilbeş, Murdafan’ı Mırdıkan, Tasni’yi Tahsini, Pardi’yi Pardih  yapmak,  bugün tarihlenmesi bile güç uygarlıkların bakiyesine sırtını dönmek demektir. Anadolu, kadim uygarlıkların boy verdiği  bir kültürel iklime  ev sahipliği yapıyor. Tabelalara yansıyan cehalet, bu coğrafyanın değil, beton sevicilerin çapını   ortaya koyuyor!

  

 (Pülümür/Kırmızıköprü, 19 Ağustos 2019)

 

 

 

 

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile

0
0
0
s2sdefault