ÖZET

Bu çalışmayla, Eylül 2015 tarihinde faaliyetlerine son verilecek olan dershanelerin etüt merkezi, özel okul öncesi, özel ilkokul, özel ortaokul ve Temel Lise adıyla faaliyet yürütmelerine olanak sağlayan yasal düzenlemelerin irdelenmesi amaçlanmaktadır. Dershanelerin pratikte kapatılıp kapatılmadığı sorusuna yanıt aranan çalışmada, faaliyetlerine özel okul olarak devam edecek olan ‘yeni’ dershanelerin devletçe desteklenmesinin yaratacağı olası sorunlar ele alınmaktadır.

           

GİRİŞ

Dershaneler, eğitim sistemimizin sorunlu alanlarından birini oluşturmaktadır. Bu kurumların varlığı sürekli tartışma konusu olmuştur. Özel eğitim kurumlarının sistemin desteği olmadan varlık gösteremeyeceği bilinmektedir. Dershanelerle ilgili tartışmalarda, sistem desteğinin genelde gözardı edildiği görülmektedir.   Dershaneler, 1980’den sonra, devleti küçültme adı altında millî devletin hedef alındığı koşullarda gündeme getirildi. Sınırlı sayıdaki dershaneyle, devletin  asli görevi olan eğitimin kapıları  piyasaya  aralanmış,   Türk eğitim sisteminin millî ve  laik  niteliği  tartışmaya açılmıştı. Dershanelerin eğitim sisteminin ‘tamamlayıcı’ ögesi hâline gelmesinde sistem belirleyici oldu. Cemaat, tarikat, mafya vb. ‘yükselen’ yapılar,  dershaneler aracılığı ile eğitim sisteminin merkezine oturtuldu. Küçülen devletin görevleri,  bu yasa dışı ‘hücre’lere devredildi.

Dershaneler, kural dışı özel okullardır. Kural dışı, aynı zamanda sistemin  gözbebeği! Köy okulunun gönderindeki bayrak ütüsüz diye ihbar edilen öğretmeninin gözünün yaşına bakmayan sistem, dershanelerde  hiçbir zaman   İstiklal Marşı ya da  Andımız’ı okutmadı. Tebeşir parası toplandı diye müdürünün yakasına yapışan sistem, dershanelerde toplanan kayıt dışı parayı hiç sorgulamadı. Dershane-özel okul yönetici ve öğretmenleri, dağ başındaki köylerde görev yapan genç öğretmenleri odalarından kovan  il-ilçe millî eğitim müdürlerinin en itibarlı konukları oldu. Özel okul öğretmenlerinin, kılık-kıyafetten dolayı,  vali ya da kaymakamların gazabına uğradığını, kahrından öldüğünü duyan oldu mu?  Valiler ve kaymakamlar,  özel okula dokunanların sistemin fırınında  yanacağını bilecek kadar zekidirler.  Mülki amirler, çürüyen özel okulların yanından bile geçemezler. Bir kişi kovulacağını bildiği bir yere gider mi?  O yüzden ‘amirlik’ gösterisi için, devletin  beş kuruş vermediği devlet okullarına mecburdurlar. (Belediye başkanlarının, ‘güç gösterisi’ için süpermarket yerine bakkalı tercih etmeleri de bu doğrultuda ele alınabilir.)

Dershanelerin kapatılacağı konusu bu çerçevede değerlendirildiğinde daha çok anlam kazanmaktadır. Özel okulların yaygınlaştırılması için ‘teşvik’veren sistem, dershaneleri niçin kapatsın? Sorun, sanıldığı gibi, ‘Paralel Yapı’ mı, yoksa işin içinde başka bir iş mi var?

 

Dershaneler Kapatılmıyor, Klonlanıyor

14.03.2014 tarihli ve 28941 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan "Milli Eğitim Temel Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un 9. maddesiyle dershaneler kaldırılmıştır. Sözü edilen Yasa, kamuoyuna dershanelerin kapatıldığı ve ‘Paralel Yapı’nın bu alandan tasfiye edildiği biçiminde sunulmuştur. Oysa, uygulamayla, dershanelere itibar kazandırılmaktadır.

Dershaneler, özel okul öncesi, özel ilkokul, özel ortaokul, etüt merkezi ve Temel Lise olarak  dönüşüm kapsamına alınmıştır. Eylül 2015’e kadar dershane olarak faaliyet yürütecek olan özel eğitim kurumları o tarihten itibaren özel okul olarak ‘hizmete’ devam edecek. ‘Hizmet hareketi’, bundan böyle çarşı pazarda kurulan özel okullar aracılığı ile yürüyüşünü daha rahat sürdürecektir.

Dershanelere karşı yürütülen mücadelede, ‘Paralel Yapı’ya vurgu yapılmış, kamuoyu, dershanelerin kapatılacağı konusunda ikna edilmişti. ‘Paralel Yapı’nın eğitim sisteminin dışına sürüleceği iddiasının ne kadar dayanaksız olduğu kısa sürede anlaşıldı. Çünkü sistem, yıllardır başaramadığı özel öğretimde okullaşma oranını dershanelerin kabuğunu değiştirerek arttırıyor. ‘Paralel’ karşıtı söylemle başlatılan kampanya, eylül 2015’te, sadece tabela değişikliğiyle, dershaneleri özel okula dönüştürme adımıyla yeni boyut kazanıyordu. 

 ‘Paralel Yapı’nın Dershaneleri Okul Oldu

Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Kırmızı Kitap’ta, terör örgütü kapsamına alınan  ‘Paralel Yapı’yla bağlantısı kanıtlanan dershanelerin özel okula dönüşümlerine izin verilmeyeceğini ifade etmektedir: “Paralel Yapı’ya yakın dershaneler dönüşme şartlarını taşımıyorlarsa dönüşemeyecekler. Paralel Yapı'nın dershanesi ya da kurumu olduğunu bilirsek ve bunu kanıtlarsak, ki bunu kanıtlamak da o kadar zor değil, o bilgileri değerlendiriyoruz, ona göre ruhsatlandırıyoruz.”(Sabah, 08.05.2015).

Bu açıklamayla ilgili olarak  şu sorular sorulabilir:

‘Paralel Yapı’ dâhil, koşulları uygun olmayan dershanelerin dönüştürülmesine izin verilmemesi, olağanüstü bir durum  olarak nitelendirilebilir mi? Dönüşüm koşullarını taşımayan ‘Paralel Yapı’ya yakın dershanelerin özel okula dönüşmelerine izin verilmeyeceği  açıklaması, ‘Paralel’le mücadele olarak görülebilir mi?  Bu ifade, ‘Paralel’e yakın olmayan bazı dershanelerin, koşulları uygun olmadığı hâlde, özel okula dönüştürüldüğü anlamına gelmez mi?

Millî Eğitim Bakanı’nın açıklamasına göre, 2 bin 206 dershane dönüşüm için başvurmuş, bunlardan 2 bin 174’ünün başvurusu kabul edilmiştir. Ülkemizde, 2013 yılında 3 bin 579 dershane olduğu düşünüldüğünde,  dershanelerin yaklaşık üçte ikisinin Temel Liseye dönüşme başvurusunda bulunduğu anlaşılmaktadır. Geriye kalan dershanelerin de özel okul öncesi, özel ilkokul, özel ortaokul, etüt merkezi ve dil kursuna dönüşmesi bekleniyor. Sayılar, dershanelerin eğitim hayatından çekilmediğini,  kimlik değiştirerek yaşamaya devam ettiklerini göstermektedir. 

 

İstiklal Marşı, Kafe Önünde mi Okunacak?

Örgün eğitim, vatandaşlık bilincinin geliştirilmesinde önemli bir yer tutmaktadır. Millî bayramlar, bayrak törenleri, özel günler, sanatsal etkinlikler, öğrencilerin, millî bilinç ve vatanseverlik duygularının  gelişmesinde yaşamsal önem taşımaktadır. Temel Liseler, devlet okullarından sökülüp atılamayan millî bilincin kazınacağı eğitim AVM’leridir. Bu okullarda İstiklal Marşı’nın okunamayacağı ve  millî bayramların gerektiği gibi kutlanamayacağı rahatlıkla söylenebilir.   Dershanelerde İstiklal Marşı okutulmuyordu. Çünkü bu kurumlar, örgün eğitime destek niteliği taşıyan kurumlardı. Dershanelerin  yerine açılan ve örgün eğitimin bir parçası  hâline getirilmek istenen özel okulların büyük bir çoğunluğu, teknik olarak, toplu hâlde İstiklal Marşı okumaya uygun değildir. Yüzlerce ya da binlerce öğrenciyle, çarşı içinde İstiklal Marşı okunabilir mi? Bu kadar öğrenci hangi alana sığdırılabilir?

 

Orda Bir Spor Salonu Var Uzakta

            Özel Öğretim Kurumları Standartlar Yönergesi,  adeta, dershaneleri okula dönüştürme yönergesidir. Belirtilen Yönerge’nin 16. maddesinde (6. fıkra, 10. bent) özel liselerde 60 m²’lik spor salonu koşulu aranmaktadır. (60 m²’lik spor salonu mu olur?)  Lisede spor salonu bulunmaması durumunda, 5 km’den uzak olmamak koşuluyla, salon kiralama yoluna gidilebileceği belirtilmektedir. Buna göre, okulda spor salonu yoksa, 5 km mesafeyi geçmeyen bir yerde salon kiralanarak eğitime devam edilebilir! Bunun için kiralama sözleşmesi yapmak yeterli sayılmaktadır. Özel spor salonlarıyla yapılan sözleşmede Noter onayı aranırken kamu kurumlarıyla yapılacak sözleşmelerde bu koşul da aranmamaktadır. Bu girişimle,  devlet okullarının eklentilerinin özel okullara kullandırılması yasallaştırılmaktadır.  Öğrencilerin oraya nasıl gideceği, salonların işlevsel olup olmayacağı, spor salonlarının ders dışı zamanlarda nasıl kullanılacağı konusuna kafa yorulmadığı anlaşılmaktadır. Bir saatlik Beden Eğitimi dersi için 5 km uzaklıktaki ‘kiralık’ spor salonuna gitmek, gerçekçi mi? Sistemin mimarları, spor eğitimini artık gereksiz görmekte ve kurtulma çareleri aramaktadır.

           

Devlet Liseleri 3 Yıla  İniyor!

Dershaneler kapatılınca sınavlara hazırlık için  tek adres kalıyor: Temel Liseler ve etüt merkezleri! 2015-2016 yılında, 12. sınıflarda,  devlet liselerinden Temel Liselere yoğun geçişler beklenmektedir. Bu geçişin, kademeli olarak 11., 10. ve  9. sınıflara doğru artarak devam edeceği öngörülmektedir. 2015-2016 eğitim ve öğretim yılında, devlet liselerinin 12. sınıflarındaki öğrenci sayısında büyük düşüşler yaşanacağı söylenebilir.  2015-2016 yılında, devlet liselerinin önemli bir bölümünde 12. sınıflar ya olmayacak ya da şube sayılarında azalma olacaktır. Bazı liselerde eğitim süresi, fiilen 3 yıla inecektir. 

Devlet liselerinde öğrenci sayısının azalması, beraberinde bazı sorunları da getirecektir.  Liselerde öğretmen norm sayısı düşecek, devlet okullarında öğretmen istihdam sorunu yaşanacaktır. Atanamayan öğretmenleri yeni bir kâbus beklemektedir. Öğretmenlerin ders saatlerinin azalması, ders ücretlerinin de azalmasına yol açacaktır. Kamudan özele öğrenci akışı, özel okullarda okullaşma oranını artıracak, millî devleti eğitim alanının dışına sürecektir.

Devletten özele öğrenci geçişi, liselerle de sınırlı kalmayacaktır. Özel ilkokul ve özel ortaokullarda da benzer sorunların yaşanması beklenmektedir. 2015 yılı eylülünde,  TEOG nedeniyle,  devlet ortaokullarındaki 8. sınıflardan özel ortaokullara öğrenci geçişlerinde artış olacağı söylenebilir. Aileleri dershane ücretinden kurtardığı öne sürülen sistem, öğrencileri, dershanelerin yerinde faaliyet sürdüren okullara adeta mahkûm ederek eğitim patronlarının yüzünü güldürmüştür.  Devlet liselerinde gündeme gelmesi beklenen öğretmen norm kadro sorununun devlet ortaokulları ile devlet ilkokullarında da yaşanması söz konusudur.

 

Dershaneler Gerçekten Kapatıldı mı?

Sistem, ortaöğretimi özelleştirmek için, dershanelerdeki cemaat yapılanmasını fırsata dönüştürmüştür. ‘Paralel Yapı’nın denetlediği dershanelerin kapatılacağı yönündeki propaganda,  kamuoyu desteğinin sağlanmasında önemli roller oynamıştır. Ne var ki dershaneler kapatılmamış, adları değiştirilerek çarpık kentleşmenin ucube okulları yapılmıştır. Dershaneleri kapatma gerekçesiyle yapılan yasal değişiklik, dershaneleri yeniden yaşatma projesi olarak eğitim gündemine getirilmiştir.  Sistem, dershaneleri kapatmamış, levhalarında değişikliğe gitmiştir. Bugün levhasında Temel Lise, özel ilkokul ya da özel ortaokul yazan dershaneler, devletten eğitime destek adı altında maddi yardım alan itibarlı kuruluşlar hâline getirilmiştir. Dershanelerin kapatıldığı konusunda kamuoyu yanıltılmış, aldatılmıştır. 

 

Yolum Düşer Meyhanelere

5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’na göre, özel okulların meyhane, bar, kahvehane vb. işletmelerden en az 100 m uzakta bulunmaları gerekiyor (Madde 4). 2019 yılı sonuna kadar dershane binalarında faaliyet yürütecek olan  Temel Liseler, özel ilkokullar, özel ortaokullar, etüt merkezleri ve özel okul öncesi kurumları, bu kapsamın dışında tutuluyor. Çünkü  aynı  Yasa’nın  geçici 5. maddesine eklenen bir fıkrayla, dershane binalarında açılan Temel Liseler, özel okul öncesi, özel ilkokul, özel ortaokul ve etüt merkezlerinin, 2018-2019 eğitim ve öğretim yılı sonuna kadar meyhane, kahvehane, bar, elektronik oyun merkezleri ve açık alkollü içki satılan yerlerin yanında faaliyet yürütmelerine olanak sağlanıyor.

Özel Öğretim Kurumları Standartlar Yönergesi’nin geçici 7. maddesi, dershanelerin özel okul olması için yoğun çaba harcandığını gözler önüne sermektedir.  Buna göre,  dershane yerine faaliyet yürütecek özel okullar,  özel okullarda zorunlu olan  asansör, engelli rampası, su deposu,  merdiven genişliği vb. standartlardan da muaf tutulmaktadır. 

 

Öğrenciler ‘Teneffüs’lerde Kafeye mi Koşacak?

Okul sadece derslik ve yazı tahtası mı? Eğitim kurumu, akademik ve sosyal etkinlikleriyle bir bütündür. Apartman okulları ezberci  eğitime uygun olabilir, ama sanatsal ve kültürel çalışmaların bu okullarda yürütülemeyeceği açık. Dershane binalarını okula dönüştürenler, okulun sosyal boyutunu yok saymaktadır.

Peki dershane binalarında okuyan öğrenciler, dinlenme saatlerini nerede ve nasıl geçirecek? Açık alanlardan  yoksun bu okullarda  zil çaldığında öğrenciler ne yapacak?  Kafeye mi gidecek? Kahvehanede okey mi oynayacak?  Önlem olarak, ‘apartman’ kapısı mı kitlenecek? Görüldüğü gibi dershane-okullarda eğitim süreci, öğrencilerin kişiliğini de olumsuz yönde etkileme özelliğine sahiptir. 

 

İkili Öğretime İzin

Özel okullarda tam gün eğitim uygulaması, yasal zorunluluktur. Fakat Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği’nin  10. maddesinin 5. fıkrasıyla  (Değişik ibare: RG-21.08.2014) Temel Liselere  ikili öğretim ayrıcalığı tanınmıştır. Pedagojik sakıncaları bilinen ikili öğretim için Yönetmelik’te değişikliğe gitmek, dershaneleri  Temel Liselerle ödüllendiren sistemin niyetini anlamak açısından öğreticidir.

 

Dershaneleri İhya Projesi

Temel Liselerin yıllık ücreti ortalama 10-15 bin TL dolayında. Bu miktar, bir yıllık asgari ücret toplamı olan 11 bin 400 TL’nin de üzerinde. Asgari ücretlinin yıllık kazancının tamamı,  Temel Lisede bir yıllık eğitim masrafını karşılamaktan uzak. Sözü edilen liselere kayıt yaptıran velilerin, bankalara borçlandıkları gözlenmektedir. Devlet okullarında parasız verilen eğitim hizmeti, paralı hâle getirilmektedir.

 

Kendi Programını Kendin Yap!

5580 sayılı Yasa’ya göre,  özel okullarda, MEB’in uygun görmesi hâlinde farklı öğretim programı ve haftalık ders çizelgesi uygulanabilir (Madde 6). Özel okullara farklı program yapma hakkı, öğretim birliği açısından kabul edilemez niteliktedir. Söz konusu madde, millî, laik ve bilimsel eğitimi tehlikeye atmaktadır. Farklı program,  millî birlik ve bütünlüğümüz açısından da risk etkeni olarak görülmektedir. Bu madde, sınav odaklı eğitimin sürdürülmesinin de yasal altyapısını oluşturmaktadır. 

 

Özel Okul Öğretmenlerinin Maaşı Devletten

5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nun 8. maddesiyle,  devlet okullarında görevli öğretmenlere özel okullarda derse girme hakkı tanınmaktadır: “İhtiyaç hâlinde, resmî okullarda görevli öğretmenlere asıl görevlerini aksatmamak ve aylık karşılığı okutmakla yükümlü bulunduğu haftalık ders saati sayısını doldurmaları kaydı ve çalıştıkları kurumların izni ile sadece okullarda, aylık karşılığı okutmakla yükümlü bulunduğu haftalık ders saati sayısının yarısı kadar ücretli ders verilebilir.”

Bu madde, çeşitli sakıncalar içermektedir. Özel okullar, personel ödemeleri konusunda ‘eli sıkı’ kurumlardır. Marka olanlar dışındaki özel okullarda çalışan öğretmenlerin büyük bir bölümü, asgari ücretin biraz üzerinde maaş almaktadır.  Devlet okullarında çalışan öğretmenlerin maaş, emeklilik keseneği, sağlık sigortası, çocuk yardımı vb. özlük hakları devlet tarafından ödenmektedir. 25 yıllık bir öğretmenin MEB’e maliyeti, ortalama 4 bin TL’dir. Gelir-damga vergisi, emekli keseneği, genel sağlık sigortası, sendika ödentisi vb. kesintiler 1.200 TL, maaş    -çocuk ve eş yardımı dâhil- 2.800 TL olarak hesaplandığında, özel okullarda ders ücreti karşılığı derse giren öğretmenlere yapılan ödemelerin sembolik olduğu görülmektedir. Ders ücretiyle, öğretmenin sigorta primi bile ödenemez.    Kamuda görevli öğretmenin özel okulda ders okutması, yasal olsa bile, etik değildir. Uygulamanın, kamu eğitim kurumlarından ‘korsan’ okullara öğrenci geçişini özendireceği öngörülmektedir. Bunun, farklı statüdeki okullarda (Kamu-özel) görev yapan öğretmenlerin yozlaşmasına yol açacağı söylenebilir. Özel okullar, bu uygulamayla,  personel giderlerini devletin sırtına yıkmaktadır. Uygulamada kamu yararının gözetilmediği açıktır.

 Sonuç ve Öneriler

 Dershanelerin, mevcut binalarda okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve Temel Lise olarak ‘klonlanması’, kesintili eğitimden sonra yürütülen en kapsamlı eğitim operasyonudur. Operasyonla, millî devletin parasız, laik ve bilimsel eğitim sistemi hedef alınmıştır.

Bu kurumlarla, Cumhuriyetin yüz yıllık eğitim birikimi hedef alınmakta, okulların sosyal ve kültürel iklimi zehirlenmektedir.

Uygulamayla, dershaneler kapatılmamış,  devletin itibarlı kurumlarına dönüştürülmüştür. 

Projeyle, dershanelerin,   Temel Lise, etüt merkezi, özel okul öncesi, özel ilkokul ve özel ortaokul adıyla faaliyet yürütmeleri kolaylaştırılmıştır.

Dershanelere yapılamayan öğrenci başına eğitim yardımı, eylül 2015’ten itibaren, dönüştürülen dershaneleri de kapsayacaktır. 

Dershaneleri estetik ameliyatla özel okula dönüştürme projesini ‘Paralel Yapı’yla mücadele olarak sunma girişimi,  maddi dayanaktan yoksundur. 

Dershanelere yönelik operasyonla, ‘Paralel Yapı’nın hedef alındığı iddiası, gerçeği yansıtmamaktadır.  Sözü edilen yapı/yapılar, bu operasyondan güçlenerek çıkmıştır.

* Paralel Yapı’yı hedef aldığı izlenimi veren dershaneleri kapatma girişimi, sözü edilen ‘yapı’yı,  özel lise, özel ilkokul, özel ortaokul açma olanağı sağlayarak güçlendirmiştir.

Bakanlığın, Millî Güvenlik Kurulu (MGK) kararıyla terör örgütü kapsamında tasfiyesine karar verilen cemaate Temel Lise açma izni verilmeyeceği açıklaması, gerçeklerle örtüşmemektedir. (Hakem, kurallara uygun atılan golü geçersiz mi sayacak?  Cemaatin açacağı liseler nasıl engellenecek? İstihbarat raporları mı dikkate alınacak? Hukuki boyut ne olacak?)

Türk eğitim sistemi, iş merkezlerinde ya da köhne pasajlarda kurulan paralı okullar yoluyla özel sektörün insafına terk edilmektedir.

Bu uygulama, KİT’lerin özelleştirme sürecinin eğitimdeki izdüşümüdür.

Devlet okullarını çökertme girişimi, dershaneleri özel okula dönüştürme çabasıyla yeni bir ivme kazanmıştır.

Mevcut dershanelerin levhalarında yapılan değişiklikle özel okula çevrilmesi,   tabelacılar için kazançlı bir iş olmakla birlikte, ülke için kayıptır.

Bu projeyle dershaneler yaygınlaştırılmakta,   adeta zorunlu hâle getirilmektedir.

* Proje, sistemin çözümsüzlüğüne işaret etmektedir. Dershaneleri kapatma savıyla koparılan fırtınadan geriye binlerce ‘korsan’  özel okul kalmıştır.

Bu ‘korsan’ okullar, özel okulların uymak zorunda oldukları bazı yasal zorunluluklardan (Spor salonu, asansör, engelli rampası, açık alana sahip olma,  bar, alkol ve tütün ürünleri satılan yerlerden uzak olma vb.)   muaf tutulmuştur.

Özel okullara uygulanan standartların bu ‘korsan’ okullara uygulanmaması, Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırıdır.

‘Korsan’ okulların, öğrencilerin sosyalleşmesi başta olmak üzere, telafisi güç zararlara yol açacağı düşünülmektedir.

‘Korsan’ okullar,  başlı başına risk etkenidir. Bu okulları yöneten ve denetleyen ‘yapı’lar, çoğunlukla,  Türkiye Cumhuriyeti ve millî değerlerle sorunlu yapılardır.

Kentsel dönüşümle mahalle kültürü yıkıma uğratıldı. Çarşı pazara kurulan temel lise ve diğer özel okullar,  bu kültürel kıyımın eğitim AVM’leri, daha doğrusu, ‘korsan’ okullarıdır.

Temel Lise, apartman tutkunu sistemin eğitime bakış açısını yansıtmaktadır.  Uygulamayla, temel eğitim çağındaki öğrenciler, okul bahçelerinin dışına sürülmekte ve apartmanlarda eğitime mahkûm edilmektedir.  

Gençliği,  apartman katlarına sıkıştırılan ‘korsan’ okullarda eğitime zorlamak,  gençleri, ergenlik döneminde ciddi risk etkenleriyle (Madde kullanımı, alkol, sigara vb.) yüz yüze bırakmak demektir.

Çarşı pazarda faaliyet yürütecek bu kurumlarla, okullar mahallelerden kovulmaktadır. 

Zorunlu eğitim kapsamındaki temel eğitim hizmetleri özel sektöre devredilmekte,  yıllardır başarılamayan özel okulların yaygınlaştırılması çabasına omuz verilmektedir.

Temel Liselerle,  ortaöğretim; özel ilkokul ve özel ortaokullarla da ilköğretim özelleştirilmektedir. (Okullarda tebeşir parası toplanmasını bile eğitimin özelleştirilmesi olarak görenler farkında mı?)

Dershane binalarında boy veren okulların, görece iyi koşullara (Açık ve kapalı alanlar, laboratuvar, atölye vb.) sahip mevcut özel okullarla karşılaştırıldığında, özel okulların eğitim kalitesini düşürmesi beklenmektedir.

Temel Liselerle, sanat ve spor eğitimi tasfiye edilecektir.

Temel Lise öğrencileri,  teste, başka bir ifadeyle beş seçeneğe mahkûm edilmekte, edebiyat, sanat ve spora yabancılaştırılmaktadır. Bu durumun, önümüzdeki yıllarda sorunlu gençlik sayısında artışa yol açacağı düşünülmektedir. 

Dershane-okullarda millî bayramların ve özel günlerin nasıl kutlanacağı konusuna açıklık getirilmesi gerektiği düşünülmektedir. Söz gelimi bayrak törenleri, lokanta ya da kafe önlerinde mi yapılacak?

Temel Lise öğrencileri, dinlenme saatlerini nerede geçirecek?  Sınıfta oturarak mı, okulun karşısındaki kafede mi, giriş kapısının yanındaki barda mı?

Temel Liseler, ailelerin eğitim harcamalarını arttırmaktadır.  Sınav kazanmanın olmazsa olmazı diye sunulan Temel Liselere kayıt yaptıran öğrenci velilerinin bankalardan kredi çekerek borçlandıkları gözlenmektedir.

Temel Liseler, çarpık kentleşmenin eğitim kurumlarıdır.

Mevcut özel okul standartlarının dershane-okullar için geçerli olmaması, kabul edilebilir nitelikte değildir.

Devletin kadrolu öğretmenlerine ders ücreti karşılığında özel okullarda ders okutma hakkının tanınması, özel okulların personel giderlerinin devlet tarafından karşılanmasından başka bir anlam ifade etmemektedir.

Devlet okullarında görevli öğretmenlerin özel okullarda da çalışabilmesinin, kamu eğitim kurumlarında çözülmeyi hızlandıracağı tahmin edilmektedir. 

Sistem, özel okullar yararına,  devlet okullarının öğretmen kaynağının yanı sıra bina ve eklentilerine de göz dikmektedir. Devlet okullarının spor salonlarını özel okullara kullandırma girişimi,  kamu kaynaklarını piyasanın emrine sunmaktan başka bir anlam ifade etmemektedir.

Özel okullara farklı öğretim programı ve haftalık ders çizelgesi uygulama olanağının sağlanması,  bütünlüğü tehlikede olan bir ülke için büyük tehlike olarak değerlendirilmektedir.

Kamuoyunun beklentisi, dershanelerin kapatılması, daha doğrusu dershane ihtiyacının ortadan kaldırılması yönündedir.

Dershane-okul projesinden vazgeçilmelidir.  Bu nedenle,  dönüşüm programına son verilmeli ve dershane-okulların ruhsatları iptal edilmelidir.

  

 

Kaynakça

http://mevzuat.meb.gov.tr/html/ozelogretimkanun_1/ozelogrkanun_1.html  Erişim: 12.05.2015.

http://ookgm.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2015_01/19054356_19012015standartlar.pdf   Erişim: 11.05.2015.

http://ookgm.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2015_01/19020908_17012015yonetmelik.pdf  Erişim: 18.05.2015

http://www.sabah.com.tr/gundem/2015/05/08/paralel-dershanelere-kirmizi-kitap-denetimi Erişim: 1http://www.aa.com.tr/tr/egitim/381595--dershane-ogrencisi-ve-ogretmeni-sayisi-ikiye-katlandi Erişim: 11.05.2014.

 

 

 

 

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile

0
0
0
s2sdefault