SOSYAL  BİLGİLER 5  ÖĞRETMEN  KILAVUZ,  DERS  VE  ÖĞRENCİ  ÇALIŞMA   KİTAPLARI (*)

MEB Sosyal  Bilgiler 5 öğretmen kılavuz,   ders ve  öğrenci  çalışma    kitapları,   ders  kitaplarının  taşıması  gereken  özellikler ve Cumhuriyetin temel  nitelikleri ölçüt alınarak  taranmıştır. Söz konusu ölçütlere  aykırı  noktaların  irdelendiği bu  yazıda,  bir tür   Kurtuluş  Savaşı  ve  Cumhuriyet Devrimi  manifestosu  niteliği  taşıyan  eski    Sosyal  Bilgiler  ders  kitaplarından  neden  vazgeçildiği    sorusuna da yanıt  aranmaktadır. Cümle sonlarında  verilen  sayfa  numaraları, kitap adı belirtilmemişse,  öğretmen  kılavuz kitabına (Karagöz  vd., 2005) aittir. Kitaplardan yapılan alıntılarda,  dil  ve  yazım yanlışları ‘aynen’ korunmuştur.

İlköğretim  Sosyal  Bilgiler  5   öğretmen  kılavuz  (Karagöz  vd, 2005), ders (Karagöz  vd., 2005 a) ve  öğrenci çalışma (Karagöz  vd., 2005 b)  kitapları,  Talim  Terbiye  Kurulunun (TTK)  18.07.2005  gün   ve 283   sayılı kararı   ile  ders  kitabı  olarak  kabul  edilmiştir.  Öğretmen kılavuz  14  bin, ders ve öğrenci çalışma kitapları  ise toplam 804 bin adet basılmıştır.   2006 yılında 930 bin adet basılan, editörlüğünü  Yrd. Doç. Dr.  Cengiz  Dönmez,  Dr. Bahri  Ata ve Dr.  Ahmet  Sait  Candan’ın yaptığı  kitaplar,  dil  uzmanları   Müjde  Kanıbir  ile  Abdurrahman  Öz  tarafından   incelenmiştir.   

 MEB  Sosyal Bilgiler öğretmen  kılavuz, ders  ve  öğrenci çalışma  kitaplarının tamamı okullara ücretsiz  olarak  gönderilmiştir.   Bu  kitapların  niçin  hazırlandığı  konusuna,  kılavuz  kitabın  228. sayfasındaki Demokrasi Eğitimi  ve  Okul  Meclisleri  Projesi’nin  amaçları  arasında  yer  alan  şu  sözlerle açıklık  getirilmektedir: “...dünyaya ve  global  değerlere açık  nesillerin yetiştirilmesi.” Sözü  edilen  ‘global’ değerlerin  emperyalist  yayılmacılığın aracı  olduğu  artık  herkes tarafından biliniyor.   Yeni  kitapların, global  değerlere açık  nesillerin yetiştirilmesi  amacıyla hazırlandığı,  yazarları  tarafından  da böylece  dile getirilmiş  oluyor.                        

 Âşık Veysel’in Hastalığı Devam Ediyor!

  İlköğretim 5. sınıf öğrencilerine, 1973’te yitirdiğimiz halk ozanı Âşık Veysel’in hâlâ hasta olduğu bilgisi veriliyor!  Dil ve yazıma özen gösterilmeyen kılavuz kitapta,  Âşık Veysel’le ilgili olarak  şu bilgi veriliyor: “Bugün Veysel hasta iken eşi onu altı aylık kızı ile yalnız bıraktı.”  (Karagöz vd. 2006: 73). İfadeden,  ozanın yaşadığı ve  hastalığının devam ettiği anlaşılmaktadır! (Eşi tarafından terk edildiği bilgisi, eğitici bir nitelik taşımamaktadır.)

  Koyun,  ‘Evrim’le   Manda Oluyor!

 Kılavuz kitaplar, ders ve çalışma kitapları esas      alınarak hazırlanır. Öğretmen kılavuz kitaplarında ders ve öğrenci çalışma kitaplarının sayfa örneklerine yer verilir. Kılavuzda yer alan sayfa örnekleriyle ders ve çalışma kitapları arasında  tutarlılık  olmaması gerekir.  Ne var ki   bu kurala yeni kitaplarda uyulmamıştır. Örneğin ders kitabında  “Ankara’yı Neden Başkent Yaptım?”  başlığıyla yayımlanan anının altında “Muzaffer Erendil, İlginç Olaylar ve Anekdotlarla Atatürk, s. 62.”  bilgisi yer almaktadır (Karagöz vd. 2006 a: 175). Söz konusu anının kaynakçası kılavuzda  farklı yazılmıştır: “Anekdotlarla Atatürk, E. Tümgeneral  Muzaffer Erendil” (Karagöz vd., 2006: 229).  Ders kitabından aynen alınması gereken sayfa değiştirilmiştir. İlginç olan, kaynakçanın kılavuz ve ders kitabında yanlış yazılmasıdır.

Çalışma kitabıyla kılavuz kitapta da benzer  bir çelişkiye rastlanmaktadır. Öğrenci çalışma kitabında, Türkiye’de  hayvan dağılımını gösteren bir grafikte, koyun oranı  yüzde 72.9 olarak belirtilmektedir (Karagöz vd. 2006 b: 84). Aynı grafik öğretmen kılavuz kitabında  da yer almaktadır. Fakat kılavuza göre ülkemizdeki manda oranı  yüzde 72.9’dur (Karagöz vd. 2006: 156).

 Karaborsacılık  Özendiriliyor

Ders kitabı, 5.  sınıf  öğrencisini   karaborsayla  tanıştırıyor!    Kitaptaki  ifadelerden,  karaborsanın  normal  bir  ekonomik faaliyet  olduğu  sonucu  çıkarılıyor. Kitapta bir  gazete  kupürüne  yer  verilmiş: “Şeb-i Arus  biletleri  karaborsaya  düştü”    (s. 41).  Ders kitabındaki  bu  haber,   kılavuzdaki  açıklamalarla da  destekleniyor: “Biletler neden  karaborsaya  düşmüş  olabilir?”   (s. 63).  Sorudan da  anlaşılacağı  gibi,  karaborsacılık sorgulanmıyor,   biletlerin karaborsaya   neden  düştüğü  konusuna  açıklık  getiriliyor.  Kitabın  yazarları,  Şeb-i Arus  törenlerine    gösterilen ilgiye  dikkat çekmek  için  yasaların  suç  saydığı  karaborsacılığı  ‘sevimli’    bir   ‘ticarî’  faaliyet  biçiminde  sunuyor. 

  Vahdettin’e ‘Tolerans’  Gösteriliyor   

 5. sınıf  ders    kitabının 50. ve 51.  sayfalarında  Türk  İnkılâbı  ve  Atatürk   anlatılmaktadır.  Kurtuluş  Savaşı’nda  Atatürk   ve  arkadaşlarının  başarılarına  değinildikten  sonra  Vahdettin’den  şöyle  söz edilmektedir:  “İstanbul’da  bulunan  padişahın Kurtuluş Savaşına  desteği olmuyordu.”  Vahdettin’le  ilgili  ilginç  düşüncelerden  biri  de  öğretmen  kılavuzundadır: “Saltanatın  kaldırılmasından  sonra, 17  Kasım  1922’de  Sultan  Vahdettin İstanbul’dan ayrılıp, İngiltere’ye  sığınmıştır.”  (s. 72).  

 Vahdettin, Kurtuluş  Savaşı’na  destek  olmuyordu, ama fazlasıyla ‘köstek’  olduğu  da  bir  gerçek.  Kitaptaki  satırlar  düşmanla  işbirliği  yapan,  Kurtuluş  Savaşı’nı  bastırmak  için  gerici  ayaklanmaları  örgütleyen,  Mustafa  Kemal  hakkında ölüm fermanı  hazırlatan   Vahdettin’le  ilgili gerçeklerin  perdelenmesine  hizmet  etmektedir.

 Sosyal  Bilgiler kitabında,  Atatürk’ün sahtekâr olarak  nitelendirdiği  (Atay, 2005:  128)  Vahdettin’in, işgalci  İngiltere’ye  kaçması  bile  sıradan bir  olay  olarak  geçiştirilmektedir.  Mustafa  Kemal Atatürk, Nutuk’ta Vahdettin’le  ilgili  olarak  şunları  söyler: “Padişahlık  ve Halifelik makamında  bulunan Vahdettin, soysuzlaşmış, yalnız  kendisini ve  tahtını güvenceye  bağlayabilmek düşü   arkasında  alçakça  yollar araştırmakta.”   

Vahdettin’le  ilgili  bilgilerin  yer aldığı  sayfada, “Saltanatın  kaldırılmasından sonra  halifelik  makamı  görevine devam  etti.  Bu  durum ülke  yönetiminde  ikililik   oluşturuyordu.”  Makamın  sözlük anlamı   mevkidir   (TDK, 1998:  1490).  Ders  kitabında, halifelik  makamına  özne işlevi yüklenmiş ve “halifelik görevine  devam  etmiştir.

Bir    yanlış  da  ikililik   sözcüğünde  yapılmıştır.  Bu sözcüğün   ikilik  biçiminde  olması  gerekmektedir.   Söz konusu sayfada  yanlış  bir  ifadeye  daha  rastlanmaktadır: “...Bu  anayasada, 1921  anayasası   aynen  kabul edilip, ‘Türkiye Devleti  bir  cumhuriyettir.’  hükmü  eklenmiştir.”   Anlatım  bozukluğunu gidermek   “anayasaya” sözcüğü edilip ulacından sonra eklenmelidir. Tümcenin doğrusu şöyle olmalıdır: “...Bu  anayasada, 1921  anayasası   aynen  kabul edilip anayasaya,  ‘Türkiye Devleti  bir  cumhuriyettir.’  hükmü  eklenmiştir.”  

Kapadokya  Hristiyanlıkla  Özdeşleştiriliyor

 Satırbaşından başlaması  gereken bir  cümle  şöyle  ifade  edilmiştir: “İnanç turizmi  bakımından  oldukça  önemlidir.  Bölgede çok  sayıda  kilise  vardır. Bu  kiliselerin  içinde  bulunan freskler, hristiyanlar  açısından  oldukça  önemlidir.”  (s. 60). İkinci  paragrafta  bölgeden  söz edilmediği  için,  inanç  turizmi  bakımından  hangi  bölgenin  önemli  olduğu  anlaşılamamaktadır. Diğer  bir  önemli  nokta da,  Kapadokya  bölgesinin  âdeta  Hristiyanlıkla    özdeşleştirilmesidir. Cümlede  geçen  hristiyanlar   sözcüğünün  ilk  harfi, yazım   kurallarına  aykırı  olarak,  küçük  harfle yazılmıştır.  Oysa  din  ve  mezhep  adları  ile  bunların mensuplarını anlatan sözler  büyük  harfle başlar (TDK, 2004: 23). Paragrafta,    oldukça  önemlidir  ifadesi   iki  kez kullanılmıştır.  Aynı sayfada  parantez  içinde belirtilen   kayak  merkezlerinin sonuna nokta  konulmamıştır.

 Kapadokya’yı  Hristiyanlıkla   özdeşleştiren anlayış,  Müslümanlığı da unutmamış: “Allah öğretmenlerinden  razı olsun”  (s. 121).

  Mantı  Tarifine Gerek  Var mı?

 “Adım  Adım  Türkiye”  ünitesinde  Kapadokya’nın  Hristiyanlar  için  önemine  işaret  edildikten  sonra  mantı   tarifi yapılmıştır  (s. 68).  Ünitelerden  vatan,  millet,  Atatürk  adları  çıkarılınca,   sayfalar  yemek  tarifine  açılmıştır.  Kitapta höşmerim  ve  tantuni  tarifine de  yer  verilmiştir (s. 66). Vatandaşlık  aktarımının   en  önemli  araçlarından biri   olan Sosyal  Bilgilerde yemek  tarifinin   yapılması  gereksizdir. Ders  kitaplarını sevimli  yapmanın  başka  yöntemleri  bulunamaz  mı?  Benzer  bir örneğe  4.  sınıf  Sosyal  Bilgiler  kitabında da  rastlanıyor. Söz konusu   kitapta,     pişmaniye  tarifi  yapılıyor  (Tekerek vd. 2005: 131).                                     

Özel Kütüphaneler?

Ders kitaplarında   kamu  bilincinin  zayıflatılması  için  başvurulan  yöntemlerden  biri  de,   kamu  hizmetlerine  değinilirken,   özel  sektörden  de  mutlaka    söz edilmesidir.   Öğretmen   kılavuz  kitabında   verilen bir örnek   benzer  niteliktedir: “İllerde  İl  Halk  Kütüphanesi  ve özel  kütüphaneler  bulunur.”  (s. 158). Türkiye’de   ‘özel’  kütüphane  kavramının  öğretmen kılavuzuyla  gündeme  getirilmesinin  kamu bilincini  tahrip    etmekten başka  işe yaramayacağı açıktır. (Kaç  ilde  ‘özel’  kütüphane bulunduğu,  bunlardan yararlanma  koşullarının ne olduğu, 70 milyonluk  bir  ülkede ‘özel’ kütüphaneciliğin  çözüm  olup  olamayacağı  da  ayrı  bir  sorundur.)                  

Farkılıklara  Vurgu

Sosyal  Bilgiler 5  ders   ve   öğretmen kılavuz  kitaplarında,  kültürel  farklılıklara, toplumu ayrıştırma işlevi yüklenmiştir

  “Merve  Nerede  Yaşıyor? 6.5 milyar insanla  birlikte  dünyada. 4  milyar  insanla  birlikte  Asya  ve  Avrupa kıt’alarında. 12 milyon  insanla  birlikte  İç  Anadolu  Bölgesi’nde. 4 milyon  insanımızla  birlikte başkentimiz  Ankara’da. Siz  nerede  yaşıyorsunuz? Siz  de Merve  ile   aynı  ülkede  yaşıyorsunuz. Ancak  farklı  bir  bölge, kent  ya  da  semtte yaşıyor  olabilirsiniz. ... Ama  yaşadığınız  yerin doğal  ve  beşerî  özellikleri sizi  her  alanda etkiler. 

 Örneğin;

Hangi  dili öğreneceğinize,

Hangi  okula  gideceğinize,

Okulda  neler  öğreneceğinize  etki  eder.”  (s. 96-97).

 Farklılıkların  öne çıkarıldığı kitapta, Hacivat ve Karagöz’e  bile bütünleştirici değil, ayrıştırıcı   rol biçilmiştir:  “Karagöz ve Hacivat Oyunlarının Tiplemeleri: Laz, Bolulu, Kayserili, Kürt, Kastamonulu, Arnavut, Acem, Rum, Ermeni, Yahudi.”   (Karagöz vd., 2006: 72).

 Öğrencinin yaşadığı  bölge, hangi  okula gideceğine  nasıl  etki  edebilir?  Zorunlu öğrenim  çağındaki  öğrenci,   nerede  yaşarsa  yaşasın,  bir  ilköğretim  okuluna  gider. Kitapta verilen okul,  eğitim ve dil  örneğiyle, ülkemizde  bugün mevcut  olmayan  bir  sistem savunulmaktadır.   Ders  kitabıyla, üstü  kapalı  bir  biçimde de  olsa,   yeni   azınlık  ve tarikat  okulları  gündeme getirilmektedir.

Kitabı  hazırlayanlar, bölgesel  farklılığı,  okulda  nelerin  öğrenileceği   konusunda  belirleyici  öge  olarak  görmektedirler.  Bu düşünceden,    Sosyal  Bilgiler   ünitelerinin   yöre koşulları (iklim, üretim vb.) dikkate  alınarak   esnek işlenmesi  sonucunun  çıkarılması  mümkün değildir.  O hâlde  bu  cümleyle ne  anlatılmaktadır?  Türkiye’deki   bütün  okullarda aynı  program  uygulandığına  göre,  okullarda   öğretilecek konuların  bölgelere  göre  değiştiği  iddiası ne  anlama  gelmektedir? Bizim  eğitim programımızda   öğrenciye  nelerin  öğretileceği  tek  tek  belirtilmektedir. Türkçe, Fen  ve  Teknoloji,  Sosyal  Bilgiler,  Matematik, Yabancı  Dil,  Müzik, Görsel  Sanatlar,         Beden  Eğitimi, Trafik  ve İlk Yardım  vb.  derslerin  programı  önceden  belirlenir  ve  bütün okullarda uygulanır.  Türkiye’deki bütün  okullar  bu  programı uygulamak  zorundadır. Bu da, hangi  bölge  olursa  olsun,  okullarda   eğitim-öğretim  etkinliklerinin bütünlük  içinde  yürütülmesini sağlar. Türkiye  Cumhuriyeti yurttaşları, Öğretim Birliği  Yasası’nın    uygulandığı   devlet  okullarında  yetiştirilir.   Okullarda nelerin  öğretileceği konusu  ilk  ve  ortaöğretim programlarında   madde  madde  sıralanmıştır. 

 Sosyal  Bilgiler   5  ders ve    öğretmen  kılavuz  kitaplarında, Türkiye  Cumhuriyeti  Devleti’nin  değiştirilmesi  dahi  teklif  edilemeyecek  temel  niteliklerine, 1739  sayılı  Millî  Eğitim  Temel Kanunu’nda  belirtilen    Türk  Millî  Eğitiminin genel amaçlarına  ve  Anayasaya   aykırı bir  eğitim   modeli   savunulmaktadır.

Ders  kitabıyla,  bugün  mevcut  olmayan  bir  eğitim ve  devlet düzeninin  düşünsel temelleri  atılmaktadır. 

Atatürk İlkeleri  Yanlış  Öğretiliyor

 Özelleştirmeci ve Türkiye’yi  ‘pazarlamak’la  meşgul  bir anlayış,  Atatürk  ilkelerini  doğru   öğretebilir  mi?  Kitabın  sayfalarına  bakarak   bu  soruya  olumlu  bir  yanıt   vermek   zor:     “Özel  sermaye  yeteri kadar  yatırım  yapamadığı  için  çoğu  yatırımları  devletin  yapmak  zorunda  kaldığı, bunun da  devletçilik  ilkesiyle  ilişkilendirildiği  vurgulanır. Ülkede  yabancıların kurduğu  şirketler  birer  ikişer  satın  alınarak  millî  ekonomik   ilkesi  uygulanmaya  başlandı.”   (s. 78).   Devletçilikle ilgili benzer görüşler  81.  sayfada   şöyle dile  getirilmiştir: “Cumhuriyetin ilk yıllarında özel sermayenin  yetersiz  olması,  yapılacak  yatırımları  devletin yapmasını  zorunlu  kılmıştır. Özel  sermayenin  güçlenmesiyle  birlikte   devlet yatırımları  özel  sektöre bırakmaya  başlanmıştır.”    

Yukarıdaki metinde  millî  ekonomi   ilkesi  yerine yanlışlıkla  millî  ekonomik   ilkesi  kullanılmıştır.  Bu  ‘teknik’  bir  hata  olarak    kabul  edilebilir,  ama  devletçilikle  ilgili  görüşlerin   hata  çerçevesinde  değerlendirilmesi  olanaksızdır.   Çünkü  ortada  bir  tahrifat  söz konusudur. Türkiye, o  yıllarda  devletçi  ekonomi  modelini özellikle  tercih  etmiştir.  Bu  olgu, kitapta sıradan bir durum  olarak sunulmuştur.   Devletçilik  ilkesi,   Türkiye ekonomisinin,  dünyanın  1929’da   yaşadığı   büyük   buhrandan etkilenmeden  gelişmesini  sağlayan  bir    modeldir.  1937  yılında  Anayasaya giren  Atatürk’ün  6 ilkesinden   biri  de  devletçiliktir.

                                                             

Üniteyle İlgisi  Olmayan   Açıklamala

 “Ürettiklerimiz”  ünitesinde “Bir Ekonomik  Faaliyet”  adıyla  işlenen konuyla ilgili  açıklamalardan  biri de şöyledir: “Öğrencilere  bildikleri İngilizce kelimelerden Türkçe’de de  kullanılan  kelimeler olup olmadığını   sorarak  dil-kültür ilişkisi  ile  ilgili  kısı  bir  görüş  alışverişinde bulunabilirsiniz.”   (s. 130).  Açıklamaların yer aldığı  sayfa    tarımsal üretime   ayrılmıştır.  Ağırlıklı  olarak  hayvancılığa  yer verilen  sayfanın  hemen altındaki   açıklamalarda,  Türkçede kullanılan İngilizce  sözcüklerle    konu   arasında  nasıl   bir  bağ  kurulduğu  anlaşılamamaktadır.   (Türkçeyi  kuşatan  İngilizce  sözcüklerin  dil-kültür ilişkisi  çerçevesinde  açıklanması  da  ayrı  bir   tartışma  konusudur.)

“Derse Hazırlık”   bölümünde,  öğretmene,   derse    nasıl  hazırlanacağı  ve  başlanacağı  hakkında   bilgiler  verilmektedir: “(Derse) Haydi  düşünelim  sorusu ile  başlanabilir.”  (s. 108, 132, 134, 206, 210, 216, 254,  258).  Ders  kitabında  “Haydi Düşünelim”  kutucuğunda  çeşitli sorulara yer verilirken,  öğretmen kılavuz  kitabında   haydi  düşünelim  ifadesi  başlı  başına  bir   soru  cümlesi  hâline   getirilmiştir.   Kılavuza  göre, “Haydi düşünelim sorusu  ile  ilgili  bir araştırma istenebilir.”   (s. 258).  Düşünelim   ‘sorusu’na başka  bir        örnekte  de  rastlanmaktadır: “Neden  bu  işlerin yapılması  için   bir  iş bölümü  yapıldığı   konusunda  kısaca   düşünmelerini    sorabilirsiniz.”   (s. 214). İfadedeki anlatım bozukluğu,  düşünmelerini    sorabilirsiniz  ‘sorusu’  ile    tamamlanmıştır. 

   5.  sınıf öğrencileri,    Mehmet   Âkif  Ersoy’un   Safahat    adlı   eserini okuyup anlayabilir mi?  Ders kitabına  göre,   evet.   Sosyal  Bilgiler   öğretmen  kılavuzunda, derse  hazırlık  konularından biri  de  Safahat’in  sınıfa getirilmesidir (s. 218).  Millî şairimiz Mehmet Âkif  Ersoy’un adı  geçen eseri,  ilköğretim  5. sınıf    düzeyinin    üzerindedir.  

Kılavuzda, Uluslararası Standart Kitap Numarası (ISBN)  hakkında açıklamalara yer verilmiştir. Konuyla     ilgili bir örnekte    belirtilmeyen  975 sayısının Türkiye’yi  gösterdiği ifade edilmiştir  (Karagöz vd. 2006: 170).              

 Dil,  Yazım  ve  Anlatım  Yanlışları

Sosyal  Bilgiler   ders,    öğretmen  kılavuz ve   öğrenci çalışma  kitapları,  dil  ve  yazım  hatalarıyla  doludur.  Ders kitabında  bulunmaması gereken  yazım  yanlışlarının  sıkça  tekrar  edilmesi,  kitapları  hazırlayan ve  denetleyen uzmanların  yanı  sıra, onay  veren Talim  ve Terbiye  Kurulunun da  mercek  altına  alınmasını   zorunlu  kılmaktadır:

 “...öğrenme  yöntemi artık demode  olmuştur görünmektedir.”  (s.16).  “...çocuğun  kendisi  anlamasına   ve güven  kazanmasına...”   (s. 17).  “Anket  Araştırması...”   (s.23).  Fransızca  kökenli anket sözcüğü,   sözlüklerde  şöyle  tanımlanır: “Soruşturma, sormaca. anket  yapmak  bir  konuda soruşturma,  araştırma  yapmak.”  (TDK, 1998: 111).  Öğretmen kılavuzunda,  araştırma  ve  soruşturma  anlamına  gelen  anket   yanlış  kullanılmıştır.     Anket  araştırması,  anketin  bir  araştırma  yöntemi  olarak  değil,  araştırma  konusu olarak algılanmasına  neden  olmaktadır.  Kitaba  göre,   öğrenci,  araştırmada anketten yararlanmak  yerine  anketi  bir  araştırma  konusu   olarak  ele  almaktadır.  Anket  araştırması  ifadesine  Sosyal  Bilgiler 4.  sınıf  kitabında  da rastlanmaktadır: “Anket Araştırması Ne Demektir? Anket  araştırması, insanların  görüşlerini,  düşüncelerini  ortaya  çıkarmak  için  yapılır.”   (Tekerek vd., 2005: 148).    

 Üç   cümleden  oluşan   bir  paragrafta  her  cümle sonunda   söyleyebilirsiniz   sözcüğü  kullanılmıştır: “...sorumluluk  göstergesi olduğunu  söyleyebilirsiniz.   ...belirttiğimizi  söyleyebilirsiniz   ...imza  atmamız  gerektiğini söyleyebilirsiniz.”  (s. 30).  Benzer  bir örneğe  de  31. sayfada rastlanmaktadır: “...şema  oluşturmalarını   isteyebilirsiniz.   ...gerekçelerini  de belirtmelerini  isteyebilirsiniz.”

 “...konuyu  şekillendirebilirsiniz?”  (s. 34).  “Öğrencilere  peri bacalarını neye  benzettikleri sorulabilir?  Ülkemizdeki  kayak merkezlerimizin  isimleri  sorulabilir?”   (s. 60).   “Din  ve  devlet  işlerinin birbirinden  ayrılmasına  denir?”   (s. 84).   “...mevsiminde  bol  su  taşır?”  (s. 116).  Örneklerden  de  anlaşılacağı  gibi,  soru  cümlesi olmayan   bu cümlelerin  sonunda  soru  işareti  kullanılmıştır.

 “3 Mart  1924  Tevhid-i Tedrisat Kanunu  kabul edildi.  1926  Medeni  Kanun  kabul edildi.   1930 kadın ve  çocukların  korunmasına  dair  kanun kabul edildi. 1933’te köy  muhtar  ve  heyeti  seçimlerine  girme  hakkı  tanındı. 1934’te milletvekili seçme ve  seçilme hakkı  tanındı.  1997 zorunlu temel  eğitim  sekiz  yıla  çıkarıldı. 2002  Yeni  Türk  Medeni Kanunu  kabul  edildi.”   (s. 38).   Yasaların  kabul   tarihlerinden  sonra  bulunma  hâli ekleri ile   virgül ya  da  iki  nokta  kullanılmaması,   anlam  karışıklığına neden  olmuştur.  Cümlelerden,  1930  kadın   ve  çocuk,  1997  zorunlu  temel  eğitim   vb.  anlamlar  çıkarılabilir.   1933’te  köy  muhtar  ve heyeti  seçimlerine  girme  hakkının  kime  tanındığı   belirtilmemiştir.   Benzer  bir  ifade milletvekili  seçimleri  için  de  kullanılmıştır.  1934’te  milletvekili  seçme    ve  seçilme  hakkının   Türk  kadınına   tanındığı  belirtilmelidir.       

 Kılavuzun  42.  sayfasında   yer  alan  bir  kamp  programında  üç  kişinin   imzası  kullanılmış.  İmzalar,  doğru  bir  biçimde,  ad ve  soyadın      üzerine atılmıştır. Aynı  kitabın  bir  başka  sayfasında,  imza  yanlış yere,   ad ve  soyadın  altına  atılmıştır (s. 41). Ders  kitabında  bu  tür  hatalara  yer  verilmemesi  gerekir.                                                                                                                              Kılavuz  kitabın    57.  sayfasında, kısaltılmış bazı  kurum adlarının  sonuna  nokta  konulmuştur: “TTK.  ... MEB.”     Kısaltmalarda  kurum  adları   büyük  harfle yazılır,  ama  sonlarına  nokta  konulmaz. 

Yayın evi  adlarının  ilk harfleri  büyük   yazılır.  Kılavuzun 29.  sayfasında  kaynak  gösterilirken, bu  kurala     uyulmamıştır: “ Çınar  yayın  evi.”     Özel  yayın evi adı  başka  bir  sayfada doğru  olarak yazılmıştır  (s. 49).   

 Anlatım  bozukluklarına   birkaç  örnek: “Günlük hayatta uymak  zorunda  olduğumuz kurallardan  hangileri hukuk kurallarına  aittir?” (s. 73).  “Atatürk’e göre … ilkesi   Türk  toplumunun   her  yönüyle   sürekli  olarak  geliştirmeyi,  çağdaş  uygarlık düzeyi  üzerine   çıkmayı amaçlar.  “Atatürk     siyasî   alanlardaki  çalışmalarının   yanında  ekonomik ve diğer  alanlardaki  çalışmaları  da  birlikte  yürütmüştür.”   (s. 84-85).  “Hiç dağa  tırmandınız mı?,  dağ sporları  ve dağcılık  hakkında   neler  bildikleri  yönünde  sorularla  derse  başlayabilirsiniz.” “Daha  sonra  Türkiye  haritası  üzerinde çizilen  yerler,  tek  tek  her  öğrenciye  en az  üç  yer  göstererek  öğrencilerin  bulmalarını  sağlayınız.”  “75.  sayfadaki  fotoğrafın  hangi  bölgemizde   olabileceği  Türkiye  fizikî  haritasına   bakılarak  yorumlatılabilir.”   (s. 98).  Son  cümlede  geçen  fotoğrafın  hangi  bölgemizde   olabileceği   sözüyle ne  anlatılmaktadır?  Ders  kitabının  75. sayfasındaki   dağ  fotoğrafının  hangi  bölgemizde  olabileceği    değil,  olsa olsa   hangi  bölgemize  ait  olabileceği  sorulabilir.                                           

  “Öğrencilere     ‘Haydi  düşünelim’  kutusundaki  soruyu sorarak  giysilerimizin   kalın  ya  da  ince olması,  yediğimiz yiyeceklerin  benzer  ve  farklılıkları  ile  ilgili   öğrencilerimizin  hâlihazırda   bildikleriyle   iklimin  üzerimizdeki  etkilerini   fark etmeleri sağlanır.”  (s. 100).      “Haydi düşünelim” ifadesindeki      düşünelim  sözcüğünün ilk harfi  küçük  yazılırken,   108.  sayfada büyük  yazılmıştır: “ Derse ‘Haydi  Düşünelim’   sorusuyla   çevresinde gördüğü  güzelliklerin  korunması  ve  kalıcı  olması   için  kişisel   temizlikle başlayıp  çevre  temizliğine  ve  korunmasına,  sahiplenilmesine  uzanan  süreci  öğrencilere  hatırlatarak  başlanabilir.”    Bu satırlar,  Derse  Hazırlık    başlığı  altında  sunulmuştur.  Öğretmenlerin,   anlam karışıklığı  olan   bu   cümlelerden  ne  anladıkları/anlayacakları merak konusudur.

 “Kent  merkezinde  yaşıyorsanız  buradaki ev  tiplerine   ve  yapı malzemelerine  nelerin etki  etmiş  olabileceği ile  ilgili  yorumlar  yapmaları  sağlanır.”   (s.  105).

“Öğrencilerden ‘insanlar  niçin   şehirlerde   yaşarlara?’ sorusu  ile  ilgili  nedenler  bulmaları  istenir.”   (s. 106). 

“Çevre  kirliliği başlığı  altında  Hava-Su-Toprak-Gürültü  kirlenmeleri  öğrencilerin  oluşturduğu  gruplarca  ayrıntılı  olarak hazırlanarak  sınıf  ortamında  paylaşılması sağlanır ve çözüm  önerileri belirlenir.”   (s. 108).   Anlatım  bozukluğu  bir yana,  bu   ifadelerden  ne  anlaşılması  gerektiği belirsizdir. Sözgelimi öğrenci  grupları  hava-su-toprak  ve  ‘gürültü kirlenmeleri’yle   ilgili ne  hazırlayacaktır? Gürültünün  kendisi kirliliktir  ve   gürültü kirliliği  biçiminde ifade edilir;  gürültü  kirlenmesiyle,  gürültü  temiz  bir ‘nesne’  olarak  tanıtılmaktadır.  Kitabın  yazarları,  hava,  su, çevre  ve  toprak  gibi,   gürültüyü  de  kirletmişlerdir!  Anlatımın   bozuk  oluşu, sınıf ortamında  paylaşılması  gerekenin ne  olduğunun kavranmasına  olanak  tanımamaktadır.

“Örneğin; tarımı, ekonomik  faaliyet  olarak  seçenler  farklı  bir  grup   şeklinde  gruplandırabilirsiniz.”   (s. 126).   Eskiden  ayçiçeği eskiden tek  tek  koparılıp   vura  vura taneleri  ayıklanıp  geniş arazilerde  kurutulurmuş.”  (s. 127). 

“Ormancılık  konusunda”   (s. 138).  Konuyla  İlgili  Açıklamalar   bölümündeki  bu  cümle  yarım bırakılmıştır.

 “Bu  sorunun  neden   ciddi  bir problem  olduğunu  düşününüz.”   (s. 185).      “Sınıfı gruplara  ayırıp,  yaşadıkları yerle ilgili  bir  problemi  yazmaları istenir.”   (s. 191).  “Neden bu  işlerin yapılması için    bir iş bölümü  yapıldığı  konusunda  kısaca   düşünmelerini  sorabilirsiniz.”  (s. 214).  

 “Karagöz-Hacivat, ortaoyunu, Meddah vs. ile ilgili edinmeleri istenir.”  Karagöz vd. 2006: 72).

“Ayrıca  televizyonda  Anıtkabir’i  ziyaret  edenlerin  Anıtkabir  defterine   neler  yazdıklarına   öğrencilerden  dikkat  etmeleri  istenebilir.”   (s. 220).   Televizyonda Anıtkabir ziyaret  edilebilir mi? Öğrenci,   televizyondan,     Anıtkabir  defterine    ne  yazıldığını   nasıl   anlayacak?   Özel  olarak  belirtilmemişse, deftere  yazılanların içeriğinden  nasıl  haberdar  olabilir? 

 “Ankara’da  ve  çevre illerdeki  öğrencilere Ankara gezisi  düzenlenebilir.”   (s. 221). 

 “Aşağıdakilerden  hangisi  yasalarımıza  göre  yapmak  zorunda  olduğumuz  bir  durum değildir?”   (s. 225).   

 “İstiklâl Marşı ve  başkent, bağımsız  devletlerin  sembollerindendir.”   (s. 237).   Öğrenci  çalışma kitabındaki  bu  ifadenin  hemen  altında, okullarda  her  pazartesi  ve  cuma   günleri  İstiklal Marşı   okunduğu hatırlatılmaktadır. Bağımsız devletler  ifadesi,  Türkiye  Cumhuriyeti dışındaki devletleri  de  kapsar. Tırnak içindeki  cümleden, İstiklâl Marşı’nın,  Türkiye’nin bağımsızlık  sembolü olduğu anlamı  çıkarılabilir  mi?  Millî  marşımız,  Türkçe dilbilgisi yetersiz  yazarlar tarafından, yabancı devletlerin bağımsızlık  sembolü  olarak  tanıtılmakt

Kılavuz  kitapta  yer  alan  “Derse  Hazırlık”   bölümündeki  yedi cümleden  altısında  aynı  sözcükler  tekrar  edilmiştir: “Türkiye’de  balıkçılıkla  ilgili  bir  araştırma istenebilir. Türkiye’de  ormancılıkla  ilgili  bir  araştırma istenebilir. Türkiye’de  çevrecilik konusuyla  ilgili  bir  araştırma istenebilir. Türkiye’de enerji  kaynakları konusunda  bir  araştırma istenebilir. Türkiye’nin  ekonomik  alışveriş yaptığı  ülkelerle  ilgili  bir  araştırma istenebilir. Türkiye’nin   en  çok  ithal ettiği ürünlerle  ilgili  bir  araştırma istenebilir. (s. 252).                 “...Kaç  tanesi  eserin  bulunduğu   yer doğrudur?”   (s. 263).                Başka  etkinliği, etkinlik  türü  olarak  137. ve 157.  sayfalarda   yer alıyor.   Diğer  bütün etkinliklerde  etkinliğin   baş  harfleri büyük yazılırken,  bu   etkinlikte   küçük  yazılmıştır.

Doğru-Yanlış  Cetveli

Eski  kitaplarda  dil  ve  yazım yanlışlarını  düzeltmek amacıyla  bir  doğru-yanlış  cetveli yer  alırdı. Genelde  kitap basıldıktan sonra  hazırlanan  bu  cetvel  kitap  sayfalarının  arasında    okuyucuya  sunulurdu.   Sosyal  Bilgiler 5  öğretmen  kılavuz  kitabında saptanabilen  bazı  yanlışlar   aşağıda belirtilmiştir:

                         

 Sayfa                      Yanlış                                                     Doğru  

80-99-108              bu  gün                                                  bugün

83                           varlıkları                                              varlıklarını

84                           ayılmasına                                          ayrılmasına

84                           kaynaklara belgelere                           kaynaklara,    belgelere

85                           eserlerde                                               eserlerden

85                           Aşağıda                                                Aşağıdakilerden

85                           TBMM                                                 TBMM’nin

85                           Kurulması                                            kurulması

85                           kadın erkek                                         kadın-erkek

85                           Kabulü                                                 kabulü

86                           kulanız                                                 kullanınız

86                           gurup                                                    grup

90                           yerleri                                                    yerlerin

94                           faali-yetlerine                                      faaliyetlerine

94                           Hangi  Bölgemizin                             Hangi bölgemizin

95                           ip  uçlarını                                           ipuçlarını

96                           resimlerinde                                         resimlerin  de

98                           İlk Çağlardan                                      İlk  çağlardan

100                        (….kış)                                                  (….kış),

105                        malze-melerden                                  malzemelerden

108                        olan,                                                      olan

110                        eğitilmelerisi                                         eğitilmeleri

116                        gösterir?                                                gösterilir?

116                        yeşeren                                                 yeşeren,

117                        bulunsaydı  idi                                    bulunsaydı

119                        ili                                                            ilini

119                        sayısın                                                  sayısını

121                        bilmeme                                               bilmemek

122                       bölgesini                                               bölgesinin

130                       Türkçe’de                                            Türkçede

130                        kısı                                                        kısa

134                        ekteki                                                    ekindeki

134                        kronolijide                                           kronolojide

136                        Öğrencilerde                                        Öğrencilerden

138                        bilg-iniz                                                 bilgi-niz

138                        etkinliği                                                 etkinlik

140                        basın                                                     basım

142                        aşamalırını                                          aşamalarını

145                        faaliyetlerde                                        faaliyetler  de      

146                        İlginizi                                                   İlginize

147                        olmasını                                                               olduğunu

174                        bilim adam                                          bilim adamının

188                        solurulur                                               sorulur

197                        hayır sever                                           hayırsever

205                        Ve                                                          ve

205                        Yücel, Hasan Ali                                 Yücel, Hasan Âli

205                        MEB.                                                    MEB     

206                        Etkinliği yaptırırken                            etkinlik  yaptırılırken

208                        gördün mü?                                         gördünüz mü?

208                        ben-im                                                  be-nim

208                        etkinlikleri                                            etkinlikler

209                        çözüle-ceğine                                      çözüleceğine

214                        etsinlikleri                                             etkinlikleri

216                        yararlanılması                                     yararlanmaları

218                        marşı                                                    marş

219                        ...Onat Doç.                                         ...Onat,  Doç.

220                        Altıordu                                                Altınordu

222                        içeris-indeydim                                    içeri-sindeydim

222                        şekiller                                                  şekillerde

223                        bakanlar  Kurulu                                  Bakanlar  Kurulu

223                        Ahmet Necdet Sezer’de                       Ahmet Necdet     Sezer de

224                        doyanan                                               dayanan

225                        polis                                                      polisi

228                        vatanlaşlarının                                     vatandaşlarının

232                        bayrakların da                                     bayraklarında

232                        Kök  Türkler                                        Köktürkler  (Göktürkler)

238                        metinin                                                 metnin

242                        Bunu                                                     Bunun

245                        olan                                                       alan

254                        kuhve                                                   kahve

254                        hali                                                        hâli

255                        Orman  Bakanlığı’nda                        Orman  Bakanlığında

256                        antrönör                                              antrenör

256                        takımına                                              takımınıza

Belirli Gün  ve  Bakanlık Adlarından Hangisi  Doğru?

Ders  kitaplarında, Türk Dil  Kurumunun  (TDK) dil  ve  yazım kurallarının uygulanması zorunludur.  Kitaplarda  dil  ve  yazım  bütünlüğünün korunmasına özen  gösterilmezse,  Türkçe öğretiminde  ciddi  sorunlarla  karşılaşılır. Grup  sözcüğü,  kılavuz  kitabın 86.  sayfasındaki  (çalışma  kitabı, s. 31)  4.  etkinlikte iki  farklı biçimde de  kullanılmıştır: “İki  gurupta incelenir.  ...Hangi  gruba giriyor?”  Bu  sözcük, 30.  ve  49.  sayfalarda  doğru  yazılmıştır. Peki  öğrenciye  bunlardan  hangisi  öğretilecektir?

 Kılavuz kitapta,    coğrafi  sözcüğünün nasıl  yazılması  gerektiği konusunda   da  görüş    birliği   sağlanamamış.  Coğrafi   sözcüğünün  geçtiği  bir  sayfada  düzeltme işareti kullanılırken (s.24),  başka  bir  sayfada   kullanılmamıştır (s. 92).

Küçükbaş   (hayvan)  sözcüğü   136.  sayfada  ayrı (küçük  baş),  146.  sayfada  ise bitişik (küçükbaş) yazılmıştır.  Küçükbaş  sözcüğü  kılavuz  kitapta  yanlış, öğrenci  çalışma  kitabında ise  doğru yazılmıştır. TDK İmlâ  Kılavuzu’na  göre, küçükbaş ve  büyükbaş  sözcüklerinin bitişik  yazılması  gerekmektedir.

Kitaplarda dil  ve  yazım  bütünlüğünün  önemsenmediğini gösteren bir  diğer  örneğe de  bakanlık  adlarında rastlanmaktadır.  Kitapların  yazarları  Dış  İşleri    ve  İç İşleri Bakanlığının  nasıl  yazılması  gerektiği  konusunda  bir  türlü  görüş birliğine   varamamışlardır: “Dışişleri  Bakanlığı” (s. 225). “İçişleri  Bakanlığı” (s. 224).  “Dış İşleri Bakanlığı. İç İşleri Bakanlığı”   (s. 214).  “Dış  İşleri Bakanlığı”  (s. 236).

Tutum,  Yatırım  ve Türk  Malları  Haftası,  kılavuzun    iki  sayfasında   da  farklı        biçimde  yazılmıştır.  Hafta  adı, kitabın  93. sayfasında   Tutum,  Yatırım  ve Türk  Malları  Haftası;  125.,         142.,  ve  152. sayfalarda  ise  Tutum,  Yatırım  ve  Yerli   Malları  Haftası  şeklinde yer  almıştır.    

 Ölçme ve  Değerlendirmede  Yetersizlik

 Boşluk  doldurma: “Doğduğunuz andan  itibaren  kendinizi ........... buluruz.”  (s. 48). Cümlede özne-yüklem uyumsuzdur. Anlatım  bozukluğunun  giderilmesi  için,  cümle,  doğduğumuz andan itibaren  kendimizi ..........   buluruz  biçiminde değiştirilmelidir.

Boşluk  doldurma  ile ilgili başka  bir  örnek: “Biz çocuklar  yaşama  ve  eğitim  öğrenim gibi  ..........  sahibiz.”   (s. 48). Cümledeki  anlatım  bozukluğunun giderilmesi  için ve  bağlacının yaşama  sözcüğünden  sonra  değil, eğitim sözcüğünden  sonra  kullanılması  gerekirdi. 

Kitabın   yarısında  “Çalışma  Kitabı  ile İlgili  Açıklamaları” ifadesine  rastlanmaktadır (s. 58, 60, 62, 64, 66, 68, 70,  98, 100, 102, 104, 106, 108, 110, 112, 114, 130).  Yanlış  ifadenin, açıklamalar   biçiminde  düzeltilmesi  gerekir.

 “Bu  kitaba  bakınca  bende  yeni  yerler  görme  isteği uyandırdı.”   (s. 58).  Cümleyle,  görme  isteğini uyandıran  nesnenin  kitap  olduğu  anlatılmak  istenmiştir. Fakat  ifade  bozukluğundan dolayı  böyle  bir  anlam  çıkarmak  zordur.   Söz konusu ifade,  bu  kitap bende  yeni  yerler  görme  isteği  uyandırdı  biçiminde  düzeltilmelidir.

Çoktan  seçmeli   bir  soru örneği: “Atatürk,  Türk  kadınının  toplum  hayatında  hak  ettiği  yeri alması  için  bazı  düzenlemeler yapmıştır. Aşağıdakilerden hangisini  yapmamıştır?

A) Medenî  Kanun  çıkarmak  B) milletvekili  seçme seçilme  hakkını  vermek  C) belediye  meclisine  üye seçme  ve seçilme   D) zorunlu  eğitimin   8  yıl  olması”     (s. 49).  Soru sorulurken,  bütünlüğe dikkat  edilmelidir.  Doğrusu, Atatürk’ün,  Türk kadını  ile  ilgili  düzenlemeler   yaptığı  belirtildikten  sonra,   seçeneklerden  hangisinin  bu  düzenlemelerden  biri  olduğu ya  da  olmadığının  sorulmasıdır.  Aşağıdakilerden hangisini yapmamıştır?  sorusu  geniş  kapsamlı  olduğundan  dolayı,  sadece Türk  kadını  ile  ilgili düzenlemeleri  içermemektedir.                       

Konuları  Basitleştirmek Doğru mu?

Yeni programın    gerekçelerinden  biri  de,   eski programın   bilgi    yüklü  olduğu   savıdır. Bu  sav,   yeni  ders  kitaplarının  hazırlık  sürecinde  de dikkate  alınmıştır. Müfredatın  basitleştirilmesi,   bazı ders  kitaplarının  içeriğinin  öğrenci  düzeyinin  altında  olmasına  neden olmuştur. 

5. sınıf  Sosyal  Bilgiler  ders  kitabında  “Teknolojinin Serüveni” şöyle  anlatılıyor:  “Hepimizin  evinde yiyeceklerimizi koruyabildiğimiz (koruyabilmemiz)  için   buzdolaplarımız,  temiz  giysiler  giymemize  yardım  eden çamaşır  makinelerimiz vardır.   Bunun  yanında  her alanda kullandığımız   bilgisayarlarımız, hepsi elektrik  sayesinde  çalışmaktadır.”  (s. 158).  5. sınıf öğrencilerinin  buzdolabı,  çamaşır  makinesi ve  bilgisayarın  işlevi  ve  enerji kaynağı   konusunda   bilgilendirilmesine  ihtiyaç  var mı?  Sadece  5. sınıf  öğrencisi değil,  1.  sınıf  öğrencisi de  giysilerinin çamaşır  makinesinde  yıkandığını, besinlerin  buzdolabında saklandığını   bilir.  Yiyeceklerimizi koruyabildiğimiz  için   buzdolaplarımız  vardır   ifadesi,  besin  maddelerinin buzdolabı dışında  saklandığı anlamına  gelir.   Teknolojinin serüveni  5.  sınıf öğrencisine  böyle mi  anlatılır?  

 5. sınıf öğrencileri,  ders kitaplarından çamaşır  makinesi ve  buzdolabının  elektrikle çalıştığını   öğrenirken,  1. sınıf   Hayat  Bilgisi  kitabında  (Uysal ve  Elbistan, 2005:  67) öğrencilere şu  soru  yöneltilmektedir: “Teknolojik  ürünler  nelerdir? Araştır.”  

 Eski Sosyal  Bilgiler  ders kitaplarında yer  alan Atatürk,vatan, millet vb.  konuları     soyut  bulan anlayışın  damgasını  taşıyan  yeni kitapta bazı   bakanlıklar   eski  adlarıyla  tanıtılmaktadır (Bu  adlar çok  mu ‘somut’?): Sıhhat  ve  İçtimaî  Muavenet Nezareti,  Hariciye Nezareti, Müdafa-i  Millîye  Nezareti,  Dahiliye Nezareti,  Adliye Nezareti, Maarif  Nezareti (s.  214).                   

  Sivil  Toplum,  Toplumun Temel İhtiyaçlarını Karşılayabilir mi?

Kitaba göre, evet!  Kitapta, ‘sivil’ hizmetler, sosyal devlete seçenek olarak sunulmaktadır.  “Toplum  İçin Çalışanlar”   ünitesinde sivil   örgütlere 11  sayfa,   Türk  Silahlı Kuvvetlerine (TSK)    ise    2  sayfa  ayrılmıştır (s.  182-195).   Sivil toplum  örgütleri,  bu  üniteye  göre,  “toplumun  temel ihtiyaçlarıyla  bu  ihtiyaçlara  hizmet  eden  kurumlardır” (s. 180).   

Kitapta,  her şeyin devletten  beklenmemesi   düşüncesi işlenmektedir (s. 192). “Toplum  sağlığının korunması sadece devletin  görevi  midir? Toplumu oluşturan biz insanların  sorumluluğu yok mudur? Ülkemizde  sağlıklı   ve  mutlu  bir toplumun  oluşabilmesi için  kurulan  birçok sivil toplum  örgütü  vardır”   (s. 182). Kitap,  halk    sağlığını koruma  görevini   devletten alarak  sivil toplum kuruluşlarına  devrediyor.   Kitabın bu  sayfasında  adı geçen sivil  örgütlerin  sağlığın  hangi alanında  çalıştıkları tek  tek  belirtilmiş.  Örnek, bakanların  görev  dağılımını çağrıştırıyor:  Lösemili  Çocuklar  Vakfı   (Lösemili  çocukların  sağlık ve eğitim gibi ihtiyaçlarının   karşılanması  için kurulmuştur.),  Türk  Kalp  Vakfı,   Türk  Diyabet Vakfı, Türk  Böbrek  Vakfı.

Sivil toplumun  el atmadığı sorun  yok: “…Bir  tane  vakıf az. Ülkemizde bu vakıfların sayısı  fazla  olursa kültürel varlıkların   korunması, tanıtılması  ve  yeni eserlerin   ortaya  çıkarılması mümkün olmaz mı?”   (s. 190).   Yeni   ‘vakıf’  ihtiyacını   gündeme  getiren bu satırların  yer aldığı sayfada,  Profesör Dr.  Manfred  Osman  Korfmann’ın  kurduğu  Troya  Vakfı  tanıtılıyor.  Anlaşılan  ülkemizin kültürel zenginliklerini koruma  ve ortaya çıkarma  görevi de  artık  devlete  ait  değil. 

“Resimde  el sallayan  çocuğun tişörtünde   ‘Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı’ yazıyor.  Bu  adı, daha önce  duydun mu? Bu  yazı ne anlama  gelebilir? Arkadaşlarınızla  tartışınız  ve yazınız.”   (s. 201). Huzurevini  ziyaret   eden ‘gönüllülerin’ reklamında,  yaşlıların  figüran olarak kullanılması kabul  edilemez niteliktedir.  Ders  kitabının  reklam aracı  olarak  kullanılmasının  yaratacağı  sakıncalar  bir yana,  yardımlaşma  ve  dayanışmanın,    reklam   faaliyetlerinin  birer  parçası  hâline  getirilmesi,   ahlaki  de  değildir.  

 Yoksulluk  Devamsızlık  Nedeni

“Ülkemizde çok  sayıda  çocuk  okula gönderilmemektedir.”  (s. 238).  Oysa ilköğretim zorunlu  ve devlet  okullarında parasızdır. Ayrıca okula devam etmemek suçtur. Ders  kitabı,  Anayasanın bu  hükmüne  rağmen, yoksulluğu devamsızlık  nedeni  saymakta ve  sivil  toplum  ‘sadakası’nı   çare  olarak   görmektedir:

“Mehmet çok  zeki  bir  öğrencidir. Babasının maddî  durumu  iyi  olmadığı için  okulunu  bırakmak  zorunda  kalır. Çalışıp  aile  bütçesine  katkıda bulunması   gerekir.  …Okul  arkadaşları, ‘Bizlere  yardımcı olacak birileri vardır.’ diye düşünürler.  …Okul  idaresi  Eğitim Gönüllüleri derneği  ile  görüşür. Durumu öğrenen  gönüllüler,  hemen  aileye  gerekli  yardımı  yaparlar. Mehmet okula  geri döner.”   (s. 187). Bu açıklamanın  yer  aldığı  Sivil  Toplum    Kuruluşları  başlığının  altında  öğrenciye ilginç  bir  soru   soruluyor: “Sivil toplum örgütleri olmasaydı  ne olurdu?”   (s. 186).  Öğrencilerin,  Mehmet’in  öyküsünü okuduktan sonra ‘sivil’leri kahraman olarak  görmelerinden daha  doğal  ne olabilir?

 Komşularımız Tanıtılmıyor

İlköğretim  okulu öğrencisine  öncelikle  komşu  ülkelerin  tanıtılması  gerekmez mi?  Ne  var ki, ABD’nin   hedef  aldığı  İran, Suriye, yavru vatan  KKTC    ve işgal altındaki  Irak, Sosyal  Bilgiler ders  kitabında    tanıtılmaya değer görülmemiştir.  Bu  olgu  bile, tek başına, ders kitaplarındaki Batı  etkisini  kanıtlamaya  yeterlidir.  İlköğretim  5.  sınıf  öğrencisinin  tanımasına  izin  verilen ülkeler   şunlardır: Almanya, Mısır, Japonya,  Brezilya  ve  Özbekistan. Derse hazırlık yapılırken Almanya, Mısır, Özbekistan ve  Brezilya’nın   komşuları ile  ilgili  bilgiler verilmesi  gerektiğine  işaret  edilmektedir (s. 242, 246, 254, 258).  “Derse  Hazırlık”ta,  öğrencilerden, Türkiye ile Özbekistan  arasındaki  mesafeyi tahmin  etmeleri  istenmektedir (s. 258).  5.  sınıf  öğrencisinin,   iki  ülke  arasındaki  uzaklığı     tahmin  edebilmesi  için ölçek  konusunu  kavramış  olması  gerekir.

 Kozmopolit  Kültür Kuşatması

Almanya sadece Aspiriniyle   değil; kiliseleri,  katedralleri,  manastırları  ve  ‘Octoberfest’leriyle ders  kitaplarımıza giriyor (s. 244).    5.  sınıf  öğrencisi, katedralin ne  anlama  geldiğini Sosyal  Bilgiler  dersinde    öğreniyor. Ders kitabında, Münih’te   düzenlenen  Ekim  Şenliği (Octoberfest)’nin  dünyadaki  benzerlerinin en  büyüğü  olduğu ve  Alman  kültürünün tanıtılması  amacıyla çeşitli  etkinlikler  gerçekleştirildiği bilgisi  de  yer  alıyor. 

Ders  kitabında, Brezilya’nın  Rio  Karnavalı’ndan  da övgüyle söz  ediliyor (s. 256). 

 Yabancı  Markaların  Reklamı Yapılıyor

Yürürlükteki mevzuata göre, ders kitapları  reklam  niteliğindeki ögeleri içermez  (MEB, 1995). Kılavuz  kitapta, yerküreye dokunan bir  öğrenciye  yabancı  marka  kıyafet  giydirilmiştir  (s. 241).  Fotoğrafın  bir  dalgınlık   sonucu  basıldığını  düşünenler ilerleyen  sayfalarda    ‘düş kırıklığı’na uğratılmaktadır. Kılavuz  kitapta, Türkiye’de  başka  markalarla  rekabet  hâlinde  olan   Alman  markalarından söz edilmektedir: Aspirin, Bayer, Siemens, Bosch,  Pelikan, Faber  Castell,  Montblanc,  Lamy,  Mercedes, Wolkswagen,   Porsche,  Audi, Rolls-Royce (s. 243). Volkswagen,  2006 baskısında da yanlış yazılmıştır (Karagöz vd. 2006: 247).

Yukarıda  belirtilen ürünlerin  neredeyse  tamamı ülkemizde  satılmaktadır.  Aralarında   eğitim  araç ve gereçlerinin de  bulunduğu  Alman  markalarının  kitap  aracılığı  ile  öğrencilere  tanıtılması  reklam amaçlı  olup,  serbest  rekabet  mantığıyla  çelişmektedir. Kitapta, markaların  bu  şekilde  tanıtılması,  mevzuata da aykırıdır.  Ders  kitaplarında mal  ve  hizmet tanıtımının  markayla  değil,  daha  genel  ifadeler kullanılarak,  sektör  adıyla (otomotiv,  beyaz eşya, ilaç  vb.) yapılması  gerekir.    Haksız  rekabete  neden  olan  bu  duruma,  diğer   üreticiler   müdahale  hakkına   sahiptir.

 Sonuç  ve  Öneriler

  • Sosyal  Bilgiler 5  ders,  öğretmen kılavuz ve öğrenci çalışma  kitapları  içerik,   dil  ve  yazım  yönünden   okutulamaz  nitelikte  olduğundan  dolayı   bütün  ilköğretim  okullarından toplatılmalıdır.
  • Cumhuriyetin temel  nitelikleri, 1739  sayılı  Millî  Eğitim  Temel Kanunu’nda  belirtilen    Türk  Millî  Eğitiminin genel amaçları  ve  Anayasaya   aykırı bir  eğitim   modelinin     savunulduğu   bu  kitapları  hazırlayan  ve  onay  veren  kişi,  kurum  ve  kuruluşlar  hakkında  yasal  işlem    yapılmalıdır. 
  • Kitaplar bilimsel süzgeçten geçirilmeli, bilim dışı ögelerden arındırılmalıdır  
  • Sosyal   Bilgiler kitaplarıyla öğrencilere Atatürk ilke ve devrimlerine bağlılık,  vatan sevgisi, yurttaşlık  ve  ulusal  tarih  bilinci kazandırılmalıdır.
  • Ders kitapları, kozmopolit kültürün  yıkıcı etkisinden  kurtarılmalıdır.
  • Kitaplarda   yardımlaşma,  dayanışma, kardeşlik, barış, paylaşma,  insan ve doğa sevgisi, tutumluluk  vb.  kavramlar  işlenmeli; tüketim alışkanlığını körükleyen reklam vb. ifadelerden kaçınılmalıdır.                          

    (*) Bu çalışmaya.Sema Koral katkı sunmuştur.

  Kaynaklar

 Atay, Falih  Rıfkı.  (2005).  Mustafa  Kemal’in Ağzından  Vahidettin. İstanbul: Pozitif   Yayınları.

Karagöz, D.; Tekerek, M.;  Kaya, N.;  Azer, H.;  Alıç, M. D.;  Yılbat, B.; Koyuncu,  M.; Ulusoy, K.. (2005). İlköğretim  Sosyal  Bilgiler  5   Öğretmen  Kılavuz  Kitabı.  Ankara: MEB Devlet Kitapları, Yayın  Nu: 4119.

Karagöz, D.; Tekerek, M.;  Kaya, N.;  Azer, H.;  Alıç, M. D.;  Yılbat, B.; Koyuncu,  M.; Ulusoy, K..  (2005 a). İlköğretim  Sosyal  Bilgiler  5   Ders  Kitabı.  Ankara: MEB  Devlet Kitapları. 1.  Baskı.

Karagöz, D.; Tekerek, M.;  Kaya, N.;  Azer, H.;  Alıç, M. D.;  Yılbat, B.; Koyuncu,  M.; Ulusoy, K. (2005 b). İlköğretim  Sosyal  Bilgiler  5   Öğrenci  Çalışma   Kitabı.  Ankara:  MEB Devlet Kitapları. 1.  Baskı.

Karagöz, D.; Tekerek, M.;  Kaya, N.;  Azer, H.;  Alıç, M. D.;  Yılbat, B.; Koyuncu,  M.; Ulusoy, K.. (2006). İlköğretim  Sosyal  Bilgiler  5   Öğretmen  Kılavuz  Kitabı.  Ankara:  MEB Devlet Kitapları,  2. Baskı,, Yayın  Nu: 4119.

Karagöz, D.; Tekerek, M.;  Kaya, N.;  Azer, H.;  Alıç, M. D.;  Yılbat, B.; Koyuncu,  M.; Ulusoy, K.. (2006 a). İlköğretim  Sosyal  Bilgiler  5   Ders  Kitabı.  Ankara:  MEB  Devlet Kitapları, 2.  Baskı, Yayın  Nu: 4118.

Karagöz, D.; Tekerek, M.;  Kaya, N.;  Azer, H.;  Alıç, M. D.;  Yılbat, B.; Koyuncu,  M.; Ulusoy, K.. (2006 b). İlköğretim  Sosyal  Bilgiler  5   Öğrenci  Çalışma   Kitabı.  Ankara:  MEB  Devlet Kitapları, 2.  Baskı, Yayın Nu: 4118.

TDK. (1998). Türkçe Sözlük. Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi.

                TDK. (2004). İlköğretim  Okulları İçin  İmlâ  Kılavuzu. Ankara: Türk  Dil    Kurumu  Yayınları, Yayın  Nu: 850.

                Tekerek, M.; Kaya, N.;  Alıç, M. D.; Yılbat, B.;  Yıldırım, T.;  Koyuncu, M.; Ulusoy, K.   (2005). İlköğretim  Sosyal  Bilgiler  4   Ders Kitabı.  İstanbul:  Devlet  Kitapları, 1. Baskı,  Feza  Gazetecilik  A. Ş.

  Uysal,  S.: Elbistan, F.  İlköğretim  Hayat Bilgisi Ders  Kitabı  1.  Ankara: Millî  Eğitim  Bakanlığı  Yayınları, Yayın  Nu: 4102.

 

 

 

 

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile

0
0
0
s2sdefault