ÖZET

             Bu yazıyla, ilköğretimin çeşitli kademelerinde uygulanan deneme sınavlarının irdelenmesi amaçlanmıştır. Dershaneler, mahallî dernekler ile millî eğitim müdürlükleri tarafından gerçekleştirilen sınavların eğitim-öğretimin kalitesini nasıl etkilediği sorusuna yanıt aranan yazıda, uygulamanın yasal dayanakları tartışmaya açılmaktadır.

  

            GİRİŞ

 

      222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu’nun 1. maddesinde ilköğretim şöyle tanımlanmaktadır: İlköğretim, kadın erkek bütün Türklerin millî gayelere uygun olarak bedenî, zihnî ve ahlaki gelişmelerine ve yetişmelerine hizmet eden temel eğitim ve öğretimdir.”  Öngörülen hedeflere ulaşılmasında eğitim programları, ders kitapları, eğitim-öğretim yöntemlerinin yanı sıra ölçme ve değerlendirmenin de önemli bir etken olduğu yadsınamaz.

 

            Ölçme ve değerlendirme, eğitim-öğretim etkinliklerinin ayrılmaz bir parçasıdır.  Çağdaş ölçme ve değerlendirme, programda öngörülen hedeflere ne ölçüde ulaşıldığını anlamak bakımından önem taşımaktadır. Ölçme, bireylerin  ya da nesnelerin belirli özelliklere sahip olup olmadığının, sahipse sahip oluş derecesinin belirlenerek sonuçların sembollerle ve özellikle sayı sembolleriyle ifade edilmesidir (Kurt vd., 2007: 191). 

 

            İlköğretimde ölçme ve değerlendirme, ilgi ve yeteneklerin ortaya çıkarılmasında önemli bir etkendir. İlköğretim Kurumları Yönetmeliği’nde (Madde-32/g), Öğrencilerin başarısını belirlemek için kullanılan her türlü ölçme araç ve yöntemlerinde, eleştirel ve yaratıcı düşünme, araştırma, sorgulama, problem çözme ve benzeri becerileri ölçen hususlar öne çıkarılır.” denilmektedir.  İlköğretimde yapılan ölçme ve değerlendirmeye, öğrenciyi eleme işlevinin yüklenemeyeceği açıktır.

 

            Başarı değerlendirme sınavları; deneme sınavı,  seviye tespit sınavı ya da karşılaştırmalı sınav olarak da adlandırılmaktadır. İlköğretimde her öğretim yılında en az iki kez düzenlenen bu sınavlar eğitimbilim ile ölçme ve değerlendirme ilkelerine uygun olarak hazırlanıyor mu? Yerel derneklere sınav düzenleme yetkisi tanınması, ne kadar doğru? Yerel ya da ulusal ölçekte gerçekleştirilen sınavların yasal dayanağı var mı?

             Yasal Dayanağı Yok

 İlköğretim Kurumları Yönetmeliği’nin 32. maddesinin (l) bendine göre “Öğrenci başarı düzeyinin ölçülmesi ve eğitim öğretimde verimlilik düzeyinin artırılması amacıyla 4., 5., 6., 7. ve 8. sınıflarda Türkçe, Matematik, Sosyal Bilgiler ve Fen Bilgisi derslerinden ocak ve mayıs içinde il genelinde valiliklerce  başarı değerlendirme sınavları yapılır.” (MEB, 2003: 1472). Söz konusu madde, İlköğretim Kurumları Yönetmeliği’nde 2007 yılında yapılan değişiklikle yürürlükten kaldırılmıştır (26.12.2007 tarih ve 26738 sayılı  Resmî Gazete).  Yönetmelik’te yapılan bu değişiklikle, başarı değerlendirme sınavlarının yasal dayanağı ortadan kalkmıştır.

 

 Dershanelerin yaptığı deneme sınavları Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) Özel Dershaneler Yönetmeliği’nin 30. maddesine dayandırılmaktadır. Söz konusu Yönetmelik’e göre “Deneme sınavları, bir üst okulun giriş sınavlarına hazırlık amacıyla açılan programları takip eden öğrencilerin, bilgi düzeylerini belirlemek için yapılır. ….Bakanlığın izni ile özel dershanelerin bağlı bulunduğu dernekler tarafından il veya ülke genelinde deneme sınavları yapılabilir.” Maddeden de anlaşılacağı gibi deneme sınavları,  programı takip eden yani dershaneye kayıtlı öğrencileri kapsamaktadır. Sınavların dershaneye kayıtlı öğrencileri kapsadığı, sözü edilen Yönetmelik’in 28. ve 29. maddelerinde açık bir biçimde ifade edilmiştir.

 

            İlköğretim öğrencisinin bir bütün olarak değerlendirilmediği sınavlar, 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu’nun 1. maddesine aykırıdır. Sınavlarda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinde tartışmalı sorular sorulduğu hâlde, Görsel Sanatlar, Müzik ve Beden Eğitimi derslerinden soru sorulmaması, sözü edilen derslerle ilgili kazanımların önemsenmediğini gösterir.

          Deneme Sınavları Ne Kadar Güvenilir?

             İlköğretim Kurumları Yönetmeliği’nde, öğrencilerin başarısının ölçülmesinde kullanılacak araçların geçerlilik, güvenirlilik, kullanışlılık özelliklerine sahip olması gerektiği belirtilmektedir (Madde-32/ğ). Başarı değerlendirme sınavlarının özellikle geçerlilik ve güvenirliğinin tartışmaya açık olduğu ortadadır. 13 mayıs 2005 tarihinde Kocaeli’nde düzenlenen Seviye Tespit Sınavı’nda cevap anahtarının yanlış hazırlandığı ortaya çıkmıştır (Özgür Kocaeli, 17.05.2005-04.06.2006).     Soruların içeriği ve hazırlanmasında izlenen yöntem,  sınav kitapçıklarının güvenliği, değerlendirme vb. etkenler deneme sınavlarını tartışılır hâle getirmektedir. Örneğin sınav kitapçıkları ile cevap kâğıtları mühürlenmeden taşınmaktadır. Geçerliliği ve güvenirliği tartışmalı bir sınavın eğitime nasıl bir katkı sağlayacağı ise ayrı bir tartışma konusudur.

 

            Sınav sorularının hazırlanmasında eğitimbilim ilkelerinin yanı sıra öğretim programlarında öngörülen kazanımların da dikkate alınmadığı anlaşılmaktadır. Sorularda dil ve yazım yanlışlarına da rastlanmaktadır. Bu yazıda, her  kitapçık ayrı bir inceleme konusu olmakla birlikte, 2005 yılında Kocaeli’nde  5. sınıflara uygulanan 2. dönem 1. Başarı Değerlendirme Sınavı’nda  rastlanan bazı dil, yazım ve anlatım yanlışları ele alınmıştır. İşte örnekler:  kem (kim) (s.3),  Ayasofya müzesi (Ayasofya Müzesi), Sümela manastırı (Sümela Manastırı), Çifte minareli medrese (Çifte Minareli Medrese),  İshakpaşa sarayı (İshakpaşa Sarayı) (s. 4),  Türkiye Cumhuriyetini (Türkiye Cumhuriyeti’ni), Dünya’da (dünyada) (s. 6), birkez  (bir kez) (s. 7), Sabah kahvaltısında ekmek ve yumurta yiyerek süt içen bir çocuk … (s. 10), yanyana  (yan yana), haraket  (hareket) (s. 11), cismin (cisim), Dünyanın (Dünya).

 

            İncelenen kitapçıkta yer alan çeldiricilerin özensiz seçildiği gözlenmiştir.  Bir soruda özel banka adının kullanılması  (s.3),  tıpla ilgili bir eşleştirmede Galile  ile Markoni’nin de yer alması, seçeneklerdeki yanlış bilginin sorulduğu bir başka soruda  “…başkalarının haklarını çiğneyebiliriz.”   vb. örneklerden de anlaşılacağı gibi çeldiriciler iyi hazırlanmamıştır.

 

            İhaleye Verilen Sınavlar

 

            Sınavlar il millî eğitim müdürlükleri tarafından genelde ihaleye verilerek yapılmaktadır. İhaleler yerel basın organları tarafından da tepkiyle karşılanmaktadır. Konuyla ilgili dikkat çekici bir başlık: “Millî Eğitim’den çok tuhaf bir ihale” (Özgür Kocaeli, 25.12.2004). İhalelerde soru kitapçıklarının hazırlanması ve değerlendirilmesinden ‘firma’lar sorumlu tutulmaktadır.  Millî eğitim müdürlüklerine düşen ise ‘firma’ların değerlendirme sonuçlarından okulları haberdar etmektir.

            

 

            Mahallî Derneklere Sınav Yetkisi

             MEB,  11 Ocak 2007 tarih ve 510/50223 sayılı yazıyla, başvurmaları durumunda, mahallî derneklere deneme sınavı yapma izni verileceğini belirtmiştir.  Özel Öğretim Genel Müdürü Öner Güney’in imzasını taşıyan yazı, 81 il valiliğine gönderilmiştir. Mahallî bir derneğin devlet okullarında sınav düzenlemesi, hangi gereksinimden kaynaklanmaktadır?  Herhangi bir derneğin, uzmanlık gerektiren bir alanda, yetkisi olmadığı hâlde, sınav yapmasının sakıncalı olduğu değerlendirilmektedir. Bu uygulamayla okullar özellikle bazı ‘sivil’ kuruluşların etki alanına sokulmaktadır.  Uygulamanın sakıncaları okulları günlük politik çekişmelere alet etmekle de sınırlı değil. Çünkü soruların hazırlanması, sınavın gerçekleştirilmesi ve değerlendirme sürecinin her bir aşaması özel uzmanlık gerektirmektedir.  

           Öğrencilerin Kişisel Bilgileri ‘İşporta’da

 

            Başarı değerlendirme sınavları okulların yanı sıra dershanelerde de yapılmaktadır. MEB’den izin alan yerel dernekler ve dershaneler de okullarda sınav yapabilmektedir. Dershaneler ‘müşteri’ toplamak amacıyla sınav yaparken eğitimle ilgili olmayan dernekler ise daha çok ‘ideolojik’ nedenlerle sınav düzenlemektedir. MEB,  sözü edilen kuruluşlarca gerçekleştirilen sınavlarda, izin vermek dışında, herhangi bir denetim görevini yerine getirmemektedir. Sınav yapan kuruluşlar öğrencilerin adres, telefon ve başarı durumlarıyla ilgili kişisel bilgilere sahip olabilmektedir. Bu bilgilerin elde edilmesi suçtur ve ticari veya başka bir amaçla kullanılması da yasal değildir.   

            Deneme Sınavı ‘Zoka’sı

 

            Dershaneler deneme sınavlarını çekici hâle getirmek için çeşitle vaatlerde bulunmaktadır. Dereceye giren öğrenciler altın, para,  cep telefonu, dijital fotoğraf makinesi, top, bisiklet, bilgisayar, bisiklet, seyahat vb. ödüllerle ödüllendirilmektedir. İlköğretim öğrencilerinin sınav başarılarının altın vb. pahalı nesnelerin yanı sıra ithal ürünlerle (cep telefonu vb.) ödüllendirilmesinin, çocuk gelişimine zarar verebileceği değerlendirilmektedir. Uygulama eğitimbilim ilkeleriyle de çelişmektedir. Uzmanlar ilköğretimde maddi değeri yüksek ödüllerin sakıncalı olduğunu ifade etmektedir. Dışa bağımlı tüketim alışkanlıklarını pompalayan ödüller, cep telefonu örneğinde olduğu gibi, çocuk sağlığını olumsuz yönde etkileyebilecek özelliklere de sahiptir.

            Özel Okulların Can Simidi

             Özel okul reklamlarında deneme sınavlarına vurgu yapıldığı gözlenmektedir. MEB ya da ÖSYM tarafından gerçekleştirilen sınavlarda başarılı olamayan özel okullar, deneme sınavlarında nedense ilk sırada yer almaktadırlar. Ticari yanı ağır basan özel okullarda yapılan deneme sınavlarının ne kadar güvenli olduğu merak konusudur. Sınav evrakının sınavdan çok önce hiçbir güvenlik önlemi alınmadan okullara teslim edilmesi, sınavların güvenirliğine gölge düşürmektedir. Sınav sonuçlarının yerel ya da ulusal basına ‘özel okullar başarılı’ biçiminde servis edilmesi, deneme sınavlarındaki ısrarın kaynağı hakkında yeterli ipuçları vermektedir.

          Birbirine Hasım Sınıflar

 

            Deneme sınavları öğretmenler arasında kıyasıya bir rekabete yol açmaktadır. Bu rekabet okul atmosferini olumsuz yönde etkilemektedir. Öğretmenler, bilgi ve deneyimlerin paylaşılması uygulamasına yabancılaşmaktadır. Sözü edilen sınavlar, sınıflar arasında öğrenci psikolojisini bozan kıyasıya bir rekabetin yaşanmasına neden olmaktadır.

        Sonuç ve Öneriler

 

·         İhaleyle yapılan sınavlar, eğitim hizmetlerinin özelleştirilmesi ya da taşeronlaştırılması girişimlerinin bir parçası olarak değerlendirilmektedir.

 

·         Sınavların ihaleye verilmesinin, millî eğitim müdürlüklerinin yetki devri kapsamında olduğu düşünülmektedir.

 

Başarı değerlendirme sınavlarında açık-örtük iletiler yoluyla dinsel ya da popüler kültür işlenmektedir. 

 

Deneme sınavlarının ücretli oluşu Anayasa’nın ilköğretimin zorunlu ve devlet okullarında parasız olduğunu belirten 42. maddesine aykırıdır. Okullardan toplanan paranın il ve ilçe millî eğitim müdürlüklerine aktarılması, yasal değildir.

 

Deneme amaçlı sınavların eğitimin kalitesini artırdığına ilişkin somut bir veriyle karşılaşılmamıştır.

 

Millî Eğitim Bakanlığının, sınavda başarısız olan okullarla ilgili somut bir önlem aldığına ilişkin herhangi bir çalışmaya rastlanmamıştır.

 

Deneme sınavlarının özel kuruluşlar aracılığı ile yapılması, öğrencilere ait özel bilgilerin amaç dışı kullanılmasına olanak sağlamaktadır.

 

Öğrenci bilgilerinin dershane veya özel okulların eline geçmesi,  yasal olmamanın yanı sıra  çeşitli sakıncalar da içermektedir.

 

İlköğretimde Görsel Sanatlar, Müzik vb derslerin ölçme ve değerlendirme kapsamı dışında tutulmasının,  güzel sanatlar eğitimine zarar verebileceği değerlendirilmektedir.

 

İlköğretimde sınav olgusu yeniden ele alınmalı ve tüm boyutlarıyla irdelenmelidir. Bu kapsamda, il millî eğitim müdürlükleri bünyesinde, müdür yardımcısı ya da şube müdürüne bağlı, uzmanlardan oluşan sınav büroları kurulmalıdır.

 

            Kaynakça

 

  Kurt, Yrd. Doç. Dr. A. Aşkım vd. (2007). Öğretim Teknolojileri ve Materyal Tasarımı. Eskişehir: Anadolu Üniversitesi.

  

MEB. (2003). Millî Eğitim ile İlgili Mevzuat 2 (Genişletilmiş üçüncü baskı). Ankara: 4. Akşam Sanat Okulu Matbaası. 

 

 

 

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile

0
0
0
s2sdefault