Her yıl olduğu gibi, bu yıl da yaz tatilimizi memleketimizde geçirdik. Pülümür’e 15 km uzaklıktaki Kırmızıköprü’deyiz. Kırmızıköprü deyip geçmeyin. Çok zengin bir köy. Parayla pulla tanımlanamayacak bir zenginlik. Meşe ormanıyla,  masmavi gökyüzüyle, dereleriyle, çeşit çeşit yaban hayvanlarıyla varlığını kanıtlamış bir köy burası.  Daha önce bucak statüsünde olan Kırmızıköprü, bugün Mezra köyünün  mahallesi sayılıyor.

 Çocukluğumuzda onlarca bakkal, kahvehane ve otelin faaliyet yürüttüğü Kırmızıköprü’de sadece  iki iş yeri ayakta: Yol kıyısında yer alan Ezel Kafe ile Dilek Market. Ezel Kafe, bu küçük köyde iyi hizmet sunan, başarılı bir işletme. Kemal Doğan ve eşinin işlettiği kafede kaliteli hizmet veriliyor. Ümit Bayram’ın sahibi olduğu  Dilek Market  temiz ve düzenli. İhtiyaç duyabileceğiniz birçok şeyi markette bulabilirsiniz.

Köyde bu yılın gündemi, ayılar! Ezel Kafe’nin müdavimleriyle sohbet ettiğinizde, ayılar da kaçınılmaz olarak gündeme gelir. Hemen herkesin ayılarla ilgili bir anısı var. Doğa dostu arkadaşım Haydar Gül,  ayılardan korumak için, arılarını yüksek bir yere taşımış. Bu da yetmeyince, ayının yükseğe tırmanmasını engellemek amacıyla  ağaç  kütüklerini sacla kaplamış.

 Ağırlıkları 80-1.000 kg arasında değişen ayılar, otçul (otobur) aynı zamanda etçil (etobur) hayvanlar.  Ağırlıklı olarak bitkilerle beslenseler de ulaşabildikleri bazı canlıları besin kaynağı olarak değerlendirmekten büyük keyif alırlar. Yöre insanı, ayıların adım adım etoburluktan uzaklaştıklarını dile getiriyor..  Yaz aylarında sebze ve meyveler, ayıların temel besin kaynaklarındandır. Elma, erik, armut, ceviz, alıç vb. meyveler, ayıların değişmeyen öğünlerindendir.

Ağır oldukları için çıktıkları meyve ağaçlarının dallarının kırılmasına neden olurlar. Sizin anlayacağınız, dalları kırma kastıyla hareket etmezler.

Ayı, geçen hafta, evimize  20 m mesafedeki erik ağacında yaklaşık 30 dakika zaman geçirmişti. Gümüş’ün avazı çıktığı kadar havlamasına ve bizim çığlıklarımıza aldırış etmemişti.

Karnını doyuran hayvan, Gümüş’e hırlayarak ağaçtan atlamış ve kayıplara karışmıştı.

 Ayıların en zengin öğünlerinden biri de baldır. Bal kokusunu uzaktan alırlar ve kapağını kaldırdıkları kovanlarda ne bal ne de arı bırakırlar. Kış uykusuna yatmaları gereken ayıların,  karlı kış aylarında bal arılarını ziyaret etmeleri, ilgi çekici eylemlerinden biri olarak kayda geçmiştir.

Yaklaşık 20 yıl önce, ortalama 40 cm karın olduğu tarihlerde, Kırmızköprü’deki arı kovanlarımızdan 8’ini midesine indiren ayının, aynı gün Mezra köyüne, ardından  Kaymaztepe’ye uğraması herkes için sürpriz olmuştur.

Ayı, uğradığı  her ‘istasyon’dan payına düşen balı almayı ihmal etmemiştir.

Sekiz kovanını bu sevimli yaratığa  kaptıran babam Hıdır Canerik’in  aklına ayı öldürmek gelmemiştir.

Salördek-Çatalyaka köylerine sabah yürüyüş yaparken karşılaştığım ayı, kurt, domuz vb. hayvanların bana en küçük bir zararı bile dokunmamıştır.  

Ayının, insana saldırması, nadir  davranışlarından biridir. Ayı, tehlike anında, içgüdüsel olarak saldırıya geçer. Pülümür’de, bazı yaralanma vakalarına karşın, bilindiği kadarıyla, hiç kimse ayı saldırılarından dolayı hayatını kaybetmemiştir.

Saldırıya, tehlikeyi savuşturduğunu düşündüğü anda son verir.

İnsan etinden uzak duran ayıya gösterilen tepkiyi anlamak olanaklı değil.

Pülümür’de, arada bir bahçelere dalan,  arı kovanlarını sırtlayıp sofrasına götüren ayılara karşı anlamsız bir tepki geliştiriliyor. Bahçesi ve arısı olmayan bazı kişilerin de ayılara zarar vermesi, büyük tepkiye yol açıyor.

Arıcılar ve küçük üreticiler, ayılarla birlikte yaşamayı öğrenmelidir.

Bahçe çitlerinin güvenli hâle getirilmesi, koruma amacıyla, canlılara zarar vermeyen teknolojinin kullanılması akla gelen önlemlerden birkaçı.

Arıcılar, kovanlarını, ayının tırmanamayacağı güvenli yerlere taşıyarak koruyabilirler.

Memlekette doğru dürüst hayvancılık olmadığı için, benim bildiğim, son 20 yılda ayı saldırısına uğrayan büyük  ya da küçükbaş hayvan bulunmamaktadır.

Demek ki ayıları hedef almak için elle tutulur, somut bir gerekçe öne sürülememektedir.

Daldaki elmaları koparan ayıya kurşun sıkmak, Tunceli’ye yakışmayan davranışlardan biri olarak görülmelidir. Ruh sağlığı bozuk bazı düşkünlerin, ayıları temizleme çabası üzüntü vericidir.

Birkaç yıl önce  içme suyumuzun deposunu temizliyorduk. Sonbahardı. Derede, kurşun yarasıyla hayatını kaybetmiş bir ayıya rastlamıştık. Ayı, depodan yaklaşık 2 km uzak bir yerde domuz kurşunuyla yaralanmış, yaralı hâlde o kadar yol yürümüştü.

Hayvan, kan kaybına ve kurşun yarasına 2 km direnebilmişti.

Azap verici, Tunceli için onur kırıcı bir durum.

O ayı birkaç elma ya da ceviz yediği için cezalandırılmıştı.

Konukseverliğiyle tanınan yöre insanının, bu katliama seyirci kalması düşünülemez.

Ayıların çoğalmasında, terörden dolayı, avcılığın fiilen sona ermesinin etkili olduğu tahmin edilmektedir.

Son haftalarda ayı katliamlarına ilişkin edindiğimiz bilgiler, bazı sorumsuz davranışlara yaptırım uygulamanın önemine işaret ediyor.

Birkaç gün önce, iki yavrusuyla dolaşan  dişi bir ayı ve yavrusunun dom dom kurşunuyla öldürüldüğünü duyduğumda, büyük acı çekmiştim.

Koruma altındaki ayılara kurşun sıkılması, suçtur.Ayı avına yasal kılıf uydurulsa bile etik değildir.

Tunceli; güzelim ormanlar, duru sular,  masmavi gök, sudaki balık, kanat çırpan  kartal, sarp kayalıktaki dağ keçisi, ardıcın kovuğundaki ayı, gözleri parlayan vaşak, ceviz dalındaki sincaptır.

Tunceli, Pülümür Vadisi’nde kümeler hâlinde kanatlanan güvercindir.

Meşe yapraklarının üzerinde ağır ağır hareket eden kaplumbağa, ürkek bir kertenkele, ağaç gövdelerini sabırla işleyen ağaçkakandır  Tunceli...

Munzur’un masmavi suyunda devinen kırmızı benekli alabalıktır.

Bunları Tunceli’den sildiğinizde, aslında Tunceli’yi silmiş olursunuz.

Ayılar da, diğer yaban hayvanları gibi, bu kente kimlik kazandıran canlılardır. Doğa tutkunu Tunceli halkı, ayılarına sahip çıkmalıdır. Yetkililer, ayı katliamına göz yummaktan derhal vazgeçmelidir. ‘Siz vurun, ama benim haberim olmasın’ mantığıyla hareket eden ve doğal yıkıma izin vererek suç işleyen yetkililer hakkında yasal işlem yapılmalıdır.

Devlet, ayıların korunması ile  ilgili somut önlemler almalı, ayı katillerine  yaptırım uygulamalıdır.

Tunceli halkı, bir avuç elma ya da bir petek bal uğruna, ayılara kurşun sıkanları düşkün ilan etmeli ve onlarla bütün ilişkisini kesmelidir.

Ayılar için güvenli olmayan bir kent, hiçbirimiz için güvenli değildir.

Ayıları özgür olmayan bir kentin insanı tutsaktır.

Güvenli ve mutlu  bir Tunceli için bütün ayılara özgürlük!

 

 

13.08.2017/ Kırmızıköprü-Pülümür

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile

0
0
0
s2sdefault