ÖZET
Bu yazıyla, Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından yayımlanan “Yaşayacaksın Ağacım” adlı çocuk kitabının pedagojik, bilimsel ve edebî yönden değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Kadercilik ve çaresizlik duygusunun işlendiği kitapta bilimsel kaygıların bir yana bırakıldığı gözlenmektedir. Sözü edilen kitabın, çocukların sosyo-kültürel gelişimlerine zarar verebileceği düşünülmektedir. İlköğretim çağındaki öğrencilerin kolay etkilenme özellikleri dikkate alındığında, çocuk yayınlarında daha dikkatli ve özenli davranılması, laik ve bilimsel eğitim açısından da büyük önem taşımaktadır. MEB yayınlarında rastlanan bilimdışı ögeler yeni kuşakların yetiştirilmesinde ciddî sorunlara yol açabilecek niteliktedir.
Anahtar Sözcükler: Çocuk edebiyatı, bilimsel eğitim.
GİRİŞ
Edebiyat eğitimin en önemli ögelerinden biridir. Edebiyat ürünleri doğayı, toplumu algılama ve dünyayı değiştirme konusunda okuyucuya zengin birikimler sunar. Okurun yaşamın zorluklarıyla başa çıkabilmesi ve sanat ürünlerinden zevk alabilmesi yazılı ya da sözlü edebiyatın niteliğiyle yakından ilgilidir.
Edebiyat duygu, düşünce ve hayalleri dil yardımıyla sözlü ya da yazılı olarak etkili bir tarzda ifade etme sanatıdır (Şimşek, 2002: 20). Çeşitli düşüncelerin çocuklara göre ve sanatla ilişkilendirildiği veya büyükler için yazıldıkları hâlde çocukların da anlayarak, zevk alarak okudukları eserlerin hepsi çocuk edebiyatını teşkil etmektedir (Demiray, 1963: 16). Çocuk edebiyatı; çocukların büyüme ve gelişmelerine, hayal, duygu, düşünce, yeteneklerine, zevklerine hitap eden, eğitirken eğlenmelerine katkıda bulunan sözlü ve yazılı verimlerdir (Aytaş ve Yalçın, 2002: 5). Çocukların duygu, düşünce, zevk ve hayallerine hitap eden edebiyata çocuk edebiyatı ya da çocuklar için edebiyat denir (Okay, 2002).
Cumhuriyet coşkusunun yoğun olarak yaşandığı kuruluş yıllarında eğitim araç-gereçlerinin biçim ve içeriğinin öğrencilerin yaş düzeyine uygun ve bilimsel nitelikte olması için büyük çaba gösterilmiştir. Ders, ve yardımcı kitaplar ile edebî eserlerin nasıl hazırlanması gerektiği konusu Cumhuriyetin ilanından önce de TBMM hükümetlerinin gündemine gelmiştir. Mecliste, 3 Mayıs 1920’de okunan hükümet programında yayın alanında yapılması düşünülen işler şöyle sıralanmıştır: “1)Milletin ruhuna ve karakterine, memleketimizin coğrafya ve iklim şartlarına, tarihsel ve toplumsal geleneklerimize uygun ilmî ders kitapları meydana getirmek, 2) Millî ruhu besleyecek ve geliştirecek, tarihî, edebî ve sosyolojik eserleri uzmanlarına yazdırma, 3)Batının ve Doğunun ilme ve fenne dair olan eserlerini dilimize çevirtmek.” (Özalp ve Ataünal, 1977: 104). Programda, özetle, kitapların ulusal ve bilimsel nitelikte hazırlanmaları gerektiği belirtilmektedir.
1943 yılında düzenlenen 2. Millî Eğitim Şûrası’nda konuşan Millî Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel, eğitimde kitabın önemini şu sözlerle dile getirir: “Öğretimde en büyük rol öğretmene ait olmakla beraber okul kitabının pedagojik vasıflara haiz olması da mühimdir” (Özalp ve Ataünal, 1977: 164).
Cumhuriyetin ilk yıllarında önem verilen yayınların biçim ve içeriğiyle ilgili tartışma günümüzde de sürüyor. Eğitim programları ve ders kitaplarının ulusal içeriğinden arındırılarak bilim dışı ögelerle doldurulması, MEB yayınlarında büyük bir erozyona neden olmaktadır. Kültürel yıkım olarak da adlandırılabilecek bu durum, MEB’in yayıncılık anlayışının sorgulanmasını zorunlu kılmaktadır. MEB yayınlarındaki sorunlar çocuk kitaplarına da yansımaktadır. Bu yazıda ele alınan Yaşayacaksın Ağacım, MEB’in tartışmaya açık çocuk kitaplarından biridir.
Hızır Ovacık (2003) tarafından kaleme alınan Yaşayacaksın Ağacım adlı kitap, toplam on iki öyküden oluşuyor. MEB Bilim ve Kültür Eserleri/ Çocuk Kitapları dizisinde yayımlanan kitap; 1995, 1998 ve 2003 yıllarında toplam on üç bin adet basılmış. Kitapta yer alan öykülerin büyük bölümü, çocuk kitaplarının taşıması gereken özelliklerden yoksundur. Sapık adını taşıyan öyküde, devletin, suçlulara karşı mücadele edemeyeceği vurgulanmaktadır. Aynı öyküde, kamu vicdanını rahatsız eden olayların sorumlularının ancak ilahî adaletle cezalandırılabileceği düşüncesi işlenmektedir.
Sapık, Duayla Cezalandırılıyor
“Allah bir nefes gibi yakın/ Gökyüzü bir nefes kadar uzakta…” dizeleriyle başlayan Sapık adlı öykü, “Allahüekber! Allahüekber!”le devam ediyor. Öyküde, küçük çocuklara musallat olan ‘nursuz’ bir dededen söz edilmektedir. Çiğdem’in ‘ağzını ısıran’ dede, bir gün akşam namazı dönüşünde komşulardan birinin dikkatini çeker. Kömürlüğe soktuğu kızı çikolatayla kandırmak isteyen ihtiyara tepki gösteren adam, sapığı dövemez ve komiser arkadaşına şikâyet eder. Komiser, sonuç alamayacaklarını söyleyince, adam dua eder: “İki damla yaş, gözlerimden mescidin halısına düşüyor. Mezarın önündeyim. Yeri hissetmiyorum. Yüreğim avuç içlerimde atıyor. Ağlıyorum. Çaresizim. Allah’ım. Sen bilirsin. Yarabbim… Birkaç gün mescidin çevresinde apartmanımızın bayanlarından bazılarını görüyorum. Mezarın önünde dua ediyorlar.” (s.11). Sapık, apartman sakinlerinin bu dualarından sonra felç olur! Çiğdem’in annesi Kıymet Hanım, ihtiyar felç olunca, cezalandırılması için adadıkları koçu kurban eder. Komşusu da bunun üzerine mescide girer ve iki damla gözyaşıyla iki rekât namaz kılar. (s. 12).
Çocuklar, kitap kahramanlarıyla aralarında özdeşlik kurarlar. Bunun için olay kahramanlarının iyi çizilmiş olması gerekir. Kahraman çocuk için model oluşturacaktır. (Şimşek, 2002: 29, 30, 31). Sapık, çocuk kitabının bu özelliği dikkate alındığında, olumsuz bir model olarak değerlendirilmektedir.
Öyküde, istismar edilen çocuğa kendini savunma hakkı tanınmamakta, çocuğu korumakla görevli devlet görevlileri ve büyükler acz içinde gösterilmektedir. Suçluların yasalarla değil, ancak duayla cezalandırılabilecekleri konusunda açık mesajların verildiği öyküde, çocuklar edilgen birer figüran olarak sunulmaktadır. Oysa çocuk kitabı, doğal olarak, okuyucusu olan çocuğa seslenmeli ve onu etken hâle getirmelidir. Demiray’a (1963: 41) göre, çocuk kitabı, çocuğu hayatta karşılaşabileceği güçlüklere karşı mücadeleye hazırlamalıdır.
Hızır Ovacık’ın Yaşayacaksın Ağacım adlı kitabında yer alan Apartmanda Yaşıyoruz öyküsüne (s. 18), Türkçe 3 ders kitabında da yer verilmiştir (Ardanuç vd., 2005: 17). Söz konusu kitap, 2005-2006 eğitim-öğretim yılından itibaren beş yıl süreyle ders kitabı olarak okutulacaktır. Ders kitabının kaynakçasında Yaşayacaksın Ağacım da yer almaktadır. Sözü edilen kitaba, İlköğretim 3 Türkçe Öğretmen Kılavuzu (Ardanuç vd. a, 2005: 313) kaynakçasında da yer verilmiştir.
Şiddeti Kutsayan Satırlar
Kitlelerde korku ve yılgınlığa neden olan şiddete bir eğitim aracı olarak başvurulması, özellikle çocuk ruh sağlığını bozmakta ve eğitimin kalitesini düşürmektedir. Bu nedenle şiddetin çocuk yayınlarında sıradan ve kabul edilebilir bir davranış olarak işlenmesi çeşitli sakıncalar doğurmaktadır.
Öğretmenimi Seviyorum adlı öyküde öğretmen dayağı şu sözlerle ifade ediliyor: “Yanaklarımda iki tokat patladı. Şimşekler çaktı gözlerimde. Yanaklarım ateş gibi yanıyordu. Öğretmenimin kocaman elleri vardı. Avuçları bütün yüzümü kaplamıştı.” (s. 44). Öğretmen dayağından etkilenen çocuk, yıllar sonra hiçbir şey olmamış gibi davranır: “Bir demet çiçekle öğretmenime gidiyorum. Onu hiç unutmadım. Bugün de ona gidecek ve elini öpeceğim.” (s. 45). Bu satırlarla okullarda şiddet olağan bir davranış olarak sunulmaktadır. Oysa çocuk ruh sağlığının bozulmasına yol açabilecek ifadelerin çocuk kitabında yer almaması gerekir.
Sonuç ve Öneriler
· Yaşayacaksın Ağacım kitabı bilimsel özelliklerden yoksundur ve bu hâliyle okutulması sakıncalıdır.
· Eğitimbilim ilkelerine aykırı hazırlanan kitapta şiddet olağan bir davranış olarak sunulmaktadır.
· İnsan onurunu hedef alan saldırılara karşı direnmenin gereksiz olduğu konusunun işlendiği öyküde ‘tevekkül’ duygusu öne çıkarılmaktadır.
· Çocukların sosyal, kültürel ve psikolojik gelişimlerine zarar veren MEB kitapları bilimsel esaslara göre gözden geçirilmeli, bilim dışı ögelerden arındırılmalıdır.
· Kitap kapaklarında hangi yaş grubuna hitap ettiği belirtilmelidir.
· Çocuk yayınlarında çocukların gelişim özellikleri dikkate alınmalıdır.
· Yayınlarda cumhuriyetin temel nitelikleri; Atatürk, yurt, ulus, doğa ve insan sevgisi; kardeşlik, yardımlaşma, dayanışma, paylaşma ve fedakârlık duygusu işlenmeli, şiddet içeren ifadelerden kaçınılmalıdır.
(*) Huriye Pak İlköğretim Okulu Derince/KOCAELİ
Kaynaklar
Ardanuç, Kebira; Çökmez, Aysel; Küçüktepe, Bahar; Toprak, Güler. (2005). İlköğretim 3 Türkçe Ders Kitabı. Ankara: MEB Devlet Kitapları.
Ardanuç, Kebira; Çökmez, Aysel; Küçüktepe, Bahar; Toprak, Güler. (2005 a). İlköğretim 3 Türkçe Öğretmen Kılavuz Kitabı. Ankara: MEB Devlet Kitapları.
Aytaş, Gıyasettin; Yalçın, Alemdar. (2002). Çocuk Edebiyatı. Ankara: Akçağ Yayınları.
Demiray, Kemal. (1963). Türkçe Çocuk Edebiyatı. İstanbul: Millî Eğitim Basımevi.
Okay, Cüneyd. (2002). Meşrutiyet Dönemi Çocuk Edebiyatı. Medyatek, 1. Baskı.
Ovacık, Hızır. (2003). Yaşayacaksın Ağacım. Ankara: 4. Akşam Sanat Okulu Matbaası, Millî Eğitim Bakanlığı Yayınları: 2629, Bilim ve Kültür Eserleri: 698 (Çocuk Kitapları).
Özalp, Reşat; Ataünal, Aydoğan. (1977). Türk Millî Eğitim Sisteminde Düzenleme Teşkilâtı (Talim ve Terbiye Kurulu-Millî Eğitim Şûrası) Hıfzırrahman Raşit Öymen’in Bir Önsözü ile. İstanbul: Millî Eğitim Basımevi.
Şimşek, Dr. Tacettin. (2002). Çocuk Edebiyatı. Ankara: Rengarenk Yayınları
28.12.2006/KOCAELİ
ABECE’nin Ocak 2007 tarihli sayısında yayımlanmıştır…