“CİMRİ’NİN KEDİLERİ” İLE “BAYRAM ŞENLİĞİ” ADLI KİTAPLARIN İÇERİK, DİL VE EDEBÎ YÖNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ
(Bu yazı, ABECE dergisinin Mart 2007 tarihli 247.sayısında yayımlanmıştır.)
ÖZET
Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından yayımlanan bazı çocuk kitaplarında edebî, bilimsel, görsel tasarım ve mantık hatalarına rastlanmaktadır. Bu yazıda, MEB’in yayımladığı iki çocuk kitabı ele alınmakta ve konuyla ilgili önerilere yer verilmektedir. Sözü edilen kitaplarda ağırlıklı olarak çaresizlik ve kadercilik duygusu işlenmektedir. Edebî ve bilimsel kaygıların sıklıkla göz ardı edildiği kitapların, 6-13 yaş grubundaki çocukların kolay etkilenme özellikleri de dikkate alındığında, laik ve bilimsel eğitim açısından sakıncalar doğurduğu düşünülmektedir.
GİRİŞ
Edebiyat duygu, düşünce ve hayalleri dil yardımıyla sözlü ya da yazılı olarak etkili bir tarzda ifade etme sanatıdır (Şimşek, 2002: 20). Çeşitli düşüncelerin çocuklara göre ve sanatla ilişkilendirildiği veya büyükler için yazıldıkları hâlde çocukların da anlayarak, zevk alarak okudukları eserlerin hepsi çocuk edebiyatını teşkil etmektedir (Demiray, 1963: 16). Çocuk edebiyatı; çocukların büyüme ve gelişmelerine, hayal, duygu, düşünce, yeteneklerine, zevklerine hitap eden, eğitirken eğlenmelerine katkıda bulunan sözlü ve yazılı verimlerdir (Aytaş ve Yalçın, 2002: 5). Çocukların duygu, düşünce, zevk ve hayallerine hitap eden edebiyata çocuk edebiyatı ya da çocuklar için edebiyat denir (Okay, 2002).
Çocuk edebiyatının hedefleri: Kendine güven duygusunu geliştirmek, başarma isteği ve çabası uyandırmak, insana ve çevreye karşı duyarlı olma bilincini kazandırmak, sosyalleşme ihtiyacını duyurmak, çocukta dil gelişimini sağlamak, hayal gücünü ve yaratıcı düşünme yeteneğini geliştirmek, çocuğun duygusal, zihinsel ve kişilik gelişimine katkıda bulunmak (Şimşek, 2002: 34).
Çocuk yayınları; aile, millet, insanlık, tabiat ve hayat sevgisi, telkin etmeli; güzelliğe karşı hayranlık ve koruyuculuk aşılamalı; nezaket, hakka saygı, yardımlaşma, kahramanlık, mertlik, dürüstlük ve feragat gibi erdem olarak kabul ettiğimiz konuları ihtiva etmeli; devrimlerimiz ve sosyal hayatımızı kökleştirmeye ve geliştirmeye hizmet etmeli; çocuk dünyasına ve psikolojisine uygun olmalıdır (Gökşen, 1975: 27).
Kızlarda 6-11 yaş, erkeklerde ise 6-13 yaş son çocukluk dönemi olarak adlandırılmaktadır. Bu dönemde, aşırı duyarlılığın yanında görülen diğer bir özellik de, kolay etkilenmedir. Yaşam süreci içinde, belki de hiçbir dönemde rastlanamayacak düzeydeki kolay etkilenme bu evrede görülür (Yavuzer, 1992: 118).
Çocuk yayıncılığı anlayışının ciddî değişime uğradığı günümüz koşullarında, çocuk kitapları önemli bir eğitim aracı işlevi görmektedir. Yavuzer’e (1992: 201, 203) göre, kitap, çocuğun zihinsel, duygusal ve sosyal gelişiminde önemli bir uyarandır. Çocuk, kişiliğinin gelişiminde bir modelle kendini özdeşleştirir. Yayıncı Ramazan Gökalp Arkın, konuyla ilgili şu düşünceleri dile getiriyor: “1930’larda çocuğun hemen hep ders kitabı okuması istenirdi. Ders kitabı okumayıp, şurada burada bulduğu kitapları okuyan çocuk, tembel, havai çocuk sayılırdı.” (Kaynardağ, 1985: 73).
Ahmet Hamdi Tanpınar’ın (2004:8) bir romanında kitap okumayla ilgili şu satırlar da dikkat çekicidir: “Babam ilk zamanlarda Emsile ve Avamil gibi Arapça sarf ve nahiv kitaplarından gayrı, sonraları mektep kitaplarının dışında kitap okumanın aleyhinde idi. Belki bu sansürün veya tahdidin yüzünden ben düpedüz her türlü okumayı reddetmiştim.”
Ülkemizde çocuk kitaplarının yayımında önemli bir artış olduğu bilinmektedir. Yayın sayısındaki artış, ister istemez yayınların nitelikleriyle ilgili tartışmayı da beraberinde getiriyor.
CİMRİ’NİN KEDİLERİ
Üzeyir Gündüz’ün (2004) Cimri’nin Kedileri adlı çocuk kitabı üç masaldan oluşuyor: Cimrinin Kedileri, Koca Dev ile Peri Kızı, Ormanda Kaybolan Kız. 66 sayfadan ibaret olan kitap, Millî Eğitim Bakanlığı Yayımlar Dairesi Başkanlığı tarafından üç kez basılmış. 1998, 2003 ve 2004 yıllarında toplam 13 bin 564 adet basılan kitapta, kitabın Bilim ve Kültür Eserleri/ Çocuk Kitapları dizisinde yayımlandığı bilgisine yer verilmiş.
Bu bilgiden de anlaşılacağı gibi, Cimri’nin Kedileri bilimsel niteliklere sahip çocuk kitabı savıyla yayımlanmıştır. Zaten yasa ve yönetmelikler, Millî Eğitim Bakanlığının hazırlayacağı kitapların bilimsel niteliklere sahip olmasını zorunlu kılmaktadır.
MEB Yayımlar Dairesi Başkanlığının görevleri 30 Nisan 1992 tarih ve 3797 sayılı yasada belirtilmiştir: “Öğretim kurumlarında kullanılması uygun görülen ders kitapları ile yönetici, öğretmen, Bakanlığın diğer personeli ve öğrenciler için kaynak ve yardımcı olacak eğitim dokümanları ile basılı evrak ve diğer uygun eserleri basmak ve bastırmak.”
Demek ki MEB Yayımlar Dairesi Başkanlığınca basımı gerçekleştirilen kitaplar öğretmen, yönetici ve öğrenciler için kaynak ve yardımcı eğitim aracıdır. Kaynak ve yardımcı eğitim araçlarının bilimsel nitelik taşıması, yasal bir zorunluluktur.
Malvarlığının Kaynağı: Dua
Cimrinin Kedileri’nde, efendi-köle vb. feodal ilişkiler zinciri günümüze taşınmakta, çağdaş ekonomi yasalarıyla çelişen bir ekonomi modeli savunulmaktadır. Dua, Gündüz’ün kitabında hemen her ‘kritik’ sorunu çözen sihirli bir güç işlevi görmektedir. Kitap, duayı, kökeninde emeğin yattığı sermaye birikiminin kaynağı olarak açıklamaktadır. Kitapta, bolluk ve bereketin ana nedeni olarak görülen duanın yapılmaması durumunda insanın yoksullaşacağı öne sürülmektedir. Kediler, masalda, iş güvencesinin yok sayıldığı ve işsizlik sorununun ancak ‘rızık kapısı’nın aralanmasıyla çözümlenebileceği bir toplumsal düzenin figüranları olarak sunulmaktadır:
Anne kedi, ‘cimri’ sahibi tarafından evden kovulunca, ‘rızık’ kapısının aralanmasını diler: “Allah’ım, diyormuş. Bu işsizlik ne kadar zor!… Herkes gibi bana da bir rızık kapısı aç. (…) Efendimin yüreğini yumuşat.” (s.17). Yazar, çocuklara, kedinin duasının amacına ulaştığını müjdeler: “Allah’ın gücü nelere yetmez ki, çocuklar? Anne kedinin içtenlikli yaptığı bu dua boşa gitmemiş.” (s.18). ‘Cimri’ adamın evine gelen bir konuk, ‘uyuz kedilerin’ kovulduğunu öğrenince, ev sahibine sorar: “Sen zekât veriyor musun dostum? (…) Fakire fukaraya yardım edip, sadaka dağıtıyor musun? (…) Biz onlara verdikçe, onlar da bizim iyiliğimiz için dua ederler. Duaların içerisinde bereket vardır. Malımızı artırır. Vermeyip cimrilik yapacak olursak, bu bereket kaybolur ve günün birinde her şeyimizi yitirmiş oluruz ” (s.20-21).
Dünya İşleri Doğaüstü Güçlere Emanet
Koca Dev ile Peri Kızı’nda, doğa yasaları ve bilimsel gerçeklere aykırı düşünceler işlenmektedir. Doğaüstü güçlerin yaşam üzerindeki ‘etkilerinin’ olağanüstü abartıldığı masalda, güzelleşmek için ‘iyilik büyüsü’ peşinde koşan ‘çirkin dev’in, ‘peri kızı’ndan dinlediği öğütler şöyle ifade ediliyor: “Her şeyden önce Allah’ın yarattığı hiçbir varlık çirkin değildir. (…) Zaten Allah da insanın suratına değil, kalbine bakar.” (s. 32). Peri kızının öğüdüne uyan dev yoluna devam ederken, arıların yardım talebini yerine getirir. Doğal olarak arıların ‘hayır’ duasını da alır: “Allah senden razı olsun dev kardeş, sen olmasan biz ne yapardık?” (s.36). Zambakların duasını da alan dev, küçük peri kızına hak verir: “Küçük dev olsaydım, bunların hiçbirini beceremezdim. Demek ki Allah’ın yarattığı hiçbir vücut anlamsız değil.” (s.41).
Ormana Bırakılan Kız’da, duayla çözümlendiği öne sürülen sorunlara bir yenisi daha eklenir: Nazlı’ya âşık olan ‘yanık’ Kerem’in, “Yüce Tanrı bana iki güçlü kol vermiş. Çalışıp kazanmasını bilirim.” sözü üzerine, yaşlı kadın, ormanda kaybolan Nazlı’yı bulabilmesi için Tanrı’ya dua eder (s.60).
BAYRAM ŞENLİĞİ
Üzeyir Gündüz’ün (2003), Millî Eğitim Bakanlığı tarafından basımı gerçekleştirilen diğer kitabı Bayram Şenliği adını taşıyor. Bu kitabın ilk basımı 2003 yılında MEB tarafından yapılmış. 79 sayfa ve on bir öyküden oluşan kitapla, çocuklara ilginç mesajlar verilmektedir. Bayram Şenliği, yazarın Türkçe 6 ders kitabındaki (Yıldırım, 2001: 61) özgeçmişinde de yer almaktadır.
Kırık Nota Nazar Boncuğu
Bayram Şenliği’nde, kadınlara geleneksel rol biçilmekte ve dinsel yaşam konusunda örtük mesajlar verilmektedir. Bayram sabahı anne, hala ve nine evde çeşitli hazırlıklar yapar. Dede ve enişte bayram namazı için camiye gider: “Dedemle eniştem, camiden döner dönmez bayramlaşma faslı başladı.” (s. 12).
Anne Müjde adlı öyküde, bilimsel temelden yoksun düşünceler işlenmiştir. Karnesinde ‘geçer’i olan öğrenci, annesinin tepkisinin nazardan kaynaklandığını düşünür: “Anladım, nazar olmasın diye söylüyorsun. Ama benim boynumda nazarlığım var.” (s. 21).
Dedemin Pili başlığını taşıyan öyküde, çocuklara dedelerinin ömürlerini nasıl uzatabilecekleri konusunda ilgi çekici bir düşünce sunulmaktadır. Halasının getirdiği oyuncak treninin pili biten çocuk, dedesinin ‘pili’nin bitmemesi için, nemli gözlerini ve ıslak kirpiklerini göğe kaldırarak dua eder: “Allah’ım, trenimin pili bitti görüyorsun. Ne olur dedemin pili bitmesin e mi?” (s. 30).
Sahtekâra İlahî Ceza
Şirin Osman’la Dikkulak’ta, toplumsal sorunların çözümünde dikkatler doğaüstü güçlere çekilmekte, yüksek fiyata mal satanların ancak ilahî bir kuvvetle cezalandırılabileceği düşüncesi savunulmaktadır. Oysa çocuk kitaplarının konuları çocuğun güncel hayatı ile doğrudan ilgili olmalı ve gerçeğe uygun düşmelidir (Aytaş ve Yalçın, 2002: 32).
Şirin Osman, babasından habersiz yeni ayakkabı almak için meyveleri pazarda pahalıya satmak isteyince, kasırga çıkar ve eşeği ile birlikte bütün meyveleri sürükleyip götürür. Akşam eve dönünce, babasının öğüdüyle karşılaşır: “Sen sahtekârlıkla para kazanıp, yeni ayakkabılar almayı düşünürken, eskilerini bile kaybettin. Yüce Allah hiçbir sahtekâra fırsat vermez. Bu kasırgada canını kurtardığına şükret.” (s. 42).
Sahtekârlığın ancak ilahî bir kuvvetle cezalandırılabileceği düşüncesi, bugünkü devlet yapımızla çelişmektedir. Yasalarımıza göre sahtekârlık suçtur. Yargı organlarını ilgilendiren konuların ilahî kuvvetlere havale edilmesi, din ve dünya işlerini birbirinden ayıran cumhuriyetin laiklik ilkesine aykırıdır.
Şeytan da Sahnede
Dört Kardeşe Dört Balta’da, şeytan, kötü fikirlerin kaynağı olarak sunulmaktadır. Mükremin Efendi; Hâlim, Selim, Kerim ve Şirin adlı oğullarına, yol güvenliği için birer balta vererek şehre gönderir. Şirin dışındaki kardeşlerin hepsi baltalarını ya satar ya da başka bir amaç için kullanır. Kerim, baltasıyla leylek avlamaya kalkışınca, balta paramparça olur: “Şeytan, Kerim’in aklına kötü bir fikir soktu. (…) Allah’ın işi bu ya, olan yine Kerim’e olmuştu.” (s. 48). Şirin, babasının arkadaşı Nalbant Mustafa Çavuşu ormanda bulunca, “Bak Allah’ın şu işine, diye haykırdı.” (s. 50).
Balıkçı Memiş adlı öyküde, balık yakalama eylemi bile dinsel örtüyle sunulmaktadır: “Bir sabah, ezanla birlikte uyandılar. … Babası, Memiş’e öğütler vermeye başladı: ‘Bak oğlum’, dedi, ‘(…) Yüce Rabb’imizin adını anmadan, tekneye adımını atmayacaksın. Oltanı suya salarken, her seferinde besmele çekeceksin.’ Memiş, ‘ (…) Ya Allah, bismillah!’ diye bağırdı.” (51).
Cehennem Ateşi, Eşkıyayı Dizginliyor
Cumhuriyetin ilk yıllarında laik eğitim konusunda önemli adımlar atılmış, ders kitaplarında doğanın ve canlıların oluşumu bilimsel olarak açıklanmıştır. 1931’den 1941 yılına kadar liselerde okutulan Tarih ders kitaplarında İslâmiyet’in tarihsel-sosyolojik gelişmelerin ışığında değerlendirilmesi (Anonim, 2005: 89,90,91), Kemalist yönetimin resmî tarih tezi olarak kabul edilen ve Atatürk’ün el yazıları ile yazdırdıklarının yer aldığı Türk Tarihinin Ana Hatları’nda (Anonim a, 1999: 28, 35) evrenin ve insanın oluşumunun bilimsel olarak açıklanması, Cumhuriyet Devriminin özellikle 1930’lu yıllarda orta çağa karşı ödünsüz bir çizgi izlediğini göstermektedir.
Cumhuriyet eğitiminin kuruluş döneminin en güçlü Millî Eğitim Bakanı olarak kabul edilen İsmail Safa (Özler), 1920’li yıllarda açıkladığı “maarif misakı”nda şunları dile getiriyor: “Toplum hayatında dünya ve ahiret cezaları korkusundan doğan ahlâk yerine, hürriyet ve barış içindeki gerçek ahlâk ve erdemleri hâkim kılmak.” (Ergün, 1982: 23). Günümüz MEB kitaplarında çocuklar ahiret korkusuyla eğitilmektedir.
Yörük Beyi ile Eşkıya adlı öyküde, çocuklar cehennem korkusuyla tanıştırılıyor. Öyküde insana ‘hiç’lik duygusunun kazandırılmaya çalışılması, gelişim basamağının ilk evresindeki çocukların kişilik oluşumuna zarar verebilir. Çocuğa kesin, tartışılmayan, mutlak hakikatler vermek, gerçeğin tek ve bir olduğu gibi öznel yaklaşımlar takınmak; çocuğun yaratıcı ve eleştirel gücünü kırabilir (Güleryüz, 2002: 40). Aytaş ve Yalçın’a (2002: 31) göre, yazar, çocukları kendi düşünceleri ve bakış açıları doğrultusunda yönlendirecek ve çocukların ruh dünyalarına olumsuz etki yapacak konuların seçilmemesi konusunda özenli davranmalıdır.
Kervanıyla birlikte Halep’e giden Yörük beyinin obasına eşkıya baskın düzenleyince, kadın ve çocuklar dua eder: “Allah’ım, ne olur beyimizi bir an önce gönder.” (s. 60). Bey, obasına geri döndüğünde eşkıya başıyla karşılaşır ve nasihatlerde bulunur: “İyi dinle oğlum. (…) Bu dünyada şanı yüce olan Allah’tan başka, her şey bir ‘hiç’tir. Sen de, ben de bir hiçiz. Her şeye karşın, bu hiçlik içerisinde öbür dünyaya götürebilecek iyiliklerimiz olmalı. Yiğit (…) din kardeşiyle omuz omuza verip düşmana karşı savaşır. Şehit olur, ünü kalır. Arkasından dua edilir. Allah’ın cennetine girer. Gerçi Allah’ın cehennemi de haktır. Ama ben senin gibi bir yiğidi cehennem ateşine lâyık görmüyorum.” (s. 64). Bu sözler üzerine eşkıya onurlu bir yiğit olarak cennete girmek istediğini ifade eder.
Öyküde, ağırlıklı olarak, çocuklarda yaşama sevincini ortadan kaldıran düşünceler işlenmiştir. Cehennem ateşi vb. gizemli korkular, çocuklarda karamsarlığa ve yaşamın gereksizliği düşüncesine yol açabilir. Okuyucuda kadercilik, çaresizlik vb. duyguları besleyen öykü, özellikle ilköğretim çağı çocuklarında çeşitli psikolojik sorunların oluşmasına neden olabilir.
Halamın Umresi’nde de okuyucuya ilginç mesajlar verilmektedir:
-Halamla eniştem yine mi hacca gidiyorlar baba?
-Hayır, bu seferki umre.
-Umre ne demek?
-Kâbe’yi hac mevsiminin dışında ziyaret etmeye umre denir (s. 72).
Baba, Oğlunun Yanında Sigara İçiyor
Bayram Şenliği’nde kullanılan resimlerin tamama yakını standartlara uygun olarak hazırlanmamıştır. Kitabın görsel tasarımının başarılı olduğunu söylemek zordur. Örneğin resimlerde çocukların ilgisini çekecek renkler yerine tek tonlu soluk renkler yeğlenmiştir. Oysa çocuk kitaplarındaki resimlerde canlı renklerin kullanılması gerekmektedir. Resimlerdeki tiplemeler çocukların hoşuna gidecek niteliklere sahip değildir. Figürlerdeki ifadelere yeterince dikkat edilmeyen kitapta, çocuklar sevimsiz birer yetişkin olarak resmedilmiş, 45. sayfada ise çocuklardan birinin ‘kalçası’ önde olacak biçimde çizilmiştir. Resimlerde iletişim biçimine dikkat edilmediği ve resimlerdeki kişilerin görünüşlerinin hedeflenen gruba uygun olmadığı gözlenmektedir. Elde sigara oğluyla konuşan babanın resmedilmesi, çocuklara sigara vb. kötü alışkanlıklar kazandırmada olumsuz bir model olarak değerlendirilmektedir (s.66).
Ders Kitapları ve Üzeyir Gündüz
Üzeyir Gündüz’ün eserlerine MEB tarafından onaylanmış ders kitaplarında da yer verilmiştir. İlköğretim 7. sınıf Türkçe ders kitabında (Yıldırım, 2001: 144) yer alan Yeni Çantalar da Eskir başlıklı anı Üzeyir Gündüz’ün imzasını taşımaktadır: “Allah sizi inandırsın! Babama yalvara yakara aldırdığım o güzelim çanta, gerçek anlamda paçavraya dönmüştü”. Gündüz’ün diğer eserlerine Güzel Konuşma ve Yazma 1 (Özcan vd., 2001: 17), Türkçe 6 (Yıldırım, 2001 a: 59), Türkçe 5 (Gören vd., 2005: 20) ders kitaplarında da rastlanmaktadır.
Sonuç ve Öneriler
Ø Cimrinin Kedileri ile Bayram Şenliği, okuyucuda kadercilik, umutsuzluk, yaşamın gereksizliği vb. duyguların oluşmasına yol açabilecek içerikte hazırlanmıştır.
Ø Sözü edilen kitaplarda çocuklara olumsuz niteliklere (kendisini savunmaktan aciz, zorluklara karşı mücadele yeteneğinden yoksun vb.) sahip modeller örnek olarak sunulmaktadır.
Ø Kitapların hazırlanmasında bilimsel kaygılarla hareket edilmemiştir.
Ø MEB, çocuk yayınlarını bilimsel ve edebî yönden inceleyecek özel bir uzmanlar kurulu oluşturmalıdır. Söz konusu kurul, MEB’in yayımladığı çocuk kitaplarını geriye dönük taramalıdır.
Ø Kitaplar, çocukların kolay etkilenme özellikleri dikkate alınarak, edebî ve bilimsel yönden yeniden değerlendirilmeli, bilim dışı ve edebî değer taşımayan ögelerden arındırılmalıdır.
Ø Yayınlarda kadercilik, umutsuzluk, çaresizlik vb. duygular işlenmemeli, çocuklara sorunlarla başa çıkabilme duygusunun kazandırılması amaçlanmalıdır.
Ø Söz konusu kitapların kapağında, hangi yaş grubu için uygun görüldüğü belirtilmelidir.
Ø Kitapları inceleyen ve yayımına karar veren yetkililerin adı künyede yer almalıdır.
Ø Çocuk kitaplarının görsel tasarımında alanında uzman kişiler görevlendirilmeli, resimlerde canlı renkler kullanılmalıdır.
Ø Resimlerde olumsuz modellerden (sigara, alkol kullanma vb.) kaçınılmalıdır
(*) Huriye Pak İlköğretim Okulu Derince/KOCAELİ
Kaynakça
Anonim. (2005). Tarih 2 Kemalist Eğitimin Tarih Dersleri (1931-1941). İstanbul: Kaynak Yayınları.
Anonim a. (1999). Türk Tarihinin Ana Hatları(Kemalist yönetimin resmî tarih tezi). İstanbul: Kaynak Yayınları.
Aytaş, Gıyasettin; Yalçın, Alemdar. (2002). Çocuk Edebiyatı. Ankara: Akçağ Yayınları.
Demiray, Kemal. (1963). Türkçe Çocuk Edebiyatı. İstanbul: Millî Eğitim Basımevi.
Ergün, Mustafa. (1982). Atatürk Devri Türk Eğitimi. Ankara: Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Yayınları, Yayın Nu: 325.
Gökşen, Enver Naci. (1975). Örnekleriyle Çocuk Edebiyatımız. İstanbul: Hikmet-Dava-Çağ Yayınları.
Gören, Nalân; Yener, Zuhal; İldeniz, Aysun; Aksal, Hulus Sıtkı; Arıöz, Nuray. (2005). İlköğretim Türkçe 5 Ders Kitabı. İstanbul: MEB Devlet Kitapları Müdürlüğü.
Gündüz, Üzeyir. (2003). Bayram Şenliği. Ankara: 4. Akşam Sanat Okulu Matbaası, Millî Eğitim Bakanlığı Yayınları: 2393, Bilim ve Kültür Eserleri: 604 (Çocuk Edebiyatı).
Gündüz, Üzeyir. (2004). Cimri’nin Kedileri. İstanbul: Millî Eğitim Bakanlığı Yayınları. Yayın Nu: 2789, Bilim ve Kültür Eserleri: 758 (Çocuk Kitapları).
Güleryüz, Hasan. (2002). Yaratıcı Çocuk Edebiyatı. Ankara: Pegem A Yayınları.
Kaynardağ, Arslan (1985). Eğitim ve Yayın (Ramazan Gökalp Arkın’la Söyleşi). Arkın Kitabevi.
Okay, Cüneyd. (2002). Meşrutiyet Dönemi Çocuk Edebiyatı. Medyatek, 1. Baskı.
Özcan, Yusuf; Olçum, Yurdagül; Demirel, Fikret; Gönenç, Ferdi. (2001). İlköğretim Seçmeli Güzel Konuşma ve Yazma Ders Kitabı. İstanbul: Millî Eğitim Basımevi.
Şimşek, Dr. Tacettin. (2002). Çocuk Edebiyatı. Ankara: Rengarenk Yayınları
Tanpınar, Ahmet Hamdi. (2004). Saatleri Ayarlama Enstitüsü. İstanbul: Dergâh Yayınları.
Yavuzer, Prof. Dr. Haluk. (1992). Çocuk Psikolojisi. İstanbul: Remzi Kitabevi.
Yıldırım, Veysi. (2001). İlköğretim Türkçe Ders Kitabı 7. Ankara: Özgün Matbaacılık San. ve Tic. A.Ş.
Yıldırım, Veysi. (2001 a). İlköğretim Türkçe Ders Kitabı 6. Ankara: Elit Yayıncılık.