Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) 2012-2013 öğretim yılından itibaren, liselerde okutulan Millî Güvenlik dersini okutmama kararı aldı. Uygulamayı, dersin subaylar tarafından okutulmasından dolayı, demokratikleşme kapsamında değerlendirenler oldu. Eğitim sendikaları ve kamuoyu, ortaöğretim programından kaldırılan dersin içeriğini yeterince tartışmadı. MEB’in dersi neden kaldırdığı sorusunun yanıtı, 2001 yılında yapılan bir çalışmada aranmalıdır. Dersin amaçları, niçin kaldırıldığı konusundaki diğer önemli sorudur.
Millî Güvenlik Dersinin Amaçları
Millî Güvenlik Bilgisi dersinin amaçları şöyle özetlenebilir:
· Türk gençliğinin Atatürkçü görüş ve düşünce doğrultusunda yetişmesine katkıda bulunmak,
·Millî stratejimizi, millî hedeflerimizi ve millî menfaatlerimizi bilmek ve bunlara karşı olan unsurlarla mücadele etmesini kavramak,
·Türk Silahlı Kuvvetlerini tanıtmak,
· Türk gencinde, temelde var olan millî güvenlik inanç ve bilincini yurdun topyekûn savunmasına uygun bir şekilde güçlendirmek,
· Türkiye Cumhuriyeti’ne yönelik her türlü yıkıcı ve bölücü akımları öğretmek (MEB, 1998).
Lise Millî Güvenlik Ders Kitabı’nda (MEB, 2003) ele alınan bazı konular: Millî strateji, millî güç (s. 25), millî menfaatler (s. 30-34), laiklik, tam bağımsızlık (s.31), TSK (s. 39-64), Atatürk ilkeleri, millî birlik ve beraberlik (s. 67-85), Türkiye Cumhuriyeti üzerine oynana oyunlar (s. 90-101), uluslararası kuruluşlar (s. 107-114), seferberlik (s. 117-120), sivil savunma (123-127), Emniyet Teşkilâtı (s. 129-136).
Kitapta millî menfaatler şu sözlerle tanımlanmaktadır: Millî egemenlik, devletin ve milletin bölünmez bütünlüğü, Atatürk ilke ve inkılapları, sosyal adalet, yurtta ve dünyada barış, millî gelirin sosyal adalet ilkelerine uygun olarak bölüştürülmesi, insan hakları ve temel özgürlük kavram ve şartlarının bütün koşullarıyla yerleştirilmesi, vatandaşın can ve mal güvenliğinin sağlanması; halkın sağlık, eğitim ve diğer hizmetleri tam ve zamanında alması, dış tehdit ve tehlikelere karşı halkın ve vatanın korunması (MEB, 2003, s. 34).
Kitapta TSK’nın yanı sıra Emniyet Teşkilâtı da tanıtılmaktadır. Söz konusu kitapta işlenen ülke güvenliği, vatanı savunma, millî birlik ve beraberlik, laiklik, Atatürk ilkeleri, tam bağımsızlık, adaletli gelir dağılımı gibi konular, günümüzde de büyük önem taşımaktadır. (Komşu ülkelerle ilgili bazı ifadelerin güncellenmesi gerektiği düşünülmektedir.)
Ders Kitaplarına Soros Büyüteci
2001 yılında, İnsan Hakları Eğitimi On Yılı Ulusal Komitesi (İHEOUK) Başkanlığı, Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA)nden okul kitaplarının insan hakları yönünden taranması talebinde bulunur. TÜBA, 2002 yılında, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV)nın desteği, Avrupa Komisyonu İnsan Hakları ve Demokrasi Gelişimi Fonu ve Soros’un Açık Toplum Enstitüsü’nün mali katkılarıyla ders kitaplarını tarama projesini yaşama geçirir. Toplam 190 ilk ve ortaöğretim ders kitabı taranır. Soros’un projeye ödediği ücret, 500 bin Avro’dur. Kitaplar, insan haklarına uygun mu, değil mi araştırmasını yapanların kılavuzu da Batı standartları olur.
Projeye Destek Verenler
Ders Kitaplarında İnsan Hakları: Tarama Sonuçları (Tarih Vakfı Yayınları, 2003) kitabında, Soros ve Avrupa Komisyonu İnsan Hakları ve Demokrasi Gelişimi Fonu’nun mali yönden desteklediği Ders Kitaplarında İnsan Hakları proje yönetim kurulunun şu isimlerden oluştuğu belirtilmektedir: Prof. Dr. Engin Bermek (TÜBA Başkanı), Ayşe Erzan (TÜBA), Orhan Silier (Tarih Vakfı Başkanı), İlhan Tekeli (Tarih Vakfı), İonna Kuçuradi (İHEOUK), Okan Akhan (TİHV).
Orhan Silier, Ders Kitaplarında İnsan Hakları: Tarama Sonuçları kitabına yazdığı önsözde Soros’a şu sözlerle teşekkür etmekte:
“…çalışmayı gerçekleştirmekle çok değerli bir sıçrayış sağlamış olduk. Avrupa Komisyonu’na ve Açık Toplum Enstitüsü’ne bu tür bir sıçramayı olanaklı kılan bir mali destek sağladıkları için teşekkür borçluyuz.”
Silier, verdikleri destekten dolayı, dönemin Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik ile dönemin Talim Terbiye Kurulu Başkanı Ziya Selçuk’a da müteşekkir. Silier’in, Eğitim-Sen’e teşekkür etmesi de dikkat çekici.
Millî Güvenlik Dersinin Kaldırılması
Ders Kitaplarında İnsan Hakları Projesi kapsamında kaleme alınan Militarizm ve İnsan Hakları Ekseninde Millî Güvenlik Dersi başlıklı makalede (Anonim, 2003, s. 138-157), insan haklarına aykırı olduğu öne sürülen içerikten dolayı dersin kaldırılması önerisi dile getirilmiştir. Sabancı Üniversitesi öğretim üyesi Ayşe Gül Altınay’ın kaleme aldığı söz konusu makalede (Anonim, 2003, s. 138-157), ulusal güvenlik, ulusal çıkarlar, vatan için ölmek vb. ifadeler ‘suç’ kapsamında değerlendirilmektedir.
Şehitlik Suç Sayılıyor
Millî Güvenlik dersi ile ilgili makalede, insan haklarına aykırı olduğu öne sürülen ilginç noktalar, yazarın ifadelerine bağlı kalınarak şöyle özetlenebilir:
“Yurtseverliğin ‘vatan için ölmek’, ‘şehitlik’ gibi kriterlere indirgenmesi, yurtseverliğe sabit ve mutlak bir biçim dayatılmasıdır (s. 139). Gençleri Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı tehditlere karşı uyarmak ve onlara ‘Atatürk ilke ve inkılapları’nı öğretmekle kalmayıp, aynı zamanda bu derste öğrenilenleri bir yaşam tarzı olarak benimsemelerini sağlamak.” (s. 142).
Altınay’ın, şehitliği eleştiri konusu yapan incelemesi Millî Güvenlik dersiyle de sınırlı değil. Yazar, farklı ders kitaplarında yer alan bayrak, şehitlik vb. kavramlardan ‘suç’ niteliğinde olanları da makalesinde değerlendirmiş:
“Ölümün, şehitliğin yüceltilmesi birinci sınıftan, yani 6-7 yaş grubundan, başlıyor. İlköğretim 1. sınıftaki öğrenciler kırmızı rengi bayrak boyayarak öğreniyorlar. ‘Güzel Bayrağımız’ isimli okuma parçalarında şunları öğreniyorlar: ‘Atalarımız düşmanla savaşmışlar. Yurtları için kanlarını dökmüşler. Şehit olmuşlar. Bayrağımız da rengini bu şehitlerin kanından almış.’ … İkinci sınıfa giden bir öğrenciden ‘mücadele, şehit, gazi’ gibi kelimelerin anlamını öğrenmesi isteniyor, bayrağın rengini şehitlerin kanından aldığı söyleniyor, bayrak töreninde Atatürk ve şehitler için saygı duruşu yapıldığı açıklanıyor, gerekirse bayrağımızı korumak için canımızı veririz deniyor.” (s. 153).
Yazarın başka ders kitaplarında rastladığı ve suç saydığı diğer ifadeler de şöyle:
“Her Türk vatandaşı, bağımsızlığımızın ve ülke bütünlüğümüzün koruyucusu olan ordumuzun gönüllü ve yılmaz askeridir” (s. 153).
“Türk milleti olarak biz, vatan için seve seve canımızı veririz.” (s. 153).
“Yurt için savaşmak bir şanlı düğün” (s. 153).
“Yurt toprağı! Sana her şey feda olsun. Kutlu olan sensin. Hepimiz sana fedaiyiz.” (s. 153).
Askerlik, Aile ve Yurt Hizmeti Değilmiş
Altınay, askerlikle ilgili olarak kitapta yer alan şu ifadeleri de suç saymakta: “(Askerlik) Türk vatanını ve cumhuriyetini korumak için harp sanatını öğrenmek ve yapmak yükümlülüğüdür.” Yazar, bu ifadeleri suç kapsamında ele almaktadır: “Burada askerlik bir vatandaşlık yükümlülüğü olmaktan ziyade kişinin ‘kendisi, ailesi ve yurdu’ için yaptığı ‘yüce’ bir hizmet olarak tanımlanmaktadır. …Bu yazılanları ciddiye alan ve hayata bakışını bu çerçeveden şekillendiren bir öğrenci, önümüzdeki yıllarda zorunlu askerlik uygulamasından paralı askerliğe geçilmesi durumunda ne hissedecektir? … Peki, halihazırdaki sistemde askerlik yapmayacak gençler ne düşünmelidir? … Fiziksel durumu, cinsel yönelimi veya başka sebeplerle askerlik yapmayan erkeklerin kendilerini eksik ve işe yaramaz hissetmeleri veya başkaları tarafından bu şekilde yargılanmaları için zemin hazırlanmaktadır (s. 145-146).
TSK’nın Sorun Çözmesi Suç!
Yazar, TSK’nin, okur yazar olmayan askerlere ve çocuklara okuma yazma öğretmesi, gezici ve geçici sağlık ekipleri oluşturarak halkın sağlık sorunlarına çözüm bulmasını da tepki göstermektedir (s. 147-148).
Birlik ve Bütünlüğü Savunmak da Suç
Millî Güvenlik ders kitabındaki şu ifadeler yazara göre etnisite ve din bazında ayrımcılığa işaret etmektedir (s. 148):
“Türkiye, son yıllarda ‘ayrı ırk’ noktasından bölünmek amaçlı birtakım faaliyetler ve terör hareketleri ile karşı karşıya kalmıştır. … Buna karşın ‘ayrı ırk’ oyununa gelmeyen vatandaşlarımız birlik ve beraberlik içinde yaşamanın kıymetini ve anlamını bilerek hareket etmekle ister bölücülük, ister irticai ve isterse yıkıcı olsun tüm faaliyetleri tabansız bırakmıştır. 24 Temmuz 1923 tarihli Lozan Barış Antlaşması’na göre ülkemizde gayri müslim unsurları teşkil edenler dışında azınlık yoktur. Türkiye’de, yüzde 95’in üzerinde büyük bir çoğunluk binlerce yıldır aynı kaderi paylaşmakta, aynı kültür ve amaç içerisinde yoğrulmaktadır.” (s. 148-149).
Atatürkçü Gençlik Yetiştirmek, İnsan Haklarına Aykırıymış!
Ayşe Gül Altınay, dersin amacının öğrencilerin hepsini Atatürkçü yaşam tarzında buluşturmak olduğunu öne sürerek bu duruma tepki göstermektedir (s. 150). “Hiçbir düşünce ve mülahazanın Türk millî menfaatlerinin, Türk varlığının devleti ve milletiyle bölünmezliği esasının, Türklüğün tarihi ve manevi değerlerinin, Atatürk milliyetçiliği, ilke, inkılap ve medeniyetçiliğinin karşısında koruma göremeyeceği ve laiklik ilkesi gereği kutsal din duygularının, devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılamayacağı…” (s. 150).
Yazarın alıntıladığı yukarıdaki ifadelerle ilgili değerlendirmesi ise şöyle:
“Bu alıntılar da açıkça göstermektedir ki mutlaklaştırılan bir ‘Atatürkçülük’ anlayışı, farklı görüşlerin ifadesini engellemek için çok farklı bağlamlarda ama benzer şekillerde kullanılmaktadır” (s. 150). Yazar söz konusu ifadeleri, bir otoritenin sorgulanamaz yetkesine gönderme yapılması kapsamında suç olarak nitelendirmektedir (s. 150).
Ayşe Gül Altınay, makalenin sonuç bölümünde, Millî Güvenlik dersinin sadece içerdiği spesifik sorunlar dolayısıyla değil, veren kişilerden veriliş tarzına, genel içeriğinden taşıdığı açık ve örtük mesajlara kadar sorun oluşturduğunu öne sürmekte ve dersin müfredattan çıkarılması gerektiğini savunmaktadır.
Sonuç ve Öneriler
· Millî Güvenlik dersinin kaldırılması önerisi, Mayıs 2002’de, Soros ve Avrupa Komisyonu İnsan Hakları ve Demokrasi Gelişimi Fonu’nun mali desteğiyle yürütülen Ders Kitaplarında İnsan Hakları adlı projeyle gündeme getirilmiştir.
· Söz konusu proje, Soros tarafından 500 bin Avro’yla desteklenmiştir. (Çalışmaya, Avrupa Komisyonu İnsan Hakları ve Demokrasi Gelişimi Fonu’nun ne kadar kaynak ayırdığı bilinmemektedir.) Proje Yönetim Kurulu’ndan, başta Orhan Silier olmak üzere, paranın nasıl harcandığı konusunda kamuoyunu aydınlatması beklenmektedir. (Vatana ve millete küfretmenin bedeli kaç Avro’dur? Millî Güvenlik dersiyle ilgili inceleme yapan Ayşe Gül Altınay’a kaç Avro ödenmiştir?)
·Millî Güvenlik ders kitabında sadece TSK değil, Emniyet Teşkilâtı da tanıtılmaktadır (MEB, 2003, s.129-136). Altınay’ın (Anonim, 2003) makalesinde bu bilgi yer almamaktadır.
· Yazar, Millî Güvenlik ders kitabında yer alan (MEB, 2003, s. 34) adaletli gelir dağılımı ifadesinden söz etmemektedir.
·2003 yılında yayımlanan makalede dile getirilen görüşler, Türk eğitim sisteminin ihtiyacı ile değil, millî devleti yıkma projesiyle ilişkilendirilmektedir.
·Vatanı savunmak, vatan için ölmek, Atatürk, bağımsızlık vb. kavramlara savaş açılması, incelemenin millî devleti tasfiye etmek isteyen gücün talimatıyla yapıldığını göstermektedir. Bu yönüyle, bilimsel bir çalışmadan söz edilemeyeceği açıktır.
·Vatan savunmasını bile insan haklarına göndermede bulunarak suç sayan yazarın temel başvuru kaynaklarının insan hakları ihlalleri konusunda dereceye giren Batılı ülkeler olması, üzerinde önemle durulması gereken noktalardan biridir.
· Millî orduya, millî devlete, millî bütünlüğe, bağımsızlık ve egemenliğe duyulan tepki, bilimsel çalışmanın sınırlarını zorlayan bir uluslararası göreve işaret etmektedir.
· Millî Eğitim Bakanlığının, Millî Güvenlik dersinin kaldırılması ile ilgili kararı yeniden ele alınmalı ve dersin okutulması sağlanmalıdır.
*Bu yazı, Öğretmen Dünyası’nın Mart 2013 tarihli 34. sayısında yayımlanmıştır.
Kaynakça:
Anonim. (2003). Ders Kitaplarında İnsan Hakları: Tarama Sonuçları. İstanbul: Tarih Vakfı Yayınları.
MEB. (1998). Millî Güvenlik Dersi Programı (10. Sınıf). Tebliğler Dergisi, Nisan 1998, Sayı: 2487.
MEB. (2003). Lise Millî Güvenlik Ders Kitabı. İstanbul: MEB Yayınları.