“Bu mektup, 26 Mayıs 2018 tarihinde, E-posta yoluyla, Tunceli Emek gazetesine gönderilmiş, ancak yayımlanmamıştır. ‘Yandaş’ basını, hükûmete yakınlığıyla bilinen yayın organlarıyla sınırlandıran anlayışın, farklı düşüncelere ne kadar tahammül ettiği sorusu Tunceli Emek için de geçerlidir. Tunceli’nin doğasını, kültürel ve toplumsal zenginliğini savunmayı amaçlayan yazıların gazetede yer bulamaması, sıklıkla dile getirilen ‘demokrasi kültürü’nün ilde nasıl yıkıma uğratıldığının kanıtlarından biri olmaktadır. Tunceli’de yazma özgürlüğünün, ilde kamp kuran bazı akımların ‘rıza’sına bağlanması, basın özgürlüğü açısından trajiktir.”
Bugüne kadar gazetenizde üç yazım yayımlandı:
Tunceli’de Ayılara Özgürlük (9 Eylül 2017),
Pülümür Kırmızıköprü Ortaokulunun Yıkılması (29 Eylül 2017),
Pülümür Kırmızıköprü’de Sonbahar (25 Ekim 2017).
Yazıları yayımladığınız için teşekkür ederim.
Gazetenize farklı tarihlerde gönderdiğim iki yazı ise bugüne değin yayımlanmamıştır:
Pülümür Hanım Köprüsü’ne Restorasyon Sabotajı (18 Aralık 2017),
Pülümür Vadisi’ne Yol Projesi Gözden Geçirilmelidir (27 Nisan 2018).
Başlıklardan da anlaşılacağı gibi, yayımlanmayan her iki yazıyla, Pülümür’ün coğrafi/tarihsel zenginliklerini hedef alan uygulamalar eleştiri konusu yapılmış, çözüm önerilerine yer verilmiştir.
Yayın Kurulundan Beklenen
Gazetelerin yayın kurullarında yazı/haberler ele alınırken, yazarın kimliği ve düşünceleri değil, yayın ilkeleri ve içerik göz önünde bulundurulur. Tunceli’de yayın yapan bir gazeteden, yazıları bu doğrultuda irdelemesi beklenir. Gazetelerin posta kutusuna ulaşan her yazıyı yayımlamaları elbette beklenemez. Yayın ilkeleriyle örtüşmeyen, hakaret ve iftira niteliği taşıyan, hukuki yönden ciddi sorun yaratabileceği düşünülen yazıların elenmesi son derece doğaldır. Bir gazete, başa çıkamayacağı ve altından kalkamayacağı hukuki sıkıntılara neden olabilecek yazıları yayımlamama hakkına sahiptir. Bu durumda yapılması gereken, yazara geri bildirimde bulunmaktır. Yazı/haberi yayımlamama gerekçesinin birkaç cümleyle bildirilmesi, gazeteciliğin temel kurallarındandır. Yazı/haberlerin yayımlanmayacağı bilgisiyle, yazarlara, yeni seçenekleri değerlendirme hakkı tanınmış olmaktadır.
Pülümür Yazıları Niçin Yayımlanmadı?
Pülümür Hanım Köprüsü’ne Restorasyon Sabotajı (18 Aralık 2017) ile Pülümür Vadisi’ne Yol Projesi Gözden Geçirilmelidir (27 Nisan 2018) yazılarında, sadece Pülümür ya da Tunceli’nin değil, Türkiye’nin zengin coğrafi/kültürel birikimine dikkat çekilmiş ve olası yıkımlara karşı duyarlılık geliştirilmesi amaçlanmıştır. Gazetenizde yayımlanmayan her iki yazı, daha sonra, kişisel ağ sayfamda yayımlanmıştır.
http://huseyincanerik.com/index.php/182-pulumur-hanim-koprusune-restorasyon-sabotaji
http://huseyincanerik.com/index.php/203-pulumur-vadisi-yol-projesi
Yazılarda işlenen konular Tunceli’yi doğrudan ilgilendiren, ‘başka’ yöne çekme olasılığı bulunmayan niteliktedir. Bir yerel gazete, yayımlandığı kentin sesi ve soluğudur. Kentlerin nabzı, yerel yayın organlarında atar. Yerel yayınların zenginliği, sayfalarındaki farklı renklerle ölçülebilir.
Yazarın Kimliği Gerçeğin Önüne Çıkarılabilir mi?
Pülümür Vadisi’ne bu haziran ayında yapılması planlanan yol projesi ile ilgili makale, Tunceli gazetesinde yayımlanmayacak da nerede yayımlanacak? Vadiye ağır darbe indireceği öngörülen bir proje hakkında Tunceli kamuoyunun bilgilendirilmesini amaçlayan yazının Tunceli gazetesinde yer bulamaması, trajiktir. Uygulamayla, bir zamanların en aydınlık ve renkli kentinde, ‘istenmeyen’ renkler katalogdan kaldırılmış olmaktadır. Büyük bir tarihsel birikime sahip olan Tunceli’yi renk yoksulu yapabilecek girişimlerin uzun ömürlü olamayacağı kabul edilmelidir. Yazıların gazetede yer bulamamasında ‘Hergele Meydanı’nda yapılan ‘siyasi’ değerlendirmelerin etkili olmaması gerekir. Yerel bir gazete, mutfağına gelen haber/yorumları, yazarların olası siyasi düşünceleri ve kimliğine göre sınıflandırarak değerlendirdiğinde gerçeklik zemininden kopar. Bu, yayın organının kitlelere yabancılaşma süreci olarak da tanımlanabilir.
Yazılarından Dolayı Görevden Alınan Tuncelili Öğretmen
Bir Tuncelili öğretmen olarak, yazılarımdan dolayı görevden alındığımı hemşehrilerimle paylaşmayı bile ayıp saydım. Ülkede yaşanan bunca üzücü ve acı olayla karşılaştırıldığında, benim yaşadığım, kuşkusuz, sıradan bir olaydır. Ne var ki doğup büyüdüğüm kentin gazetesinin, kentle ilgili yazılarıma sayfalarını kapatması, Tunceli’nin birikimi açısından üzüntü vericidir.
Saygılarımla…
26 Mayıs 2018
Hüseyin Canerik