Tunceli-Pülümür kara yolu yaklaşık 68 km. Yol, Pülümür Vadisi’nin tam ortasından geçiyor. Vadinin ortasından geçen yola Pülümür Çayı da eşlik ediyor. Pülümür Çayı, vadiyi renklendiren zengin bitki örtüsünün barındırdığı canlıların su kaynağıdır. Kara yolunu kullanan araç sayısı, mevsimlere göre değişkenlik gösterir. Kış mevsiminde, yoldaki trafik hafifler. Kara yolundaki hareketlilik özellikle yaz aylarında artar. Yurt içi ve yurt dışından çok sayıda tatilci bölgeye akın eder.
Çarşılar dolar, esnafın yüzü güler. Eşe dosta kavuşmanın mutluluğu, kışın yalnızlığını unutturur. Bölge hareketlenir.
Bu hareketlilikten doğa da payına düşeni alır!
Gönlü Zengin Yolcuların Vadiye Bıraktıkları Miras
Bazı tatilciler yöreye üç beş kuruş bırakmakla yetinmez. Gönlü zengin olanlar, doğaya; plastik tabak, cam ve pet şişe, naylon torba, çocuk bezi, sigara paketi, izmarit, parçalanmış araç lastiği, jant kapağı, makine yağıyla ‘yıkanmış’ bez, kırılmış bardak, plastik bardak vb. bağışlamayı ihmal etmezler. Onlardan geriye kalan diğer zenginlikleri merak edenlerin, yolda gözlem yapmaları yeterlidir.
Vadiyi ve çayı kirletenler sadece tatilciler değil kuşkusuz. Şehirler arası kara yolunu kullanan bazı araç sürücüleri de bu kampanyada aktif rol oynuyor. Hızla geçen bir tırın penceresinden fırlatılan ‘kola’ şişesinin yolda attığı taklalara tanık olmak hiç de zor değil. Çocuğunun bezini, çöplük gözüyle baktığı çaya atan anne ya da babaların alt gelir gruplarından olduğunu düşünenler yanılıyor.
Araç lastiğini balıklara miras bırakan bonkörün kimliğini öğrenmek için Bilgi Edinme Hakkı Kanunu’nun nimetlerinden yararlanmak isteyenler, ilgili kurumun kapısından eli boş dönüyor:
“İlgi dilekçedeki olayla ilgili herhangi bir kayda rastlanmamıştır.”
Bu kayıtlara hiçbir zaman rastlanmaz!
Pülümür Çayı’na aracının patlak lastiğini armağan edenlerin kimliğini öğrenmek mümkün olmuyor. Peki söğüt ve çalı süpürgesi dallarına takılan poşetler, dalgaların sürüklediği pet şişeler, köprünün ayağında mola veren bidonlar, çaya atılan kırık camlar, suda çürümeye yüz tutmuş teneke kutular ve yolun sağına soluna saçılan diğer çöpler kimlere ait? Tohumu olgunlaşmayan sarımsakları kökünden sökerek yol kenarlarına atanları tanıyan var mı? Nerede, nasıl doğup büyüdüler? Hangi okul sıralarında yetiştiler? Sağlığına düşkün bu faniler, çaya çocuk bezi atanlardan daha mı masum? Kekiği kökünden sökerek ömürlerine birkaç yıl daha ilave edebileceklerini düşünenlerle, yumurtlama döneminde balık yakalayanlar arasındaki ilişki ancak kader birliğiyle açıklanabilir.
Kara Yolunda Ayakkabı Fuarı
Yol kenarındaki çalıların arasında her bütçeye uygun ayakkabılara rastlamak olası. Farklı modellerde bebek, çocuk, yetişkin, erkek ve kadın ayakkabıları, vadiyi ayakkabı fuarına çevirmiş durumda. Sarı renkli çizmeler, iş ayakkabıları, spor ayakkabılar, tüylü botlar, sandaletler, terlikler… Daha niceleri… Diyelim ki ayağınıza uygun bir spor ayakkabı aradınız. Çalıda size uygun ayakkabıdan birinin eşi yoksa, üzülmeyin. Kara yolunun çaya komşu ayakkabı mağazalarından eli boş dönmeyeceğinizden emin olabilirsiniz. Birinde bulamadığınızı, diğerinde mutlaka bulabilirsiniz. Adımlarınızı hızlandırın, çalılar sizi mahcup etmeyecektir. Ayakkabının kayıp eşine rastladığınızda, yalın ayak yolcuları düşünerek, kalan ayakkabılara dokunmayın.
Kara Yolları Genel Müdürlüğünün Katkısı
Kirletme kampanyasına Kara Yolları Genel Müdürlüğünün sunduğu katkı, takdire şayandır! Yol bakım ve onarım çalışmalarından sorumlu kurum, Çin’den ithal edilen, 25 kg’lık “Ulucam Cam Küneciği” çuvallarını vadiye saçarak çevre duyarlığının geliştirilmesinde öncü roller üstleniyor. Belirlenebildiği kadarıyla Kırmızıköprü yakınlarındaki eski kum ocağı (Eleme/Kumekeç) ile tünellere (6. tünel) atılan çuvallar ormanlık alanlara ve çaya karışıyor (Duyarlı bir yurttaşımız, toplayabildiği çuvalları üst üste koymuş, dağılmaması için üzerine taş koymuş).
Kara yolundaki kirlilikte şampiyonluk, ‘Munzur’un! Munzur suyun boş pet şişeleri çevre kirliliğine yol açıyor. Yarım litrelik pet şişelerde satılan Munzur su, susuzluktan çatlayan dudaklara ilaç olurken, çevre kirliliğiyle hastalık saçıyor. Temiz içme suyu kaynaklarına sahip bir kentte pet şişe suyuna bağımlılığı anlamak kolay değil. Munzur pet şişelerinden sonra kirliliğin favorisi, TUBORG oluyor! Teneke kutular ve cam şişeler, vadideki üç vardiyalı eğlence kültürünün hanesine yazılıyor. Şişeler, eğlenceden doğaya kalan kahredici miras olarak kayıtlara geçiyor.
Beton Kamyonlarının Özgürlüğü
Türkiye, özgürlükler ülkesi… Parkta oyun oynayan çocuklar canınızı mı sıktı, silahınızla birkaç el ateş edip rahat bir uykuya dalabilirsiniz! Sekiz yaşındaki kız çocuğunu sırtından vurduğunuzda soğukkanlılığınızı yitirmeyin. Çocuk nefes alıp veriyorsa, savcılıktan eve tez elden haber verin:
“Akşama kuru fasulye, pilav ve sütlaç hazırlayın, geliyorum!”
Adliyeden çıkarken, ruhsatsız simit satmaktan dolayı süründürülen Murat’a el sallayın. Murat’la dayanışma içinde olduğunuzu göstermenin hiçbir sakıncası yok:
“Allah kurtarsın!”
Çocuk yoğun bakımdan çıkmadan çok önce evinize ulaşır, çoluk çocuğunuzla akşam yemeğinin tadını çıkarabilirsiniz. O gün, oyun alanlarındaki sessizliği borçlu olduğunuz silahınızla ilgilenmeyi de unutmayın. O akşam, silahınızın bakımını yapmayı ihmal etmeyin, çünkü birkaç gün sonra salıncakta sallanacak çocuklara sakladığınız mermileri namluya yine sürmek zorunda kalabilirsiniz.
Tunceli kara yolundan geçen beton kamyonlarına, çevreyi kirletme konusunda, çocuk katillerine tanınan özgürlüklerden daha azının tanınması, haksızlık olurdu. Onlar da bunu bildikleri için çöpe atılması gereken betonları, diledikleri yerde boşaltma hakkından özgürce yararlanmaktalar. Doğaya akıtılan beton ağaç mı kurutmuş, suyu mu kirletmiş, doğaya zarar mı vermiş bunların hiçbir önemi yok!
Vadiyi ve Pülümür Çayını Kurtarmak İçin Görev Başına!
Bir doğa mucizesi olan Pülümür Vadisi ile Pülümür Çayı’yla zoraki nikâhı kıyılan Tunceli-Pülümür kara yolu, çevre kirliliği açısından önemli bir sorun olarak önümüzde duruyor. Maden işletmeleri, kum ocakları, kanalizasyon ve evsel atıklarla kirletilen Pülümür Çayı, kara yolundaki başıbozuk ve denetimsiz yolcular eliyle ölüme sürükleniyor. Bölgenin en büyük zenginlik kaynağı olan Pülümür Vadisi ile Pülümür Çayı’nı iş işten geçmeden kurtarmak, vatanseverlik görevi olarak görülmelidir. Tunceli Munzur Üniversitesi, Tunceli Valiliği, Pülümür ve Nazımiye Kaymakamlıkları; Tunceli, Pülümür ve Nazımiye Belediyeleri, muhtarlıklar, Çevre Mühendisleri Odası, siyasi partiler ve demokratik kitle örgütleri göz göre göre gelen bu ölüme karşı iş birliğine gitmeli ve kamu yararı temelinde ortak hareket etmelidir.
Sonuç ve Öneriler
- Pülümür Çayı’nı kirleten kaynaklar belirlenmeli, sorun kaynağında çözüme kavuşturulmalıdır.
- Vadide ve Pülümür Çayı’nda temizlik ölçümleri yapılmalı, sonuçlar kamuoyuyla paylaşılmalıdır.
- Pülümür Vadisi ile Pülümür Çayı’nı tehdit eden maden ve kum ocaklarının işletme ruhsatları iptal edilmelidir.
- Çevre ve orman işletmeleri bölgede denetim faaliyetlerine başlamalı, izinsiz avlanma başta olmak üzere, çevreye ve yaban hayata zarar verebilecek girişimlere karşı etkin önlemler alınmalıdır.
- Çevre kirliliğine yol açan gerçek ve tüzel kişilere caydırıcı yaptırımlar uygulanmalıdır.
- Geri dönüşümü özendiren, bir anlamda zorunlu kılan yasal önlemler geliştirilmelidir (Pet ve cam şişelerin içeriğiyle aynı fiyatta satılması, tek kullanımlık plastik tabak-bardak kullanımının sınırlandırılması, poşet kullanımının imkânsız hâle getirilmesi, pahalı ve gereksiz ambalaj mantığının sorgulanması vb.).
- Bölgede görev yapan kamu yöneticilerinden, çevrenin korunmasına yönelik saha çalışmalarına öncülük etmeleri beklenmektedir.
Pülümür Vadisi ile Pülümür Çayı, hız sınırına uymayan sürücülerin soğuk asfalta yapıştırdığı kaplumbağaların, paramparça edilen tavşanların ve diğer canlıların hesabını soracak yetkililere seslenmektedir:
“Daha ne bekliyorsunuz? Koltuklarınızdan kalkın artık!”
(Pülümür/Kırmızıköprü, 24 Ağustos 2018)