Olağanüstü günlerden geçiyoruz. Koronavirüs salgını ülkemizi tehdit ediyor. Halk sağlığını korumak için etkin önlemlerin alınması gerekiyor. Salgınla mücadelede tıbbi malzeme ihtiyacının karşılanması büyük önem taşıyor. Salgının yayılmasını engellemenin yollarından birinin de maske kullanımı olduğu belirtiliyor. Peki, ülkemizde maske stoku yeterli mi? Gelişmeler, stokların olası talebi karşılamaktan uzak olduğunu gösteriyor. Bu durumda, maske üretiminde olağanüstü koşulların göz önünde bulundurulması gerektiği açık.
Maskeye duyulan talep, üreticileri de harekete geçirdi. Tekstil atölyeleri maske üretimine hız verdi. Bu arada bazı tekstil atölyelerinin, zabıta ya da polis baskınına uğradığı görüldü. Kolluk güçlerinin düzenlediği baskınlarda sayısı yüz binleri bulan maskeye el konulduğu belirtiliyor. Kamerayla kayıt altına alınan baskınlar yayın organlarına servis ediliyor.
“Kıpırdama, polis!”
PASTANEDE FARELERLE KÖŞE KAPMACA
Maske baskınları akla Sayın Uğur Dündar’ın ünlü pastane teftişlerini getiriyor. Ünlü gazetecinin pastane-lokanta ‘teftiş’leri ilgiyle izlenirdi. Pastane duvarına tırmanan örümcekler, işletmeciyle köşe kapmaca oynayan fareler, kurabiyelere öpücük konduran sinek görüntüleri izlenme rekoru kırardı. Ünlü sanatçımız Levent Kırca’nın bir skecinde, iş yeri sahibinin, küvet dolusu sütün içinde unutulmuş çorabı bulan zabıtaya âdeta teşekkür etmesi, ilgi çekici zabıta baskınlarından biri olarak belleklerdeki yerini koruyor.
Tıbbi maske baskınları, duayen gazetecinin başlattığı ‘baskın’ geleneğinin kötü bir kopyası olarak karşımıza çıkıyor.
SUÇ ALETİ DİKİŞ MAKİNELERİ
Dikiş makinelerinin başında maske diken terziler şaşkınlık içinde. Baskına uğrayan iş yerlerinde çalışan terziler topluma suçlu olarak gösteriliyor. Ülkenin ihtiyaç duyduğu tıbbi malzemeyi üretmek âdeta suç sayılıyor. Art arda yapılan baskınlarla ‘kaçak’ maske üretimine darbe indiriliyor. Baskın düzenlenen atölyelerden biri de İstanbul Okmeydanı’nda. Okmeydanı’nda baskına uğrayan atölyede, bir milyon maske siparişi için kollar sıvanmış! Çekya’nın, bir hafta önce Çin’den İtalya’ya gönderilen binlerce maskeye yasa dışı el koyduğu bir ortamda, Türkiye’de, bir apartmanın giriş katındaki atölyede bir milyon maske üretilebilmesi, belki birçoğumuz için haber değeri bile taşımıyor. Okmeydanı’ndaki gösterişsiz atölyenin bir milyon dolayında maske üretme potansiyelini kimse konuşmuyor. Atölyede çalışan Suriyeliler üzerinden nefret kampanyası yürütülüyor.
OSMANGAZİ BELEDİYESİNDEN ATÖLYELERE KİLİT
Bursa Osmangazi’de zabıta ekiplerinin maske üreticilerini hedef alan baskını, sorunun ‘hijyen’le ilgili olmadığını ortaya koyuyor. Bursa Hakimiyet gazetesinden, Osmangazi Hüdavendigar Mahallesi’nde kaçak maske ürettiği öne sürülen bir işyerine operasyon düzenleyen zabıtanın yüzlerce maskeye el koyduktan sonra iş yerini mühürlediğini öğreniyoruz.
Osmangazi Belediye Başkanı Sayın Mustafa Dündar’ın ‘baskın’la ilgili açıklaması dikkat çekici:
“İlçemizdeki, vatandaşlarımızı korumak ve salgının yayılmasını engellemek adına, üzerimize düşen görev ve sorumlulukları yerine getiriyoruz. … Bu salgın döneminde en önemli materyallerden biri de koruyucu maskeler. Bunu fırsat bilen bazı kişiler kaçak yollarla tıbbi maske üretimi yapmak istiyorlar. Bu durumu haksız kazanca çevirmek isteyen fırsatçılara asla izin vermeyiz. Vatandaşlarımızdan da çevrelerinde kaçak olarak üretim yapıldığını fark ettikleri anda yetkili mercilere bildirmelerini istiyoruz”(Bursa Hakimiyet, 31.03.2020).
Sayın Belediye Başkanı özetle şunları söylüyor:
Salgını engellemek için çalışıyoruz. Koruyucu maske, salgının en önemli materyallerinden. Bazı kişiler haksız kazanç için kaçak maske yapıyor. Bunlara fırsat vermeyiz.
Salgını önlemek için çalışan Osmangazi Belediyesi, ‘salgının en önemli materyali’ olarak tanımladığı koruyucu maske üreticilerine baskın düzenliyor. Baskının haksız kazanç sağlanmasını engellemek amacıyla yapıldığı belirtiliyor. ‘Kaçak’ maske baskınıyla, sağlık koşullarına aykırı üretimin değil, ‘haksız kazanç’ peşinde koşan fırsatçıların hedef alındığı dile getiriliyor.
Osmangazi Belediye Başkanı Sayın Mustafa Dündar, hukukçu kimliğiyle tanınıyor. Zabıtayla tekstil atölyelerine baskın düzenlemek yerine niçin farklı bir yöntem izlemediği merak ediliyor.
NE YAPILMALI?
Küresel salgın, tıbbi malzeme ihtiyacını sürekli artırmakta. Çekya’nın, yardım maskelerine zorla el koyması, tıbbi malzeme ihtiyacının önemine işaret ediyor. Bir devletin, başka bir ülkeye gönderilen tıbbi yardım malzemelerine muhtaç kalması ve yasa dışı yollarla el koyması, yaşadığımız gerçeği bize öğretmiş olmalı:
Üretmek, üretimi özendirmek ve üreticiyi desteklemek zorundayız!
İkinci sınıf siyaset esnafının hoşuna gidebilecek bu tür gülünç baskınlara son vermeliyiz. Maske vb. malzemeleri üreten üreticilerin kapısına zabıta ve polis göndermekten vazgeçmeliyiz. Üretimden kaynaklanan eksikliklerin giderilmesi için çaba göstermeliyiz. Kayıt dışı, ruhsatsız üretimi kayıt altına almalıyız. Sağlık koşullarına uygun olmayan üretim tesislerinin iyileştirilmesine katkı sunmalıyız.
Zor koşullarda harikalar yaratan küçük üreticinin kapısına kilit vurmak, teşhir etmek, üretime yabancılaşan sistemin tercihi. Üreten Türkiye, tercihini üretimden, üreticiden yana kullanmak zorunda. Koronavirüs salgını, güvenli nefes almak için bile yerli ve millî olmanın artık bir zorunluluk olduğunu gösteriyor. Bunun da yolu üretimden geçiyor.
(Yalova, 1 Nisan 2020)
Kaynakça:
https://www.bursahakimiyet.com.tr/haber/bursa-osmangazi-de-kacak-maske-baskini-347680.html Erişim: 31.03.2020.
http://www.osmangazi.bel.tr/tr/haber/kacak-maske-uretimi-yapan-isyeri-muhurlendi#lightbox[news]/4/ Erişim: 01.04.2020.