OKULLARDA KILIK KIYAFET ÜZERİNE DÜŞÜNCE VE ÖNERİLER

Öğretmen Dünyası, Haziran 2018
Öğretmen Dünyası, Haziran 2018
Mardin Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Ağırakça
Mardin Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Ağırakça (Fotoğraf: Yeniçağ)

Kasabanın iki berberi vardı. Bunlardan biri de Nevzat Keskinmakas’tı. Seksen yaşındaydı. İlerleyen yaşına rağmen mesleğine  olan tutkusu,  çevresinde saygı uyandırmıştı. Sadık müşterileri, elleri hafif titrediğinden, arada bir ufak tefek kesiklere ses çıkarmazdı. Berber  Nevzat, koltuğa oturan genç adama önlük giydirdi.  Kasabada o koltuğa oturmayan yoktu, ama saçı sakalı birbirine karışmış, yarı açık göğsünden ve dizi yırtık pantolonundan tüyler fışkıran adamı ilk kez görüyordu.  Otuzlu yaşlarda olduğunu tahmin ettiği müşterisini merak etti. Acaba kimdi?  Eline tarak ve makası almadan önce çay ikram etti. Uzun bir mesai harcayacağı anlaşılan müşteriyi yokladı:

-Mülteci misiniz? TOKİ konutlarında mı çalışıyorsunuz? Memleket neresi?

Koltukta çay yudumlayan delikanlı, bardağını tezgâhın üzerine koydu. Gülümsedi. Berbere dikkatle baktı:

-Trakyalıyım. Fizik öğretmeniyim. Lisede göreve yeni başladım.

Berber ne diyeceğini şaşırdı. Ömründe ilk kez böyle bir öğretmenle karşılaşmıştı. Mesleğe  yeni başladığını düşündü. Eline tarak ve makas  aldı. Yine de sormadan edemedi:

-Hocam iyice kısaltıyorum?

-Aman aman! Bıyık, mutton chops olsun. Saçın ucundaki  kırıkları  almanız yeterli…

Berber, mutton chops   kavramıyla  ilk kez  karşılaşıyordu. Ne yapacağını şaşırdı. Neyse ki imdadına kişisel bakım ürünlerini pazarlayan bir kuruluşun gönderdiği  katalog yetişti. Katalogda  saç-bıyık modelleri yer alıyordu. Yakın gözlüğünü taktı ve müşterisinin istediği modeli aramaya başladı:  

At nalı bıyığı, klasik bıyık, posbıyık, balbo sakalı, çapa sakalı, çene kuşağı, kare sakal, yuvarlak sakal, keçi sakalı, küçük keçi sakalı,  kirli sakal, kısa tam sakal, kovboy sakalı ve bıyığı, mutton chops (bıyıkla birleşen uzun favoriler), şerit sakal, top sakal, yarım top sakal,  van dyke sakalı.

Bunca saç ve sakal modeli arasından ‘mutton chops’ modelini güçlükle bulabildi. O koltuğa kim bilir kaç öğretmen ve öğrenci oturmuştu, ama böyle bir vakayla ilk kez karşılaşıyordu. Bir öğretmenin bu kılıkla görev yapabilmesine bir anlam  veremedi. Öğretmen nasıl olur da bu kılık-kıyafetle derse girebilirdi?

Bir zamanlar âdeta büyüteçle sakal kontrolü yapan, körelmiş makasla öğrencilerin kafasında ‘tren yolu’ açan, elde ütü  buruşuk pantolon peşinde koşturan, kot giyen öğrencileri eve yollayan, üstüne başına dikkat etmeyen öğretmenleri uyaran okul müdürlerinin başına bir iş mi gelmişti? Kıyafetini beğenmediği öğretmenlere sarı zarf gönderen ceza bonkörü müdürlerin istihkakı mı kesilmişti?

Okullarda kılık kıyafet tartışmasının uzun bir geçmişi olsa da bugün yaşanan sorunun kaynağında çağdaş kıyafeti hedef alan uygulamaların  yattığı söylenebilir. Cumhuriyetle hesaplaşacak güce kavuştuğunu düşünen tarikat vb. yasadışı oluşumların, kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan personelin kılık-kıyafetinin yeniden belirlenmesinde etkili olduğu belirtilmektedir. Kamu kurumlarında çağdaş kıyafetten uzaklaşma eğilimi, çeşitli çevrelerde, üzerinde fazla düşünülmediği anlaşılan tepkisel bir yaklaşıma yol açtı. Özellikle okullarda rastlanan saç ve sakal,  yırtık kot pantolon, ‘streç’, eşofman, mont, küpe vb. kılık kıyafetin, söz konusu tepkisel yaklaşımın yansımaları olarak gündemdeki yerini koruduğu gözlenmektedir.

 Şort ve Sandaletle Asker Denetleyen Cumhurbaşkanı!

1990’lı yıllar… Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Marmaris’te şortla askeri birliği ‘teftiş’ ediyor. Ayağında sandalet! Aradan yıllar geçiyor. 2018 yılı… Mardin Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Ağırakça, geleneksel Arap kıyafetiyle çekilmiş fotoğrafını kamuoyuyla paylaşıyor. Başına örtü (şemağ/kefiye) örtüyor, halka (egal) takıyor, beyaz entari  (dişdâşe/tovb) ile Suudi imam, emir ve kabile şeyhlerinin ‘üniforması’ olarak kabul edilen peleri (bist) giyiyor. Kamuoyunun tepkisi üzerine Üniversite Genel Sekreteri Şahin Arpağ, şu açıklamayı yapıyor:

“Rektörümüz İslam âlimidir. Kıymetli bir entelektüel ve ilahiyat profesörüdür. Bu sayın rektörümüzün özel konusudur.” (Yeniçağ, 13.03.2018).

Kardeş Arap halkının kılık-kıyafeti elbette bir yargılama konusu olamaz. Ancak Türkiye Cumhuriyeti’nin üniversitelerini yönetenlerin kılık-kıyafetinin kişisel bir sorun ya da özel bir konu olarak görülemeyeceği de ortadadır.

Cumhurbaşkanı ile bir rektörün görev başında tercih ettiği kılık-kıyafet, Devlet yönetiminin bir kamu görevi olarak görülmediği yeni süreci özetlemektedir.  

 

Kılık Kıyafet Bir Sistem Arayışıdır

Bir fotoğraf karesi, tarihe ışık tutar. Fotoğraf sanatçıları, makinenin deklanşörüne dokunduklarında,  dönemin sosyoekonomik, sosyokültürel özelliklerini de kayıt altına almış olurlar. Mağara resimleri, heykeller, ziynet eşyaları da tarihlendikleri dönemin önemli tanıklarındandır. Arkeolojik kazılardan çıkan her tür nesne, ait olduğu dönemin siyasal, toplumsal, kültürel, ekonomik özellikleri hakkında ipucu verir. Yüzüğün sadece parmakta taşınan bir süs eşyası olmaması ve giysilerin doğal koşullara karşı koruma işleviyle sınırlandırılmaması, bu nedenledir.

Kamu kurumlarında görev yapan personelin kılık kıyafetiyle ilgili sorun, özünde bir  sistem sorunudur. Milletleşme sürecinin kesintiye uğradığı, Kemalist Devrimin tamamlanamadığı bir ülkede saç ve sakalın, kulaktaki küpenin, ceket yakasına iliştirilen rozetin, çeşitli simgelerle bezenmiş kolyelerin, pantolon ya da etek boyunun sorun hâline gelmesi bir anlamda kaçınılmazdır. Kılık-kıyafet konusu bu yönüyle ele alındığında, Türkiye,  moda tasarımcıları, terzi ya da kuyumculara havale edilebilecek bir teknik sorunla değil, hangi sistemle yola devam edeceği sorusuyla karşı karşıyadır.  Milletleşme sürecini ve Kemalist Devrimi tamamlamış, çağdaş, demokratik, özgür, laik, bağımsız ve egemen   bir Türkiye’de yaşama kararlılığı, kılık kıyafet tercihinin belirlenmesinde önemli etkenlerden biri olmaktadır. 

Kıyafet, aynı zamanda  bir  sistem tartışmasıdır. Nasıl bir devlet olduğunuz sorusu, kurumlarınızın niteliği ve hizmet esasları ile yakından ilgilidir. Devlet görevlilerinin kılık kıyafetinin ‘serbest’ olup olamayacağı,  bireysel  tercihler doğrultusunda belirlenip belirlenemeyeceği vb.  soruların bu bağlamda ele alınması gerektiği açıktır.  Bir devletin dayandığı temel esaslar eğitim, güvenlik, bilim, kültür ve sanat politikalarıyla somutlanır. Kamu görevlilerinin kılık kıyafeti, devletin dayandığı esaslardan bağımsız olarak ele alınamaz.

 

Kılık Kıyafet Tartışmasını Tetikleyen Etkenler

Okullarda kılık kıyafet tartışması, kılık değiştiren Türkiye’yle birlikte gündeme getirilmiştir.   Cumhuriyet Devrimini yörüngesinden uzaklaştırma çabalarından eğitim, bilim, kültür ve sanat yaşamı da payını almaktadır. Kıyafet tartışması üretkenliğin, atılımların, aydınlanmanın ve  bilimsel çalışmaların önünün kesildiği bir dönemde piyasaya sürülmüştür.  Devletsizleşmeye karşı direnci kırılan bazı kesimler, sistemin sinir merkezlerinde kabul gören  ‘serbest’ kıyafet çıkışıyla ‘özgürlük’ mücadelesi verme olanağına kavuşturulmaktadır. Bağır bağırabildiğin kadar! Sokağa çık, basın açıklaması yap, berber koltuğuna aylarca oturma, tıraş bıçağından tasarruf et!  Dağınık kıyafet ütü, kuru temizleme vb. giderlerden de tasarruf sağlar. Paranız cebinizde kalır.  Sistem, bütün şefkatiyle sizi bağrına basar. Sendikanın aldığı ‘serbest’ kıyafet kararıyla özgürlüğün tadını çıkar! Üç kuruşluk zam için sendikanızı ‘madara’ edenlerin, yırtık pantolon eylemine gösterdiği hoşgörüyü anlamanız için daha ne kadar zaman gerekecek? Pantolonun kevgire dönmesi, toplumda kabul görmeyen dağınık kıyafet tercihiyle kamu çalışanları köklerine yabancılaştırılmakta, üreten Türkiye’den uzaklaştırılmaktadır.  

 

Kamuda Kılık-Kıyafetin Yasal Dayanakları

Kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapan personelin kılık kıyafetiyle ilgili Anayasa, yasa, yönetmelik ve kararnameler Tablo 1’de  özetlenmektedir.

 

Sıra Nu

Tarih ve Sayı

Anayasa/ Yasa / Yönetmelik/Bakanlar Kurulu Kararı

Resmî Gazete’nin Tarih ve Sayısı

1

07.11.1982/2709

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası

09.11.1982/ 17863 (Mükerrer)

2

 

02.09.1925/ 2413  

Bilumum Devlet Memurlarının Kıyafetleri  ile İlgili Kararname

05.09.1925/ 168

3

03.12.1934/ 2596

Bazı Kisvelerin Giyilemeyeceğine Dair Kanun

13.12.1934/ 2879

4

06.02.1935/1958

Bazı Kisvelerin Giyilemeyeceğine Dair Kanun’un Tatbik Suretini Gösterir Nizamname

18.02.1935/ 2933

5

14.07.1965/ 657

Devlet Memurları Kanunu

23.07.1965/ 12056

 

6

 

22.07.1981

 8/3349

Millî Eğitim Bakanlığı ile Diğer Bakanlıklara Bağlı Okullardaki Görevlilerle  Öğrencilerin Kılık Kıyafetlerine İlişkin Yönetmelik

 

07.12.1981/17537

7

16.07.1982

 8/5105

Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetine Dair Yönetmelik

 

25.10.1982/17849

 

8

 

07.08.1991

91/2048

Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetine Dair Yö­netmelikte Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmelik

 

15.08.1991/20961

 

9

 

10.12.2001

 2001/3459

 

Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetine Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmelik

 

03.01.2002/24629

 

10

 

26.11.2012

2012/3959

Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Okul Öğrencilerinin Kıllık Kıyafetlerine Dair Yönetmelik

 

27.11.2012/ 28480

 

11

 

08.07.2013

2013/5125

Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Okul Öğrencilerinin Kılık ve Kıyafetlerine Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik

 

26.07.2013/28718

 

 

 

 

 

12

 

22.09.2014

2014/6813

Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Okul Öğrencilerinin Kılık ve Kıyafetlerine Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılması Hakkında Yönetmelik

 

27.09.2014/ 29132

Tablo 1. 1925-2014 yıllarında,  kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapan personel ve öğrencilerin kılık-kıyafetine ilişkin yasal düzenlemeler

 

Türkiye, kamuda kılık-kıyafet sorununu 1925 yılında kökten halletmiştir.  Bilumum Devlet Memurlarının Kıyafetleri  ile İlgili Kararname’yle, kamuda çağdaş kıyafetin önü açılmıştır. Sözü edilen Kararname’de, uygar ülkelerin kıyafeti benimsenmiş ve kamuda görevli bayan personele başı açık  çalışma zorunluluğu getirilmiştir.

Anayasanın 174. maddesiyle güvence altına alınan Devrim Kanunları, cumhuriyetin önemli dayanaklarındandır. Sözü edilen kanunlardan biri de Bazı Kisvelerin Giyilemeyeceğine Dair Kanun’dur. Söz konusu Kanun’la dini kisvelerin giyinilmesi mabetler ve ayinlerle sınırlandırılmış (Madde 1),  Türkiye Devleti nezdine memur bulunanların kıyafetleri beynelmilel mer’i âdetlere tâbi kılınmıştır (Madde 5). Böylece Devlet memurlarının, dinî kisveler başta olmak üzere, uluslararası  geçerliği olmayan  kıyafet giymelerinin önü kesilmiştir. 

Anayasaya göre,  Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.” (Madde 1). “Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir.” (Madde 2).  “Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.           Millî marşı ‘İstiklal Marşı’dır. Başkenti Ankara’dır.”

Anayasanın, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel niteliklerinin tanımlandığı ilk üç maddesi değiştirilmesi bile teklif edilemeyecek maddelerdir (Madde 4). Kamu görevlilerinin kılık kıyafetinin, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel niteliklerine uygun olması gerekir. Kılık-kıyafetin tarikat, mezhep, etnik vb. ayrıştırıcı alt kimliklere göre belirlenmesinin,  Anayasanın  temel ilkelerine aykırı olduğu değerlendirilmektedir.

 Okullarda Kılık Kıyafet

Okullarda öğretmen ve öğrencilerin kılık kıyafetlerine ilişkin düzenlemelere 1981 ve 1982 tarihli yönetmeliklerde yer verilmiştir. 1925 yılında yürürlüğe giren, Bilumum Devlet Memurlarının Kıyafetleri  ile ilgili Kararname’ye göre, “Bilumum devlet memurlarının kıyafetleri, dünya yüzündeki medeni milletlerin müşterek ve umumi kıyafetlerinin aynıdır.” (Madde 1). “Binalar dâhilinde başı açık bulunmak kaidedir. Selam teatisi baş işareti ile olur.” (Madde 2). Kararnameden de anlaşılacağı gibi, devlet görevlilerinin binalar dâhilinde başı açık bulunmaları ve  medeni milletlerin müşterek ve umumi kıyafetlerini giymeleri zorunlu olmuştur. Bu zorunluluk 2013 yılına kadar devam etmiştir.

Millî Eğitim Bakanlığı ile Diğer Bakanlıklara Bağlı Okullardaki Görevlilerle Öğrencilerin Kılık Kıyafetlerine İlişkin Yönetmelik’in 1. Maddesinde, yönetici, öğretmen ve diğer görevlilerle, öğrencilerin, Atatürk inkılap ve ilkelerine uygun, uygar, aşırılıklara kaçmayan ve sade bir kılık kıyafette olmaları ile kılık-kıyafette birlik, bütünlük, uyum ve düzenin sağlanmasının amaçlandığı ifade edilmektedir (Resmî Gazete, 07.11.1981). Öğretmen ve öğrencilere kurum içinde başı açık olma yükümlülüğü getiren Yönetmelik’le, ilkokullarda bütün öğrencilere, ortaokullarda kız öğrencilere siyah önlük-beyaz yakalık; ortaokullarda erkek öğrencilere ceket, gömlek,  pantolon,   kravat;  liselerde kız öğrencilere okulca seçilen bir renkte vücut hatlarını belli etmeyecek şekilde, yırtmaçsız, kolsuz ve diz kapağını örtecek boyda bir forma; erkek öğrencilere ceket, gömlek, pantolon ve  kravat zorunluluğu getirilmiştir. Yönetmelik’te, okullarda görev yapan bayan hizmetli personelin başının açık olmasına ilişkin bir zorunluluk bulunmamaktadır.  Bayan yardımcı hizmetler personeline kurumda başı açık olma zorunluluğuna, 1982 yılında yürürlüğe giren Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetine Dair Yönetmelik’te de rastlanmamaktadır (Resmî Gazete,  25.10.1982, Sayı: 17849). Sözü edilen Yönetmelik’lerde, erkek ve kadın öğretmenlerin kılık-kıyafetinde ince ayrıntılara yer verildiği gözlenmektedir:

“a- Kadınlar: Elbiseler temiz, düzgün, ütülü, sade; ayakkabılar ve/veya çizmeler sade ve normal topuklu, boyalı; görev mahallinde baş daima açık, saçlar düzgün taranmış veya toplanmış; tırnaklar normal kesilmiş olur. Ancak bazı hizmetler için özel iş kıyafeti varsa görev sırasında kurum amirinin izni ile bu kıyafet kullanılır. Pantolon, kolsuz ve çok açık yakalı gömlek, bluz veya elbise giyilmez. Etek boyu dizden yukarı ve yırtmaçlı  olamaz. Terlik tipi (sandalet) ayakkabı giyilmez.”  (Madde 5).

Yönetmelik’te yer alan aynı madde, 2001 ve  2013 yıllarında  şu şekilde değiştirilmiştir:

a- (Değişik: 10.12.2001-2001/3459 K.) Kadınlar: (Mülga birinci cümle: 04.10.2013-2013/5443 K.) Kolsuz ve çok açık yakalı gömlek, bluz veya elbise ile strech, kot ve benzeri pantolonlar giyilmez. Etek boyu dizden yukarı ve yırtmaçlı olamaz. Terlik tipi (sandalet) ayakkabı giyilmez.” (Madde 5).

“b. Erkekler: Elbiseler temiz, düzgün, ütülü ve sade; ayakkabılar kapalı, temiz ve boyalı giyilir. Sandalet veya atkılı ayakkabı giyilmez. Bina içinde ve görev mahallinde baş daima açık bulundurulur. Kulak ortasından  aşağıda favori bırakılmaz. Saçlar, kulağı kapatmayacak biçimde ve normal duruşta enseden gömlek yakasını aşmayacak şekilde uzatılabilir, temiz, bakımlı ve taranmış olur. Her gün sakal tıraşı olunur ve sakal bırakılmaz. Bıyık tabii olarak bırakılır, uzunluğu üst dudak boyunu geçemez, üstten alınmaz, yanlar üst dudak hizasında olur, alt uçları dudak hizasından kesilir. Kravat takılır, kravatı örtecek şekilde balıkçı yaka veya benzeri süveterler giyilmez. Hizmet gereğine uygun olarak verilmişse tek tip elbise giyilir. Bina içinde ceketsiz, gömleksiz, kravatsız ve çorapsız dolaşılmaz.” (Madde 5).

Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Okul Öğrencilerinin Kıllık Kıyafetlerine Dair Yönetmelik’te (Resmî Gazete, 27.11.2012, Sayı: 28480), 2012 yılında gidilen bir değişiklikle okullarda başörtüsüne adım atılmıştır:

“Kız öğrenciler, imam-hatip ortaokul ve liseleri ile çok programlı liselerin imam-hatip programlarında tüm derslerde, ortaokul ve liselerde ise seçmeli Kur’an-ı Kerim derslerinde başlarını örtebilir” (Madde 6).

Kadınlara getirilen pantolon yasağı, 2001 yılında ‘kot’ ve ‘streç’le sınırlandırılmış, başı açık olma zorunluluğu ise 2013 yılında kaldırılmıştır. Kız öğrencilerin bütün eğitim kademelerinde başlarının açık olmasına ilişkin zorunluluğa, 27 Eylül 2014 tarihinde son verilmiştir (Resmî Gazete, 27.09.2014, Sayı: 29132). Değişiklikle, okul öncesi ve ilkokul dışındaki eğitim kademelerindeki kız öğrencilerin başlarını örtmelerinin önü açılmıştır.

 İlk ve Ortaöğretim Okullarında  Kılık Kıyafet

MEB’e Bağlı Okul Öğrencilerinin Kılık Kıyafetlerine Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’e göre (Resmî Gazete, 25.07.2013), “Öğrenciler, okul, sınıf ve şubelerde tek tip kıyafet giymeye zorlanamaz. Ancak, okul yönetimi ve okul-aile birliğinin koordinatörlüğünde, 4. maddede yer alan sınırlamalara aykırı olmamak kaydıyla, velilerin yüzde ellisinden fazlasının muvafakati alınarak ilgili eğitim-öğretim yılı için okul kıyafeti veya kıyafetleri belirlenebilir.” (Madde 1/2).

İlköğretim Kurumları Yönetmeliği’nde, ilköğretim okullarında kılık kıyafet kurallarına uymayan öğrencilere kınama yaptırımı uygulanması öngörülmektedir (Resmî Gazete, 25.06.2015, Sayı:29397). MEB Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’nde (Resmî Gazete, 07.09.2013, Sayı: 28758), öğrencilerin kılık kıyafet kurallarına uymaması, kınama yaptırımı gerektiren disiplin suçlarından biri olarak tanımlanmaktadır (Madde 164/1-c).

MEB’e Bağlı Okul Öğrencilerinin Kılık Kıyafetlerine  Dair Yönetmelik’te (Resmî Gazete, 27.11.2012, Sayı: 28480), öğrenci kılık-kıyafetine ilişkin sınırlamalara yer verilmektedir:  

“Madde 4 – (1) Öğrenciler;

  1. a) Öğrenim gördükleri okulun arması ve rozeti dışında nişan, arma, sembol, rozet ve benzeri takılar takamaz,
  2. b) İnsan sağlığını olumsuz yönde etkileyen ve mevsim şartlarına uygun olmayan kıyafetler giyemez,
  3. c) Yırtık veya delikli kıyafetler ile şeffaf kıyafetler giyemez,

ç) Vücut hatlarını belli eden şort, tayt gibi kıyafetler ile diz üstü etek, derin yırtmaçlı etek, kısa pantolon, kolsuz tişört ve kolsuz gömlek giyemez,

  1. d) (Değişik: 27/09/2014 tarihli ve 29132 sayılı R.G.)Okullarda yüzü açık bulunur; siyasî sembol içeren simge, şekil ve yazıların yer aldığı fular, bere, şapka, çanta ve benzeri materyalleri kullanamaz; saç boyama, vücuda dövme ve makyaj yapamaz, pirsing takamaz, bıyık ve sakal bırakamaz,
  2. e) (Değişik: 27/09/2014 tarihli ve 29132 sayılı R.G.)Okul öncesi eğitim kurumlarında ve ilkokullarda okul içinde baş açık bulunur.”

Bugün ‘sivil itaatsizlik’ örtüsüyle yürütülen ‘serbest kıyafet’ mücadelesinin hedefinde,  Devrim Kanunları yer almaktadır. Öğretim Birliği, Tekke ve Zaviyelerin Kapatılması, Türk Harflerinin Kabulü vd.  Devrim Kanunları, kıyafet üzerinden topa tutulmaktadır.

 Sendikaların Serbest Kıyafet  Kararları

Öğretmenlerin kılık-kıyafet konusuna, eğitim sendikaları da ilgi göstermektedir.  Eğitim Bir Sen, Türk Eğitim Sen, Eğitim Sen, Eğitim İş, ve  Anadolu Eğitim Sen’in, farklı tarihlerde ‘serbest kıyafet’ kararı aldıkları, üyelerini ‘serbest kıyafet’ konusunda özendirdikleri   gözlenmektedir. Bazı öğretmenlerin, ‘serbest’ kılık-kıyafet gerekçesiyle sendikalara üye olduğu belirtilmektedir. Sendikaların ‘serbest’ kılık-kıyafetle ilgili kararları, Tablo 2‘de yer almaktadır.  

 

Sıra Nu

Sendika Adı

Karar Tarihi ve Sayısı

Karar Özeti

1

Eğitim Bir Sen

15.03.2013/197

14.09.2017/462

Kılık-kıyafet serbestisi için sivil itaatsizlik, Yönetmelik’in 5. maddesinin kaldırılması.

2

Türk Eğitim Sen

15.03.2013, 16.09.2017/135

Serbest kılık-kıyafetle iş yerlerine gitme, Yönetmelik’in 5. maddesinin kaldırılması.

3

Eğitim Sen

30.06.2017/54

Tek tipleştirmeye karşı özgür kıyafetle iş yerlerine gidilmesi.

4

Eğitim İş

17.09.2014/20

Dinsel, mezhepsel, etnik ve feodal simgeleri temsil etmeyen, çağdaş kıyafet.

5

Anadolu Eğitim Sen

29.08.2016

Serbest kıyafet ve saç sakal tıraşı ile kurumlara gidilmesi, Yönetmelik’in 5. maddesinin kaldırılması.

Tablo 2. Eğitim iş kolu kamu çalışanları sendikalarının ‘serbest’ kılık-kıyafetle ilgili eylem kararları

 Okullarda Mevcut Durum

Kılık kıyafet tartışmasının değerlendirmek için herhangi bir okulun öğretmenler odasına uğramak yeterlidir. Bazı ziyaretçilerin kılık kıyafet karmaşasından dolayı zaman zaman öğretmenleri tanımakta güçlük çektikleri biliniyor. Okullarda rastlanan dağınık saç-sakal, çağdışı, pejmürde,  uçuk-kaçık kılık-kıyafet örnekleri, berber dükkânlarındaki katalogların boş yere hazırlanmadığını göstermektedir. Bazı erkek öğretmenlerin fade, önü uzun arkası kısa, çift kavisli,  kısa saç uzun sakal, saç hatları belli olan, renkli (beyaz, gri ve bakır), yan kesim, sıfır numara,  örgülü model,  yana atılan ve arkadan toplanan saç modellerini tercih ettiği ve sakal uzattığı gözlenmektedir. Bu örneklerin, veli ve öğrenciler başta olmak üzere, toplum üzerinde olumlu bir etki yaratmadığı gözlenmektedir.    

 Sonuç ve Öneriler

  1. Kılık kıyafet tartışması, saç-sakal-bıyık modeline, kumaşın kalitesi ve rengine indirgenebilecek bir sorun değil, aydınlık ve üreten bir Türkiye’de yaşayıp yaşamayacağımız sorusuna verilmesi gereken cevaplardan biri olarak görülmelidir.
  2. Okullarda giyimle ilgili gözlemlenen olumsuz tablo, üretimden koparılan ülkede yaşanan travmaya işaret etmektedir. Millî pazarını önemli ölçüde yitiren, gümrük duvarları yıkılan, aşırı borçlanma ve üretim dışı gelirlerle günü kurtarmaya çalışan Türkiye, eğitim programları, ders  kitapları, giyim ve kuşamıyla köklerine yabancılaştırılmaktadır.
  3. Devleti temsil eden, vatandaşa tarafsız ve eşit hizmet sunmakla yükümlü kamu çalışanlarının kılık kıyafetinin siyasal düşünce, dil, din, mezhep, etnik,  tarikat vb. oluşumların tercihine göre biçimlenmesi, kamu hizmetlerinin yürütülmesinde olumsuz bir rol oynamaktadır. Devlet, hizmet vermekle yükümlü olduğu vatandaşa karşı ayrıştırıcı işlevi olan, birleştirici nitelik taşımayan yapılaşmaların tercih ettiği kıyafet ve sembollerin kullanılmasına izin veremez. 
  4. Kılık kıyafet serbestliği savıyla, alt kimliklerin talepleri doğrultusunda cumhuriyetin temel niteliklerini aşındıran girişimlere yaptırım uygulanmalıdır.
  5. Kamu çalışanlarının kılık kıyafetinin alt kimliklere göre düzenlenmesi  Devletin şekli, cumhuriyetin temel nitelikleri  ile Devletin bütünlüğü, resmî dili, bayrağı, millî marşı ve başkentinin tanımlandığı ve değiştirilmesi teklif bile edilemeyen  Anayasanın ilk üç maddesine aykırıdır.
  6. Kılık-kıyafet seçimi, kamu kurum ve kuruluşlarının niteliği, çalışma esasları, hizmet anlayışı ile doğrudan ilgilidir. ‘Serbest’ kıyafet adı altında, millî kurumların çalışma esaslarının bireysel tercih ve kimliklere göre belirlenmesi, karmaşaya  yol açar.
  7. Kamuda kılık kıyafet karmaşası çalışma barışını bozmaktadır. Öğretmen odalarındaki dostluk ve arkadaşlık ilişkileri, kıyafet serbestisiile darbe yemiştir. Kimsenin kılık kıyafetine dokunulmasın iddiasıyla tırmandırılan süreç, ayrışmayı derinleştirmektedir (Canerik, 2013).
  8. Kravat takmama, yırtık pantolon giyme, tespih çekme, zincir sallama, mont ve yumurta topuk ayakkabıyla derse girme,  çarşaf vb. giysilerle okula gitme, sakal bırakma gibi eylemlerle gündeme gelen sivil itaatsizlik, millî devlet düşmanlığı konusunda,  ortaçağla liberalizmi bir araya getirmektedir.  Millî devlet yıkıcılığında sağlanan uzlaşma, ihanete götürmektedir (Canerik, 2013).
  9. Ortaçağla mücadele, cumhuriyetin yarattığı kültür birikimiyle olur. Pejmürdekıyafet, cumhuriyetin uygarlık birikimini dışladığı için kabul görmeyecektir. Çünkü Türk halkının ezici çoğunluğunu ayağa kaldıran temel güç, cumhuriyetin laik ve devrimci kültürüdür (Canerik, 2013).
  10. ‘Sivil itaatsizlik’ adı altında, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel niteliklerini hedef alan etkinliklerin, sendikal hak ve özgürlükler çerçevesinde değerlendirilemeyeceği açıktır.
  11. En küçük özel işletmelerin bile çalışma koşullarını belirleyebildiği bir ortamda, Devlet kurumlarında    görev yapan personele  ‘serbest’ kıyafet  seçeneği sunulması, özgürlük vb. kavramlarla açıklanamaz. 
  12. Eğitim kurumlarında kılık-kıyafet uygulaması, öğrenci-öğretmen-memur-yardımcı hizmetler personeli açısından bir bütün olarak görülmelidir. Personele ‘serbest’ kıyafet, öğrencilere üniforma uygulamasını pratik olarak kaldırmaktadır. Kılık kıyafetine özen göstermeyen yönetici ve öğretmenlerden, öğrencilerin kılık kıyafetine müdahale etmelerinin beklenemeyeceği düşünülmektedir.  
  13. Yaz kıyafeti uygulaması içim öngörülen 15 Mayıs-15 Eylül tarihleri, iklim koşulları göz önünde bulundurularak, bölgelere göre yeniden düzenlenmelidir.
  14. Sendikalar, ‘serbest kıyafet’ kararından vazgeçmelidir. Eğitim iş kolu kamu çalışanları sendikaları, bütün eğitim kurumlarında, Anayasada tanımlanan cumhuriyetin temel nitelikleri ve Bazı Kisvelerin Giyilemeyeceğine Dair Kanun’u esas alan  çağdaş kıyafet için harekete geçmelidir.
  15. MEB’e Bağlı Okul Öğrencilerinin Kılık ve Kıyafetlerine Dair Yönetmelik’te yer alan Öğrenciler, okul, sınıf ve şubelerde tek tip kıyafet giymeye zorlanamaz.”  (Madde 1/2) ifadesinde  değişikliğe gidilmeli,  aynı maddedeki,  üniformayı velilerin yüzde atmışının iznine bağlayan hüküm kaldırılmalı, resmî ve özel bütün eğitim kurumlarında öğrencilere üniforma zorunluluğu getirilmelidir.
  16. MEB’e Bağlı Okul Öğrencilerinin Kılık Kıyafetlerine Dair Yönetmelik’teki  (Değişik: 27/09/2014 tarihli ve 29132 sayılı R.G.),  “Okul öncesi eğitim kurumlarında ve ilkokullarda okul içinde baş açık bulunur.” (Madde 4/1-e) hükmü,  “Eğitim kurumlarının her kademesinde okul içinde baş açık bulunur.” biçiminde değiştirilmelidir.
  17. Okullarda aidiyet duygusunu güçlendiren, ortak duygu ve düşüncelerin oluşumuna katkı sağlayan, kurum kültürünün gelişmesini destekleyen, çalışma disiplinini olumlu yönde etkileyen öğrenci üniforması  zorunlu olmalıdır.  

    

Kaynakça:

Canerik, H. (2013). Öğretmenler Nasıl Giyinmeli, Öğretmen Dünyası, Aralık 2013, Sayı: 408.

 

Bu yazı, Öğretmen Dünyası’nın Haziran 2018 tarihli sayısında yayımlanmıştır.

 

 

 

 

 

 

 

 

  • Related Posts

    AMASYA GÜMÜŞHACIKÖY BEDEN KÖYÜNDE BİR DERSİM SÜRGÜNÜ: PÜLÜMÜR SALÖRDEK KÖYÜNDEN KEKO AHMET OĞLU HÜSEYİN ASLAN

    Hüseyin Aslan (1928-1974). Fotoğraf: Ali Rıza Aslan arşivi   Keko oğlu Ali’nin dillere destan malvarlığının, bir ailenin, daha doğrusu bir köyün kaderinde oynayabileceği rol kimsenin aklına gelmemişti. Ali Arslan (Aliye…

    PÜLÜMÜR AKDİK ŞİHAN KÖYÜNÜN ÜNLÜ FUTBOLCUSU MUSA PEKİN

    Musa Pekin, Kahramanmaraşspor formasıyla.   Pülümür Vadisi’nin batısında yükselen toprak damlı evler… Usta ellerin işlediği kesme taş yapılar. Tek ya da iki katlı evler, zorluklarla mücadele eden bir kuşağın ürünü.…

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Kaçırdıkların

    PÜLÜMÜR MEZRA KÖYÜ PİŞİ DERESİ KIYISINDA ULU BİR CEVİZ  AĞACI

    • Kasım 19, 2024
    • 11 views
    PÜLÜMÜR MEZRA KÖYÜ PİŞİ DERESİ  KIYISINDA ULU BİR CEVİZ  AĞACI

    PÜLÜMÜR EFEAĞILI KÖYÜNDE  HÜSEYİN (ALİ) ŞANLI’NIN  110 YAŞINDAKİ EVİNDEN ARTAKALANLAR

    • Kasım 5, 2024
    • 38 views
    PÜLÜMÜR EFEAĞILI KÖYÜNDE  HÜSEYİN (ALİ) ŞANLI’NIN  110 YAŞINDAKİ EVİNDEN ARTAKALANLAR

    ORTAOKUL FOTOĞRAFLARIMIZ

    • Ekim 30, 2024
    • 1420 views
    ORTAOKUL FOTOĞRAFLARIMIZ

    PÜLÜMÜR  KOVUKLU AZGULERE’DEKİ   KOÇ BAŞLI MEZARLARA NE OLDU?

    • Ekim 24, 2024
    • 52 views
    PÜLÜMÜR  KOVUKLU AZGULERE’DEKİ   KOÇ BAŞLI MEZARLARA NE OLDU?

    PÜLÜMÜR MEZRA KÖYÜNDE BEYCELİ  BİR GELİN: GÜLÜZAR FIRAT

    • Ekim 11, 2024
    • 93 views
    PÜLÜMÜR MEZRA KÖYÜNDE BEYCELİ  BİR GELİN: GÜLÜZAR FIRAT

    SORU VE YANITLARLA NARİN GÜRAN CİNAYETİ

    • Ekim 8, 2024
    • 50 views
    SORU VE YANITLARLA NARİN GÜRAN CİNAYETİ