ÂLİM BAŞARAN’DAN EĞİTİMCİLERE TEMEL BAŞVURU KAYNAĞI “ÖĞRETMENİM MÜFETTİŞ GELDİ/BİR EĞİTİM MÜFETTİŞİNİN ANILARI”

 Âlim Başaran (Öğretmenim Müfettiş Geldi)
Âlim Başaran (Öğretmenim Müfettiş Geldi)
Arka kapak (Kitapla ilgili değerlendirmeler)
Arka kapak (Kitapla ilgili değerlendirmeler)

Ankara’nın Nallıhan ilçesine bağlı Öşürler köyünde doğduğunda takvim yaprakları  8 Ekim 1943’ü gösterir. Öşürler, 1970’li yıllarda kaldırılan Beydili bucağına  bağlıdır. Mevsimlerden sonbahar.

Köyde çeltik biçme zamanı…

Âlim bebek,  Öşürler’de gözlerini dünya açtığında, Köy Enstitüleri henüz üç yaşındadır. Âlim, Köy Enstitülerinden üç yaş küçüktür.

Öşürler, bağ ve bahçeler diyarıdır. Sakarya Nehri, Sündiken Dağları’nın eteğindeki derin vadiyi izlediğinden, vadinin  iki yakasındaki bağ ve bahçeler soğuktan etkilenmez. Köye 5 km uzaklıktaki vadi sadece bitkilere değil, yöre insanına hayat vermektedir…  Köylüler, burayı “Bağman” olarak adlandırır.

Bağman,  pekmez zamanında bayram yerine çevrilir. Pekmez için yola düşenler, yorganlarıyla birlikte  kap kacağını  da  sırtlamaktadır. Köylülerin pekmez hazırlığı, bayram havasında geçer. O yüzden bu çalışmaya, Pekmez Bayramı denir. Pekmez, köylüler arası yardımlaşma ve dayanışmayla  üretilir. Sofradaki pekmez, tadını yardımlaşmaya borçludur. Bağman’da   9-10 gün süren Pekmez Bayramı, çocuklar için oyun ve mutluluktur.

Âlim Başaran’ın Türkiye’ye duyduğu aşkın kaynağı, Bağban’da aranmalıdır.

Çocukluğunun geçtiği Öşürler, Ankara’nın bir ilçesine bağlı olsa da Başkent’in uzağında, çok uzağındadır. Cumhuriyet’in ilanının üzerinden 20 yıl geçmiş, ama köylerde belirgin bir değişiklik olmamıştır. Öksürüğe yakalanan çocukların, Öksürük Kayası’nda ‘tedavi’ edildiği yıllar.  Yaşı gereği ‘yaramazlık’ yapanlara uygulanan ‘tedavi’ ise ürkütücüdür:

Huy Kesmek!

‘Yaramaz’, ‘inatçı’ çocuk, ayın ilk çarşamba günü bir dört yol ağzına götürülerek yere yatırılır ve üzeri ekmek teknesiyle örtülür. Teknenin üzerine konulan bazlama, baltayla kesilir. Âlim Başaran, ‘huy kesme’ yaptırımı sırasında 5-6 yaşlarındadır. Toplanan komşularının önünde yere yatırılır ve ‘huyu kesilir’! (s. 25).

Eğitmen Mehmet Bağcı’nın Etkisi

Öşürler köyünde eğitmenlerin görevlendirildiği  3 sınıflı ilkokul, 1946 yılında açılır.. Kendilerini okutan eğitmen Mehmet Bağcı‘dan oldukça etkilenir. Mehmet Öğretmen, ilkokul 3. sınıf öğrencilerine senet düzenlemeyi bile öğretir. Uzunluk ölçü birimlerini kavratmak için izlediği yöntem, olağanüstüdür. Öşürler’le komşu Kuruca köyü arasındaki uzaklığı öğrencileriyle birlikte ölçer ve metre, dekametre, hektometre, kilometre kavramlarını kavratır.

1955 yılında  bu okuldan mezun olur.   Sonra? Köyde 4. ve 5. sınıfı okuyabileceği bir ilkokul yok. Âlim’in okula devam isteği karşısında, babası Tevfik Başaran çaresiz kalır. Çocuğunu okutabilecek ekonomik güce sahip değildir. Tevfik Bey, oğlunun, Nallıhan Sakarya İlkokulunda okuması için  kiralık ev tutan  Ramiz’le kalmasına izin verir. Kayıt için Sakarya İlkokuluna giderler. Başöğretmen Salim Saygı, gelen öğrenciyi 4/A şubesine kaydeder. Sınıf kapısını çalarlar. Öğretmen Suzan Hanım, güneş yanığının kavurduğu çocuğa dikkatle bakar. Kara lastikli, saçları sıfır numarayla kazınmış öğrenciyi beğenmez ve 4/B’nin kapısını gösterir!  Başöğretmenin müdahalesiyle Âlim 4/A’da okur. Âlim’i sınıfına almak istemeyen Suzan Hanım, yatılı ilköğretmen okulu sınavlarına girmesini de engellemeye çalışır. Bu kez gerekçesi farklıdır:

“Çünkü sen öğretmen olacak değil, doktor,  mühendis ya da hâkim olacak  bir çocuksun.”  (s. 44).

Hasanoğlan Köy Enstitüsünün Havasını Solumak

Girdiği yatılı ilköğretmen okulu sınavını kazanır.  Böylece, Hasanoğlan Köy Enstitüsünden ilköğretmen okuluna dönüştürülen Atatürk İlköğretmen Okulunda (Ankara) öğrencilik yılları başlar. 

40’lı yıllar, 2. Dünya Savaşı’nın zorlu yıllarıdır. Ortaçağ ilişkilerinin tasfiyesinde kararsızlıklar yaşanmaktadır. Cumhuriyet Devrimi’nin rüzgârı kesilmiş,  bağnazlığa ödün verilmeye başlanmıştır. Toprak ağaları yüksek sesle konuşmaya başlamıştır. Yaralı bırakılan irtica canavarı, güç toplamaktadır. Bir toplulukta herkes yüksek sesle konuşamaz. Ortaçağın özgürce  konuşabilmesi için, işçilerin, köylülerin, aydınların sesi kısılmak zorundadır. Köy Enstitüleri,  bu zor dönemin  aydınlık kurumları olarak  Türkiye’nin gündemine gelmiş, ancak kısa ömürlü olmuştur.  Âlim Başaran, Köy Enstitülerinin havasını, Atatürk İlköğretmen Okulunda  solumuştur. Onun ilkokul öğretmenliği (Samsun, Ağrı, Ankara) ile müfettişlik yılları (Ağrı, Yozgat, Ankara, Samsun, Kayseri, Ankara), Türkiye’nin en çalkantılı dönemlerine denk gelmiştir. Öğrencilik, öğretmenlik (1963-1973) ve müfettişlik (1973-2011) yıllarında birçok olaya tanıklık etmiştir.

Türkiye’nin Çalkantılı Dönemine Tanıklık

Âlim Başaran’ın, “Öğretmenim Müfettiş Geldi/Bir Eğitim Müfettişinin Anıları” kitabı, dönemin çalkantılarının  eğitime yansımaları olarak okunmalıdır. Çıra ışığında aydınlanan, kara lastik giyen, yokluk içinde büyüyen bir köy çocuğunun serüveni, Türkiye’nin 1943-2011 yıllarına ışık tutuyor. Kitapta, özel-tür adlarını ayıramayan, sahte rapor düzenleyen, farklı görüşteki öğretmenlere baskı uygulayan, çürük bina yapan müteahhide “Örnek Müteahhit” belgesi düzenleyen (s. 158), meslektaşlarını ispiyonlayan, çağ dışı kıyafete göz yuman, irticaya ödün veren, Devlet’i zarara uğratan, cemaatlerden korkan, eşi cemaat okulunda çalışan, öğretmenleri dolandıran müfettiş ve eğitim yöneticilerinin eğitim sistemimizi nasıl çürüttüklerine  ayrıntılı olarak yer veriliyor.

Yozlaşmaya Karşı Direnenlerin Sesi

Kitap, eğitim sistemimizin  yozlaşmasına isyan edenlerin sesi oluyor ve onlara  güç veriyor. Başaran, sadece  yozlaşmaya direnen eğitim müfettişlerinin değil, Türkiye’nin aydınlık geleceğine inanan tüm yurttaşların sesi ve soluğu oluyor. Öğretmenim Müfettiş Geldi,   yeteneksiz ve çapsız kişilerin Türk millî eğitim sistemi içinde nasıl yuvalandıkları ve yükseldikleri sorularına yanıt arayanların dikkatlice okumaları gereken bir kitap. Kitaptan, bir parti yöneticisinin, yakınını, kadrosunun olmadığı bir okulda, bastonunu masasına koyduğu, sigarasını yaktırdığı ilçe millî eğitim müdürüne  talimat vererek nasıl görevlendirdiğini üzülerek öğreniyorsunuz.  Millî eğitim müdürünün masasındaki  baston,  eğitimde sürüklendiğimiz acı tabloyu özetlemektedir.

38 yıllık Eğitim Müfettişi  Âlim Başaran’ın, eğitim yönetimi ve denetimi alanında yüksek lisans yapmasına karşın,  görevde yükselmemesi, sistemi ele geçirenlerin kariyer ve liyakat  gibi bir dertleri olmadığını gösteriyor. Yetkililer, Eğitim Denetimi  dergisini yayımlayan, eğitim dergilerinde çok sayıda makalesi yayımlanan, Geçmişten Günümüze Türk Millî Eğitim Teftiş Sisteminde Yapılanma Sorunu ile  Sıradışı Bir Eğitimci/Atila Güler/Müdür Dede adlı kitaplara imza atan Âlim Başaran’ı görmezlikten gelmiştir. Başaran, eğitim çalışanlarının özlük hakları için çeşitli kitle örgütlerinde görev almıştır. Bunlardan biri de kısa adı  TEMSEN olan Tüm Eğitim Müfettişleri Sendikasıdır. TEMSEN’i kurmuş ve 10 yıl boyunca Genel Başkanlığını yapmıştır. Başaran ve diğer müfettişlerin tanık olduğu uygulamalar, bir sistemin nasıl çürütüldüğünü kavramak bakımından öğreticidir. Tecavüzcülerin  niçin aklandıkları sorusu, bu bağlamda anlamını yitirmektedir. Sistem, öğrencisine tecavüz edenlere gösterdiği hoşgörüyü, nitelikli ve birikimli  denetim elemanlarından, yöneticilerden ve öğretmenlerden esirgemektedir.

MEB, Kitabı Yayımlamalı

Âlim Başaran, Mustafa Kemal Atatürk’ün öğretmeni ve eğitim müfettişi bilinciyle hareket etmiştir. Yaşamını Cumhuriyetin değerlerine adamıştır. Tarikatların, cemaatlerin, partilerin değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin müfettişi olmuştur. Onun güçlü kalemiyle, eğitim tarihimizin önemli olayları kayıt altına alınmış olmaktadır. Eğitim Müfettişi Âlim Başaran’ın büyük emek verdiği kitap,   eğitim yönetimi ve denetiminin yanı sıra, öğretim ilke ve yöntemleri konusunda da  başvuru kaynağıdır. Öğretmen Dünyası‘nın yayımladığı kitap,  her eğitimcinin kitaplığında bulundurması gereken niteliktedir.  

Eğitimcilere büyük katkı sağlayacağı düşünülen bu kitap,  Millî Eğitim Bakanlığı (MEB)  tarafından yayımlanmalıdır. MEB’in kitabı  yayımlaması, bir tür öz eleştiri olarak da görülebilir. Yetenek ve birikimleri heba eden, kariyer ve liyakati dışlayan, bilimden uzaklaşan, siyasilerin etkisindeki  bir kurumun ayağa kalkması için cesur kararlara ihtiyaç duyulmaktadır.  Yeniden ayağa kalkmak için ciddi bir öz eleştiride bulunmak, zorunluluktur. Kamuoyu,   Millî Eğitim Bakanı Sayın Ziya Selçuk’tan, Sayın Âlim Başaran’ın kaleme aldığı, Öğretmenim Müfettiş Geldi/Bir Eğitim Müfettişinin Anıları kitabının basım ve dağıtımına öncülük etmesini beklemektedir.

Şimdi  ezber bozma zamanıdır…

 (Körfez, 16 Eylül 2018)

 Âlim Başaran, Öğretmenim Müfettiş Geldi/Bir Eğitim Müfettişinin Anıları, 472 Sayfa, Öğretmen Dünyası Yayınları, Ankara: Haziran 2017.

 

Telefon: 0 312 341 12 08

İsteme Adresi:Öğretmen Dünyası

 Necatibey Caddesi 13/13 Sıhhiye/ANKARA

  • Related Posts

    AMASYA GÜMÜŞHACIKÖY BEDEN KÖYÜNDE BİR DERSİM SÜRGÜNÜ: PÜLÜMÜR SALÖRDEK KÖYÜNDEN KEKO AHMET OĞLU HÜSEYİN ASLAN

    Hüseyin Aslan (1928-1974). Fotoğraf: Ali Rıza Aslan arşivi   Keko oğlu Ali’nin dillere destan malvarlığının, bir ailenin, daha doğrusu bir köyün kaderinde oynayabileceği rol kimsenin aklına gelmemişti. Ali Arslan (Aliye…

    PÜLÜMÜR AKDİK ŞİHAN KÖYÜNÜN ÜNLÜ FUTBOLCUSU MUSA PEKİN

    Musa Pekin, Kahramanmaraşspor formasıyla.   Pülümür Vadisi’nin batısında yükselen toprak damlı evler… Usta ellerin işlediği kesme taş yapılar. Tek ya da iki katlı evler, zorluklarla mücadele eden bir kuşağın ürünü.…

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Kaçırdıkların

    PÜLÜMÜR MEZRA KÖYÜ PİŞİ DERESİ KIYISINDA ULU BİR CEVİZ  AĞACI

    • Kasım 19, 2024
    • 11 views
    PÜLÜMÜR MEZRA KÖYÜ PİŞİ DERESİ  KIYISINDA ULU BİR CEVİZ  AĞACI

    PÜLÜMÜR EFEAĞILI KÖYÜNDE  HÜSEYİN (ALİ) ŞANLI’NIN  110 YAŞINDAKİ EVİNDEN ARTAKALANLAR

    • Kasım 5, 2024
    • 38 views
    PÜLÜMÜR EFEAĞILI KÖYÜNDE  HÜSEYİN (ALİ) ŞANLI’NIN  110 YAŞINDAKİ EVİNDEN ARTAKALANLAR

    ORTAOKUL FOTOĞRAFLARIMIZ

    • Ekim 30, 2024
    • 1420 views
    ORTAOKUL FOTOĞRAFLARIMIZ

    PÜLÜMÜR  KOVUKLU AZGULERE’DEKİ   KOÇ BAŞLI MEZARLARA NE OLDU?

    • Ekim 24, 2024
    • 52 views
    PÜLÜMÜR  KOVUKLU AZGULERE’DEKİ   KOÇ BAŞLI MEZARLARA NE OLDU?

    PÜLÜMÜR MEZRA KÖYÜNDE BEYCELİ  BİR GELİN: GÜLÜZAR FIRAT

    • Ekim 11, 2024
    • 93 views
    PÜLÜMÜR MEZRA KÖYÜNDE BEYCELİ  BİR GELİN: GÜLÜZAR FIRAT

    SORU VE YANITLARLA NARİN GÜRAN CİNAYETİ

    • Ekim 8, 2024
    • 50 views
    SORU VE YANITLARLA NARİN GÜRAN CİNAYETİ