SAVCISINI KAYBEDEN CUMHURİYET

Diyarbakır Çermik'te halı saha işletmecisi Ahmet Kara (Fotoğraf: Sputnik)
Diyarbakır Çermik’te halı saha işletmecisi Ahmet Kara (Fotoğraf: Sputnik)

Eskiden onlara müddeiumumi denirdi.  Edep erkân bilirlerdi. Devlet terbiyesi görmüş, güvenilir hukukçular arasından özenle seçilirlerdi. Mesleki birikimleri Roma Hukukundan ibaret değildi. Anayasa Hukuku, Medeni Hukuk, Ceza Usul Hukukuyla da sınırlı  değildi birikimleri. Akademik yönden okur yazar sayılırlardı. Mahkemelere sunulan iddianameler, Türkçenin zengin söz varlığını yansıtırdı. O iddianamelerin çoğu, bugün Türk Dili ve Edebiyatı derslerinde  okutulabilecek   niteliktedir.

Ağırbaşlıydılar. Büyük kentlerde ya da taşrada görev yapanlar attıkları her adıma dikkat ederdi. Sağa sola sataşmak, vatandaşlara ‘posta’ koymak  gibi alışkanlıklardan söz edilemezdi.  Gelişigüzel konuşmaz, kamunun saygınlığını korumak için çaba gösterirlerdi. Maaşları dışında herhangi bir gelirleri yoktu.

Başı dik yaşarlardı.

Devlete hesap verirlerdi. Daha doğrusu, Cumhuriyete karşı sorumluydular.  Temel görevleri, Cumhuriyeti ve devrimleri korumaktı. Doğan Öz, bu uğurda can verenlerdendi.  Tarikatlara karşı Cumhuriyetin yanında saf tutarlardı. O yüzden  Cumhuriyet Savcısı olarak adlandırıldılar. Bu unvanla, müddeiumumi olmaktan daha fazlasını hak ettiler.  Cumhuriyet Savcısı unvanı,  bir ya da iki katlı adliye binalarındaki gösterişsiz makam odalarının girişindeki tabelaya sığdırılan iki sözcük değildi.  Tarikatlarla, cemaatlerle  mücadele, Cumhuriyet Devrimi Kanunlarını ödünsüz uygulamak demekti. Şeyhlerin, dervişlerin ve tarikat mensuplarının ülkesi olmayı reddetmekti.

Tarikat-cemaat liderlerinden, şeyhlerden talimat almazlardı.

Aradan yıllar geçti. Gümrükler yıkıldı. İç piyasa yok edildi. Tarlalar saban yüzü görmemeye başladı. Traktörler paslanmaya yüz tuttu.  Köylü üretimden alıkonuldu. Hayvancılık bitirildi. Yaylalarda beslenen koyunlar, keçiler, inekler ve  kuzular kurtlara yedirildi.

Koca bir ülke tüm kaynaklarıyla birlikte kurtlar sofrasına sunulmuştu.

Ülke kurtlara ikram edilirken eğitim, kültür, sanat, spor,  hukuk ve  bilime de ağır darbeler indirildi.

Cumhuriyetin başı dik, kişilikli, devlet terbiyesiyle yetişmiş, ağırbaşlı savcıları da bu süreçten etkilendi. İçlerinden bazıları, bugün terör örgütü kapsamına alınmış bir ‘cemaat’in mensubuydu. Cumhuriyetin Savcısı olmaya devam eden meslektaşlarına kurulan komplolara ortak oldular. Kendilerine verilen ‘özel’ yetkiyi kullanarak, meslektaşlarını makam odalarında gözaltına aldılar. Bedava yurt dışı seyahatler, çekler, daireler   ve arsalar, emeklerinin boşa gitmediğini kanıtlayan dünyalıklardan sadece birkaçıydı.  

  

Bazıları yeni dünya düzeninin öngördüğü insan modeline çoktan uyum sağlamıştı. İç piyasasını düşmana ikram eden bir sistem,  insan kaynaklarını büyük yıkıma uğratır. Yıkım, sokakta değil, kurumlarda başladı. Bürokrasideki çürümenin boyutları, tahminlerin üzerindedir.  

Makamlar, kapıda asılı duran  gösterişli tabela ve   boyaya indirgenmiştir.  

Dün futbol sahasında yaşanan ‘maç’ın başlama düdüğü yıllar önce çalmıştı. Hakem, futbolda uyulması gereken kuralların tamamını yok saymıştı. Türkiye, devlet adabıyla örtüşmeyen tutum ve davranışların ödüllendirildiği ‘yeni’ bir döneme sürüklenmişti. Diyarbakır Çermik‘te maç sırası yüzünden on dört öğretmeni gözaltına alan savcının eylemi, bir yıl önce, telefonuna çıkmayan sevgilisi için Samsun Kız Öğrenci Yurdunu polis eşliğinde basan savcının ‘uygulama’sının yanında hafif bile kalır. Her ikisinin unvanının başındaki Cumhuriyet  ön adı, bugün yaşanan trajediye  ışık tutuyor.  Millî pazarını küresel güçlere ikram eden bir sistem, sadece tarlalarını, adalarını, fabrikalarını, tersanelerini, madenlerini değil, insanını kaybeder. Dün Çermik’te yaşanan akıl almaz olay, Cumhuriyetini yitiren savcının trajedisidir. Türkiye, Cumhuriyetini ve savcısını yeniden kazanmaya mecbur olduğu bir dönemin sancılarını çekmektedir.

 (Körfez, 1 Mart 2019)

Kaynakça:

https://tr.sputniknews.com/columnists/201902281037927590-14ogretmenin-gozaltina-alindigi-hali-sahanin-sahibi-konustu/ 

 

  

 

  • Related Posts

    AMASYA GÜMÜŞHACIKÖY BEDEN KÖYÜNDE BİR DERSİM SÜRGÜNÜ: PÜLÜMÜR SALÖRDEK KÖYÜNDEN KEKO AHMET OĞLU HÜSEYİN ASLAN

    Hüseyin Aslan (1928-1974). Fotoğraf: Ali Rıza Aslan arşivi   Keko oğlu Ali’nin dillere destan malvarlığının, bir ailenin, daha doğrusu bir köyün kaderinde oynayabileceği rol kimsenin aklına gelmemişti. Ali Arslan (Aliye…

    PÜLÜMÜR AKDİK ŞİHAN KÖYÜNÜN ÜNLÜ FUTBOLCUSU MUSA PEKİN

    Musa Pekin, Kahramanmaraşspor formasıyla.   Pülümür Vadisi’nin batısında yükselen toprak damlı evler… Usta ellerin işlediği kesme taş yapılar. Tek ya da iki katlı evler, zorluklarla mücadele eden bir kuşağın ürünü.…

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Kaçırdıkların

    PÜLÜMÜR MEZRA KÖYÜ PİŞİ DERESİ KIYISINDA ULU BİR CEVİZ  AĞACI

    • Kasım 19, 2024
    • 11 views
    PÜLÜMÜR MEZRA KÖYÜ PİŞİ DERESİ  KIYISINDA ULU BİR CEVİZ  AĞACI

    PÜLÜMÜR EFEAĞILI KÖYÜNDE  HÜSEYİN (ALİ) ŞANLI’NIN  110 YAŞINDAKİ EVİNDEN ARTAKALANLAR

    • Kasım 5, 2024
    • 38 views
    PÜLÜMÜR EFEAĞILI KÖYÜNDE  HÜSEYİN (ALİ) ŞANLI’NIN  110 YAŞINDAKİ EVİNDEN ARTAKALANLAR

    ORTAOKUL FOTOĞRAFLARIMIZ

    • Ekim 30, 2024
    • 1421 views
    ORTAOKUL FOTOĞRAFLARIMIZ

    PÜLÜMÜR  KOVUKLU AZGULERE’DEKİ   KOÇ BAŞLI MEZARLARA NE OLDU?

    • Ekim 24, 2024
    • 53 views
    PÜLÜMÜR  KOVUKLU AZGULERE’DEKİ   KOÇ BAŞLI MEZARLARA NE OLDU?

    PÜLÜMÜR MEZRA KÖYÜNDE BEYCELİ  BİR GELİN: GÜLÜZAR FIRAT

    • Ekim 11, 2024
    • 93 views
    PÜLÜMÜR MEZRA KÖYÜNDE BEYCELİ  BİR GELİN: GÜLÜZAR FIRAT

    SORU VE YANITLARLA NARİN GÜRAN CİNAYETİ

    • Ekim 8, 2024
    • 50 views
    SORU VE YANITLARLA NARİN GÜRAN CİNAYETİ