ERZİNCAN SANSA VADİSİ’NDE FIRTINALARA MEYDAN OKUYAN PÜLÜMÜRLÜ DEMİRYOLCU HIDIR KELEŞ

HÜSEYİN CANERİK

1952 yılı Aralık  ayı sonlarıydı.  Pülümür Mutu Yarbaşı (Gole) köyünde yün yatakta rahat bir uyku uyuyan   Piyade Er Hıdır Keleş, ertesi gün çıkacağı yolculuk için tüm hazırlıklarını tamamladı.

Pülümür Çatalyaka köyü Göl (Gole) mezrası.

Islak beyaz yün çorabını sobanın yanında kurutmuş, giysilerini yatağının yanındaki çiviye asmıştı.  

Asker, sabah erken saatte uyandı, bir kâse yoğurdun içine  doğradığı ekmekle kahvaltı yaptı. Zorlu bir yolculuğa adım attığının belki farkında değildi.  Paçalarını,   çoraplarının içine sıkıştırdı, bağladı.

Minik kümeste bunalan horoz, şafak vaktini   bildirmişti.

Her yer bembeyazdı. Keçilerin meşe dalıyla beslendiği alanlarda açılan  yollar, taze karın altında kalmıştı.

Hıdır Keleş

Er, Mutu’dan,  Pülümür yönüne ağır adımlarla, kara bata çıka yol alıyordu.

Sansa Vadisi’nin ortasından geçen Karasu, karla kaplı coğrafyada iz bırakıyordu.

Yaklaşık 45 km uzaklıktaki köye gitmek için yola koyulmuştu.

Hıdır Keleş, Erzincan Çağlayan, 28 Eylül 2020.

Piyade Er Hıdır Keleş, Pülümür Çatalyaka  (Denzek) köyü Göl (Gole) mezrasına doğru yürüyordu. Yol bitmek bilmiyordu. Arada bir soluklanıyor, karla kaplı alanda küçülen toprak damlı evlere bakıyordu.

Günlerin kısa,  tez zamanda havanın karardığı  zamandı.

Seteriye’de,  Doğan ailesinin evinde yaklaşık yarım saat dinlendi,  Hiver ve Pişiye’nin ardından Pülümür’e ulaştı.  Kırmızıköprü’ye  vardığında gün yarılanmıştı.  Kırmızıköprü’ye ulaşan üstü başı karlı asker, Akkılıç Kahvehanesinde soba başında toplanan köylüler ve orman muhafaza memurunun ilgisini çekti. Köylüler, askere çay ısmarladı,  meraklı bakışlarla süzmeye başladı.

Pülümür Kırmızıköprü

Asker, Çatalyaka Göl mezrasını sorduğunda kahvehanede derin bir sessizlik oluştu.

Bu yabancı,  kış ortasında,  dağ başındaki köye niçin gidiyordu?

Asker, Kırklareli Babaeski’de görev yapıyordu. Gole’ye, asker arkadaşı Hasan Dikme’nin ailesini ziyaret etmek için yola düşmüştü.  27 yaşındaki kahveci, kendileriyle aynı dili konuşan askere yolu  gösterdi ve uyardı:

Hızlı hareket et, kurtlara karşı dikkatli ol!

Hıdır Akkılıç (1925-1970), Hıdır Keleş’i, sahibi olduğu Akkılıç Kahvehanesinde ağırladığında 27 yaşındaydı.

Yarbaşılı askerin, Salördek Hars-Torne Ap’lerin evlerinin  yer aldığı güzergâhtan Çatalyaka’ya, oradan da Göl’e gitmesi birkaç saatini aldı.

Yüksek rakımlı Göl, kara gömülmüştü.  Toprak damlı evlerin bacasından  gökyüzüne yükselen dumanlar, sessizliğin hüküm sürdüğü köyde tek yaşam belirtisiydi.

Hıdır, Dikme ailesinin  ahşap kapısını çaldığında aralıktan bakan ürkek bir kadının bakışlarıyla karşılaştı. Ğezal, tanımadığı konuğu görür görmez tülbendiyle ağzını kapatıp içeriye davet etti.

Pülümür Çatalyaka köyü Göl mezrası

Göl, suya hasret köylerdendi. Köylüler, su gereksinimini  kar eriterek karşılıyordu. Dikme ailesinin odayı hamama çeviren sobasının üzerindeki kazanda kar eritiliyordu.

Ev sahibi, sırtında örgü sepet hayvan gübresi  taşıyordu. Adımlarını hızlandırdı. Üstünü başını kardan temizledikten sonra konuğunun yanına gitti.

Pülümür Çatalyaka köyü

Hüseyin Dikme, sobanın başucunda oturan konuğunu kuşkulu gözlerle süzmüş, oğlu Hasan’ın yanından geldiğini öğrendiğinde mutlu olmuştu:

“Goe no liye Hesen’e mara  yeno/ A… bu, bizim Hasan’ın yanından geliyor.”

Hıdır,  arkadaşı Hasan’ın annesinin kurduğu sofradan kalkar kalkmaz Kırmızıköprü’ye döndü. Hava kararmak üzereydi.  Hıdır Akkılıç (1925-1970), Pülümür-Tunceli kara yolunun kıyısındaki kahvehanesini kapatmış, Mezra köyündeki evine gitmek için yola çıkmıştı.  Kahveci, Göl’den dönen yolcuyla karşılaştı. Yolcunun o saatte Pülümür’e dönmesi mümkün değildi. Kahveci, kahvehaneye döndü, kapıyı açtı.

Yarbaşılı asker,   sobayı doldurdu,  geceyi kahvehanede, sandalye üzerinde  geçirdi.

Pülümürlü asker,  zorlu yolculuğun ardından Babaeski’ye  döndü.

Askerlik görevini tamamlayan Yarbaşılı delikanlı, 1954’te TCDD’de işe girdi. Pülümürlü demiryolcu, kardeşi Hasan (Ali) Keleş’le birlikte çalışmaya başladı. Altınbaşak, Tanyeri, Mutu, Demirkapı ve  Geçit (Sansa) İstasyonları, genç demiryolcunun  yıllarca sürecek çalışma alanıydı artık.

Trenleri olası kazalardan korumak, birincil göreviydi. Altınbaşak-Geçit İstasyonları arasında mekik dokuyordu. Vagonetle yola düşüyor, karın ve kol kaslarını sonuna kadar geriyordu.  Kilometrelerce yol yürüdüğü oluyordu. Raylarla   duygusal bağlar kuran demiryolcu,   kar boran dinlemiyordu.

Pülümür Seteriyeli Miyase (Doğan) Keleş (1937-14 Şubat 2023), Hıdır Keleş’le yaşamını birleştirdiğinde 21 yaşındaydı.

Pülümür Mutu Seteriye köyünün güzel kızına âşık olduğunda birkaç yıllık demiryolcuydu.  

Doğayla savaşan demiryolcunun nabız atışları,  Pülümür Geçidi’ne birkaç dakika mesafedeki Seteriye’de duyuluyordu. Yarbaşılı delikanlının yüreği, Seteriyeli (Dağyolu) Miyase Doğan için çarpıyordu.

1958 yılı, Miyase’yle Hıdır’ın ortak yaşama adım attığı yıl  oldu.   

Keleş çifti, Erzincan Altınbaşak’a yerleşti. Hıdır 26, Miyase 21 yaşındaydı.

Hıdır-Miyase Keleş çifti, çocuklarıyla bir arada.

Fırtınalara göğüs geren demiryolcu, 1983 yılında,  çok sevdiği demiryoluna veda etti. Sansa Boğazı’nı selamlayan  raylar öksüz kalmıştı.

Keleş çifti, 1984’te, Altınbaşak’tan Mertekli’ye taşındı. Çift,  biri erkek, dokuz çocukla yaşam kavgası  verdi.

Aile,  Mertekli’de tarım ve hayvancılıkla uğraştı.

Hıdır Keleş ve Hüseyin Canerik, Çağlayan, 28 Eylül 2020.

Onunla   28  Eylül 2020’de, Erzincan Çağlayan’da görüştüğümde 88 yaşındaydı. Eşi Miyase Hanım, süreğen hastalıktan dolayı yatağa bağımlı hâle gelmişti. Siyah  kasketli demiryolcu,  kareli mavi gömleğin üzerine mavi çizgili lacivert yün hırka giymişti. Sol elindeki  sarı tespihi alabildiğine ağır çekiyordu. Fotoğrafımızı, zamansız yitirdiğimiz Çağlayan Kalecikli Nuri Altun  (1957-15 Mayıs 2021) çekmişti.

Hıdır Keleş, kızı Saadet Hanım, damadı ve torunuyla.

Keleş ailesi, yıllar önce Pülümür Herdif köyünden Yarbaşı’na taşınmış, zor koşullar altında yaşama tutunma mücadelesi vermişti. Pos bıyıklı, namuslu ve çalışkan demiryolcu, ailesini ele güne muhtaç etmemek için yoğun çaba göstermişti. Başı dik  ve namuslu yaşamak, eğilmemek onun en önemli  özelliklerindendi.

Çocuklarını, doğru bildiği değer yargılarıyla yetiştirdi.

Hıdır Keleş, düğünde halay çekerken.

Miyase Hanım, 14 Şubat 2023’te yıldızlara kavuştuğunda, geride 91 yaşında bir eş, 9 çocuk ve torun  bıraktı. Güler yüzlü demiryolcunun sevinci çalınmıştı. Sansa Vadisi’nde kara borana meydan okuyan demiryolcu, bir başına kalmıştı.

Yakın zamanda beynine pıhtı atmış, ölümün kıyısından dönmüştü.

Hıdır Keleş, Çağlayan, 28 Eylül 2020.

Çocukları,  emektar baba için yoğun mesai harcıyor. 18 Ağustos’ta, Sebahat’la birlikte kapısını çaldığımızda, nöbet sırası, anne ve babaya ömrünü adayan  Sakine’deydi. Kızları Sakine  ve Yeliz, 92 yaşındaki babalarının ayakta kalma çabasını tüm gücüyle destekliyor. Bir süre sonra nöbeti diğer çocukları devralacak.  

Hıdır Keleş, Çağlayan, 18 Ağustos 2024.

Pülümür Yarbaşılı Hıdır Keleş, bundan tam 72 yıl önce, soğuk bir kış günü, Mutu’dan yürüyerek Çatalyaka Göl mezrasına gitmişti. 20 yaşındaki asker, silah  arkadaşı Hasan Dikme’ye verdiği sözü tutmak için ölümü göze almıştı.

1952 kışında evlerine konuk olduğu Çatalyakalı Ğezal-Hüseyin Dikme, Babaeski’de birlikte görev yaptığı asker arkadaşı Hasan Dikme sonsuzluğa göç etmiş.

O, 72 yıl önce arkadaşına verdiği sözü tutmuş, ölüme meydan okumuştu. Şimdi 92 yaşında! Annesi Fatma Hanım’ı, babası Yusuf  Bey’i, 3’ü kız 5 kardeşini gözyaşlarıyla sonsuzluğa uğurlamış.

Yusuf-Fatma Keleş çiftinin hayatta kalan 3 erkek çocuğundan biri.

Yaşamı boyunca sözüne bağlı kalan, dürüst ve namuslu demiryolcuyla  yaklaşık bir saat süren sohbetimiz sona erdiğinde koca bir ömrün  ağır  yükünü kaldıran kocaman ellerini sımsıkı  kavrıyorum. Dostluk, kardeşlik ve dayanışma duygularının evrim geçirdiği günümüzde,  insanlık anıtı Hıdır amcaya sarılıyorum.

Şu kahrolası dünyada  fedakârlık ruhunu yaşatmak için büyük çaba gösteren kızı Sakine Hanım’a ve sevgili babasına nemli gözlerle veda ediyoruz.  

Biliyorum, bazı vedalar, talan edilmiş bir ömrün kalıntısı yıkıntılara dökülen gözyaşları gibidir.

Fırtınalarla dövüşen demiryolcuyu bir daha görebilme umuduyla  yola düşüyorum.

Erzincan’dan Kars’a ilerleyen Doğu Ekspresi’nin penceresinden sallanan bir çocuk eliyle sevincim büyüyor.

Doğu Ekspresi’nin rüzgârına kapılıyor yüreğim… 

(Pülümür Kırmızıköprü, 15 Eylül 2024)

Related Posts

PÜLÜMÜR GOMEDERİ YAYLASINA  VEDA

HÜSEYİN CANERİK Pülümür Kırmızıköprü Gomederi, yaklaşık 37 yıldır insan sesine hasret. Yılmaz Cömert ailesinin,  37 yıl önce veda ettiği  Gomederi,  bu yıl yaylacı bir aileye ev sahipliği yaptı. Doğanköylü aile,…

PÜLÜMÜR DEREBOYU’NDA AĞLAYAN  ÇEŞME

Pülümür Dereboyu’nda ağlayan çeşme…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Kaçırdıkların

ERZİNCAN SANSA VADİSİ’NDE FIRTINALARA MEYDAN OKUYAN PÜLÜMÜRLÜ DEMİRYOLCU HIDIR KELEŞ

  • Eylül 15, 2024
  • 20 views
ERZİNCAN SANSA VADİSİ’NDE FIRTINALARA MEYDAN OKUYAN PÜLÜMÜRLÜ DEMİRYOLCU HIDIR KELEŞ

PÜLÜMÜR GOMEDERİ YAYLASINA  VEDA

  • Eylül 15, 2024
  • 9 views
PÜLÜMÜR GOMEDERİ YAYLASINA  VEDA

PÜLÜMÜR DEREBOYU’NDA AĞLAYAN  ÇEŞME

  • Eylül 5, 2024
  • 24 views
PÜLÜMÜR DEREBOYU’NDA AĞLAYAN  ÇEŞME

SONGÜL BUDAK ASLAN, “BİR ZÜMRÜT ON ÜÇ KADIN”LA ÇÜRÜMÜŞLÜĞE NEŞTER VURUYOR

  • Eylül 3, 2024
  • 27 views
SONGÜL BUDAK ASLAN, “BİR ZÜMRÜT ON ÜÇ KADIN”LA ÇÜRÜMÜŞLÜĞE NEŞTER VURUYOR

AMASYA GÜMÜŞHACIKÖY BEDEN KÖYÜNDE BİR DERSİM SÜRGÜNÜ: PÜLÜMÜR SALÖRDEK KÖYÜNDEN KEKO AHMET OĞLU HÜSEYİN ASLAN

  • Ağustos 9, 2024
  • 619 views
AMASYA GÜMÜŞHACIKÖY BEDEN KÖYÜNDE BİR DERSİM SÜRGÜNÜ: PÜLÜMÜR SALÖRDEK  KÖYÜNDEN KEKO AHMET OĞLU  HÜSEYİN ASLAN

PÜLÜMÜR AKDİK ŞİHAN KÖYÜNÜN ÜNLÜ FUTBOLCUSU MUSA PEKİN

  • Temmuz 27, 2024
  • 505 views
PÜLÜMÜR AKDİK ŞİHAN KÖYÜNÜN ÜNLÜ FUTBOLCUSU MUSA PEKİN