27 Eylül 1975’te, Erzurum Oltu’da komünizm ilan edilecekti!
İstihbarat birimleri teyakkuzdaydı. Haber elemanlarına uyku haramdı. İlçedeki en küçük hareketlilik, anında yetkililere bildiriliyordu. Yetkililer, Türk âleminin en büyük düşmanı komünizme kayıtsız kalamazdı.
Muhafazakâr ilçe sakinlerini harekete geçirmek için düğmeye basıldı.
Haber elemanları ve psikolojik harp görevlilerinden oluşturulan bir grup, ilçeye salınmıştı. Erzurum ve çevre ilçelerden getirilen topluluk, halkı galeyana getirmek için aynı dili kullanıyordu:
Müslüman Türkiye!
Komünistler Moskova’ya!
O gün komünizmi ilan etmek için toplananların tamamı, öğretmendi. Millî Eğitim Bakanlığına (MEB) bağlı eğitim kurumlarında görev yapan öğretmenler, seminer için Oltu’ya gelmişti.
Nuri Gökçek, Behram Şamiloğlu, Zübeyt Çelik, Remzi Karahancı, Gıyas Aydın, Cemil Çakır, Binali Seferoğlu, Oltu’ya gelen öğretmenlerden bazılarıydı.
Oltu Sinemasında yapılması planlanan seminer, ‘kadınlar matinesi’nden dolayı birkaç saat ertelenmişti. Öğretmenler, yanlış anlaşılmaya meydan vermemek için, kadınlar dağıldıktan sonra sinemaya gitmişti.
Kışkırtıcı grup görev başındaydı:
Komünistler karılarımıza baktılar!
Din elden gidiyor!
Oltu’ya komünist rejim getirmek için gelenlerin tamamı TÖB-DER üyesi öğretmenlerden oluşuyordu.
Erzurum, Oltu, Narman, Olur, Kars ve Göle’den Olur’a gelmişlerdi.
Oltu Belediye Başkanı’nda, komünistlere pabuç bırakacak göz yoktu. Bir talimatla sinemayı karanlıkta bırakmıştı. Seminer, elektriği kesilen salonda mum ışığında yapılmıştı.
Komünizmi ilan edecekler listesinde yer alan Kars Akyaka İbişköylü Nuri Gökçek, 22 yaşındaydı. Narman Lisesi Fizik-Kimya-Biyoloji (FKB) öğretmeniydi. Erzurum Kazım Karabekir Eğitim Enstitüsünden 1974’te mezun olmuş, aynı yıl göreve başlamıştı.
Oltu TÖB-DER binası saldırıya uğradığında onlarca arkadaşıyla birlikte savunmaya geçmişti.
İbişköylü öğretmenin tek derdi, vatandı. Cumhuriyetin ışığıyla yetişmişti. Kars İstasyon Mahallesi’nde yaşayan Gökçek ailesinin evinde TV, buzdolabı, çamaşır makinesi, koltuk yoktu. Kamu görevlisi babanın eline geçen maaşla kıt kanaat geçiniyorlardı.
Nuri Öğretmen, zorluklarla başa çıkma duygusunu çocukluğunun geçtiği köyde kazandı. Onun İbişköy’den Erzurum Kazım Karabekir Eğitim Enstitüsüne uzanan öyküsü, kasketlilerin başarısıdır.
Göreve başladığında, kaleme kâğıda sarılmış, günlük tutmuştu. Cumhuriyetin üzerine sürülen 12 Eylül Gladyosu, Nuri Öğretmen’in günlüklerine el koyarak ülkeyi uçurumun eşiğinden kurtarmıştı!
Onlar günlüklere el koydu diye, yılacak değil ya, bu kez yazıya dört elle sarılmış, Gladyo’nun boğmaya çalıştığı Cumhuriyetin sesi soluğu olmuştu.
Nuri Gökçek, Narman’da banyo olanağı bile olmayan bir evde yaşıyordu. Gücü ve enerjisini, öğrencilerini iyi eğitmek için kullanan öğretmenlerden biriydi.
Nuri Gökçek, Zübeyt Çelik, Mihmani Süvari, Adem Yılmaz, Arpaçay Polat köyü, 1976, Fotoğraf: Zübeyt Çelik arşivi. |
Tunceli Ovacık’tan Narman Lisesine atanan yüreği aydınlık Okul Müdürü Mustafa Eser’le el ele vermiş, ülkenin geleceği öğrenciler için çaba göstermişti. Narman Lisesi, çalışkan Okul Müdürü’nün girişimleriyle, Atatürk’ün Kocatepe silüetine kavuşmuştu.
Silüetin altına, Cumhuriyet Devrimi’nin Önderi’nin ünlü özdeyişi yazılmıştı:
“Hayatta en hakiki mürşit ilimdir!”
Türkiye’nin sürüklendiği karanlığa ışık tutan ünlü özdeyiş, acaba yerinde duruyor mudur, bilinmez. O kuşağın en büyük serveti, bilimin yol göstericiliğine inanan, ülkesine ve vatanına bağlı, yüreği aydınlık bir gençlik yetiştirmekti.
Önleri hep kesildi.
Gün oldu lise çağındaki çocuklar sürüldü üzerlerine. Başı boş serserilere pusu kurduruldu ara sokaklarda.
Nuri Gökçek, eşi Nazlı Gökçek’le. Fotoğraf: Nuri Gökçek arşivi. |
Nuri Gökçek, Öğretmenim Sen Hiç Boyun Eğmedin kitabıyla, boyun eğmeyenlerin öyküsünü kaleme alıyor. Ön sözünü Yazar Zeki Sarıhan’ın kaleme aldığı kitap, 400 sayfadan oluşuyor. Kitapta, kardeş kavgasının körüklendiği 1980 öncesi ve ardından gelen 12 Eylül Darbesinin zehirlediği toplumsal iklime büyüteç tutuluyor.
Olaylar kronolojik sıralamaya uygun, isim ve yer belirtilerek kayıt altına alınıyor.
Ortaokul diploması bile olmayan bazı ‘öğrencilerin’ Kars Dede Korkut Eğitim Enstitüsüne kaydedilmesi, eğitim kurumlarını çürütme operasyonlarından biri olarak belleklere kazınıyor.
Gladyo elemanlarının 15 Haziran 1977’de Erzurum Atatürk Üniversitesi fidanlığında katlettiği Doç. Dr. Orhan Yavuz, 24 Ocak 1978’de Kars’ta katledilen Öğretmen Talat Temel, 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nde iyitirdiğimiz Kars Dede Korkut Eğitim Enstitüsü-Kars Ticaret Lisesi Fransızca Öğretmeni Selahattin Senemoğlu ölümsüzleşiyor.
Öğretmenim Sen Hiç Boyun Eğmedin, Cumhuriyeti koruma ve kollama iddiasıyla, Cumhuriyetin dayandığı aydın birikimini ezen Gladyo’yu parmak izlerinden teşhis ediyor. Kendi insanına eziyet eden, vatan savunması için kullanılması gereken devlet gücünü vatandaşları ezmek için kullanan karanlık örgütün sicilini tutuyor.
Nuri Gökçek, Şavşat yaylalarında dolaşmayı bile öğretmenlerine çok görenlerin yarattığı soğuk iklimi yüreğiyle ısıtanları anıtlaştırıyor.
İbişköylü Gökçek’le, Sefer Dursun’un Gök At’ının sırtında Kaş, Kırmalar, Bığelli, Seyidin Döşü ve Çift Kayalar’ı selamlayarak Ziyaret Dağı’na tırmanıyorsunuz.
Kristalleşen karla susuzluğunuzu gideriyorsunuz.
Öğretmeni ölümden kurtarmak için tek başına harekete geçen Astsubay Himmet Güngör’ü selamlıyorsunuz.
Niksar Gökçeli’de konuksever köylülerin sofrasına ortak oluyor, Fındıklılı Hasan Öztürk’ün demlediği çayla yorgunluk gideriyorsunuz.
Poşkunda (Tunceli yöresinde peskun) paylaşılan bir dilim ekmekle mutlu oluyor, kâr hırsının henüz kirletemediği bulaklardan kana kana su içiyorsunuz.
Özgürlüğüne kavuşan yakınına sarılan Sakine yengenin hilesiz hurdasız yüreğiyle ölümcül hastalıklara meydan okuyorsunuz!
Nuri Gökçek, şimdi 70 yaşında. Onun göreve başladığı yıllarda ülkesi için fedakârca çalışan öğretmen kuşağı, âdeta biçildi. Cumhuriyeti sırtından hançerleyen karanlık örgütlerin kökü bir türlü kazınamadı.
Türkiye, Boyun Eğmeyenlerin ülkesi.
Aydınlığa yürüyenler boyun eğmez!
Öğretmenim Sen Hiç Boyun Eğmedin, Cumhuriyet meşalesini elden düşürmeyenlerden devralınan mirası gelecek kuşaklara aktararak, aydınlık yarınlara duyulan umudu besliyor.
Nuri Gökçek, kardeşi Atilla Gökçek’le. Fotoğraf: Nuri Gökçek arşivi. |
(Körfez, 9 Kasım 2023)