Tunceli Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu’na yönelik dikkat çekici bir kampanya yürütülüyor. Maçoğlu, Ovacık Belediye Başkanlığı görevindeyken el üstünde tutuluyordu. Tunceli Belediye Başkanlığı koltuğuna oturduktan sonra durum değişti. Belediye Meclisinin, 28-31 Temmuz’da Tunceli Festivali düzenlenmesine ilişkin kararının ardından, derinden yürütülen kampanya açığa çıktı. Belirtilen tarihlerin ‘Matem Ayı’na denk geldiği, yas tutulması gereken ayda ‘eğlence’ yapılmasının ‘Dersim halkının kutsal değerlerini ayaklar altına almak’ olduğu vb. biçiminde çeşitli iddialar ortaya atıldı. Bazı çevrelerin, TKP’li Fatih Mehmet Maçoğlu’na yönelik tavır değişikliğinin altında hangi gerekçeler yatıyor? Sorun, öne sürüldüğü gibi, ‘Dersim halkının kutsal değerleri’nden mi, yoksa başka nedenlerden mi kaynaklanıyor? ‘Sınıf dayanışması’, niçin çatışmaya dönüştü?
Fatih Mehmet Maçoğlu ya da namıdiğer Komünist Başkan… Ovacık Belediye Başkanı olarak seçildiğinde, siyaset sahnesinin dışına sürülmüş çevrelerde heyecan yaratmıştı. Ovacık’ta ekilen tarlalardan Türkiye’ye bir sevinç dalgası yayılmıştı. Maçoğlu, bazı uygulamalarla kısa sürede yurt çapında propaganda olanağına kavuştu.
Etkili TV’lere konuk ediliyor, faaliyetleri en küçük ayrıntısına kadar tanıtılıyordu.
Ovacık küçük bir ilçeydi. Ortalama 3 bin kişinin yaşadığı ilçede belediye olanakları sınırlıydı. Belediye Başkanı, Ovacık’ta toplumun kendisine tanıdığı krediyi iyi kullandı. Yolsuzluklardan bunalan kitleler, ‘cebine çalışmayan’ başkanların ideolojisiyle ilgilenmiyordu.
Maçoğlu, 2014’te başladığı Ovacık Belediye Başkanlığı görevinden 2019’da ayrıldı. 2019’dan bu yana Tunceli Belediye Başkanlığı görevini yürütüyor. Tunceli Belediye Başkanlığını kazandıktan sonra da etkili yayın organlarında sık sık yer aldı.
Belediye Başkanı Maçoğlu, 31 Mart 2019 seçiminden birkaç ay sonra, 22 Mayıs’ta toplanan Belediye Meclisi’nce alınan, tabelalarda yazılı ‘Tunceli’ ibaresinin değiştirilerek, yerine ‘Dersim’ ibaresinin yazılması kararına onay verdi.
Karar, büyük tepkiye yol açtı.
‘Komünist Başkan’ rüzgârı kesildi.
Kararla Başkan, ‘Dersim’e hapsolmuş, bütün ekranlar yüzüne kapanmıştı. Yozgat gibi muhafazakâr bir kentten Tunceli Belediyesine traktör bağışlayan vatandaşı bile tereddüde düşüren bir süreç başlamıştı.
‘İHALECİLER’, BELEDİYE LOKMASI PEŞİNDE
Fatih Mehmet Maçoğlu, Ovacık Belediyesini yönetirken halkın beklentileri sınırlıydı. Tunceli, özellikle çıkar çevreleri için çeşitli olanaklar sunabilecek potansiyele sahipti. Pusuda ‘av’ bekleyen kent mütegallibesi, Belediyeden ‘nasiplenmek’ istiyordu. Bunların bir kısmı, seçim öncesi ‘sınıf dayanışması’ sergilemişti.
Belediye, mütegallibeye sırt çevirince olanlar oldu.
‘Sınıf dayanışması’ bozuldu!
Çoğu eski Marksist ‘iş insanları’, Fatih Mehmet Maçoğlu’na karşı tavır aldı. İlk yapılan, Maçoğlu’nu yok saymaktı. Denetimleri altındaki sosyal medya platformlarında ve diğer yayın organlarında Tunceli Belediyesini âdeta yok saydılar. Herhangi bir ilçe belediye başkanının bıyık tıraşını bile yüzlerce ‘beğen’iyle taltif edenlere göre Tunceli’de ne Belediye ne de Belediye Başkanı vardı!
Tunceli Belediyesinin Festival kararına gösterilen ölçüsüz tepkiler ancak bu bağlamda okunabilir. ‘Kutsal değerler’, ’12 İmamlar’, ‘oruç’ vb. kışkırtıcı söylemlerin, yörenin kâmillerine ait olmadığı biliniyor. Bu kavramlara vurgu yapanların çoğu, ‘bütün dünya benim olsun, bir dost, bir post yeter sana’ diyen ‘küresel’ kültür ikliminin ürünü.
Hepiniz benim için!
Ben hiçbiriniz için!
Bu tavrı sergileyenlerin önemli bir kısmının, dönemin Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in ‘Dersim Festivali’nde ayrılıkçılar tarafından konuşturulmamasına sessiz kaldığı, ölümünden sonra ise mezarında poz verdiği gerçeği belleklerdeki yerini koruyor.
‘MARKSİST TEORİSYENLER’ FEODALİZME TESLİM OLDU
Daha düne kadar hemen hepsi keskin birer solcu ve Palavra Meydanı’nda volta atan ‘Marksist teorisyen’di. Hiçbirinin dağarcığında 12 İmamlar, Hz. Ali, Ana Fatma, türbeler vb. değerler yoktu. Zamanla parayı keşfettiler. Para kazanmanın ve siyasette yükselmenin yolunun ”kutsal değerler’in istismarından geçtiğini çabuk kavradılar. İnanmadıkları değerler için gözyaşı döküyor, türbelerde ‘çerağ’ yakıyorlardı. Birkaç dakikalığına uğradıkları ‘kutsal mekân’larda özçekim yapıyor, görüntüleri paylaşıyorlardı. Tunceli Belediye Meclisinin Festival zamanlaması, din istismarı için onlara yeni bir fırsat sunmuştu. Yaklaşan seçimlerde ‘listeye alınmak’ isteyenlere gün doğmuştu. 2019’dan bu yana Tunceli Belediyesinden ihale alamayanlara, ‘kutsallar’ üzerinden harekete geçme şansı doğmuştu.
Ölçüsüz ve saygı sınırlarını zorlayan ‘eleştirilerin’ nedeni buydu.
Halka yabancılaştılar. Türkiye’den koptular. Tunceli Belediyesi, ‘Dersim’ kararını aldığında en küçük bir eleştiride bile bulunmadılar.
Seyit Rıza fotoğraflarını kazanca çevirdiler.
Belediyenin yaptığı en doğru işi, müteahhitlere ihale vermeme uygulamasından rahatsızlık duydular. İhale alamayınca harekete geçtiler. Özel yaşamlarında yok saydıkları ‘kutsal’ değerleri kullanarak, yeniden feodalizme yaslandılar.
Tek suçu Tunceli’den geçmek olan Gümüşhane Torullu öğretmen Necmettin Yılmaz’ın şehit edilmesine sessiz kaldılar. Okulların yakılmasına ses çıkarmadılar. Terör örgütünün, öğretmenleri ve yoksul köylüleri kurşuna dizmesini seyretmekle yetindiler.
Şimdi çıkmış kutsal değerlerimiz ayaklar altına alınıyor, diye isyan ediyorlar!
Hangi kutsal değerler?
Sizce inandırıcı mı?
(Körfez, 12 Nisan 2022)