Sosyal Bilgiler 7 Kitapları

 

            ÖZET

            Bu çalışmada, ilköğretim Sosyal Bilgiler 7. sınıf ders kitabı içerik, dil ve yazım yönünden ele alınmaktadır. Yenilenen İlköğretim Sosyal Bilgiler Öğretim Programına göre hazırlanan ders kitabının, eskisiyle karşılaştırıldığında, ulusal içeriğinden önemli ölçüde arındırıldığı gözlenmektedir. Ulusal devlet olgusunun yok sayıldığı kitap, ‘sivil toplum’ adı altında cemaatleşmenin savunulduğu bir tür magazin kültür bülteni olarak değerlendirilmektedir.

 

            GİRİŞ

            Anayasamıza göre, “Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır.”  (Madde–42). Millî Eğitim Bakanlığı, eğitim materyallerinin hazırlanmasında Anayasa’nın sözü edilen maddesini esas almakla yükümlüdür. 

            Ders kitaplarının yasal dayanaklarından biri,  Millî Eğitim Bakanlığı Ders Kitapları YönetmeliğiDers Kitaplarında Aranacak Nitelikler ile Yayın Evlerinde Aranacak Şartlar, Ders Kitaplarının Hazırlanması, İncelenmesi,  Değerlendirilmesi ve Eğitim Araçlarının Seçimine İlişkin Yönerge’dir (MEB, 1995).  Söz konusu yönergeye göre, ders kitapları, Anayasa ve kanunlara aykırı hususları ve reklam niteliğindeki ögeleri içermez,  temel insan haklarına aykırılık taşımaz; cinsiyet,  ırk,  din, dil,  renk,  siyasi düşünce, felsefi inanç, mezhep vb.  ayrımcılık  içermez. Aynı yönetmelikte, kitapların hazırlanmasında bilimsel ilke ve yöntemlerin esas alınacağı belirtilmektedir.     

            Ders kitapları, 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu’nda yer alan Türk Millî Eğitiminin Genel Amaçlarında belirtilen “Atatürk İnkılap ve İlkelerine ve Anayasada ifadesini bulan Atatürk Milliyetçiliğine bağlı; ailesini,  vatanını,  milletini seven  ve daima  yüceltmeye  çalışan;  insan  haklarına  ve Anayasanın  başlangıcındaki  temel  ilkelere  dayanan  demokratik, laik  ve  sosyal  bir  hukuk  devleti  olan  Türkiye  Cumhuriyeti’ne  karşı  görev  ve  sorumluluklarını  bilen  ve  bunları  davranış  hâline getirmiş  yurttaşlar  olarak  yetiştirme”  maddesine aykırı olarak hazırlanamaz.  

 

Atatürk’ün Vatanla İlgili Sözleri Kitaptan Çıkarıldı

            Eski Sosyal Bilgiler 7. sınıf kitabında Atatürk’ün vatanla ilgili şu sözleri yer almaktadır:  “Yurt toprağı! Sana her şey feda olsun. Kutlu olan sensin. Hepimiz senin için fedaiyiz! Fakat sen Türk milletini ebedî hayatta yaşatmak için feyizli kalacaksın. Türk toprağı! Sen, seni seven Türk milletinin mezarı değilsin. Türk milleti için yaratıcılığını göster. Türkiye halkı, mütevazı millî hudutları içinde bütün medeni insanlar gibi tam mana ve şumuliyle yaşayacaktır.”  (Şenünver vd. 2005: 51). Yeni Sosyal Bilgiler 7 ders  kitabında Atatürk’ün bu sözlerine rastlanmamaktadır (Polat vd., 2007). (Sorumlular, tepki çekmemek için Atatürk’ün konu bütünlüğüyle ilgisi olmayan bazı sözlerine yer vermişlerdir s. 142–145.)

            Eski kitapta, Namık Kemal’in vatan sevgisi ile ilgili duygu ve düşünceleri de ifade edilmiştir: “İnsan vatanını sever. Çünkü Tanrı’nın insana verdiği hediyelerin en değerlisi olan hayat, vatanın havasını teneffüs etmekle başlar.  … Vatan bize kılıcımızın ekmeğidir. Daima kendimize aittir ve daima kendimize ait olmaya devam edecektir. Daime nefsimizden daha fazla sever, nefsimizi onun uğruna feda ederiz.”  (s. 51). Vatan ve hürriyet şairi Namık Kemal’in Vatan makalesinden uyarlanan bu sözleri,  yeni kitapta yayımlanmaya değer bulunmamıştır.

           

            Dil ve Yazım Yanlışları

            Dil ve yazım yönünden kusursuz olması gereken ders kitabında belirlenebilen bazı dil ve yazım yanlışları aşağıda belirtilmiştir. (Düzeltmeler parantez içinde verilmiştir.):

             7. ünite (7 ünite) (s. 9), ilçe de (ilçede) (s. 33), dükkânda (dükkanda -düzeltme işareti aynı sayfada yinelenen sözcüğün birinde kullanılmış, benzer yanlış başka bir sayfada da yapılmıştır-) (s. 40-44), eserleri (eserler) (s. 51),  giydilir (giydirilir) (s. 110), İstiklâl (İstiklal) (s. 119), İstikbâl (İstikbal) (s. 152), Cumhurbaşkanın (Cumhurbaşkanının) (s. 146), müdahele (müdahale) (s. 161).

             Anlatım bozukluğu olan cümlelerden bazı örnekler:  “Bu piramitleri incelediğinizde kadın ve erkek nüfusun yaşam süresindeki ve sayısındaki değişikliklerin sebepleri neler olabilir?”  (s. 37). Bir cümlede ve bağlacı üç kez kullanılmıştır (s. 146).   

            Ders kitaplarında, Türkçe karşılığı olan yabancı sözcüklerin kullanılmaması gerekir. Türkçe karşılığı olduğu hâlde,  Fransızca kökenli illüstrasyon (resimleme) sözcüğünün  kullanılması,  bu kurala yer yer uyulmadığını göstermektedir (s.9).

           

            Topkapı Sarayı, Özel Temizlik Şirketine Emanet

            Ulusal varlıklarımızın bakım ve onarımı görevi artık devlete ait değil! 7. sınıf kitabında, tarihsel ve kültürel zenginliklerimizin devletçe yenilenmemesi olağan bir durum olarak kabul ediliyor: “Bir temizlik firmasının 18 Nisanda başlattığı Topkapı Sarayı Projesi, dâhiyane bir buluş olarak nitelendiriliyor. Kapak üretim firmalarından bir şirket de Gebze’de bulunan Eskihisar Kalesi’ndeki amfi tiyatroyu yenileme projesinin maddi desteğini üstlendi.”  (s. 174). Bu ifadeler, kitapta sıkça söz edilen millî egemenliğin şirketlere devredilmesinden başka bir anlam taşımamaktadır.

           

            İlköğretim Zorunlu Değil!

            Ders kitabı, ilköğretimi zorunlu eğitim kapsamı dışında değerlendirmektedir: “12  yaşındaki Lale Ertürk, geçen yıl beşinci sınıftan altıncı sınıfa geçti. Ailesi maddi imkânsızlıklardan dolayı onu okuldan alıp tarlada çalıştırmaya başlar. Bu kararla birlikte Lale’nin öğretmen olma hayali de sona erdi.”  (s. 38). Haberin devamında ilçe kaymakamının aileyi ikna ettiği belirtilmektedir.

             Anayasa’nın 42. maddesine göre ilköğretim zorunlu ve devlet okullarında parasızdır. 222 Sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu’nun 52., 53., 55., 56., 57. ve  58.   maddeleriyle, okula devam-takip konusuna  açıklık getirilmiş, devam zorunluluğuna uymayanlar hakkında yapılacak işlemler tek tek sıralanmıştır. Bu maddelere göre, Lale’nin devamsızlık hakkı bulunmamakta, devamsızlık durumunda ailesinin para ve hapis cezasıyla cezalandırılmasını gerektiren  adli işlem yapılması gerekmektedir. Söz konusu yasanın 59. maddesine göre “İlköğrenim çağında olup da mecburi ilköğretim kurumlarına devam etmeyenler, hiçbir resmî ve özel iş yerinde veya her ne surette olursa olsun çalışmayı gerektiren başka yerlerde ücretli veya ücretsiz çalıştırılamazlar.”   Bu durumda Lale’nin okula gitmeme ya da öğrenimini yarıda kesip tarlada çalışması,  yasal açıdan olanaksızdır. İlköğretimde devamsızlık suçtur ve ders kitabında suç işleme özgürlüğü açık bir biçimde savunulmaktadır.

           

            Beyin Göçüne Destek!

            Kitap, beyin göçünü olağan karşılıyor: “Yurt dışına çıkışların bir sebebi de eğitimdir. Eğitim amaçlı yurt dışına giden gençlerin bir kısmı gittikleri ülkelere yerleşmektedirler. Yetişmiş insan gücü hareketi olarak değerlendirilen beyin göçü Anayasa’da sınırlandırılmasına rağmen tartışılan bir konudur. … Yerleşme ve seyahat özgürlüğünün yasal düzenlemelerle sınırlandırılmasını nasıl değerlendirirsiniz?”  (s. 46-47). Öğrencilere, beyin göçünün nedenleri, göç edenlere ve ülkemize etkilerini tartışma ödevi verilse de göç olgusuna karşı net bir tutum alınmıyor.

           

            SSK’li Öğretmenler Yok Sayılmış

            Ülkemizde Nüfus ünitesinde SSK şöyle tanımlanmaktadır: “Özel işletme, kuruluş ve fabrikalarda çalışanların ve bunların bakmakla yükümlü oldukları kişilerin sosyal güvenliklerini sağlayan kuruluştur.”  (s. 41). Bu tanım yetersizdir. Çünkü SSK sadece özel işletme ya da kuruluşlarda çalışanlara değil, kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapan devlet memurlarına da hizmet vermektedir. 657/4-B kapsamında çalışan sözleşmeli öğretmen, memur vb. kamu çalışanlarının tamamı SSK’lidir. 

            Öğretmen Abdullah İlköğretim Okulu

            Ders kitaplarında kullanılan özel adların seçimine özen gösterilmesi gerekir. Adların Türkçe kökenli olması, eğitici  ve bilimsel içerikte olması beklenir. Ülkemizdeki okul adlarının büyük bölümünün ulusal nitelik taşıdığı bilinmektedir. Türkiye’de Atatürk, Cumhuriyet, İstiklal, Kurtuluş vb. adlarda yüzlerce okul bulunmaktadır. Bu durum doğal olarak ders kitaplarına da yansımıştır. Kitapları ulusal içerikten arındırma sürecinden okul adları bile etkilenmiştir. 7. sınıf Sosyal Bilgiler kitabında Atatürk İlköğretim Okulu yerine Öğretmen Abdullah İlköğretim Okulu yeğlenmiştir (s. 148). Başka bir sayfada da İstikbâl İlköğretim Okulundan söz edilmektedir (s. 152). (İstikbal adında düzeltme işareti kullanılmaması gerekirdi.)

           ABD ve AB Karşısında Esas Duruş!

            ABD, Türkiye’nin “AB planlarını bozan” zehirli varilleri TV kanallarında gündeme getiriyor: “Tuzla’da ortaya çıkan zehirli variller… dünya medyasında da yer aldı. Bir Amerikan TV kanalı bu durumun Türkiye’nin Avrupa Birliği planlarını bozacağını iddia etti. … Avrupa Birliği’ne üye ülkelerin çevreyi koruma konusundaki ölçütlerini söyleyiniz. … Tuzla’daki variller AB yolunda engel.”  (s. 149). Bu ifadelere göre AB ülkemizin yararına bir kuruluştur ve ABD bu kuruluşa üyeliğimizi desteklemektedir. Yıkıcı ve bölücü faaliyetlerin odağı olan ABD ile AB’nin bu kadar açık savunulması, kitapların güncel politik çekişmelerin aracı olduğunu göstermektedir. Açık ya da örtük iletiler yoluyla emperyalizm kurtarıcı olarak sunulunca, ulusal devletin kitaplardan da tasfiye edilmesi kaçınılmaz hâle geliyor.

           

            Parasız Eğitime Darüşşafaka Örneği!

            Kitabın parasız eğitim modeli, Darüşşafaka Eğitim Kurumlarıdır: “Darüşşafaka Eğitim Kurumları, Anayasa’mızın Eğitim ve Öğretim Hakkı ve Ödevi ile ilgili maddesine güzel bir örnektir.  … Okul, tüm faaliyetlerini devlet bütçesinden hiçbir yardım almaksızın hayırseverlerin bağışları ve bu bağışlardan oluşan taşınmazların gelirleri ile yürütmektedir.”  (s. 39).  (Bu bilginin hemen üstünde Anayasa’nın parasız eğitimle ilgili 42. maddesi yer almaktadır.)

            Kitapta parasız eğitim hakkına en iyi örnek olabilecek okullardan hiç söz edilmemektedir. Bunların başında kuşkusuz Yatılı İlköğretim Bölge Okulları (YİBO),  Pansiyonlu İlköğretim Okulları (PİO) vb. gelmektedir. Öğrencilerin barınma, beslenme, giyim ve kırtasiye giderlerinin devletçe karşılandığı YİBO vb. okullar dururken hayır kurumlarınca desteklenen okulları öne çıkarmanın, kamu bilincini geliştirmeyeceği açıktır.

            Sosyal devletin tasfiyesi kitapta başarı olarak sunulmaktadır: “Millî Eğitim Bakanlığınca yürütülen projelerden birisi de Temel Eğitime Destek Projesi’dir. Projeye devletin katkısının yanında gönüllü bağışlar da vardır.”  (s. 38). Devlet Vatandaş El Ele konusunda, ‘proje’ kapsamında hayırseverlerce yapıldığı ifade edilen okul ve dersliklere ilişkin bazı sayısal bilgiler işlenmektedir. Proje kavramı‘sivil toplum’culuğun buluşudur ve millî bir içeriğe sahip değildir. MEB’in yürüttüğü bir çalışma devletin çalışması olduğuna göre, devletin katkısı ifadesi, yanlıştır. Katkı, olsa olsa başka biri tarafından yürütülen çalışmaya destek niteliğinde olabilir.

            Devletin temel görevlerinin hayırseverlere devredildiği kitaptan bazı bölümler: “Millî Eğitim Bakanı,  … 50 bin 187 dersliğin ise vatandaşların katkısıyla yaptırıldığını belirtti.   Emekli maaşıyla okul yaptırdı. …Devlet kurumlarıyla vatandaş katkılarının birleşmesi, ülkemizin çağdaş eğitim kurumlarının sayısını ve niteliğini artıracaktır.” (s. 38-39).

             Gecekonduların Üzerine Buldozer

            Sanayinin ihtiyaç duyduğu ucuz işgücüne barınma olanağı sağlayan ve bir zamanlar devletin göz yumduğu gecekondular da hedef tahtasında: “…kentlerin çevresinde gecekondu mahalleleri kurulmuştur. İzinsiz ve kalitesiz yapılaşma, kentlerde işsizlik, olumsuz koşullarda yaşam gibi sosyal sorunların yanında bazı belediye hizmetlerinin yetersiz kalmasına neden olmuştur (s. 45). “Hazine veya özel arazilere imar planına aykırı olarak izinsiz inşa edilen yapılara kaçak yapı denir.”  (s. 46).  Benzer bir tutuma 6. sınıf ders kitabında da rastlanmaktadır.  6.  sınıf Sosyal Bilgiler ders kitabında, Ankara Büyükşehir Belediyesinin gecekonduları yıktırmasına destek verilmiştir: “Ankara Belediyesi tapusu olmayan gecekonduların yıkılacağını duyurarak burada oturanların evleri iki ay içerisinde  boşaltmalarını istedi. …Ancak tapusu  ve yerleşme izni olmayan yerlere ev yapılırsa sonunda böyle üzücü olaylar olabilir. …Evlerini yaparken hak ve özgürlüklere dikkat etmedikleri için sorunlarla karşı karşıya kalmışlar.”  (Genç vd., 2006: 24;  Canerik,  2007: 50).

              Prenses Diana’nın Paparazzileri

                  Kitle iletişim özgürlüğü ile özel yaşamın gizliliği arasındaki bağlantının değerlendirilmesi amacıyla, Prenses Diana’yla ilgili habere yer veriliyor: “Korkunç İddia. Bir grup paparazzinin, hurdaya dönen araçta can çekişen Diana’nın fotoğraflarını çekip kaçtıkları ve 1 milyon dolara pazarladıkları iddiası şok yarattı.”  (s. 23). Paparazzilere yönelik tepkilerin yer aldığı haberde, “Diana’nın can çekişirken çekilmiş kanlı görüntüleri”ne de yer verilmiştir. Kitle iletişim özgürlüğünün kötüye kullanıldığını kanıtlamak için seçilen örnek, 7. sınıf öğrencisinin yaş grubu da dikkate alındığında, dehşet verici ve magazin ağırlıklıdır. Örneklerin daha eğitici olması ve eğitimbilim ilkeleriyle çelişmemesi gerekir.   

           Ülkemizde Nüfus ünitesinin hazırlık bölümünde2000 yılı sayım sonuçlarına dayanılarak şehir-köy nüfusu verilmektedir. Bu bilgiden sonra öğrenciye şu soru yöneltilmektedir: “Bu duruma göre ülkemizin nüfusu hakkında neler söyleyebilirsiniz?”  (s. 31). Sayısal bilgiler şehir ve köylerde yaşayan nüfusla sınırlı olduğu için öğrenciye nüfus dağılımı ile ilgili soru sorulması gerekirdi.   

           Millî Birlik ve Bütünlüğe Soros Tırpanı

            Eski Sosyal Bilgiler  kitabında Türkiye’nin Stratejik Durumu; Türkiye’nin Jeopolitik Yeri ve Önemi, İç Tehdit, Dış Tehdit  ve  Yurt Sevgisi başlıkları altında işlenmektedir (Şenünver vd., 2005: 47-52).  Söz konusu kitapta, yukarıda belirtilen konulara altı sayfa yer verilmiştir. Türkiye’nin karşılaştığı iç ve dış tehlikelere açıklık getirilen kitapta şu ifadeler dikkat çekmektedir:

             “… Toplumda ayrılıklar yaratılarak bir ülkenin parçalanması, yıkılması hedef alınıyorsa buna iç tehdit denir. Ülkemize göz diken bazı devletler, … bizi içten yıkmayı ve bölmeyi amaçlamaktadırlar. … Atalarımızın kanlarıyla sulanmış, Büyük Atatürk’ün bizlere emanet ettiği bu cennet vatanımızı, her türlü iç tehdide karşı korumak, ulusal birlik ve beraberliğimizi sağlamakla mümkün olur.” (s. 49).

            “Bu devletlerin bazıları Türkiye’yi doğrudan saldırılarla ele geçiremeyeceklerini bilmektedirler. Bunun için de bölücü örgütleri destekleyerek ülkemizi bölmeyi, parçalamayı ve rejimimizi yıkmaya çalışmaktadırlar. … Ülkemizi tehdit eden bir başka husus da hızlı kalkınma ve çağdaşlaşma çabalarımızın dost görünen bazı ülkelerce engellenmesidir. İşte bunlar gibi, her türlü yıkıcı ve bölücü tehditleri yok etmek için, milletçe yılmadan çalışarak güçlü olmak zorundayız. Çünkü dış tehdit unsurları Türk gençliğini, aydınlarımızı ve ülkenin hassas yönlerini hedef almakta, ülkemizi silah ve uyuşturucu pazarı olarak kullanmak istemektedirler. … Milletimiz bunları ulusal birlik ve beraberliği sayesinde aşacak güce sahiptir.” (s. 50).

            “Yurdumuzu korumak için canlarını veren, kanlarını akıtan atalarımız bu topraklarda yatmaktadır. … Atalarımız,  yaşadığımız bu toprakların Türk yurdu olması için savaşmışlar, canlarını seve seve feda etmişlerdir. … Yurt topraklarının korunması ve savunulması her Türk gencinin ulusal görevidir.”  (s. 50).

            Yukarıda kısaca özetlenen bölüm yeni kitapta yer almamaktadır. Bu ve benzeri bölümlerin çıkarılmasında Soros’un finanse ettiği Ders kitaplarında İnsan Hakları  ‘proje’ raporlarında dile getirilen görüş ve önerilerin etkili olduğu düşünülmektedir. Söz konusu raporlarda, ders kitaplarında geçen  Türk milleti kavramı, vatan için ölmek, millî birlik ve beraberlik vb. kavramlar suç  kapsamında değerlendirilmiştir. Soros’un ‘proje’si  Eğitim-Sen,  Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik ile dönemin Talim Terbiye Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ziya Selçuk  tarafından desteklenmiştir (Tarih Vakfı, 2003 a:  Prof Dr. Engin Bermek’in ‘Önsöz’ü; Tarih Vakfı 2003 b: Orhan Silier’in ‘Önsöz’ü).

           Ermenilerle İlgili Bölüm Çıkarıldı

            Eski kitapta Kafkasya Cephesi ve Ermeni Tehcirine toplam altı sayfa yer verilmiştir (s. 134–140). Sözde soykırıma karşı haklılığımızın savunulduğu kitapta, tehcir sırasında Ermenilerin zarar görmemesi için gerekli önlemlerin alındığı ifade edilmektedir. Söz konusu kitapta ayrıca sözde soykırım iddialarıyla uluslar arası alanda Türkiye Cumhuriyeti devletinin mahkûm ettirilerek hukuki ve siyasi yaptırımlarla karşı karşıya bırakılmak istendiğine de dikkat çekilmektedir. Yeni kitapta, sözü edilen konuya hiç yer verilmemiştir. Ermenilerin Türkleri hedef alan saldırıları  5. sınıf Sosyal Bilgiler kitabından da çıkarılmıştır (Karagöz vd., 2007). Ermeni saldırıları, eski 5. sınıf Sosyal Bilgiler ders kitaplarında geniş yer tutmuştur (Şenünver vd., 2004: 40, 41;  Şahin vd., 2003: 39, 40).                                   

           Vakıf ve ‘Hayrat’ Enflasyonu

            Kitapların bilimsel içerikte hazırlanması, olay ve olguların bilimsel temellere dayandırılması yasal bir zorunluluktur. Millî Eğitim Temel Kanunu’nun Genel Amaçlarında, Türk milletinin bütün fertlerinin hür ve bilimsel düşünme gücüne sahip, yaratıcı ve verimli kişiler olarak yetiştirilmesinin amaçlandığı belirtilmektedir (Madde–2). Türkiye Cumhuriyeti laik ve sosyal bir hukuk devletidir. Devletin bu nitelikleri, değiştirilmesi bile teklif edilmeyen, Anayasanın ilk üç maddesinde de açıkça belirtilmiştir. Kitapta, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin temel niteliklerine aykırı bir sivil toplum modeli savunulmaktadır.

             İncelenen kitapta bilimsel esasların sıklıkla göz ardı edildiği ve kadercilik, çaresizlik, yoksulluk vb. duyguların işlendiği gözlenmektedir: “…bağışlayıcı olan Allahu Teâlâ’nın huzurunda ameli güzel ve makbul olup mükâfatı sayılamayacak kadar çok olsun, dünya üzüntülerinden korunsun ve muhafaza edilsin.”  (s. 106). Kanuni Sultan Süleyman’ın bu sözleri ile ilgili olarak öğrenciye bir de soru yöneltiliyor: “…Kanuni’nin… dua etmesinden hangi sonuçları çıkarabilirsiniz?” (s. 106). “Bütün duaları kabul edici ulu Tanrı  … hayır ile mükâfatlandırsın.”  (s. 111).

            Kitapta sosyal devlete seçenek olarak vakıf, dernek vb. kuruluşlarla somutlanan sivil toplum modeli sunulmaktadır. Ders kitabında, devletin asli görevlerinin ‘yük’ olduğu öne sürülmektedir:   “Vakıflar, toplumsal dayanışma ile devletin yükünün azalmasına eşsiz bir örnektir.”  (s. 108). Bu ‘yük’; sağlık, eğitim, kültür, barınma ve beslenme biçiminde tanımlanmaktadır (s.38, 39, 107,108, 109 vd.). Sosyal devletin yükümlülükleri yerine vakıflarca yürütülen ‘hayır’ hizmetleri öne çıkarılmaktadır: “Hayır Hizmetleri: Sıcak Yemek ve Muhtaç Maaşı. … Bir zamanlar bazı vakıflarda düşkünler, kimsesizler ve kara sevdalıların bile kalabilecekleri vakıf odaları bulunmaktaydı. Yandaki temsilî resim, kara sevdalıların kaldığı odaya bir örnektir.” (s. 107).

            Bir kısmı öğrencilerin hayallerinde kurulduğu belirtilen ilginç vakıflardan bazıları: Bahçesinden İzledim Hayallerim Vakfı, Alzheimer Vakfı,  Abdullah Ağa Vakfı, Mürselli İbrahim Ağa Vakfı, Mustafa Ağa Bin Mustafa, Saliha Hatun Binti Selahaddin Pehlivan, İsrafı Önleme Vakfı (s. 108-109).

             Sivil Toplum Diktası

            Küreselleşme sürecinde en çok kullanılan kavramlardan biri de Sivil toplumdur. Sivil toplum, emperyalizmin buluşudur. Emperyalizmin ulusal devletleri parçalama stratejisinde kilit rol oynayan bu kavram,  ders kitabının anahtar kavramıdır. Kitap sivil toplumculuğu kutsamakta ve olağanüstü işlevler yüklemektedir. Ulusal devletin görev ve yükümlülüklerinin sivil toplum örgütlerine devredildiği kitapta ‘sivil’lerin çözemediği sorun yok gibi: Çevre Yasası (s. 148-149-150-151), çoktan seçmeli bir soruda çeldirici olarak (s. 155),  küresel sorunlar (s. 157), küresel ısınmanın boyutları (s. 168-170-171),  küresel ısınma önerileri (s. 171), ünite değerlendirmesinde (s. 177).

           Meslek Seçiminde Ölçüt: Kazanç!

            7. sınıf öğrencisi meslek seçiminde ‘kazanç’ vb. piyasa kavramlarıyla tanıştırılmaktadır. Mesleğimi Nasıl Seçmeliyim? konu başlığı altında şu düşünce ve öneriler savunulmaktadır: “Seçilen meslek insanın kazancında, toplum içindeki konumunda ve yaşam biçiminde belirleyici rol oynar.  … Mesleğin kazancı nasıl, meslek gelecekte önemini korumaya devam edecek mi?” (s. 114). Meslek seçiminde, ülkenin gereksinimleri ve halka hizmet duygusundan hiç söz edilmemektedir.

          Sonuç ve Öneriler

·        Sosyal Bilgiler 7. sınıf ders kitabı,  Türkiye Cumhuriyeti’nin, Anayasa’nın ilk üç maddesinde tanımlanan ve değiştirilmesi teklif bile edilemeyen niteliklerine aykırılıklar taşımaktadır (sosyal devlet yerine sivil toplumculuk, zaviye vb. ortaçağ kurumlarının savunulması s. 111).

·        Kitabın hazırlanmasında,  2004 AB İlerleme Raporu’nun etkili olduğu değerlendirilmektedir. (Söz konusu raporda, Türkiye, ders kitaplarının içeriğinden dolayı suçlanmıştır.)  

·        Kitabın,  Soros’un Ders Kitaplarında İnsan Hakları: Tarama Sonuçları ve Ders Kitaplarında İnsan Hakları: İnsan Haklarına Duyarlı Ders Kitapları İçin ‘proje’lerinde somutlanan dayatmaların gölgesinde hazırlandığı değerlendirilmektedir.

·        1739 Sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu’nun 2. maddesine aykırı olarak bilim dışı ifadelere yer verilmesi, kitabı bilimsel yönden tartışılır hâle getirmektedir.

·          7. sınıf kitabı, bir tür kozmopolit kültür bültenidir.  Magazin kültürünün açık ya da örtük iletiler yoluyla işlendiği kitabın, vatandaşlık bilincinin aktarımı ve ulusal kültürün işlenmesi açısından yetersiz olduğu düşünülmektedir.

·        Dil, anlatım ve yazım yanlışlarının yer aldığı kitap, Türkçe öğretimine zarar vermektedir.

·        Millî Eğitim Bakanlığı, kitabın onayını iptal etmelidir.

 

              Kaynakça

            Canerik, Hüseyin. (2007). Sosyal Bilgiler 6. Sınıf Ders ve Öğretmen Kılavuz Kitapları. Bilim ve Ütopya, Ağustos 2007, Sayı: 158, Yıl: 14.

Genç, E., Polat, M.M., Başol, S., Kaya, N., Azer, H., Gökçe, S.,  Koyuncu, M., Gök, A., Yıldız, A., Yılmaz, D., Özcan, A. (2006). İlköğretim Sosyal Bilgiler 6 Ders Kitabı (1. Baskı). MEB Devlet Kitapları.

            Karagöz, D., Tekerek, M.,  Kaya, N., Azer, H.,  Alıç, M. D.,  Yılbat, B.,  Koyuncu,  M. Ulusoy, K. (2007 ). İlköğretim  Sosyal  Bilgiler  5   Ders  Kitabı.  İstanbul:  Devlet Kitapları (Feza Gazetecilik A.Ş). 3.  Baskı.

            MEB. (1995). Millî Eğitim Bakanlığı Ders Kitapları ve Eğitim Araçları Yönetmeliği. Resmî Gazete (RG), 29.05.1995, Sayı: 22297. Değişik: 17.03.2004/ 25405 RG.

            Polat, Mecit Mümin., Kaya, Niyazi., Koyuncu, Miyase., Özcan, Adem. (2007). Sosyal Bilgiler 7  Ders Kitabı (Birinci Baskı). İstanbul: MEB Devlet Kitapları.

            Şahin, Prof. Dr. C.,Yamanlar, E., Göze, H. (2003). İlköğretim Sosyal Bilgiler 5. İstanbul: Ders Kitapları A.Ş.

Şenünver, G., Karabulut, Dr. E., Kesim, H. S., Turgut, R., Ercan, N., Küçükbaycan, M., Uslu, H., Akay, A. (2004). Sosyal Bilgiler 5. İstanbul: Millî Eğitim Basımevi.

            Şenünver, G.; Karabulut, Dr. E.; Kesim, H. S.; Turgut, R.; Ercan, N.; Küçükbaycan, M.; Uslu, H.; Akay, A. (2005).  Sosyal Bilgiler 7.  İstanbul: MEB Devlet Kitapları Müdürlüğü (Üçüncü Baskı).

            Tarih Vakfı. (2003 a). Ders Kitaplarında İnsan Hakları: İnsan Haklarına Duyarlı Ders Kitapları  İçin. (1. Baskı.) İstanbul: Tarih Vakfı Yayınları.

            Tarih Vakfı. (2003 b). Ders Kitaplarında İnsan Hakları: Tarama Sonuçları. (1. Baskı.) İstanbul: Tarih Vakfı Yayınları.

 

 

 

 

  • Related Posts

    AMASYA GÜMÜŞHACIKÖY BEDEN KÖYÜNDE BİR DERSİM SÜRGÜNÜ: PÜLÜMÜR SALÖRDEK KÖYÜNDEN KEKO AHMET OĞLU HÜSEYİN ASLAN

    Hüseyin Aslan (1928-1974). Fotoğraf: Ali Rıza Aslan arşivi   Keko oğlu Ali’nin dillere destan malvarlığının, bir ailenin, daha doğrusu bir köyün kaderinde oynayabileceği rol kimsenin aklına gelmemişti. Ali Arslan (Aliye…

    PÜLÜMÜR AKDİK ŞİHAN KÖYÜNÜN ÜNLÜ FUTBOLCUSU MUSA PEKİN

    Musa Pekin, Kahramanmaraşspor formasıyla.   Pülümür Vadisi’nin batısında yükselen toprak damlı evler… Usta ellerin işlediği kesme taş yapılar. Tek ya da iki katlı evler, zorluklarla mücadele eden bir kuşağın ürünü.…

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Kaçırdıkların

    PÜLÜMÜR MEZRA KÖYÜ PİŞİ DERESİ KIYISINDA ULU BİR CEVİZ  AĞACI

    • Kasım 19, 2024
    • 13 views
    PÜLÜMÜR MEZRA KÖYÜ PİŞİ DERESİ  KIYISINDA ULU BİR CEVİZ  AĞACI

    PÜLÜMÜR EFEAĞILI KÖYÜNDE  HÜSEYİN (ALİ) ŞANLI’NIN  110 YAŞINDAKİ EVİNDEN ARTAKALANLAR

    • Kasım 5, 2024
    • 40 views
    PÜLÜMÜR EFEAĞILI KÖYÜNDE  HÜSEYİN (ALİ) ŞANLI’NIN  110 YAŞINDAKİ EVİNDEN ARTAKALANLAR

    ORTAOKUL FOTOĞRAFLARIMIZ

    • Ekim 30, 2024
    • 1422 views
    ORTAOKUL FOTOĞRAFLARIMIZ

    PÜLÜMÜR  KOVUKLU AZGULERE’DEKİ   KOÇ BAŞLI MEZARLARA NE OLDU?

    • Ekim 24, 2024
    • 55 views
    PÜLÜMÜR  KOVUKLU AZGULERE’DEKİ   KOÇ BAŞLI MEZARLARA NE OLDU?

    PÜLÜMÜR MEZRA KÖYÜNDE BEYCELİ  BİR GELİN: GÜLÜZAR FIRAT

    • Ekim 11, 2024
    • 94 views
    PÜLÜMÜR MEZRA KÖYÜNDE BEYCELİ  BİR GELİN: GÜLÜZAR FIRAT

    SORU VE YANITLARLA NARİN GÜRAN CİNAYETİ

    • Ekim 8, 2024
    • 51 views
    SORU VE YANITLARLA NARİN GÜRAN CİNAYETİ