Öğrenim belgesi yerine kullanılan sertifika, Fransızca kökenli bir sözcük. Söz konusu sözcüğün kullanımı, özellikle son yıllarda oldukça yaygınlaştı. İş yeri açmayı düşünüyorsanız, hijyen sertifikasına sahip olmalısınız. Sertifikanız yoksa, çocuklara halk oyunları kursu vermeyi aklınızdan bile geçirmeyin. Çocuğunuzu traş etmeye karar vermeden önce elinize makası değil, sertifikayı almalısınız. Sertifika yoksa, makas kesmez!
Sertifikanın araç olmaktan çıkarılarak amaç hâline getirilmesi, bazen trajik sonuçlara yol açabilir. Sözgelimi iş olsun diye açılan ilk kurtarma kursunun sertifika tutkunu kursiyerleri, boğulmalara neden olabilir. Çünkü sertifikanın kulaç attığına henüz tanık olunmamıştır. Yangınlara müdahale için açılan göstermelik bir kursu tamamlayanlar, binaları alev topuna çevirebilir. Sertifika, ateşle oksijenin bağını kesemez.
Çürüyen sistem, yüceltmek istediği beceriksiz insanları sertifikalara boğar. Fuzuli işlerde görevlendirilen bu insanlara verilen sertifikalar; görevde yükselme, dolgun maaş vb. durumlarda işe yarayabilir.
Yetenek ve birikim züğürtlerinin, sertifikalarla övünerek ömür tüketmeleri, âdeta olağan bir kamu görevi sayılmaktadır. Onları mutlu edecek yaratıcı bir eylem ya da davranış olmadığından, tek övünç kaynakları, üstlerinden aldıkları sertifikalardır.
1993 yılında Erzincan’ın merkez köylerinden birine belde statüsü verilmişti. O tarihe kadar muhtarını seçen köylüler, belediye başkanını seçmeye hazırlanıyordu. Erzincan TV, yeni beldenin belediye başkan adaylarını canlı yayına davet etmişti. Adayların tamamı takım elbiseli ve kravatlıydı.
Adaylar birbirlerine karşı saygılı ve nazikti. Yeni belde olan köye getirecekleri yenilikler hakkında seçmenlerini bilgilendirdiler. Adaylardan biri diğer adaylardan daha eğitimli olduğunu kanıtlamak amacıyla sahip olduğu sertifikaları gururla göstermişti. Tamamı tarım ya da hayvancılıkla ilgili olan belgelerden sadece Arıcılık Sertifikası aklımda kaldı. O gün, belge zengini adayın ağzından, arılarının halis Kafkas ırkından olduğunu ve kimseyi sokmadığını da öğrenmiştim.
Sertifikalara halkın ne kadar itibar ettiği bilinmemekle birlikte terfilerin vazgeçilmez ögeleri oldukları bir gerçek. Millî Eğitim Bakanlığının açtığı kursların adına bile bakmadan başvuran çok sayıda eğitimcimizin varlığıyla övünmeli miyiz, bilinmez. Halk Eğitimi Müdürlüklerinin açtığı kurslar için de aynı şey söylenebilir.
Kalorifercilik,
Anne-baba,
İlk yardım,
Sürücü eğitimi,
Arıcılık,
Sivil savunma,
Hızlı okuma
Liste uzayıp gidiyor. Öğretmenimiz kursa katılıyor, belgesini çerçeveletip odasına asıyor. Okulda küçük bir yaralanma olayında akla ilk gelen, ilk yardım kursuna giden öğretmen oluyor. O da ne, öğretmen basit pansuman bilgisinden bile yoksun. Yaralıya müdahale konusundaki deneyimi sıradan birinden fazla değil. MEBBİS’teki kayıtlara göre ilk yardım eğitimi aldığı belgelenen öğretmenin bilgi ve deneyimi sertifika hapsinden kurtulamıyor.
Duvarı süsleyen çerçevedeki İlk Yardım Sertifikasının yaldızı dökülüyor! Arıcılık kursuna katılan kişiye arı bakımı konusunda bir şey sormayın, arılar sokar! Arının iğnesi canınızı yaktığında, soluğu, ilk yardım kursu alan meslektaşınızın yanında almayın. Onun bu konudaki bilgisi, arıcı Mehmet amcadan daha fazla değil.
Hızlı okuma kursuna katılanlara ne demeli? Genelde ücretli olan bu kurslara katılanlardan, hızlı okumaları ve okuduklarını anlamaları beklenir. Ne var ki size okuma hızınızı artıracağı konusunda güvence verilen kurslardan sonra sonuç değişmez. İlkokulda kazandığınız ve zamanla geliştirdiğiniz okuma hızı, kursa rağmen değişmez.
Anne baba eğitimine katılıyorsunuz. İyi anne ya da baba olmak için günlerce süren bir eğitimi göze alıyorsunuz. Eğitimciler, örnek sorunlar karşısında geliştirilen çözümlerin mutlak doğru olduğunu savunuyor. O kurslarda size her sorunun kendine özgü bir çözümünün olduğu konusu öğretilmiyor.
Yetkililere sayısal veri sağlamak amacıyla yapıldığı düşünülen bazı kurslar zaman, kaynak ve emek israfına yol açıyor:
Hızlı okuma kursu, okuma hızınızı arttırmıyor.
Kalorifercilik belgesi, musluk değiştirme becerinizi bile geliştirmiyor.
Arıcılık sertifikası, bal üretiminize herhangi bir katkı sunmuyor.
Anne-baba eğitimi, evdeki sorunları aşmanıza yardımcı olmuyor.
İlk yardım belgesi, basit yaralamalara müdahale deneyimi kazandırmıyor.
Hepimiz sormalıyız:
Duvardaki sertifikalar ne işe yarayacak?