Pülümür Kırmızıköprü… 1959 yılında Danzik’ten (Dereboyu) nahiye statüsünü devralmış. 1965 yılında, aydınları, ortaokul açılması için Ankara’nın yolunu tutmuş. 1965’te, Dereboyu, Beğendik, Beyce, Boğalı, Çakırkaya, Çatalkaya, Dağbek, Doğanköy, Efeağılı, Gökçekonak, Kabadal, Kadısırtı, Kalıntaş, Kangallı, Karagöz, Kaymaztepe, Kırmızıköprü, Kocatepe, Kovuklu, Mezra, Sağlamtaş, Salördek, Sarıbudak, Turluk ve Uzunevler’de toplam 7 bin 33 kişi yaşamış.
1970’li yıllarda altın dönemini yaşamış. Tarım Kredi Kooperatifi, Kırmızıköprü Ortaokulu, Sağlık Ocağı, Salördek İlkokulu, PTT, Jandarma Takım Komutanlığı gibi resmî kurumlara ev sahipliği yapmış… Bağlı köylerdeki ilkokul öğrencileri, 23 Nisan sevincini Kırmızıköprü’de paylaşmış.
25 köy ve çok sayıda mezradan köylüler akmış Kırmızıköprü’ye. Kırmızıköprülü esnaf ve zanaatkârlardan Ali Pekin’in, Ahmet Yaman’ın, Dursun Ateş-Kekil Yıldız’ın, Hıdır Yaman’ın, Hüseyin Susam’ın, Musa Doğru’nun, Ali Yıldız’ın, Ali Dikme’nin, Kamer (Ahmet) Fırat’ın, Hasan Satık’ın, Kamber Canerik’in, Hıdır Fırat’ın (Ahmet Çavuş), Yusuf Yıldırım’ın, Hıdır Aslan‘ın, Hüseyin Erginoğlu’nun, Hıdır Canerik’in, Kamer Güler’in, Mustafa Fırat’ın, Hasan Yaman’ın, Ali Şahin’in, Halil Pekin’in, İbrahim Cömert’in, Ahmet Çelik’in, Veli Çınar’ın, Hasan Şahin‘in, Musa Aslan’ın, Ali Aslan’ın, Hasan Doğan’ın (Müdür Bey), Ahmet (Binali) Güler’in, Süleyman Pekin’in kapısını çalmış.
Birkaç çuval un ya da şeker yüklemiş katırına bazıları.
Mustafa Fırat’ın Halk Lokantasında kaşıklanan sabah çorbasının tadı damağında kalmış bazılarının.
Yıldırım Lokantasında kuru fasulye ve pilavla karın doyuranlar, Yusuf Yıldırım’ın ince esprileriyle kahkaha atmış.
Oyun masasından kalkamayanlardan, Hüseyin Erginoğlu’nun Erenler Çayevi, Bakkalı ve Otelinde konaklayanlar olmuş.
Ahmet Yaman’dan aldığı kumaşı, eşine bir an önce vermek için sabırsızlanan delikanlılardan, elde baston, çeşitli kentlerin kenar semtlerinde ömür tüketenlere rastlayan olmuş mudur, bilinmez.
Aradan yıllar geçmiş. Önce nahiye statüsüne son verilmiş. Ardından Tarım Kredi Kooperatifi, Sağlık Ocağı, Salördek İlkokulu, Kırmızıköprü Ortaokulu ve PTT’nin kapısına kilit vurulmuş. Köylüler yurdun dört bir yanına savrulmuş. Bakkallar, kahvehaneler, lokantalar, oteller birer birer kepenk indirmiş.
Namuslu aydın birikiminin çoğunu çarpık kentlere kaptırmış.
2017 yılında, utanç verici bir biçimde ortaokulu yerle bir edilmiş.
Haritacılar masa başında sınırlarını yeniden belirlemiş. Nahiye, Mezra ve Gökçekonak köyleri arasında bölüşüldükten sonra resmen ortadan kalkmış. Resmî kayıtlara göre, Kırmızıköprü adında bir yer yok! Tunceli-Pülümür kara yolundan geçenlerin dikkatini çeken bir tabelada adı yaşatılıyor şimdi. Kırmızıköprü Jandarma Komutanlığı, adını koruyarak, nahiyeyle olan bağlarını koparmamış.
26 Haziran’da, saat 20.16’da Kırmızıköprü’ye doğru yol alıyoruz. Gün kararmaya başlıyor. Mezra Köyü Mezarlığından, Kırmızıköprü Ortaokulundaki utanç yıkıntılarının yanına vardığımızda saatlerimiz 20.25’i gösteriyor. 1984 yılında elektriğe kavuşan bu küçük yerleşim birimini aydınlatan sokak lambaları sinek istilasına uğramış durumda. Ezel Kafe ve Dilek Market son müşterilerini uğurluyor. Ranta kurban edilen Pülümür Çayı’nın sesine kulak veriyoruz. Kırmızıköprü sakinleri, sıcak bir yaz akşamında, balkonlarda son çaylarını yudumluyor.
Bir zamanların coşku dolu nahiyesi, terk edilmişliğin acısını iliklerinde hissediyor.
(Pülümür Kırmızıköprü, 3 Temmuz 2021)