Bu yazı, Öğretmen Dünyası’nın Temmuz 2006 tarihli 319. sayısında yayımlanmıştır.
ÖZET
Millî Eğitim Bakanlığı, Okul-Aile Birliği Yönetmeliği’ni değiştirdi. Yeni yönetmelikle, aile birliklerine, okulların yapım, onarım, araç-gereç vb. ihtiyaçlarını karşılama, il ve ilçe millî eğitim müdürlüklerinin bütçelerine katkıda bulunma yükümlülüğü getirilmiştir. Aile birliklerini, birer ticarî işletmeye çevirmeyi amaçlayan yönetmelikle, okullar çıkar çatışmalarının ve mafya hesaplaşmalarının odağı yapılmaktadır. Okulların ‘sivil toplum’ örgütleriyle ilişki kurmaları, eğitimin finansmanında devlet kaynaklarının esas alınmaması, öğretim hizmetlerinin yürütülmesinde merkezî denetimi zayıflatacaktır. Öğretim Birliği Yasası’na aykırı olan bu durum, eğitimi, kaçınılmaz olarak, yerel müdahalelere açık hâle getirecektir.
GİRİŞ
Millî Eğitim Bakanlığı (MEB), Okul-Aile Birliği Yönetmeliği’ni değiştirdi. Yeni yönetmelik, 31.05.2005 tarih ve 25831 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi (MEB, 2005). 1983 yılından beri uygulanan Okul -Aile Birliği Yönetmeliği yürürlükten kaldırıldı (MEB, 1983).
MEB, son yıllarda çok sayıda yasa ve yönetmeliği değiştirdi. Millî Eğitim mevzuatında yapılan değişikliklerin birçoğu kritik öneme sahiptir. Kamuoyunda yeterince irdelenmeyen değişikliklerin bir kısmı ulusal eğitim açısından büyük sakıncalar içermektedir. Okul-Aile Birliği Yönetmeliği’nde yer alan bazı maddeler de bu kapsamda değerlendirilmektedir. MEB’in, eski yönetmeliği neden yürürlükten kaldırdığını anlamak için, yeni ve eski yönetmeliklerin birlikte ele alınması gerekmektedir.
Okul-Aile Birliğinin Görev ve Yetkileri
Eski yönetmeliğin 26. maddesinde, aile birliğinin görevleri şöyle sıralanmıştır (MEB, 1983):
“a-.Her fırsattan faydalanarak öğrencilerin millet; vatan, bayrak ve insanlık sevgilerini; Atatürk ilke ve inkılâplarına, manevî değerlere bağlılıklarını; dayanışma duygularını pekiştirmeleri amacıyla veliler ve okul müdürlüğü ile işbirliği yapmak,
“d-Öğrencilerin sorumluluk yüklenmelerine; dürüst, nazik, saygılı, başarılı ve düzenli olmalarına katkıda bulunmak üzere aile ile işbirliği yapmak,
“j-Öğrencide bulunması istenilmeyen israf, gösteriş ve devlet malını hor kullanma gibi kötü davranışları önleyici tedbirleri almak.”
Yeni yönetmelikte, eskisinden farklı olarak, millet, vatan, bayrak ve insanlık sevgisi, manevî değerlere bağlılık, dayanışma, israfın önlenmesi, devlet malını hor kullanmama vb. kavramlara yer verilmemiştir.
Eski yönetmeliğin amaçları arasında yoksul öğrencilere yardım edilmesi vb. birkaç madde yer alsa da, amaçların eğitici yanı ağır basmaktadır. Oysa yeni yönetmelik, açık artırma yoluyla ihâle ilânlarını çağrıştırmaktadır.
Eski yönetmeliğin neden değiştirildiği konusuna, okul-aile birliğinin kuruluş, görev ve yetkilerini düzenleyen 5. ve 6. maddelerde açıklık getirilmiştir: “Okulun bina, tesis, derslik, laboratuvar, atölye, teknoloji sınıfı, salon ve odaları ile bahçe ve eklentilerinin bakım ve onarımlarının yapılmasına, teknolojik donanımlarının yenilenmesine, geliştirilmesine, ilâve tesis yaptırılmasına, eğitim-öğretime destek sağlayacak araç- gereç ve yayınların alımına katkıda bulunmak. Okulun ihtiyaçlarının karşılamak için mal ve hizmet satın almak.” (MEB, 2005).
MEB, bina yapımı dahil, bütün görev ve sorumluluklarını aile birliklerinin üzerine yıkmıştır. Yönetmelikte dikkat çekici bir nokta da, eski yönetmelikte yer almayan, birliğe, mal ve hizmet alımı yetkisinin tanınmasıdır. Uygulamalar, hizmet satın alma işinin temizlikle sınırlı kalmayacağını ve süreç böyle devam ederse ücretli öğretmenlerin maaş, sigorta primi vb. giderlerinin de birliklere ödetileceğine işaret etmektedir. Süreç durdurulmazsa, kadrolu öğretmenler tasfiye edilecek; iş güvencesinden yoksun, ‘taşeron’ elemanı statüsünde ücretli, sözleşmeli vb. adlar altında öğretmen çalıştırma uygulaması, devletin temel istihdam politikası hâline getirilecektir.
Okul -Aile A.Ş
Aile birliğinin bina, tesis, derslik yapma ve onarma, teknolojik donanımı yenileme ve yardıma muhtaç öğrencilerin zorunlu ihtiyaçlarını hangi kaynaklarla karşılayacağı sorusu önem kazanmaktadır. Aile birliğinin gelir kaynakları incelendiğinde, karşımıza okul-aile birliği değil bir tür anonim şirket çıkmaktadır. Okul-Aile AŞ’yi yaratan kaynaklar arasında şartlı bağışlar, kantin, açık alan, salon vb. yerlerden sağlanan gelirler, nakdî bağışlar, sosyal, kültürel, sportif kurslar, proje, kampanya vb. etkinliklerden sağlanan gelirler ve diğer gelirler (Madde-16).
Birlik, gelir sağlamak amacıyla para toplama ve ticarî faaliyetlerde bulunma hakkına sahiptir. Bazı okullar ticarî faaliyet olanaklarına sahiptir; otopark, kantin, salon vb. alanlar bu okulların önemli gelir kaynaklarındandır. Ülkemizdeki birçok okul gelir getiren açık ya da kapalı alana sahip değildir. Demek ki okullar eşit koşullarda ‘ticarî faaliyet’ yürütemeyeceklerdir. Yönetmelikle, gelir kaynakları yönünden ‘şanslı’ kamu okullarıyla diğerleri arasında büyük uçurum yaratılmaktadır. Devlet okulları arasında ayrıcalıklı okulların yaratılmasına zemin hazırlanması, Anayasanın eşitlik ilkesine de aykırıdır. Örneğin Kocaeli’ndeki Çakabey, Huriye Pak, İshakçılar İlköğretim Okullarının yıllık geliri 1.000 YTL’yi bulmazken, Ulugazi İlköğretim Okulunun 2005 yılı geliri 114 bin YTL’dir (Özgür Kocaeli, 07.10.2005).
Öğrenciye okulun temel finansman aracı gözüyle bakan yönetmelik, aile, okul ve birlik kavramlarına yabancıdır. Gelir kaynakları, bölgeden bölgeye değişmekte ve karşımıza farklı bütçelere sahip binlerce devlet okulu çıkmaktadır. Okulun konumu, semti, öğrencilerin sosyo-ekonomik durumları, gelir kaynakları yönünden belirleyici öneme sahiptir. Aile birliğine, öğrencinin cebine elini sokan bir tür ‘yankesici’lik görevi yükleyen yeni yönetmelikle, öğrenci ‘aidatları’ okulların temel gelir kaynağı olarak kabul edilmiştir.
Fırsat Eşitliğini Sağlamak Devletin Görevi Değil mi?
Yönetmelikle, okul-aile birliklerine olağanüstü görevler yüklenmektedir. Birlik, “… Maddî imkânlardan yoksun öğrencilerin zorunlu ihtiyaçlarını karşılamak ve okula maddî katkı sağlamak üzere kurulur.” (Madde- 5). Okulların finansman sorununun çözümü ile yoksul öğrencilerin zorunlu gereksinimlerinin karşılanması görevinin aile birliklerine devredilmesi, uluslararası finans kuruluşlarının özelleştirme dayatmasının bir parçasıdır.
Anayasanın 5. ve 42. maddelerinde tanımlanan devletin temel görevleri, yönetmeliğin 6/b maddesiyle, aile birliğine devredilmiştir. Yönetmelik bu yönüyle Anayasaya aykırıdır. 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu’nun 8. maddesinde, eğitimde kadın, erkek herkese fırsat ve imkân eşitliği sağlanacağı belirtilmektedir. Sosyal devletin müdahalesini gerektiren fırsat eşitsizliği sorununun ‘çözümü’ birliğe havale edilmiştir. İlköğretimin, Anayasanın 42. maddesine göre, devlet okullarında parasız olması da yönetmeliği hazırlayanlar açsısından hiçbir önem taşımamaktadır.
Okullara ‘Sivil Toplum’ Virüsü
Eski yönetmeliğin 7. maddesinde, okul-aile birliklerinin işbirliği yapabileceği kurum ve kuruluşlar tek tek belirtilmiştir: “ (Okul-aile birlikleri) Çocuk Esirgeme Kurumu, Kızılay Kurumu, Türk Hava Kurumu, Yeşilay Derneği, Yardım Sevenler Derneği, okul koruma dernekleri ve eğitim vakıfları gibi kuruluşlarla işbirliği yaparlar.” Madde, aile birliklerinin işbirliği çerçevesini, kamu kurumları ve kamu yararına çalışan derneklerle sınırlamıştır.
Yeni yönetmeliğin 6/n maddesinde, eğitimle ilgili kuruluşlar ve sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği yapmanın, aile birliklerinin görev ve yetkilerinden biri olduğu ifade edilmektedir. Bu madde, eskisinden farklı olarak, işbirliğine gidilecek kuruluşların çerçevesini genişletmiştir. Aile birliği, bu maddeye göre, herhangi bir vakıf ya da dernekle (yabancı vakıflar, tarikat bağlantılı dernekler vb.) işbirliği yapabilir. Maddeyle, bu işbirliğinin sınırı net olarak çizilmemiştir.
Okullar Mafya Çekişmelerinin Merkezi Oluyor
Yönetmeliğin 6/k maddesiyle, aile birliklerine kantin, açık alan, salon vb. yerleri işletme ya da işlettirme yetkisi tanınmaktadır. Bu maddeyle, okul-aile birlikleri, okul-veli işbirliğini gerçekleştirme işlevinden uzaklaştırılarak, çıkar çatışmalarının odağı hâline getirilmektedir. Bu durumda, aile birlikleri, kantin veya otoparkı işletmek isteyenlerin iktidar çekişmelerine sahne olacaktır.
Derslikler ve Laboratuarlar Aile Birliğine ‘Tahsis’ Ediliyor
Yönetmelikle, aile birliklerine okulun derslik, spor salonu, kütüphane, laboratuar ve atölyelerini kamu yararı doğrultusunda kullanılmasını sağlama yetkisi tanınmasına rağmen (Madde-6/f), kamu yararından ne anlaşılması gerektiği açık olarak belirtilmemiştir. Örneğin aile birliği, laboratuarın, ders saatleri dışında kamu yararına uygun olarak kullanılmasını nasıl sağlayacaktır? Özel kurs açmak, ‘kamu yararı’na aykırı sayılacak mıdır? Okulun derslik, atölye, laboratuar, spor salonu vb. bölümleri, ders dışı eğitim çalışmalarında, okul müdürlüklerinin bilgisi dahilinde zaten kullanılıyor. Yönetmelikle, okul binalarının bazı özel kuruluşlar tarafından kullanılmasının yolu açılmaktadır. Sözgelimi ‘düşük’ fiyatla herhangi bir dershaneye okulda kurs açma olanağının sağlanması pekâlâ ‘kamu yararı’ kapsamında değerlendirilebilir. Yönetmeliğin bu maddesiyle, okul binalarının eğitim-öğretim faaliyetleri dışında kullanılmasına da zemin hazırlanmaktadır.
Millî Eğitim Müdürlüklerinin Masraflarını da Okullar Karşılayacak
Aile Birlikleri Yönetmeliği’nin en kritik özelliklerinden biri de il ve ilçe millî eğitim müdürlüklerinin bütçelerinin okullar tarafından karşılanmasına ilişkin düzenlemedir: “Okulların kantin, açık alan, salon ve benzeri yerlerinden sağlanan kira gelirlerinden arz bedeli düşüldükten sonra kalan net işletme gelirlerinin yüzde 80’i birliğin, yüzde 10’u ilçe millî eğitim müdürlüğünün, yüzde 10’u il millî eğitim müdürlüğünün ilgili banka hesaplarına aktarılır.” İl ya da ilçe millî eğitim müdürlükleri, bu parayı imkânları kısıtlı olan okulların ve öğrencilerinin eğitim eğitim-öğretimle ilgili ihtiyaçları ile kendi ihtiyaçlarında kullanabilir.
Okullar, kitle örgütleri ve siyasî partilerdeki üst örgüt aidatını çağrıştıran bir malî yükümlülükle karşı karşıya bırakılmaktadır. Bu durumda, okullara merkezden pay ayırma dönemi tarihe karışacaktır. Millî Eğitim Bakanlığı, il ya da ilçe milî eğitim müdürlüklerinin giderlerini okulların sırtına yükleyecektir.
Malî Denetim Zayıflıyor
Okul koruma derneklerini denetleme yetkisi, emniyet müdürlüklerine aitti. Koruma derneklerinde, defterdarlıklardan alınan gelir makbuzları kullanılır ve derneklerin gelir-giderleri dahil, bütün faaliyetleri her yıl dernekler polisi tarafından denetlenirdi. Okul derneklerinin işlevleri aile birliklerine yüklenince, okulların gelir-giderleri ile ilgili malî denetim zayıflatılmış oldu.
Okul-aile birlikleri, en az iki yılda bir olmak üzere, Bakanlık/valilik veya il/ilçe millî eğitim müdürlüklerince millî eğitim mevzuatına uygun ve TCK hükümlerine göre denetlenir (Madde-22). Denetim görevinin, birlik gelirlerinden yüzde alan millî eğitim müdürlüklerine bırakılması, özellikle malî açıdan sakıncalıdır.
‘Maarif Nazırı’ Ne İş Yapacak?
MEB, okulların bakım, onarım, araç-gereç sorunu ile il ve ilçe millî eğitim müdürlüklerinin bütçelerini okul-aile birliklerine havale etmiştir. Millî Eğitim Bakanlığının yaptığı yasal değişiklikler, Bakanlığı işlevsiz hatta gereksiz hâle getirmektedir. Okulların, merkezî yönetimin denetimden adım adım koparılması sürecinin, Bakanlığın varlığını da tartışmaya açması, kaçınılmazdır.
Sonuç ve Öneriler
- Okul -Aile Birliği Yönetmeliği, merkezî yönetimin eğitim üzerindeki etkisini sınırlamaktadır.
· Okulların, yapım ve onarım dahil, finansmanının aile birliklerine devredilmesi, eğitimde ulusal devletin rolünün zayıflamasına, ‘yerel’ etkinin ise güçlenmesine hizmet edecektir.
· Birliklere ‘ticarî’ faaliyette bulunma yetkisinin verilmesi, okulları mafya hesaplaşmaları vb. çıkar çatışmalarının merkezi hâline getirecektir.
· Yönetmelikle, aile-okul ilişkilerinde ticarî öge öne çıkarılmış, eğitim boyutu ikinci plâna itilmiştir.
· Yeni yönetmelikle, aile birliklerine, okulların yanı sıra il ya da ilçe millî eğitim müdürlüklerini finanse etme yükümlülüğü getirilmiştir.
· Okulun derslik, spor salonu, kütüphane, laboratuar ve atölyelerinin ders dışı saatlerde, aile birliği tarafından ‘işletilmesi’, okulların güvenliği ve ulusal eğitim açısından ciddî sakıncalar içermektedir.
· Okul-Aile Birliği Yönetmeliği, dikkat çekilen noktalar göz önünde bulundurularak yürürlükten kaldırılmalıdır. 23.03.2006
MEB Okul Aile Birliği Yönetmeliği’nin son hâlini indirmek için tıklayınız: http://mevzuat.meb.gov.tr/dosyalar/1532.pdf
Kaynaklar
MEB. (1983). Millî Eğitim Bakanlığı Okul Aile Birliği Yönetmeliği. Resmî Gazete, 18.05.1983/18051; Tebliğler Dergisi, 20.06.1983, Sayı: 2141.
MEB. (2005). Millî Eğitim Bakanlığı Okul Aile Birliği Yönetmeliği. Resmî Gazete, 31.05.2005, Sayı:
25831.