1980 yılı 3 Şubat’ıydı. Adana Eğitim Enstitüsü Fizik Kimya Biyoloji (FKB) Bölümü 3. sınıf öğrencisi, Ceyhan PTT’sinin kapısından içeri girdi. 20 yaşındaydı. Özenle taşıdığı zarfa yazdığı adresi son bir kez gözden geçirdi. Zarfın sağ üst köşesine pul yapıştırdı, görevliye teslim etti. FKB öğrencisi, mektubu, Ankara’ya postalamıştı.
Beyaz zarfın üzerindeki adres şöyleydi:
Necatibey Caddesi Atlas Apartmanı No.: 14/15 Sıhhiye/ANKARA
Postacıyı, Atlas Apartmanı’nın kapısını çaldığında acaba kim karşılamıştı? Ocak ayında bir avuç idealist öğretmenin çabasıyla yayın yaşamına başlayan meslek dergisine postalanan mektubun zarfını acaba ilk önce kim açmıştı?
Büroda karşılıksız emek veren Ayhan Sarıhan, Zeki Sarıhan, Yusuf Baş, İnci Aral, Davut Sarı ya da Meral Turan, zarfı açmış olmalıydı.
Öğretmen Dünyası’nın Mart 1980 tarihli 3. sayısı için tüm hazırlıklar tamamlanmıştı.
Derginin sahibi Ali Gür, Teknik Yöneticisi ise Halit Gider’di.
Meslek dergisinin yıllık abone ücreti 250 TL’ydi.
Yayın Kurulu, Adana Ceyhan’dan bir öğrencinin postaladığı mektubu görmezlikten gelemezdi. Mektup, derginin Mart 1980 tarihli sayısında yayımlandı.
Mektup sahibi, Aydın Karataş’tı.
Kadirli’de doğum sancılarını çeken Feride Hanım, zamanında hastaneye yetiştirilemeyince, Kozan Aydın Otelde doğum yapmıştı. Otelde gözlerini açan bebeğe otelin adı verilmişti. Feride Hanım, üst üste bebeklerini kaybetmişti. 1978’de henüz 36 yaşındayken yaşama gözlerini yummuştu.
Aydın, 18 yaşında annesiz kalmıştı.
Annesiz kalmakla, ömründen çalınır insanın. Sizi sarıp sarmalayan sıcak eller soğuduğunda yaşamınız tanımsız cehenneme döner. Sırat köprüsünün dibindeki cehennem, minik pencerenizden evinize girmiş, sizi tutsak almıştır. Ucu açık bir mahkûmiyet başlar yaşamınızda. Saatleriniz, günleriniz, aylarınız, yıllarınız iki sıcak ele hasret geçer. Anneniz elinizden alındığında, sonbahara döner ömrünüz.
Güz sağanağına tutulursunuz.
Aydın Karataş, Yaşamımdan Kırıntlar’ı kaleme aldığında 61 yaşındaydı. Şimdi 63 yaşında. Ömrünün 45 yılını annesiz, 36 yılını babasız geçirdi.
1980 yılında tanıştığı Öğretmen Dünyası’nda ağardı saçları. 1994-2003 yıllarında temsilcilik, 2003-2019 yıllarında Yazı Kurulu üyeliği görevlerinde bulundu. Meslek dergisine, diğer arkadaşları gibi karşılıksız emek verdi. 2014-2019 yıllarında derginin 25 Yıl Önce Öğretmen Dünyası sayfasını hazırladı. Özel dosyalar, sendika haber-yorumları vb. çalışmalarla meslek dayanışmasına katkı sundu.
Hemen her özel günde elinde kâğıt kalem, dergiye abone bulmak ya da ilan almak için çalıştı. Kırmadan, ürkütmeden, incitmeden…
Gösterişten uzak yaşamında acıların yanı sıra sevinçlere de tanıklık etti.
Nazım Mutlu, kitabın sunusunda, arkadaşı Aydın Karataş’ı şöyle tanımlıyor:
“Kendini yazmakla iyi etti, çünkü bütün yaşamı boyunca bulunduğu her yerde varlığını bağırıp çağırmadan duyumsatan, üstlendiği işleri yüksünmeden ve tam bir görev adamı titizliğiyle yerine getiren Aydın Karataş gibi insanların gösterişsiz yaşamlarıyla geleceğe yön vermesi çok önemli.”
En büyük serveti, gönül zenginliğiydi. Oğlunun okul masraflarını karşılamak için otomobilini sattığında, yükten kurtulmuştu. Bir araçtan yoksun kalan öğretmen, binlerce toplu ulaşım aracının sahibi olmuştu. Ankara Büyükşehir Belediyesinin bütün araçları onun için çalışıyordu.
Aydın Karataş, Yaşamımdan Kırıntılar’da, okuru, sevincine, üzüntüsüne, coşkusuna ve umuduna ortak ediyor. Toplumun dertlerini kendine dert edinmiş aydın sorumluluğuyla davranan yazar, birçoğumuz için ‘özel’ olan acı ve sevinçleri kamuoyuyla paylaşma cesaretini gösteriyor. Ülkeyi cehenneme çeviren siyasal ve kültürel iklime aklı ve yüreğiyle meydan okuyor.
Yaşamımdan Kırıntılar, 4 bölümden oluşuyor. 1. bölümde anılar, 2. bölümde 1986-2012 yıllarını kapsayan günlükler, 3. bölümde mektuplar, 4. bölümde şiirler yer alıyor.
Kaydı tutulmayan acılar zamanla buharlaşır. Yazar, çocukluğundan itibaren tanık olduğu ya da yaşadığı acı ve sevinçlerin sicilini tutuyor.
Aydın Karataş, Ceyhan Lisesinde öğrencilerini polise ihbar eden müdürü, Şefaatli Lisesinde öğrencileri öğretmenlerine karşı kışkırtan yöneticiyi, delici ve kesici aletlerle öğretmenlerin üzerine sürülen gençleri, Gladyo eylemleriyle katledilen öğrencilerle ilgili anı ve gözlemlerini tutanağa bağlıyor.
Yaşamımdan Kırıntılar’ın sayfalarını çevirdiğinizde, Ceyhan Tuzlugöl (Gazi Osman Paşa) Mahallesi’nin iz bırakan isimleriyle tanışıyorsunuz. İğneci Hasan’la, arabacı Salih Manav’la, ‘Deli’ Hasan’la, yardımsever Zekiye Yıldırım’la kaynaşıyorsunuz. Hasta komşusunun çamaşırları için tam gün mesai yapan Zekiye teyzeyi alkışlıyorsunuz. Ocakta kaynattığı şırıngayla hastalara şifa dağıtan İğneci Hasan’ın hızına yetişemiyorsunuz.
Zorluklar içinde büyüyen motosiklet ustası ağabeyi Necati Karataş’ın mucizeler yaratan yeteneklerine şapka çıkarıyor, 67 yaşında trafik terörüne yenik düşmesine hayıflanıyorsunuz.
Yaşamımdan Kırıntılar’da, ülkesinin mutluluk ve refahı için ömür tüketen aydın duyarlılığına tanık oluyorsunuz. Yazar, kitabında, günlük Aydınlık kampanyası, gruplar arası çatışmalar, gençlik dergileri, kurtarılmış sokaklar, okul işgalleri, Ortadoğu’ya emperyalist müdahaleler, kamu çalışanlarının sendikal mücadelesi, sınıf ve okul yönetimi, dostluk ve arkadaşlık ilişkileri, toplumsal önyargılar vb. konulara ilişkin gözlem ve düşüncelerini okuruyla paylaşıyor.
Eğilip bükülmeden yaşamayı ilke edindi. Çocukluğunda eskimo (dondurma) tablasıyla girdiği yaşam kavgasına, DSİ kanallarında, Ceyhan Kelemeti köyündeki Hayat Yağ Fabrikasında devam etmişti. Çırçır işçiliğine cebinde üniversite diplomasıyla başlamıştı.
Başı dik yaşamayı ilke edinenler, yaşamının dökümünü toplumla paylaşırken cömert davranır. Çalışma, hilesiz hurdasız 61 yıllık bir öyküyü özetliyor. Utanılacak, saklanacak bir şeyi olmayanlar için işten atılmanın, beş parasız kalmanın, bağnazlığın hüküm sürdüğü zehirli ortamlarda dışlanmanın bir önemi yok.
Aydın Karataş, yola yalpalamadan devam eden bir gönül eri. Anavarza’ya komşu büyümüş. Gönül zenginliğini, köklü bir tarihsel birikime sahip Türkiye’ye borçlu. Bir yanı, Anadolu Erenlerine dayanıyor. Eline, diline, beline sahip Anadolu dervişlerinden miras hoşgörü kültürüyle yoğrulmuş. Davranışlarında kızgınlık ve öfkeden eser yok. Siyaseti esir alan kirli dilin yabancısı. Kirlenen ve kirleten siyasal iklimin çıkar ilişkilerinin dışında kalmayı başarmış.
Bugün 10 Nisan… Aydın Karataş, 63 yaşında! Onun insana umut aşılayan iyimserliği, kadirbilirliği, ağırbaşlılığı ve çalışkanlığı hepimizin övünç kaynağı. İyi ki doğdun güzel dost, iyi insan…
(Körfez, 10 Nisan 2023)
Aydın Karataş, (Anı, Günlük, Mektup ve Şiirlerle) Yaşamımdan Kırıntılar, 264 sayfa, Öztepe Matbaacılık, Ankara: Aralık: 2021.
Kaynağı belirtilmeyen görseller, Aydın Karataş arşivinden derlenmiştir.