Yaratıcılık ve Eğitimi

 

Hüseyin CANERİK

09 11 09 104

 

 

DERS ÖDEVİ

EYZ  503 Eğitimde Örgütsel Gelişme

Yrd. Doç. Dr. Mürşide ÖZGELDİ

 

 

İstanbul

Maltepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

EYD Tezli YL Programı

Kasım 2009

 

 

ÖZET

Bu çalışmayla, yaratıcılık ve yaratıcılık eğitimi konusunun irdelenmesi amaçlanmaktadır. Ülkemiz eğitim kurumlarında yaratıcılık eğitiminin ilke ve yöntemlerinin ele alındığı araştırmanın sınırlarını ilköğretim okulları oluşturmaktadır. Çalışmada ilköğretim Türkçe, Görsel Sanatlar,  Beden Eğitimi,  Müzik dersleri yaratıcılık eğitimi kapsamında değerlendirilmekte, ilköğretim programlarının yanı sıra Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) mevzuatında yaratıcılık olgusuna nasıl yer verildiği sorusuna yanıt aranmaktadır.

  

İÇİNDEKİLER

GİRİŞ

1.YARATICILIK

1.1. Yaratıcılık Kavramı

1.2 Yaratıcılık ve Kişilik Özellikleri

2. İLKÖĞRETİM PROGRAMLARINDA YARATICILIK

2.1.Türkçe Programı
2. 2. Görsel Sanatlar Programı 

2.3. Müzik Programı

2.4. Beden Eğitim Programı

3. MEB MEVZUATINDA YARATICILIK

3.1. 1739 Sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu

3.2. İlköğretim Kurumları Yönetmeliği

3.3. İlk ve Orta Öğretim Kurumları Sosyal Etkinlikler Yönetmeliği

4. YARATICILIKLA İLGİLİ BİLİMSEL ARAŞTIRMALAR

4.1.  Yaratıcılık ve Zekâ

4.2. Yaratıcılık ve Cinsiyet

4.3. Yaratıcılık ve Yaş

5. YARATICILIK EĞİTİMİ

6. YARATICILIĞI ENGELLEYEN ÖĞRETMEN ÖZELLİKLERİ

 

TARTIŞMA

 

Sonuç ve Öneriler

 

Ek

 

Kaynakça

 

 GİRİŞ

Yaratıcılık kavramının sanatla birlikte anıldığı gözlenmektedir.  Bu durum, sanatın, yaratıcılık ürünü oluşundan dolayı doğal karşılanmaktadır. İnsanı, doğayı tanıma ve değiştirme sürecinde sanatın, diğer bir ifadeyle yaratıcılığın, işlevi son derece önemlidir. Yaratıcılık özgün, sıra dışı, alışılagelenden farklı yol ya da yöntem biçiminde adlandırılabilir. Yaşamda karşılaşılan sorunlara farklı ve özgün çözümler üretme sürecinde geliştirilen düşünce,  yöntem ve teknikler yaratıcılık kapsamında görülmektedir.  

Alet yapabilme yeteneğine sahip  tek varlık olan insanın hayallerini besleyen maddi bir altyapının  dikkate alınması gerektiği açıktır. Hayallere doğaüstü bir işlev yüklenmesi bilimsel bir değer ifade etmemektedir. Yaşamdan, gerçeklerden ve toplumdan kopuk bir hayal sürecinin yaratıcılıkla ilgili olamayacağı değerlendirilmektedir. İnsana yön veren tutum ve davranışların kaynağında sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel zemin yatmaktadır. Bilimsel dünya görüşü, yaratıcılığı bu zeminde açıklayabilmektedir.

Yaratıcılık kavramının yaygın olarak bireysel bir özellik olarak algılandığı görülmektedir. Bireysel yaratıcılık, bireylerin sahip olduğu bir yetenek biçiminde açıklanabilir. Toplumsal ve kültürel dönüşümler, büyük alt üst oluşlar, teknolojik gelişmeler vb. sıçramalarda bireysel yaratıcılığın payı yadsınmamakla birlikte en önemli katkı kitleseldir. Çünkü bireyin toplumun yazgısına yön verme çabası, ancak toplumsal katılım ve yaratıcılıkla gerçeğe dönüşür.  Toplumlar kendi eylem ve yaratıcılıklarıyla geleceğe yön verebilir. Kitlelerin ürünü olmayan, halka dayanmayan değişim taleplerinin başarı olasılığı zayıftır.  Toplumsal yaratıcılık, tek başına pek bir anlam ifade etmeyen bireysel niteliklerin belli hedeflere ulaşmak için  bir araya  getirilmeleriyle yaratılan büyük güçtür. 

1988 Nobel Edebiyat Ödülü’nün sahibi Mısırlı yazar Necip Mahfuz (1990), Midak Sokağı  adlı yapıtını hazırlarken kahvelerde vakit geçiren insanların davranışlarını, sokaktaki insanların  yaşantılarını gözlemlemiştir. Sözü edilen yapıttaki Hamide karakteri kurmaca olduğu kadar, güçlü ve gerçekçi gözlemlerin ürünüdür.

Benzer örnekler Türk edebiyatından da verilebilir. Örneğin Orhan Kemal’in Murtaza (1982), Reşat Nuri Güntekin’in Feride (Tarihsiz), Necati Cumalı’nın  Dilâ Hanım (1978) karakterleri de   yaratıcılığın çağın ürünü  olduğunu göstermektedir. Bu örnekler çoğaltılabilir, ama  İvan Aleksandroviç Gonçarov’un yarattığı Oblomov’u (2004) çağın koşullarından soyutlayarak hayal ürünü olarak nitelendirmek olanaklı  görünmemektedir. 

 

1.YARATICILIK

1.1. Yaratıcılık Kavramı

Yaratıcılık kavramı ile ilgili çeşitli tanımlara rastlanmaktadır. Torrance’a göre (Akt. Sungur, 1997) yaratıcılık, sorunlara, bozukluklara, bilgi eksikliğine, kayıp ögelere, uyumsuzluğa karşı duyarlı olma; güçlüğü tanımlama, çözüm arama, tahminlerde bulunma ya da eksikliklere ilişkin denenceler geliştirme, bu denenceleri değiştirme ya da yeniden sınama, daha sonra da sonucu başkalarına iletmektedir.  

Yaratıcılık, her bireyde var olan ve insan yaşamının her bölümünde bulunabilen bir yeti, günlük yaşamdan bilimsel çalışmalara dek uzanan geniş bir alanı içine alan süreçler bütünü, bir tutum ve davranış biçimidir (San, 1979, Akt. Ömeroğlu,  2001).

Ömeroğlu’nun (2001) çeşitli kaynaklardan derlediği yaratıcılık tanımlarından birkaçı aşağıda belirtilmiştir:

Torrance yaratıcılığı, boşlukları rahatsız edici ya da eksik ögeleri sezip, bunlar hakkında düşünme ve varsayımlar kurmak, bunları sınamak, sonuçları karşılaştırmak ve bu varsayımları değiştirip yeniden sınamak olarak tanımlarken,

• Bartlett, ana yoldan ayrılma, deneye açık olma, kalıplardan kurtulma,

• Wallach ve Kogan çok sayıda çağrışım üretebilme ve bu üretmede özgür olabilme, ancak bunu yaparken de özden ayrılmama ve sapmama,

• Taylor, yeni ve geçerli fikirlerin yaratılmasıyla sonuçlanan fikirler süreci,

• Guilford ise alışılmamış düşünce, esneklik, orijinallik ve akıcılıktır, şeklinde tanımlamışlardır.

Sungur’a göre (2003) yaratıcılık tüm araştırmacıların da üzerinde anlaştığı gibi yaşamla ilgili bir seçimdir. Yaratıcı doğulmaz, yaratıcı olunur. Ancak ona yardım eden genetik, ailesel, toplumsal ve kültürel ortamlar

da bu büyük beyinlerin sönüp gitmesine engel olurlar. 

Morgül (2003) yaratıcılığı doğuştan gelen bir özellik olarak kabul etmektedir. Bu düşünceye göre herkes yaratıcılık potansiyeline sahip olmakla birlikte yaratıcılığın ortaya çıkmasını engelleyen bazı etkenler söz konusudur.

Yaratıcılık, olmayan bir şeyi hayal edebilme, bir şeyi herkesten farklı yollarla yapabilme ve yeni fikirler geliştirebilme yeteneğidir. Başka bir deyişle yaratıcılık herkesin gördüğü şeyi aynı görüp onunla ilgili farklı şeyler düşünebilmektir. Yaratıcılık günlük olaylara ve nesnelere herkesten farklı bakabilmek ve farklı yaklaşım tarzı geliştirebilmektir. Yaratıcılık, olağan, günlük şeylerin özel olmasını, özel şeylerin de daha çok günlük hayata girip doğal şeyler olmasını sağlar (Kansu, 2009).

 

Bazı sanat ürünlerinin çağını değil geleceği betimlediği savı,  yaratıcılığı gerçekler zemininden kopararak esrarengiz hâle getirmektedir. Fınkelsteın (1986: 128) konuyla ilgili olarak şu düşünceleri öne sürmektedir:

“Hiçbir sanat geleceğin sanatı olamaz. İster karmaşık, ister canlı olsun, sanat kendi çağını betimler. Kendi çağında ölmekte olan şeylere karşın, doğuş ve yükseliş halinde olanı, en canlı olanı yansıtan fikirleri bağrında taşıyorsa geleceğe ortam hazırlayabilir. Oysa, böyle bir sanat kökünü tam da en çok insanın paylaştığı gerçek deneyimlerden ve sorunlardan aldığından, en anlaşılabilir olan sanattır.”

 

 

1.2. Yaratıcılık ve Kişilik Özellikleri

Torrance’ın (Akt. Sungur, 1997) oluşturduğu yaratıcılığa ilişkin kişilik özellikleri zıt, çelişkili nitelemelerle, uçlarda gezinen sıfatlardan oluşmaktadır:

Düzensizliğe, karışıklığa tolerans

Serüvenci

Güçlü sevecenlik

Başkalarının farkında

Sürekli herhangi bir şeyle meşgul

Gizemli olana ve güç işlere el atma

Dış dünyaya karşı çekingen

Yapıcı eleştiride bulunan

Cesaretli

Bilinçli ve köklü kurallara bağlılık

Görgü kurallarına uymayan

Sağlık kurallarına uymayan

Coşkulu ve enerjik

Hata bulan

Değer yargılarında ve düşüncelerinde bağımsız

Dikkafalı

Kendine güvenen

 

2. İLKÖĞRETİM PROGRAMLARINDA YARATICILIK

2.1.Türkçe Programı

Türkçe Öğretim Programının genel amaçlarında göze çarpan bazı maddelere aşağıda yer verilmiştir:

Zihinsel gelişimlerine uygun olarak anlama, sıralama, sınıflama, sorgulama, ilişki kurma, eleştirme, tahmin etme, analiz-sentez yapma ve değerlendirme gibi zihinsel becerilerini geliştirmek,

Bilimsel, yapıcı, eleştirel ve yaratıcı düşünme, kendi ifade etme, iletişim kurma, iş birliği yapma, problem çözme ve girişimcilik,

Bilgiye ulaşma, bilgiyi kullanma ve üretme becerilerini geliştirmek (MEB, 2005).

Demirel’e göre  (2009) Türkçenin öğretiminin amacı bilimsel, eleştirici, doğru, yapıcı ve yaratıcı düşünme yollarını kazandırmada dersin payına düşeni gerçekleştirmektir. 

Dersin amaçlarına bakıldığında yaratıcılık olgusunun çeşitli maddelerde işlendiği görülebilir: Sorgulama, sınıflama, sıralama, problem çözme, eleştirel ve yaratıcı düşünme, bilgiye ulaşma ve bilgiyi kullanma vb. ifadeler doğrudan ya da dolaylı olarak yaratıcılık kavramıyla ilgilidir.              

 

2.2. Görsel Sanatlar Programı 

Yaratıcılığın geliştirilmesinde Görsel Sanatlar dersi etkili olmaktadır. İlköğretimde her çocuk yaratıcıdır ilkesi, Görsel Sanatlar eğitiminin ilkeleri arasında en dikkat çekici olanıdır. Sözü edilen derste öğrencilere kazandırılması öngörülen temel beceriler arasında yaratıcılıkla ilgili olanlar aşağıda belirtilmiştir:

Eleştirel düşünme,

Yaratıcı düşünme,

Sanat aracılığı ile iletişim kurma,

Problem çözme,

Araştırma,

Görsel okuma,

Estetik bilinç kazanma,

Estetik algının geliştirilmesi (MEB, 2008).

Görsel Sanatlar dersinin bireysel ve toplumsal amaçlarından bazıları şöyle sıralanmaktadır:

Öğrenciye yaşamı ve doğayı gözlemleme duyarlılığı kazandırmak,

Öğrenciye seçme, ayıklama, birleştirme, yeniden organize etme becerileri kazandırmak; analiz ve sentez  yeteneği ile eleştirel bakış açısını geliştirmek,

Öğrencinin yeteneklerini fark etmesini, kendine güven duygusunu kazanmasını ve kendini geliştirmesini sağlamak,

Öğrencinin her alanda kullanabileceği yaratıcı davranışlar geliştirmesini sağlamak,

Öğrenciye aklını, duygularını, zevklerini sorgulama bilinci kazandırmak (MEB, 2008). 

Bireysel ve toplumsal amaçlara, yaratıcılığın geliştirilmesi konusunda özel bir işlev yüklendiği anlaşılmaktadır.  Sorgulama bilinci, analiz ve  sentez yeteneği, eleştirel bakış açısını geliştirme vb. amaçların tamamı yaratıcılık ve yaratıcılık eğitiminde belirleyici ögelerdir.

İlköğretim Görse Sanatlar dersinin algısal, estetik ve teknik amaçları da yaratıcılık ve yaratıcılık eğitimi açısından önemlidir:

·         Öğrencinin algı birikimini ve hayal gücünü geliştirmek,

·         Birikimlerini başka alanlarda kullanabilme becerisini geliştirmek,

·         Bilgi ve birikimini sanatsal uygulamaya dönüştürme yeteneği kazandırmak,

·         Yeni durumlar karşısında özgün çözümler geliştirme becerisi kazandırmak,

·         Öğrenciye, doğadan seçtiği  veya insan eli ile üretilen nesneleri estetik birikimini kullanarak değerlendirme bilinci kazandırmak,

·         Öğrenciye kendini ifade edebilmede estetik değerlerden yararlanma yeteneği kazandırmak,

·         Öğrenciyi farklı tekniklerin getireceği anlatım zenginliğinin farkına vardırabilmek,

·         Öğrenciye kendini ifade etme sürecinde çıkacak sorunlara teknik çözümler üretme becerisi ve güveni kazandırmaktır (MEB, 2008).

İlköğretim 1-3. sınıflarda haftada iki, 4-8. sınıflarda ise  bir saat olan Görsel Sanatlar dersinin yukarıda dile getirilen   amaçlara ne ölçüde ulaştığı konusunun irdelenmesi gerektiği ortadadır.

 

2.3. Müzik Programı

Müzik dersinin genel amaçlarından birkaçı aşağıda yer almaktadır:

·         Duygu, düşünce ve deneyimlerini müzik yoluyla ifade etmelerine imkân tanımak,

·         Yaratıcılık ve yeteneğini müzik yoluyla geliştirmek,

·         Kişilik ve özgüven gelişimlerine katkı sağlamak,

·         Müzik yoluyla zihinsel becerilerinin gelişimini sağlamak.

Müzik öğretiminde kazandırılacak temel beceriler:

Müziksel yaratıcılık,

Müziksel algı, bilgilenme, müziksel etkinlik ve kültürel boyutlarda eleştirel düşünme (MEB, 2009).

Yaratıcılık denilince akla ilk gelen derslerden biri olan Müzik, ilköğretim 1-3. sınıflarda haftada iki saat, 4-8. sınıflarda ise birer saattir (Tablo 1).  İlköğretimde Müzik ders saatlerinin yetersiz olmasının,  yaratıcılık eğitimini olumsuz yönde etkilediği düşünülmektedir.

 

2.4. Beden Eğitim Programı

Beden Eğitiminde öğrenciye yaratıcı düşünme becerisinin kazandırılması amaçlanmaktadır. Yaratıcı düşünme becerisi; öğrencilerin bir temel hareket becerisini değiştirme, bu becerileri birleştirme, yeniden farklı ortamlarda kullanma ya da tamamen kendi düşüncelerinden yola çıkarak yeni ve farklı beceri ve bilgiler üretme, olaylara farklı bakabilme, küçük çaplı da olsa  bazı buluşlar yapmayı kapsar. Beden Eğitiminde öğrencilere eleştirel düşünme, araştırma ve sorgulama becerilerinin kazandırılması  da dersin  amaçları  arasında yer almaktadır (Çeliksoy, M. A.  vd., 2008). 

Beden Eğitimi Programı, öğrencilerin yaşamlarında kullanabilecekleri temel, özelleşmiş spora özgü hareket beceriler ile fiziksel etkinliklere özgü bilgileri, duygusal ve toplumsal özellikleri kazanmaları ve sağlığı geliştirici fiziksel etkinliklere yaşam boyu etkin katılım sağlamaları amacıyla hazırlanmıştır. Beden Eğitiminde öğrencilere yaratıcı dans becerisinin kazandırılması öngörülmektedir  (MEB, 2009 a).

 

3. MEB MEVZUATINDA  YARATICILIK

3.1. 1739 Sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu

1739 sayılı  Millî Eğitim Temel Kanunu’nda Türk Millî Eğitiminin Genel Amaçları şöyle ifade edilmektedir (Madde  2/2):

“Beden, zihin, ahlak, ruh ve duygu bakımlarından dengeli ve sağlıklı şekilde gelişmiş bir kişiliğe ve karaktere, hür ve bilimsel düşünme gücüne, geniş bir dünya görüşüne sahip, insan haklarına saygılı, kişilik ve teşebbüse değer veren, topluma karşı sorumluluk duyan; yapıcı, yaratıcı ve verimli kişiler olarak yetiştirmek.” (MEB, 1973).

 

3.2. İlköğretim Kurumları Yönetmeliği

İlköğretim Kurumları Yönetmeliği’nin 5. maddesinin (ı), (m), (n), (o) fıkralarında  yaratıcılıkla ilgili şu hükümler  yer almaktadır:  

Öğrencileri kendilerine güvenen, sistemli düşünebilen, girişimci, teknolojiyi etkili biçimde kullanabilen, planlı çalışma alışkanlığına sahip estetik duyguları ve yaratıcılıkları gelişmiş bireyler olarak yetiştirmek,

“Öğrencilere bilgi yüklemek yerine, bilgiye ulaşma ve bilgiyi kullanma yöntem ve tekniklerini öğretmek,

“Öğrencileri bilimsel düşünme, araştırma ve çalışma becerilerine yöneltmek, “Öğrencilerin, sevgi ve iletişimin desteklediği gerçek öğrenme ortamlarında düşünsel becerilerini kazanmalarına, yaratıcı güçlerini ortaya koymalarına ve kullanmalarına yardımcı olmak.” (MEB, 2003).

 3.3. İlk ve Orta Öğretim Kurumları Sosyal Etkinlikler Yönetmeliği

İlk ve Orta Öğretim Kurumları Sosyal Etkinlikler Yönetmeliği’nde yaratıcılık eğitimine katkı sağlaması beklenen hükümler 5. maddenin (b), (e) ve (j) fıkralarında yer almaktadır:

“Sosyal etkinliklerin amacı, Türk Millî Eğitiminin genel amaç ve temel ilkelerine uygun olarak; öğrencilerin Atatürk İlke ve İnkılâplarına, Anayasanın başlangıcında ifadesini bulan Atatürk milliyetçiliğine bağlı yurttaşlar olarak yetişmelerine, yeteneklerini geliştirerek gerekli donanımı kazanmalarına katkıda bulunmaktır.

“Bu amaçla öğrencilere;

“Kendini tanıyabilme, bireysel hedeflerini belirleyebilme, yeteneklerini geliştirebilme, bunları kendisinin ve toplumun yararına kullanabilme,

“Planlı çalışma alışkanlığı edinebilme, serbest zamanlarını etkin ve verimli değerlendirebilme,

“Bireysel olarak veya başkalarıyla iş birliği içinde çevresindeki toplumsal sorunlarla ilgilenebilme ve bunların çözümüne katkı sağlayacak nitelikte projeler geliştirebilme ve uygulayabilme, gibi tutum, davranış ve becerilerin kazandırılmasına çalışılır.”  (MEB, 2005  a).

4. YARATICILIKLA İLGİLİ BİLİMSEL ARAŞTIRMALAR

4.1.  Yaratıcılık ve Zekâ

Araştırmacılar yüksek düzeyde zekânın, yüksek düzeyde yaratıcılığı garanti etmediğini (Hargraves, 1977, Akt. Sungur, 1997), yaratıcılıkla zekâ arasında çok yüksek bir korelasyon olmadığını, daha zeki bir bireyin daha yaratıcı bir birey anlamına gelmediğini belirtmektedirler (Mc. Kinnon, 1962, Akt.  Sungur, 1997).  Son araştırmalar ise yaratıcılık için minimum zekâ düzeyinin (IQ: 125) gerektiğini ortaya koymaktadır (Diessner, 1984, Akt.  Sungur, 1997).

 

4.2. Yaratıcılık ve Cinsiyet

Cinsiyet ve yaratıcı düşünce puanları arasındaki ilişkiyi konu alan araştırmalar, kullandıkları testlere, örneklem ve araştırma desenlerine göre farklı sonuçlar ortaya koymaktadır. Önemli ölçüde kültürel değişkenlere bağımlı olan cinsiyet değişkeni üzerinde tartışmalar süregelmektedir. Ancak, araştırmalar yüksek düzeyde yaratıcı bireylerin karşıt cins rollerini daha kolay kabul edebildiklerini ortaya koymaktadır (Hargraves, 1977, Akt. Sungur, 1997).

 4.3. Yaratıcılık ve Yaş

Sungur (1997) yaratıcılık ve yaş ilişkisi hakkında şu düşünceleri ifade etmektedir:  “Erikson’a göre  ürün olarak yaratıcılık, yetişkin insanın özelliğidir.  Yetişkin insan sevgi ve çalışmadan hoşlanma duygularını genç yetişkinlik döneminde geliştirir. Çalışmasının karşılığında bir şeyler ortaya çıkarır. Yaratıcı ve üreticidir. Yaratıcı bir zihin yapısına sahip kişiler orta yaşlılık döneminde bu yeteneklerinin en olgun ürünlerini verirler. Yaratıcılığın sosyal bilimlerde 20-70 yaş arası devam edip gittiği gösterilmiştir. Yaratıcılık gibi öznel bir konuda kesin bir yaş sınırı koymak güç, hatta imkânsızdır. Sanat tarihi, harika çocuklarla doludur. Raymond Radiguet (1903-1923) yirmi yıllık ömrüne iki roman, iki şiir kitabı, bir kısa oyun, ayrıca resim ve şiir eleştirilerini sığdırmıştır. İlk romanı 16 yaşında basılmış ve en çok satan kitaplar arasına girmiştir. İ.Ö. 4. yy.da hüküm gecesinde  Sokrat kendisini zindanda ziyarete gelen öğrencilerine son bir ders daha verir. Baldıranı içme saati gelmeden öğrencilerinin birinin elinde bir saz görür ve nasıl çalınacağını öğrenmek ister. Öğrencisi “Üstadım az sonra zehir içeceksiniz, çalmaya  vakit olmayacak. Bir zevk duymayacaksınız” deyince, Sokrat son dersini verir. “Asıl zevk saz çalmakta değil, çalmayı öğrenmektir.” Sokrat bunu söylediğinde 70 yaşındadır. Mimar Sinan, ölümsüz eseri Selimiye’yi 80 yaşında tamamlar ve 99 yaşına kadar daha bir çok eser verdikten sonra ölür.”

 

5. YARATICILIK EĞİTİMİ

Eğitimin temel bir alanı olarak sanat eğitimi, insan gereksinimlerine dayanır. Sanat eğitimi kendi amaçlarına dayalı bir  öğreti alanı olduğu gibi, çocuğun yaratıcılığını geliştiren, çocuğa kendini ifade etme ve çevresini tanıma olanağı veren etkili bir eğitim aracıdır. Cumhuriyetin kuruluşuyla birlikte okul programlarında etkin olarak yer almaya başlayan sanat eğitiminin, sanat eğitimbiliminin ışığında, çağın gelişimine koşut olarak düzenlenmesi gerekir (Kurtuluş, 2001).

Yaratıcılıkta temel sorun potansiyelin açığa çıkarılması ve kullanımına olanak sağlanmasıdır. Yaratıcılık özgün düşünce üretimi olarak ifade edilirse, bu düşüncenin yaşama uyarlanması daha doğrusu pratiğe dökülmesi beklenir.

  Williams’a göre (2002) çocuğa istendiği ve farkında olunduğu hissettirildiği güvenli psikolojik bir mekân yarattığımız ve onun kişisel doğasını onayladığımızda, doğuştan var olan zekâyı   açığa çıkarmış oluruz.  

Yaratıcı öğrenmenin otoriteden öğrenmekten daha etkili olduğu bilinmektedir. Daha ekonomik olduğu için otoriteden öğrenmek hep kullanılagelmektedir (Sungur, 1997).

Okulda yapılan hemen her şey şu ya da bu şekilde yaratıcılığı ortaya çıkarır. Sanat, drama, doğa, fen, müzik gibi çalışmalar hayal gücü orijinalliğin sergilenmesine olanak veriri  Yaratıcılığı ortaya çıkaran malzemeler çocuğa fikirlerini görsel hâle getirme ve duygularını ifade etmesi için sayısız fırsatlar veriri. Ellerinin, gözlerinin, zihninin koordinasyonu gelişir. Çok çeşitli malzemeyi güvenli bir şekilde kullanmayı olduğu kadar bakımlarını yapmayı da öğrenir (Ryan Jr., 2002).

İlköğretimde yaratıcılığı geliştirmek için oyunlardan yararlanılması önerilmektedir.  Gök (2006), Picasso ve Matisse’in resim yapma süreçlerini ‘oyun’ olarak adlandırdıklarını aktarmakta ve Rollo May’e göndermede bulunarak şu düşünceleri öne sürmektedir:

“…Yaratıcılık, yoğun bir farkındalık, bir bilinç artışı ile nitelenir. …Oyun, hayal dünyasının kapılarının aralanmasıyla çocukta bir öğrenme süreci başlatır. Aynı zamanda yaratma sürecinde yaratıcının hissettiklerini kaygı veya korku olarak değil, coşku olarak açıklar. … Resim-İş derslerinde çocuktaki yaratıcılığın ortaya çıkarılması ‘oyun’ yöntemiyle mümkün olacaktır. Resim yapmakta isteksiz olan çocuğu eleştirmek yerine cesaretlendirmek gerekir. Özellikle, ilköğretim birinci sınıftan itibaren Resim-İş dersi kısıtlamalardan uzak olmalıdır.”  

Yaratıcılık eğitiminde drama da etkili bir yöntemdir.  Morgül (2003)  dramanın yaratıcı insanın biçimlenmesindeki işlevine dikkat çekmektedir:

“Eğitimde kullanılan dramanın bir adı da yaratıcı dramadır. Çünkü çocuğun etkince katıldığı doğaçlamalar sürecinde düş gücünü kullandığı görülür. Bir grup doğaçlaması olan oyun, grup yaratıcılığıyla ortaya çıkar. Tüm grupla yapılan bu etkinlikler, çocuğu yaratıcı insan yapar. …Bir yöntem olarak kullanılan yaratıcı dramada yaşanan doğaçlama süreçleri, değişebilirliği ve yaratmayı sağlar.” 

Oyun, yaratıcılığın geliştirilmesinde daha doğrusu ortaya çıkarılmasında özel bir yer tutmaktadır. Müzik eğitiminde oyunun önemi yaratıcı niteliğinden kaynaklanmaktadır.  Uçan (Akt. Morgül, Tarihsiz), müzikte yaratıcılık konusunda şu düşünceleri dile getirmektedir:

“…müzikte oyun yaratıcılığın özüdür, anasıdır, mayasıdır. Müzikte yaratıcılık oyundan kaynaklanır; oyunla doğar, oyunla yaşar, oyunla gelişir, oyunla dönüşür… Üstelik çocuklar doğuştan yaratıcıdır. Doğuştan oyuncudur. Çocukta yaratıcılık oyunla iç içedir; oyun yaratıcılığın, yaratıcılık oyunun mayasıdır. Çocukta yaratıcılık oyunla, oyun içinde gerçekleşir.”  

Bir çalgıyı bilinen amacının dışında farklı amaçlarla kullanmak, farklı tınılar elde etmek üzer denemeler yapmak, çalgının tüm olanaklarını keşfetmek, yaratıcılıktır. Bir eylemin devinimle ifadesinde  eş zamanlı (senkronize) destekleyici (efekt) ses kullanmak; devinimi sese dönüştürmek yaratıcılıktır. Deneysel çalışmak yaratıcılıktır. Bir öyküyü ritmik sayışmaya dönüştürmek, bilinen bir ezgiye yeni söz yazmak, bir öyküyü devinimle ifade etmek, öykünün devinimlerini ritmik tekrarlarla grup dansına dönüştürmek yaratıcılıktır. Yaratıcılığın temelinde doğadaki ritmi sezmek vardır. Tüm evren sürekli ve ritmik bir hareket sayesinde varlığını sürdürür (Morgül,Tarihsiz).

Yaratıcı müzik eğitiminde, müziğin özellikle de devinim (hareket) ve söz/konuşmayla doğrudan ilişkisi kurulmalıdır. O zaman yaratıcı müzik etkinliklerine giden yol aralanmaya başlar. Öğrenilenlerin işe aktarılabilmesi, yaratıcılığı ortaya koyar (Öztürk vd., 2008: 61).

Ülkemizde üstün yetenekli öğrencilerin eğitiminde Bilim ve Sanat Merkezleri (BİLSEM)  önemli bir yer tutmaktadır. Millî Eğitim Bakanlığı
Bilim ve Sanat Merkezleri Yönergesi
’nde (MEB, 2007)  BİLSEM’in amaçları ile ilgili olarak şu ifadelere yer verilmektedir:

“ Bilim ve Sanat Merkezi, okul öncesi, ilköğretim ve orta öğretim kurumlarına devam eden üstün veya özel yetenekli öğrencilerin örgün eğitim kurumlarındaki eğitimlerini aksatmayacak şekilde bireysel yeteneklerinin bilincinde olmalarını ve kapasitelerini geliştirerek en üst düzeyde kullanmalarını sağlamak amacıyla açılmış olan bağımsız özel eğitim kurumudur.”

 6. YARATICILIĞI ENGELLEYEN ÖĞRETMEN ÖZELLİKLERİ

Sungur (2007), yaratıcılığı engelleyen öğretmen tutumlarını on bir madde hâlinde sıralamaktadır:

Öğrencinin cesaretini kıran,

Güvensiz,

Aşırı eleştiren,

Davranışlarında bir uçtan diğerine gidip gelen,

Heyecanı olmayan,

Düz okumayı vurgulayan,

Dogmatik ve katı,

Alanla ilişkisini sürdüremeyen,

Genelde yetersiz,

Dar ilgileri olan,

Sınıf dışında tartışma ve konuşma olanağı olmayan.

 

TARTIŞMA

Yaratıcılığın açığa çıkarılmasında engelleyici rol oynayan ögelerin başında potansiyel yaratıcıya yapılan bilinçsiz müdahaleler gelmektedir. Özellikle çocukları araştırma ve incelemeden alıkoyan gereksiz tepkiler, tek tip insan yetiştirilmesine neden olmaktadır.

Dogmatizm, yaratıcılığı tehdit eden etkenlerden biridir. Sorgulama ve eleştirel düşünme, dogmatik düşünceye aykırıdır. Dogmatik sistemler, yaratıcılık eğitimine kapalıdır. Yaratıcılığı açığa çıkarmak için ‘dondurulmuş’ düşünce kalıplarından sıyrılmak zorunluluktur.

 

Ülkemizde yaratıcı düşüncenin geliştirilmesinde, üstün yetenekli öğrencilere eğitim verilen Bilim ve Sanat Merkezlerinin (BİLSEM)  yaygınlaştırılmasının büyük  önem taşıdığı düşünülmektedir. Bu nedenle, etkin durumda olan 45 BİLSEM’in (MEB, 2009 b) yetersiz olduğu değerlendirilmektedir. 

 

Ülkemizde yaratıcı düşüncenin geliştirilmesinde karşılaşılan önemli bir sorun da  yetenekli öğrencilere eğitim verilen özel eğitim kurumlarının yok denecek kadar az oluşudur. Millî Eğitim Bakanlığı (MEB), üstün yetenekli öğrencilerin özel eğitimden yararlanması için önlemler almalı ve bu alanda özel eğitim veren okulları yaygınlaştırmalıdır.   

Yaratıcılık eğitiminde özel bir yer tutan Görsel Sanatlar, Müzik, Beden Eğitimi  derslerinin  orta öğretim kurumlarında seçmeli olması[1]   ya da ilköğretimde ders saatlerinin azaltılması (Tablo 1),  yaratıcılık eğitimini olumsuz etkileyebilecek etkenler arasında sayılmaktadır. Tablo 1’den de anlaşılacağı gibi ilköğretim okullarının 4-8. sınıflarında Görsel Sanatlar, Beden Eğitimi ve Müzik ders saatleri yetersizdir. 

Yaratıcılık eğitiminde okul öncesi ve ilköğretim temel basamaklar arasında sayılmaktadır. İlköğretim okullarında derslik başına düşen öğrenci sayısındaki artış, öğretmenlerin öğrencilerini sağlıklı biçimde gözlemlemelerini ve bire bir ilgilenmelerini olumsuz yönde etkilemektedir. Öğrenci yoğunluğundan kaynaklanan bu sorun, yaratıcı öğrencilerin keşfedilmesinde negatif rol oynamaktadır. Sözü edilen sorun, doğal olarak, yaratıcılık eğitimine de yansımaktadır.    Okul öncesi eğitimin ağırlıklı olarak ilköğretim bünyesinde sürdürüldüğü ve 2009–2010 eğitim-öğretim yılında pilot illerde zorunlu olduğu düşünüldüğünde,  önlem alınmaması durumunda,  ülkemizde yaratıcılık eğitiminin çağın gereksinimlerine yanıt veremeyeceği değerlendirilmektedir.

Türkçe ders kitaplarındaki metinlerin edebi nitelik taşıması  ve yaratıcı eğitime olanak sağlaması beklenir. Özellikle son yıllarda ders kitaplarında yer verilen metinlere özen gösterilmediği, bilim dışı iletiler içerdiği ifade edilmektedir (Canerik, 2008). Türkçe derslerinin bu açıdan bilimsel süzgeçten geçirilmesi gerektiği düşünülmektedir. 

Millî Eğitim Bakanlığının yayımladığı çocuk kitaplarında bilim dışı  ögelere sıklıkla yer verilmesi ve bunların açık ya da örtük iletiler yoluyla okuyucuya  sunulmasının (Canerik, 2007; Canerik, 2007 a; Canerik, 2007 b)  yaratıcılık eğitimine zarar verebileceği düşünülerek önlem alınmalıdır.

Sonuç ve Öneriler

Güzel Sanatlar Eğitim Fakültelerine öğrenci seçiminde başvurulan özel yetenek sınavlarına merkezi denetim getirilmeli ve nesnel ölçütler esas alınmalıdır. Sözü edilen sınavların merkezi sistemle yapılabilmesine olanak tanınmalıdır (Canerik, 2003).

Yaratıcılık konusunda öğretmen adaylarına hizmet öncesi, öğretmenlere ise hizmet içi eğitim verilmelidir.

Sanatın toplumsal sınıflar ve üretim ilişkileriyle bağı düşünüldüğünde,  yaratıcılık kavramına doğaüstü ve gizemli bir rol yüklenmesi bilimsel dayanaktan yoksundur.

Her sanat ürünü çağının ve kendisini yaratan sınıfların izlerini taşır. Sanata ve dolayısıyla yaratıcılığa sınıflar üstü anlam yüklenmemesi gerektiği değerlendirilmektedir.  

Üstün yetenekli çocuklara özel eğitim olanağı sağlanmalı ve bu alan hizmet veren  okullar yaygınlaştırılmalıdır.

Eğitim Fakültelerinin sınıf öğretmenliği bölümünde Görsel Sanatlar, Müzik ve Beden Eğitimi derslerine özel önem verilmelidir.

İlköğretim okullarının 4-8. sınıflarında Görsel Sanatlar, Müzik ve Beden Eğitimi dersleri hafta en az iki saate çıkarılmalıdır.  

Özellikle ilköğretim birinci kademede Görsel Sanatlar, Müzik ve Beden Eğitimi derslerinde ‘daha önemli’ olduğu savıyla başka derslerin işlenmesi uygulamasına son verilmelidir. Eğitim yöneticileri ve ilköğretim müfettişleri denetimlerde bu noktayı göz önünde bulundurmalıdır.

Günümüzde yaratıcılığı engelleyen önemli etkenlerden biri de çarpık kentleşmeyle doğayla insan arasına örülen duvardır. Yaratıcı düşüncenin gelişmesinde etkili olduğu kabul edilen doğa, günümüz insanı için adeta erişilmez bir varlıktır. Bu sorunun, planlı ve doğayla barışık yeni bir kentleşme politikasıyla çözümlenebileceği değerlendirilmektedir.

Yaratıcılık potansiyelinin açığa çıkarılmasında oyunlardan etkin bir biçimde yararlanılmalıdır.

Yaratıcılığın ortaya çıkarılmasında eğitim materyallerinin payı büyüktür. Bu nedenle eğitim kurumlarında kullanılan materyallerin tasarımında yaratıcılık boyutu dikkate alınmalıdır.

 

EK

 Tablo 1. MEB  İlköğretim Okulu Haftalık Ders Çizelgesi

(e Terbiye Kurulunun 04.06.2007 tarih ve 111 sayılı Kararı ile kabul edilmiştir)

 

D E R S L E R

SINIFLAR

1

2

3

4

5

6

7

8

ZORUNLU DERSLER

Türkçe

12

12

12

6

6

5

5

5

Matematik

4

4

4

4

4

4

4

4

Hayat Bilgisi

5

5

5

 

 

 

 

 

Fen ve Teknoloji

 

 

 

4

4

4

4

4

Sosyal Bilgiler

 

 

 

3

3

3

3

 

T.C.İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük

 

 

 

 

 

 

 

3

Yabancı Dil

 

 

 

3

3

4

4

4

Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi

 

 

 

2

2

2

2

2

Görsel Sanatlar

2

2

2

1

1

1

1

1

Müzik

2

2

2

1

1

1

1

1

Beden Eğitimi

2

2

2

2

2

1

1

1

Teknoloji ve Tasarım

 

 

 

 

 

2

2

2

Trafik Güvenliği

 

 

 

1

1

 

 

 

Rehberlik/Sosyal Etkinlikler

 1

1

1

1

1

1

1

1

ZORUNLU DERS SAATİ TOPLAMI

28

28

28

28

28

28

28

28

SEÇMELİ  DERSLER

Yabancı Dil

 

 

 

2

2

2

2

2

Sanat Etkinlikleri (Drama, Tiyatro, Halk Oyunları, Enstrüman, Resim, Fotoğrafçılık, Heykel vb.)

1

1

1

2

2

2

2

2

Spor Etkinlikleri (Güreş, Futbol, Basketbol, Voleybol, Masa Tenisi vb.)

1

1

1

2

2

2

2

2

Bilişim Teknolojileri

1

1

1

2

2

1

1

1

Satranç

1

1

1

1

1

1

1

1

Düşünme Eğitimi

 

 

 

 

 

1

1

1

Halk Kültürü

 

 

 

 

 

1

1

1

Tarım

 

 

 

 

 

1

1

1

Medya Okuryazarlığı

 

 

 

 

 

1

1

1

Takviye ve Etüt Çalışmaları

1

1

1

 

 

 

 

 

SEÇMELİ DERS SAATİ TOPLAMI

2

2

2

2

2

2

2

2

GENEL TOPLAM

30

30

30

30

30

30

30

30

 

Kaynak: MEB Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı Öğretmenler Portalı.

 

 Kaynakça

 

Canerik, H. (2003). Özel Yetenek Sınavları Merkezi Sistemle Yapılmalıdır. Öğretmen Dünyası, Şubat 2003, Sayı: 278.

Canerik, H. (2007). Çilçilli Tavuk. Öğretmen Dünyası, Ekim 2007, Sayı: 334.

Canerik, H. (2007 a). Cimri’nin Kedileri ile Bayram Şenliği Adlı Kitapların İçerik, Dil ve Edebî Yönden Değerlendirilmesi. ABECE, Mart 2007,  Sayı: 247.

Canerik, H. (2007 b). MEB Çocuk Kitapları: Yaşayacaksın Ağacım.  ABECE, Ocak 2007, Sayı: 245.

Canerik, H. (2008). Kalbimizin Sesi Kimin Sesi? Öğretmen Dünyası, Ağustos 2008, Sayı: 344.

Cumalı, N. (1978). Dilâ Hanım (Makedonya 1900). İstanbul: E Yayınları.

Çeliksoy, M.A., Aykaç, E.Ü., Köse, S., Küçükkaya, E., Filiz, N., Sevil, T., Yılmaz, İ., Bayrak, C. (2008). Beden Eğitimi ve Oyun Öğretimi. Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Yayını Nu: 1794.

Demiral, Ö., Oğuzkan, Ş., Tür, G.  (1999).  Okulöncesinde Yaratıcı Çocuk Etkinlikleri. İstanbul: YA-PA Yayın Pazarlama San. ve Tic. AŞ.  

Demirel, Ö. (2009). Türkçe Öğretiminde Amaç ve İlkeler. http://www.aof.anadolu.edu.tr/kitap/IOLTP/2277/unite02.pdf  (Erişim: 22.11.2009, 16.50).

Fınkelsteın, S. (1986).  Müzik Neyi Anlatır. İstanbul: Kaynak Yayınları.

Gonçarov, İ.A. (2004). Oblomov. İstanbul: Beda Yayınları.

Gök, Ö. (2006). Resim-İş Dersine Yönelik Eleştirel Bir Bakış.  İlköğretmen Eğitimci Dergisi, Kasım 2006, Sayı: 3.

Güntekin, R.N. (Tarihsiz). Çalıkuşu (47. Baskı). İstanbul: İnkılâp.

Hargraves, D.J. (1977). Sex Roles in Divergent Thinking. Journal of Educational Psychology, Vol: 47.

Kansu, N. (2009). Yaratıcılık Nedir?  http://www.egitim.aku.edu.tr/nkansu3.htm  (Erişim: 21.11.2009, 11.52).

Kemal, O. (1982). Murtaza (6. Basım). İstanbul: Cem Yayınevi.

Kurtuluş, Y. (2001). İlköğretim Birinci Kademe Sanat Eğitiminin Önemi.  Çağdaş Eğitim,  Eylül 2001, Sayı: 279.

Mahfuz, N. (1990). Midak Sokağı. İstanbul: Cem Yayınevi.

MEB. (1973). 1739  Sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu. http://mevzuat.meb.gov.tr/html/88.html (Erişim: 22.11.2009, 15.34).

MEB. (2003). Millî Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliği. http://mevzuat.meb.gov.tr/html/225_0.html  (Erişim: 27.11.2009, 23.34).

MEB. (2005). İlköğretim Türkçe Dersi Öğretim Programı ve Kılavuzu (1-5. Sınıflar). Ankara: Devlet Kitapları Müdürlüğü Basım Evi.

MEB. (2005 a). İlk ve Orta Öğretim Kurumları Sosyal Etkinlikler Yönetmeliği.

http://mevzuat.meb.gov.tr/html/25699_0.html (Erişim: 28.11.2009, 00.01).

MEB. (2007). Millî Eğitim Bakanlığı Bilim ve Sanat Merkezleri Yönergesi. http://mevzuat.meb.gov.tr/html/2593_0.html  (Erişim: 05.12.2009, 12.05).

MEB. (2008). Görsel Sanatlar Dersi (1-8. Sınıflar)  Öğretmen Kılavuz Kitabı. İstanbul: MEB Devlet Kitapları (Birinci Baskı).

MEB. (2009). İlköğretim Müzik Dersi Programı.

http://iogm.meb.gov.tr/files/size_ozel/MDOPS.pps#333,17,Temel Beceriler ve Değerler   (Erişim: 27.11.2009, 21.43).

MEB. (2009 a). İlköğretim Beden Eğitimi Dersi Programı (1-8. Sınıflar).

http://iogm.meb.gov.tr/files/size_ozel/BEPS.pps#304,5,Programın Vizyonu (Erişim: 27.11.2009).

MEB. (2009 b). Bilim ve Sanat Merkezleri (BİLSEM). http://orgm.meb.gov.tr/Kurumlarimiz/OzelEgitimKurumlarimiz/bilimsanatmrkadres.htm (Erişim: 05.12.2009, 11.40).

 

Morgül, M. (2003). Eğitimde Yaratıcı Dramaya Merhaba.  Ankara: Kök Yayıncılık.

Morgül, M. (Tarihsiz). Müzik Nasıl Öğretilir.  Ankara: Yurtrenkleri Yayınevi.

Ömeroğlu, E. (2001). Okulöncesi Dönemde Yaratıcılık Eğitimi ve Desteklenmesi.  Millî Eğitim Dergisi, Sayı: 151, Temmuz, Ağustos, Eylül 2001.  http://yayim.meb.gov.tr/dergiler/151/omeroglu_turla.htm  (Erişim: 21.11.2009, 12.55).

Öztürk, A., Savaş, H., Altunay, A., Kılıç, L., Türkan, B., Coşkun, N. (2008). Müzik ve Görsel Sanatlar Öğretimi.  Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Yayını Nu: 1799, AÖF Yayını Nu: 934.

Ryan Jr, B.(2002). Çocuğum Okula Başlıyor. İstanbul: Hayat Yayıncılık.

San, İ. (1979).  Yaratıcılık İki Düşünme Biçimi ve Çocuğun Yaratıcılık Eğitimi.   Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, Cilt: 12, Sayı: 1–4.

Sungur, N. (2003). Işıltılı Bilmeceler. İzmit: Sesim Ofset Matbaacılık Ltd. Şti.

Sungur, N. (1997). Yaratıcı Düşünce. Evrim Yayınevi.

TTKB. (2009). İlköğretim Haftalık Ders Dağıtım Çizelgesi. http://ttkb.meb.gov.tr/ogretmen/modules.php?name=downloads&d_op=viewdownload&cid=72  (Erişim: 22.11.2009, 19.30).

Wiiliams, L. (2002). Çocuğunuzu Keşfedin. İstanbul: Hayat Yayıncılık.

[1] Millî Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulunun 15.10.2009/181 sayılı kararı.

 

  • Related Posts

    AMASYA GÜMÜŞHACIKÖY BEDEN KÖYÜNDE BİR DERSİM SÜRGÜNÜ: PÜLÜMÜR SALÖRDEK KÖYÜNDEN KEKO AHMET OĞLU HÜSEYİN ASLAN

    Hüseyin Aslan (1928-1974). Fotoğraf: Ali Rıza Aslan arşivi   Keko oğlu Ali’nin dillere destan malvarlığının, bir ailenin, daha doğrusu bir köyün kaderinde oynayabileceği rol kimsenin aklına gelmemişti. Ali Arslan (Aliye…

    PÜLÜMÜR AKDİK ŞİHAN KÖYÜNÜN ÜNLÜ FUTBOLCUSU MUSA PEKİN

    Musa Pekin, Kahramanmaraşspor formasıyla.   Pülümür Vadisi’nin batısında yükselen toprak damlı evler… Usta ellerin işlediği kesme taş yapılar. Tek ya da iki katlı evler, zorluklarla mücadele eden bir kuşağın ürünü.…

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Kaçırdıkların

    SORU VE YANITLARLA NARİN GÜRAN CİNAYETİ

    • Ekim 8, 2024
    • 10 views
    SORU VE YANITLARLA NARİN GÜRAN CİNAYETİ

    PÜLÜMÜR KIRMIZIKÖPRÜ’NÜN GÜLEN YÜZÜ İRFAN DİKME’YE ACI VEDA

    • Eylül 27, 2024
    • 70 views
    PÜLÜMÜR KIRMIZIKÖPRÜ’NÜN GÜLEN YÜZÜ İRFAN DİKME’YE ACI VEDA

    HAYRİ SARI’NIN  “CESUR YANLIŞLAR”I, İYİMSERLİĞİ VE UMUDU  BESLİYOR

    • Eylül 23, 2024
    • 44 views
    HAYRİ SARI’NIN  “CESUR YANLIŞLAR”I, İYİMSERLİĞİ VE UMUDU  BESLİYOR

    ERZİNCAN SANSA VADİSİ’NDE FIRTINALARA MEYDAN OKUYAN PÜLÜMÜRLÜ DEMİRYOLCU HIDIR KELEŞ

    • Eylül 15, 2024
    • 68 views
    ERZİNCAN SANSA VADİSİ’NDE FIRTINALARA MEYDAN OKUYAN PÜLÜMÜRLÜ DEMİRYOLCU HIDIR KELEŞ

    PÜLÜMÜR GOMEDERİ YAYLASINA  VEDA

    • Eylül 15, 2024
    • 34 views
    PÜLÜMÜR GOMEDERİ YAYLASINA  VEDA

    PÜLÜMÜR DEREBOYU’NDA AĞLAYAN  ÇEŞME

    • Eylül 5, 2024
    • 49 views
    PÜLÜMÜR DEREBOYU’NDA AĞLAYAN  ÇEŞME