Öğrenci Karneleri başlıklı yazıyı 16 yıl önce kaleme almıştım. O tarihlerde karnelere öğretmen görüşleri bilgisayarda değil, elde yazılırdı. Bir öğrenci için bundan daha değerli bir anı olamaz. Öğretmenler öğrenci hakkındaki görüşlerini artık E-okula işliyor. Yazının yayımlandığı yıl doğan çocuklar şimdi lise çağlarında. Söz konusu yazıda, karnelere yazılan öğretmen görüşleri hakkındaki bölüm özetle şöyleydi:
“Görüşün ‘muhtıra’ niteliğinde olmamasına özen gösterilmelidir. Sınıf öğretmeni, karnedeki ‘köşesi’nden veli ya da öğrenciye nasihatten kaçınmalıdır. ‘Görüş’le sadece veliye değil, öğrenciye de ulaşılmalıdır.
Öğrenci velisinin başarısızlıktan sorumlu tutulması doğru bir tutum değildir. İlköğretim öğrencileri için yazılacak görüşlerde kısa ve öz cümleler yeğlenmelidir. Başarıya vurguda bulunulması (Türkçeyi güzel konuştuğun için, yabancı dili de başarabilirsin) daha doğru olur. Yargılama ve suçlamaya dayalı, başarısızlıktan öğrenci velisini sorumlu tutan öğretmen önerileri tepkiye neden olur ve amacına ulaşamaz.
Sınıf öğretmeni, karne aracılığı ile öğrenciyi veliye şikâyet (çok yaramaz, tembel, ders dinlemiyor, arkadaşlarıyla geçimsiz vb.) etmemelidir. Öğretmen görüşünde, özellikle ilköğretim 8 ve lise son sınıflarda, öğrencinin yeteneklerinden yola çıkılarak meslek seçimi ile ilgili çeşitli önerilere yer verilebilir (Güzel sanatlar fakültesi, kapılarını, geleceğin ressamına aralamalıdır. Cahit Arf artık rahat uyuyabilir; çünkü Türkiye’nin en genç matematikçisi yetişiyor! Spor yüksekokulu, küçük dev adamı ağırlamaya hazır olmalıdır)” (Öğretmen Dünyası, Aralık 2003, Sayı: 288).
KARNEYE NE YAZILMALI?
Öğretmenlerin öğrencilerle ilgili değerlendirmeleri parmak izi gibidir. Aşağıda, karnelerin düzenlenmeye başladığı şu günlerde öğretmenlerimize ışık tutabileceği düşünülen, öneri niteliğinde bazı görüşlere yer verilmektedir:
Sosyal Bilimler Lisesi, Şermin’i karşılamaya hazır olmalıdır.
Rüzgârın bile yorulduğu zamanlar vardır, ama sen hiç yorulmadın. Yaşamın yörüngesini oturanlar değil, koşanlar belirler.
Sen gürültüyü yenilgiye uğratan güzel bir ezgisin..
Benim minik çiçeğim sen gidince sınıf solacak.
Matematik ders kitabı senden ayrı kalacağı günlerde sararıp solacak.
Türkçe tutkunu Aylin, TRT ekranlarının tozunu almaya hazırlanıyor.
Top yoruldu, ama sen yorulmadın. Sınıfımız, geleceğin yıldız oyuncusuna Galatasaray tribünlerinden el sallamak için sabırsızlanıyor.
Biraz çaba gösterdiğinde büyük zorlukları yenilgiye uğratacağını biliyorum.
Bazen yoruluruz, ayağımızın taşa takıldığı da olmuştur. Ayağa kalkmaya karar verdiğimizde yol almaya başlarız. Biliyorum, sen oturmayı değil, yürümeyi tercih edersin.
Sayılara olan düşkünlüğünü anlıyorum. Matematikçi dediğin şiir, roman bir de öykü okur.
İçi dışı Matematik. O, sofrasında dört öğün Matematik bulunduran bir sayısal zekâ küpüdür.
Sadece iyi bir ressam değil, aynı zamanda iyi bir yurttaş olacağına inanıyorum.
Sınıfımızın zeki öğrencilerinden. Onun özlediği iklimde yaşamak, hepimizin dileği. Ayağa kalktığında, baş edemeyeceği bir sorun yok.
Sınıfın gergin atmosferini değiştiren rahatlığın kaynağını merak edenler, onu mutlaka tanımalı… Selma, hepimizin sevinç kaynağı…
İnsan dediğin stresli olur diyenlerin yanılgısıdır, İrem. İrem,, sözlüklerden stres maddesini kaldıran rahatlığın adıdır.
Kımıldayan insan yol alır. Özgürcan, dilerse, rüzgâra karşı bile koşabilir.
Geometri kitapları, yaz tatilinde Merve’den ayrı kalmanın üzüntüsünü yaşayacak.
Ben ona geleceğin matematikçisi gözüyle bakıyorum.
Matematikçi Hypatia’yı kıskandıracak zekâsıyla, gelecekte, Türkiyeyi aydınlatacak başarılara imza atabilecek yetenekte.
Aycan, sadece anne ve babasının değil, Türkiye’nin övünç duyacağı bir nehir gibi kuraklığın üzerine akacak.
Sınıfımızın bilgesi. Zorluklarla, sıkıntılarla başa çıkılarak hak edilmiş bir bilgelik.
İyimserlik, mutluluk, kardeşlik ve yaratıcılık denilince akla ilk gelen öğrencilerimizden. Güzel Sanatlar, Berrin’in yolunu gözlüyor.
En zor dönemlerde bile gülmeyi başarmak ve saygıda kusur etmemek, erdemdir. Dilara, sınıfımızın başarılı ve gülen yüzüdür.
Mutfaktan yayılan güzel kek ya da börek kokusunu merak edenler, sınıfımızın yetenekli ustasını keşfetmeli artık.
Bir insan ancak bu kadar uyumlu olabilir. Ali Rıza, başarılı çocuk yetiştirme geleneğimizin güzel bir örneği.
Sessiz, ama derinden gelen başarı… Ayağa kalktığında, onu tutmak olanaksız.
Tartışma deyince akla ilk gelen öğrencimiz. Geleceğin gazetecisi…
(Dilovası, 29 Mayıs 2019)