Millî Eğitim Bakanlığı (MEB), Yönetici Atama Yönetmeliği’nideğiştirdi.Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumlarına Yönetici Görevlendirme Yönetmeliği, 22 Nisan 2017 tarih ve 30046 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yönetmelik’le ilgili ayrıntılı değerlendirme bu sayfada yayımlandı (http://www.huseyincanerik.com/index.php/124-meb-yonetici-gorevlendirme-yonetmeligi).
Bu yazıda, Yönetmelik’te hukuka aykırı olduğu değerlendirilen maddelere yer verilmektedir:
Mülakat, gerektiğinde, yazılı sınavla ölçülmesi güç yeterliklerin ölçülmesi için başvurulabilecek bir değerlendirme yöntemidir. Yönetmelik’te, yazılı sınavlarla ölçülebilecek yeterliklerin mülakatla ölçülmesi esas alınmaktadır. Yönetici seçiminde, öznel-soyut değerlendirme yönteminin esas alınmasının, Türk eğitim sisteminde kariyer ve liyakate dayalı yönetici seçimine hizmet etmeyeceği öngörülmektedir.
Nesnel olmayan, çağdaş ölçme ve değerlendirme mantığıyla çelişen bir uygulamada ısrar edilmesi, Türk eğitim sisteminin ihtiyaçlarıyla ilişkilendirilememektedir.
Mülakat komisyonu üyeliğinde millî eğitim yöneticisi olmak yeterli sayılmaktadır (Madde 9). Komisyon üyelerinin alan ve yeterliklerinin dikkate alınmaması, mülakatın ‘şeklen’ yapıldığını ve yönetici yeterliklerini ölçmekten uzak olduğunu göstermektedir. Örneğin İngilizce öğretmeni bir komisyon üyesinin, analitik düşünme yeteneğini nasıl ölçebileceği konusunda elle tututulur bir açıklamaya rastlanmamaktadır. Yönetmelik’le, eğitim ve birikimleri göz önünde bulundurulmadan, tüm komisyon üyeleri mevzuat, analitik düşünme ve analiz yapabilme, temsil, liyakat, muhakeme gücü, kavrayış düzeyi, iletişim becerileri, özgüven, ikna kabiliyeti, genel kültür, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi alanlarında yeterli kabul edilmekte ve adayların söz konusu yeterliklerini ölçme göreviyle görevlendirilmektedir. Her biri farklı uzmanlık gerektiren bu konuların, mülakat komisyonunca değerlendirilebileceği varsayımı gerçekçi değildir. Mülakat, mevcut hâliyle, yeterlikleri ölçme aracı değildir. Daha doğrusu, sınav olarak nitelendirilebilecek özelliklerden yoksundur. Sınav olmayan bir ‘sınav’la yönetici belirlenemez.
Mülakat konularının seçiminde ölçülebilirlik durumunun dikkate alınmaması ve değerlendirme konularının sınırlandırılmaması, uygulamadan beklenen yararın gerçekleşmeyeceğini ortaya koymaktadır. Amaca hizmet etmeyen bir değerlendirme yönteminden vazgeçilmesi gerektiği düşünülmektedir.
Mülakat, soyut ve güvenirliği olmayan bir değerlendirme yöntemidir. Bu değerlendirme yönteminde ısrarın, devlet okullarının yönetici kalitesini düşürmesi beklenmektedir.
Yönetmelik’te, okul yöneticiliğinin her kademesi ‘ikinci görev’ olarak tanımlanmaktadır (Madde 4/e-g). Müdürlük, müdür başyardımcılığı ve müdür yardımcılığı, görevde yükselmeyle kazanılan unvanlardır. Kazanılmış unvanların yok sayılması, hukuka uygun değildir. Yönetmelik’te, görevde yükselme kapsamında değerlendirilmesi gereken yönetim görevinin ‘ikinci görev’ olarak tanımlanması, hukuka aykırıdır ve iptal nedenidir.
Yönetim, bilimdir. Fakülte ve Sosyal Bilimler Enstitülerinin Eğitim Yönetimi ve Denetimi bölümlerinde, lisans, yüksek lisans ve doktora düzeyinde eğitim verilmektedir. Söz konusu programlarla, eğitim ve okul yönetimine nitelikli yönetici yetiştirilmesi amaçlanmaktadır. Mülakatla yapılan görevlendirmelerde, eğitim yönetimi ve denetimi bölümünden mezun olmanın dikkat alınmaması, yöneticilikte kariyer ve liyakati dışlayan bir uygulamadır.
Yöneticiliğin ‘ikinci görev’ sayılması (Madde 1/1, 2/1), dört yılla sınırlandırılması (Madde 21/1)) ve her dört yılda bir mülakat uygulamasıyla, yöneticilik görevi itibarsızlaştırılmakta ve kurum belleği ‘formatlanmaktadır’. Uygulama, yönetimde istikrar ve süreklilik ilkesiyle çelişmektedir.
Yöneticileri her dört yılda bir öğretmen olarak görevlendirme mantığı, yönetim alanında deneyim kazanma sürecini sınırlamaktadır. Uzun yıllar görev yapan yöneticilerin öğretmenliğe geri dönmeleri, mesleki verimlilikle çelişen bir uygulamadır. Okul yönetiminde zafiyet yaratan ve akademik başarıyı olumsuz yönde etkileyen uygulamada, kamu yararının gözetilmediği açıktır.
Mülakat (Sözlü sınav) puanlarına itirazın, mülakatı gerçekleştiren komisyon tarafından değerlendirilmesi (Madde 16/2), temel hukuk kurallarına aykırıdır. İdari ya da adli davalarda, itirazların bir üst organa yapılması esastır. Yönetmelik, bin yıllık devlet geleneği ve imparatorluk birikiminden habersiz hazırlanmıştır.
Alan sınırlaması nedeniyle müdür başyardımcısı olamayan adaylara müdürlük görevi verilmesi, iptal gerekçelerinden biri olarak görülmektedir. (Doktor olamayana uzman doktorluk unvanı verilemez.)
Görevlendirmede, Yönetici Değerlendirme Formu Ek 1 puanı ile mülakat puanın aritmetik ortalaması esas alınmaktadır. Mülakat konuları 100 üzerinden değerlendirilmektedir. Bu durumda, 100 puan, aritmetik ortalamaya dâhil edilen Ek 1 için de gerçekleşebilir hedef olmak zorundadır. Yönetim alanında doktora yapan bir adayın Ek 1’den 100 tam puan alabilmesi için 250 yıl görev yapması gerekmektedir. 100 tam puana ulaşma olasılığı sıfır olan Ek 1’in, mülakat puanıyla birlikte aritmetik ortalamaya katılmasının, iptal nedenlerinden biri olarak görülmesi gerektiği değerlendirilmektedir.
13.05.2017/Körfez