KOCAELİ’DE DOLU BEKLENTİSİ VE ARABA SEVDASI

Doluya karşı koruma altına alınan şanslı arabalar
Doluya karşı koruma altına alınan şanslı arabalar

Gazeteler bütün yurttaşları  sağanak yağış ve etkili dolu konusunda uyardı.  Gazetelerin kaynağı, Meteoroloji 1. Bölge Müdürlüğü. Yayın organları ‘geliyorum’ diyen felaketi büyük bir öz güvenle izleyicilerine duyurdu:

“… Kocaeli’de süper hücreli fırtınalar görülebilir. Meteorolojik uyarılara aman dikkat! … Kuvvetli sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışların ani sel, su baskını, yıldırım düşmesi, dolu yağışı ve yağış anında kuvvetli rüzgâr gibi olumsuzluklara sebep olacağı tahmin edildiğinden, yetkililerin ve vatandaşların dikkatli ve tedbirli olmalarının gerektiği vurgulandı.” (Akşam, 27.06.2018).

Uyarı, aslında bir gün önce, yani 26 Haziran’da yapılmış, yurttaşlar önlem almaya davet edilmiş. Yetkililer, yurttaşları, sel baskını,  rüzgâr, dolu ve yıldırım düşmesine karşı uyararak görevini yerine getirmiş oluyor! Devlet işini sağlama alır. O gün sele kapılan, evini su basan, şiddetli doludan dolayı kafası kırılan, canından çok sevdiği arabasını doluya kurban verenlerin vay hâline!

“Ben sana önlem al, demedim mi?”

Ölen kendi kesesinden ölmüş olacak.

Zarar ziyan?

Sigorta kuruluşları ne güne duruyor, diye boşuna kimse beklemesin. Çünkü sigorta şirketlerinin manken görevlileri doludan önce gerekli uyarılarda bulunmuş ve müşterilerini uyarmıştır. Bir tuşla, milyonlarca sigortalıya çekilen mesajlar yasal bildirim olarak kabul edilecek. Uyarıya karşın arabasını koruyamayanların zararları karşılanmayacak.

Peki Devlet? Yurttaşlarının olası zararlarını karşılamayacak mı? Büyük olasılıkla karşılamayacak. Bunu, Meteoroloji 1. Bölge Müdürlüğünün dikkatlice hazırlanmış uyarısında görmek mümkün. Her tür kaza belanın faturası yine yurttaşa çıkarılacak. Dere yatağındaki evi basan selden, çarpık kentleşme ve  bozuk altyapıdan  kaynaklanan doğal yıkımlardan yetkililer değil, yurttaşlar sorumlu tutulacak.

Yetkililer işini bilir!

Yetkililerin yaptığı bütün açıklamalar, olası zarar ve ziyanda ‘kanıt’ değeri taşıyacak. Meteorolojinin uyarısına aldırmayıp sokağa çıkmışsan, sele kapılırsın! Belediyenin ne suçu var! Belediyenin yapacağı cenazeni usulüne uygun taşımaktan ibarettir. Bedava hizmet! Yağmurun yağacağını sana bildirdiklerine göre yanına en azından bir kayık alıp sokağa çıkman gerekmez mi?  Yıldırımdan korunman için belediye sana bir de paratoner  mi versin? Hem payına düşen ‘istihkak’ı son Ramazan iftarında kullanmamış mıydın? Hemen her iftarda boy gösteren bir yurttaş nasıl olur da yediği ekmeğe hıyanet eder ve belediyeyi suçlar!

Sürücüler Saatlerce Dolu Bekledi

Neyse, asıl konumuza dönelim. 26 Haziran’da Kocaeli’yi felç etmesi beklenen dolu, kenti ayağa kaldırdı. Kocaeli’de, doluya karşı gelişen millî birlik ve beraberlik ruhu göz yaşartıcıydı. Arkadaşım Ümit Yahşi‘nin paylaştığı  fotoğraf, bir halkın  zor günlerde nasıl tek yürek olduğunu çok iyi ifade ediyordu.

Arabalarını doludan sakınan Kocaelililer, Meteorolojinin dolu uyarısına karşı oturup beklememiş, eyleme geçmişti. Yaşlı-genç, kadın-erkek demeden duyarlı araç sahipleri iş başına geçmişti. Arabalarını kazalardan ve kem gözlerden korumak için nazar boncuğu asanlar dâhil, hemen herkes iş başındaydı.

Dolu arabaya zarar vermesin diye ele geçen örtüler ilk önce araçların ön camına, ardından bütün gövdesine örtülüyordu.  Arabalar,  tepeden tırnağa giydiriliyordu. Bazı araçlar, bilerek ya da bilmeyerek, Pakistan’da gelin arabası gibi süslenen kamyonlara benzetilmişti. Mahalle bakkalına koşan araç sahipleri bulabildikleri kolilerle araçların yanına koşuyordu. Kartonları yeterli bulmayanlar, çeyiz sandığında unutulan havlu ve işlemeli masa örtülerine kavuşmanın mutluluğunu yaşıyordu.

Yeter ki  arabaya zarar gelmesin!

Halı, kilim, yolluk, paspas, battaniye, masa örtüsü, sofra bezi, gözden çıkarılmış giysiler, çadır, yağmurluk vb. ne varsa arabaların üzerine örtülüyordu. Kolilerden elde edilen kartonları kullananların bazıları koli bandıyla işi sağlama alıyordu. Örtülerin uçmaması için parkeleri söküp kullananlara da rastlanıyordu. Örtülerin üzerindeki taş ve parkeleri kasırga bile yerinden oynatamaz.

Tam bir seferberlik hâli!

İşini gücünü bırakıp aracının başında toplananlar arasındaki dayanışma toplumsal duyarlıklarımızın öldüğünü söyleyenleri âdeta yalanlıyordu. Bant ve örtü alışverişi, çıkar beklentisi dışında gerçekleşiyordu.

Oturduğumuz binadan, sarılıp sarmalanan arabalara bakıyoruz. Renk renk, model model arabalar… Otomobilden çekiciye, traktörden kamyonete hemen her tür araç, mumyalanmış hâlde, doluyu bekliyor. Orta yaşlı bir kamyonet sürücüsü, aracını bir Acem halısıyla örtüp başında bekliyor. Sürücü, çocuğuyla birlikte yaz kıyafetiyle fırtınayı karşılamaya hazır! Üç yaşındaki çocuk kıpır kıpır… Belli ki o da gelecek büyük fırtınadan haberdar. Çocuk bir ara yola koşmaya yelteniyor. O sırada hızlı geçen aracın altına girmekten son anda kurtuluyor. Baba öfkeleniyor ve oğlunu tokatlıyor.

Dolu öfkesi, çocuğun minicik yanağında patlıyor!

Arabalar değişik marka örtülerin sergilendiği bir yıl sonu sergisini çağrıştırıyor. Durumu iyi olanların tercihi kaliteli halı, kilim, battaniye ve benzeri örtülerden yana oluyor. Şam perdesinden Isparta halısına, Bursa havlusundan  Hasankeyf’in keçe kilimine kadar hemen her tür örtüyle bezenmiş araçlar, sahiplerinden daha mutlu görünüyor.

Çocukluğumuzda katırlarla yük taşımak için kullanılan, keçi kılından yapılmış birkaç çuvala ilişiyor gözlerim. İçim burkuluyor. Siyah ve kırmızı desenli çuvallar acaba hangi yetenekli kadının eseri? Hâlâ yaşıyor mu? O çuvallarda kim bilir neler taşınmıştır yaylalara.  Un, şeker, çay, belki bir kesekâğıdı leblebi ve üzüm… Kızamık geçiren bebeklere kızamık şekeri de olabilir.

Araçları seyrederken binadan yükselen bir ses dikkatimizi çekiyor. Komşumuz Naciye Hanım, oğlu Özkan‘ın elinden seccadesini zor kurtarıyor. Özkan, yeni aldığı arabasının başına gelebilecek felaketi önlemek için evde bulduğu örtüleri ayırt edebilecek durumda değil.  

Hacı Murat’a Nazar Boncuğu

Bu arada Erzincan’ın soğuk kış günlerinde bizi Söğütözü İlkokuluna taşıyan Hacı Murat‘ı merak ediyorum. Arkadaşım Ferit Altay‘ın kullandığı Murat 124‘ün doludan zarar görme olasılığı bile beni korkutuyor. Meteorolojinin raporunda Erzincan’la ilgili uyarıya rastlamayınca rahatlıyorum.  

Yüksekten arabalara bakıyoruz… Halı yıkama ‘fabrika’sından  yeni çıkmış halılar sanki kurutulmak üzere araçların üzerine serilmiş. Araba tutkusu, bana  Merakî Efendi‘nin oğlu Felâtun Bey‘i çağrıştırıyor. Kuşkusuz   Bihruz Bey‘i unutmak haksızlık olur.  Felâtun ve  Bihruz, ‘alafranga züppe’ olarak adlandırılabilir (Fethi Naci, Bihruz Bey’i ‘alafranga züppe’ olarak tanıtmıştır). Ahmet Mithat‘ın “Felâtun Bey ile Rakım Efendi”, Recaizade Mahmut Ekrem‘in “Araba Sevdası” eserlerinde araba tutkusunun ‘alafranga’ züppe’leri nasıl yıkıma sürüklediği çok güzel işlenmektedir. Bihruz Bey’in Çamlıca Bahçesi’nde, Felâtun Bey’in Kâğıthane çayırındaki araba sefaları pahalıya patlamıştır.

Gözlerim, dolu beklentisinden dolayı, gösterişli arabalarını muhafaza altına alan   Felâtun’la Bihruz’un çağdaşlarını arıyor. Araba sevgisinin insan sevgisinin yerine geçtiği bir dönemi, Bihruz ya da  Felâtun’la ifade etmek pek  kolay olmasa gerek.  Çat pat Fransızcasıyla ‘bilgili’ görünme çabasındaki Bihruz, babasından kalan parayı har vurup harman savurmuştur. Felâtun için de aynı şey söz konusudur. Günümüz Bihruzlarının serveti baba mirası değil, düpedüz yankesicilik eseridir.

Kocaelili araç sahipleri  dolu için ayağa kalktı. Arabalar muhafaza altına alındı. Saatlerce dolu beklendi. Arabalarını korumak için ter döken sürücüler yağmur duasına çıkar gibi saatlerce dolu bekledi. Bir tek dolu tanesi bile düşmedi toprağa. Sağanak yağmur beklentisi de boşa çıktı. Yıllar sonra güneş yüzü gören Acem ve Isparta halıları, Şam perdeleri, Hasankeyf keçe kilimleri, Bursa havluları ve keçi kılından çuvallar mutluydu. Gözlerimiz Meteoroloji yetkililerini aradı, en azından bir özür için. Ortalıkta  kimse yoktu! Belli ki dolu eğlencesi onları fazlasıyla mutlu etmişti.

Bakalım arabaları süsleme ve mumyalama seferberliği bu kez  hangi ilimize kısmet olacak?  

(Körfez, 27 Haziran 2018)

  

Kaynakça:

https://www.aksam.com.tr/guncel/26-haziran-meteoroloji-son-dakika-kocaeli-hava-durumu-uyarisi-kocaeli-hava-durumu-raporu/haber-748682 Erişim: 27.06.2018.

Ahmet Mithat. (2005). Felâtun Bey ile Rakım Efendi, İstanbul: İskele Yayıncılık.

Recaizade Mahmut Ekrem. (Tarihsiz).  Araba Sevdası, İstanbul: Boyut Yayıncılık.

  • Related Posts

    AMASYA GÜMÜŞHACIKÖY BEDEN KÖYÜNDE BİR DERSİM SÜRGÜNÜ: PÜLÜMÜR SALÖRDEK KÖYÜNDEN KEKO AHMET OĞLU HÜSEYİN ASLAN

    Hüseyin Aslan (1928-1974). Fotoğraf: Ali Rıza Aslan arşivi   Keko oğlu Ali’nin dillere destan malvarlığının, bir ailenin, daha doğrusu bir köyün kaderinde oynayabileceği rol kimsenin aklına gelmemişti. Ali Arslan (Aliye…

    PÜLÜMÜR AKDİK ŞİHAN KÖYÜNÜN ÜNLÜ FUTBOLCUSU MUSA PEKİN

    Musa Pekin, Kahramanmaraşspor formasıyla.   Pülümür Vadisi’nin batısında yükselen toprak damlı evler… Usta ellerin işlediği kesme taş yapılar. Tek ya da iki katlı evler, zorluklarla mücadele eden bir kuşağın ürünü.…

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    Kaçırdıkların

    PÜLÜMÜR MEZRA KÖYÜNDE BEYCELİ  BİR GELİN: GÜLÜZAR FIRAT

    • Ekim 11, 2024
    • 27 views
    PÜLÜMÜR MEZRA KÖYÜNDE BEYCELİ  BİR GELİN: GÜLÜZAR FIRAT

    SORU VE YANITLARLA NARİN GÜRAN CİNAYETİ

    • Ekim 8, 2024
    • 23 views
    SORU VE YANITLARLA NARİN GÜRAN CİNAYETİ

    PÜLÜMÜR KIRMIZIKÖPRÜ’NÜN GÜLEN YÜZÜ İRFAN DİKME’YE ACI VEDA

    • Eylül 27, 2024
    • 79 views
    PÜLÜMÜR KIRMIZIKÖPRÜ’NÜN GÜLEN YÜZÜ İRFAN DİKME’YE ACI VEDA

    HAYRİ SARI’NIN  “CESUR YANLIŞLAR”I, İYİMSERLİĞİ VE UMUDU  BESLİYOR

    • Eylül 23, 2024
    • 52 views
    HAYRİ SARI’NIN  “CESUR YANLIŞLAR”I, İYİMSERLİĞİ VE UMUDU  BESLİYOR

    ERZİNCAN SANSA VADİSİ’NDE FIRTINALARA MEYDAN OKUYAN PÜLÜMÜRLÜ DEMİRYOLCU HIDIR KELEŞ

    • Eylül 15, 2024
    • 77 views
    ERZİNCAN SANSA VADİSİ’NDE FIRTINALARA MEYDAN OKUYAN PÜLÜMÜRLÜ DEMİRYOLCU HIDIR KELEŞ

    PÜLÜMÜR GOMEDERİ YAYLASINA  VEDA

    • Eylül 15, 2024
    • 43 views
    PÜLÜMÜR GOMEDERİ YAYLASINA  VEDA