Uzman Öğretmenlik Belgesi
Uzman Öğretmenlik Belgesi

 

Bu yazıyla, Öğretmenlik Kariyer Basamaklarında Yükselme Sınavı (ÖKBYS)  ile ilgili tartışmalara katkı sunulması amaçlanmaktadır. Yazıda, sınavla ilgili tartışmalar ele alınmakta, öğretmen kamuoyunun beklentileri dile getirilmektedir.

Öğretmenlik Kariyer Basamaklarında Yükselme Sınavı (ÖKBYS)  19 Kasım günü, saat 10.00’da yapılacak. Millî Eğitim Bakanlığı verilerine göre öğretmenlik kariyer basamakları eğitimlerine  614 bin 390 öğretmen başvurdu. Bunların  606 bin 185'i eğitimlerini tamamladı.   Yazılı sınava  595 bin 598 aday başvurdu.  Bu adaylardan yüksek lisanslı   94 bin 606 öğretmen uzman, doktoralı   257 öğretmen ise başöğretmenlik sınavından muaf tutulacak. 

Mevcut   75 bin 506  uzman öğretmen sayısı, sınavdan muaf  tutulan  94 bin 606 yeni uzman öğretmenle birlikte 170 bin 112'ye çıkacak.  Görev başındaki  89 başöğretmen sayısı, sınavdan muaf  tutulan  257 öğretmenle birlikte  346'ya yükselecek.

SINAVDA 500 BİN 915 ÖĞRETMEN TER DÖKECEK

Sınavdan muaf tutulan yüksek lisanslı ve doktoralı  öğretmenlerin toplam sayısı, 94 bin 863.   Bu durumda, 19 Kasım’da yapılacak sınavda 500 bin 915 öğretmen ter dökecek (**).   Sınavda,  çoktan seçmeli 100 soru sorulacak.  100  üzerinden 70 puan alan adaylar başarılı sayılacak.

Öğretmenlerin  yaz tatili boyunca  hazırlık yaptıkları sınavın,  ciddi tartışmalara yol açtığı görülüyor. Muhalefetin, sınavın iptali amacıyla Anayasa Mahkemesine yaptığı başvuru, tartışmanın en azından bir süre daha devam edeceğine işaret ediyor.

BİTMEYEN TARTIŞMA

Eski Millî Eğitim Bakanı (2003-2009)  Hüseyin Çelik zamanında  gündeme getirilen kariyer uygulamasının üzerinden uzun yıllar geçti. 27 Kasım 2005’te düzenlenen sınavı kazanan öğretmenlere, Hüseyin Çelik imzalı,  ‘Uzman Öğretmenlik Sertifikası’ verilmişti. 

İmza çizelgelerindeki  adlarına ‘uzman’ unvanı eklenmesini sağlayan öğretmenler oldu. Bazı okul yöneticileri, mesleki toplantılarda ‘uzman’ öğretmenlere öncelik tanıdı. 

Aradan yıllar geçti.

İlk sınavdan bu yana geçen 17 yılda ne değişti?

Millî Eğitim Bakanlığı (MEB), uygulamaya, kaldığı yerden devam kararı aldı. İktidar değişmediği hâlde, 17 yıl boyunca rafa kaldırılan uygulamaya niçin dönüldü? Sınav tartışmasının altında  hangi gerekçeler yatıyor?

 UZMAN VE BAŞÖĞRETMENLİK SINAVINDA TARTIŞMAYA AÇIK MADDELER

  • Sınavla, öğretmenlerin mesleki yeterlikleri ölçülmüyor

 Millî Eğitim Bakanlığı (MEB), Öğretmenlik Mesleği Genel Yeterliklerini 6  ana başlıkta toplamaktadır:

  1. Kişisel ve Mesleki Değerler-Mesleki Gelişim,
  2. Öğrenciyi Tanıma,
  3. Öğrenme ve Öğretme Süreci,
  4. Öğrenmeyi, Gelişimi İzleme ve Değerlendirme,
  5. Okul, Aile ve Toplum İlişkileri,
  6. Program ve İçerik Bilgisi.

   Sınavın,  mesleki yeterliliklerin ölçülmesine  hizmet etmediği değerlendiriliyor.

  1. Öğretmen yetiştirmeyen kurum mezunlarına sınavsız uzmanlık olanağı

 Yüksek lisans görmeyen Eğitim Fakültesi mezunu  öğretmenlere uzmanlık için sınav koşulu getiriliyor.  Fen Edebiyat vb. eğitim kurumu mezunlarına daha önce verilen öğretmenlik formasyonu, tezsiz yüksek lisans kapsamında değerlendirildiğinden,  adı geçen kurum mezunlarına sınavsız uzmanlık olanağı sağlanıyor.  Aday Öğretmenlik ve Öğretmenlik Kariyer Basamakları Yönetmeliği’nde (Madde 13/1), formasyonun  yüksek lisans sayılmayacağına ilişkin herhangi bir hüküm yer almıyor.

 

  1. Eğitim yöneticileri uzman olmayan MEB’de, öğretmenlere getirilen sınav uygulaması, liyakat tartışmalarını alevlendirecek

 İl ve İlçe Millî Eğitim Müdürleri başta olmak üzere, MEB’in taşra yapılanmasında görev alan eğitim yöneticilerine uzmanlık koşulu getirilmiyor. Öğretmenler uzman, ama  MEB yöneticileri değil!  Uygulamayla, eğitim ve okul yöneticilerinin, hiyerarşik olarak öğretmenlerin gerisinde kalmalarına zemin hazırlanıyor. ‘Geri’nin, ‘ileri’yi yönetmesinin yaratabileceği olası sorunlar göz önünde bulundurulmuyor.

 

  1. MEB, merkez yapılanmasında görev alan genel müdürlere uzmanlık koşulu getirilecek mi? Kritik görevlerde bulunan genel  müdürlere  ve daire başkanlarına sınav  zorunluğu getirilmiyor. Personel Genel Müdürlüğü vb. birimlerde görev yapan yöneticilerin, ‘uzman’ları yönetmesi, liyakatle çelişiyor.  
  2. Uzman öğretmenlerin başöğretmenlik için uzmanlık sınav sorularından sorumlu tutulması, açıklanması güç uygulamalardan biri olarak değerlendiriliyor

 2006’da uzman unvanı alan 75 bin  506  öğretmen, başöğretmenlik sınavına katılabilmek için,  uzman öğretmenlere yönelik  180 saatlik  eğitim programına katılmak zorunda bırakılmıştır. Başöğretmenlik sınavına katılacak uzman öğretmenler, uzman öğretmenlik sınav sorularından da sorumlu tutuluyor.

 

  1. Matematik, Felsefe, Yabancı Dil (Almanca, Fransızca, İngilizce vb.), Türkçe,  Sosyal Bilgiler,  Beden Eğitimi, Görsel Sanatlar, Müzik öğretmenlerine uygulanan  ortak sınavla uzmanlık bilime aykırı

 MEB’de farklı alanlarda görev yapan öğretmenlere,  ortak sınavla uzmanlık unvanı verilmesi, bilime aykırı. Uzmanlık, alanında daha fazla bilgi, birikim ve deneyim gerektirir. Ortak sınav, öğretmenlerin alanıyla ilgili özgün çalışmalarını, yetenek ve birikimlerini ölçmüyor. Bu durumda, sınava girenle girmeyen arasında ne fark olacak? Uzman unvanı alan Müzik öğretmeni ile ‘diğer’ Müzik öğretmeni arasındaki tek fark, MEBBİS’e işlenecek ‘uzman’ öğretmen unvanı ve  ek ödeme olacak.

Peki, bunun Türk eğitim sistemine katkısı ne olacak?

  1. Sınıf içi performansı ölçmeyen sınavla uzmanlık olur mu?

Sınav, başarının olmazsa olmazı mı, tartışmalı…  Alanında  yetersiz  bazı örneklerin dillere destan sınav başarılarını açıklamak  zor. Bazıları, sınavla başbakan bile olabilir! Öğretmen başarısının ölçülmesinde sınıf içi performanstan daha önemli bir ölçüt var mı? Sınav, sınıf içi performansın ölçülmesine en küçük katkı sağlamıyor.

O hâlde sınavda ısrarın asıl amacı ne?

 

  1. Eğitim sendikalarının görüşü niçin dikkate alınmıyor?

Eğitim sendikalarının büyük bölümü sınavla ilgili eleştiri ve önerilerini sundu. Bakanlıktan, binlerce üyeye sahip sendikaların görüş ve önerilerini dikkate alması ve  kararı  gözden geçirmesi beklenir. Eğitimle ilgili karar sürecine bileşenlerin dâhil edilmesi, MEB’i daha güçlü kılmaz mı? Sendikaların, benzer eleştirileri 2005 yılında da   getirdiği biliniyor.

 

  1. Kolay sorular sorulacak, ifadesi sınavı tartışmaya açmaz mı? Sınavda sorulması gereken sorular, ölçülmek istenen kazanımlarla/yeterliklerle ilişkilendirilir. Uzmanlık sınav sorularının,  uzman yeterliklerini  ölçmesi gerekir. Herhangi bir yetkilinin, ‘kolay’ ya da ‘zor’ soru açıklaması, sınavın amacıyla çelişir. Sınavın kolay ya da zor oluşunu, yetkililerin öznel davranışları değil, sınavla ölçülmek istenen yeterlikler belirler. 
  2. 2006 yılında uzman unvanı alan öğretmenler 16 yıl niçin bekletildi?

Dönemin Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik tarafından 24 Kasım 2006 yılında düzenlenen Uzman Öğretmenlik Sertifikası alan öğretmenler, 16 yıl sonra başöğretmenlik sınavına alınıyor. Başöğretmenlik sınavına girecek öğretmenlerden  genç olanlar en az 23 yıllık mesleki birikime sahip. Meslekte 30 yılı geride bırakanlar da azımsanmayacak sayıda. Bu öğretmenlerin yeniden sınava sokulması,  daha doğrusu sınava girmek zorunda bırakılması,  eğitim sisteminin ihtiyaçlarıyla ilişkilendirilebilir mi?

  1. Bakanlık, eğitim ve okul yöneticileri üzerinde yoğunlaşmalı

Türk eğitim sisteminin en büyük sorununun, liyakatsiz yöneticiler olduğu genel kabul görüyor. Bazı yöneticilerin tartışmalı tutum ve davranışları, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel nitelikleriyle kan uyuşmazlığı,  beceriksizlikleri, akla ve bilime aykırı uygulamaları, eğitim sistemimizde başarısızlığı tetikleyen  önemli etkenler arasında sayılıyor.  Yönetimde liyakat sorununu çözüme kavuşturmanın, MEB’in öncelikleri arasında yer  alması gerektiği dile getiriliyor.

  1. Sınav güvenliği

Ülkemizde sınav güvenliği   sık sık tartışma konusu olmaktadır. Soruların çalınması, torpil vb, iddialardan dolayı  bazı yöneticilere görevden el çektirilmiş, gözaltı ve tutuklamalar gerçekleşmiştir. Yaşananlar, sınav güvenliği konusunda daha etkili önlemlere ihtiyaç duyulduğunu gösteriyor.

  1. Öğretmenlik mesleğini yıpratma kampanyasına dikkat!

Öğretmenlerin mesleki yeterliklerini ölçmekten uzak olduğu değerlendirilen sınav, öğretmenlik mesleğinin yıpratılması kampanyasına malzeme yapılabilir. Sınav sonuçlarının ardından yayın organlarında yer alabileceği tahmin edilen  ‘döküldüler’, ‘sınıfta kaldılar’ vb. ifadelerin,  öğretmenliğin yıpratılmasından başka bir amaca hizmet etmeyeceği söylenebilir.   

  1. MEB, uygulamayı gözden geçirmeli

Öğretmenlik Kariyer Basamaklarında Yükselme Sınavı, eleştiriler doğrultusunda yeniden ele alınmalı.  Öğretmenlerin hizmet içi eğitimleri konusunda Eğitim Fakülteleriyle kurulan ilişkiler güçlendirilmeli, öğretmen yetiştirme sorununa akılcı çözümler üretilmeli. Öğretmenlerin akademik çalışmalarının desteklenmesi ve hizmet içi eğitimlerin ihtiyaca göre yeniden gözden geçirilmesi için harekete geçilmeli.   

(Körfez, 18 Kasım 2022, 22.42)

 

(*) Bu yazı, nirvanasosyal.com'da 19 Kasım 2022'de yayımlanmıştır.

http://www.nirvanasosyal.com/h-1502-uzman-ogretmenlik-ve-basogretmenlik-sinavina-bakis-ben-sana-uzman-olamazsin-demedim.html

 

(**) Başvuruda bulunan 595 bin 598 adaydan, yüksek lisans ve doktora öğrenimi gören 94 bin 863 öğretmen düşüldüğünde,   sınava girecek aday sayısı, 500 bin 915’e iniyor.   Başvuruda bulunanlarla sınavdan muaf tutulanların toplamının,   595 bin 598 yerine    595  bin  778  olmasının  nedeni anlaşılamamıştır. 

 

 

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile

0
0
0
s2sdefault