Pülümür Mezra köyü, Pişi Deresi, Ferhat Ağa'nın (Fırat) iki yüzyıllık değirmeninden bugüne kalanlar
Pülümür Mezra köyü, Pişi Deresi, Ferhat Ağa'nın (Fırat) iki yüzyıllık değirmeninden bugüne kalanlar

7 Ağustos… Saat 05.45.  Kırmızıköprü’den  Mezra-Akdik-Şihan-Çemesol’a doğru yola çıkıyorum. Mezra köyünde dayım Müdürağa’nın evinin önünde Hayriye-İbrahim Satık ve Selim Salih Sadıkoğlu’yla karşılaşıyorum.

Sabah 06.24’te Pişi Deresi’ndeyim.

Çocukluğumun geçtiği derede ilk işim değirmen kalıntılarını görmek oluyor.  Değirmen taşı yerinde duruyor. İşte mutluluk! Çocukluğumdan bu yana defalarca gördüğüm ustalık ürünü taş yaklaşık iki yüz yaşında!  Değirmen duvarlarından arta kalan taşlar toprağa gömülmüş. Kadife yapraklı ahlat –mura- fidanının gölgesinin düştüğü yıkıntılarda  Sadıklar Mezrası’nın tarihi saklı.

Özhan Öztürk’ün değirmen terimlerine göz atıyorum.  Değirmenin zahire ambarı ve çark kütüğü belki yüzyıl önce toprak olmuş. Değirmen taşının dönme hızını ayarlayan isviton, öğütülecek taneleri zahire ambarından değirmen taşına taşıyan  oluk,  taneleri taşın ağzına akıtan oymalı kol, oluğun tıkanmaması için kullanılan çivi, suyu inceltmek için oluğun çıkışının önüne konulan ağaç borunun içine çakılan ahşap parça toprak damlı değirmen yıkıntılarının altında kalmış.

Tarihi değirmenin çarkını Pişi Deresi (Dere Pişiye) çevirmiş.

Soldan sağa ön sıra Gülsüm Fırat, Hasan (Hüseyin) Fırat (1937-2008),  Hüseyin  (Hıdır) Fırat (1933-2019), arka sıra soldan sağa Ferhat Fırat, Hıdır (Hasan) Fırat (1931-2018), Beser  Erol (1933)
Soldan sağa ön sıra Gülsüm Fırat, Hasan (Hüseyin) Fırat (1937-2008), Hüseyin (Hıdır) Fırat (1933-2019), arka sıra soldan sağa Ferhat Fırat, Hıdır (Hasan) Fırat (1931-2018), Beser Erol (1933) Fotoğraflar: Mercan Fırat Erol, Ferhat Fırat ve Bülent-Murat Fırat arşivinden derlenmiştir

KAYMAZTEPE’DEN YOLA ÇIKAN  DERE

Pülümür Mezra ve Kaymaztepe (Meçiye) köylerinin batısındaki Pişi Deresi’ni  yörede yaşayan hemen herkes tanır.  Kaymaztepe’den yola çıkan derenin fındık ocaklarıyla kardeşliğine meşe, kavak ve söğüt ağaçları eşlik eder. Fındık ocakları, dereyi,  Kaymaztepe’den Pülümür Çayı’na kadar süren yolculuğunda yalnız bırakmaz.

Mezra’ya yaklaşık bir km uzaklıktaki Kaymaztepe köyünün kuzeyinde doğan dereler bir araya gelerek Pişi Deresi’ni oluşturur. Dere Zme Tuzku, Dere Gome Mem, Dere Parçe Kırx, Dere Kemere Sıpi  birleşerek Kaymaztepe’ye akar.  Kaymaztepe’yi selamlayan dere önce Dere Areyi,  ardından  Pişi Deresi adını alır. Derenin Kaymaztepe’de başlayan yolculuğu, Mezra köyünün ardından Pülümür Çayı’nda son bulur.

Kaymaztepe, Mezra köyünün içme suyu kaynağıdır.   Köyde tarımsal amaçlarla kullanılan su da Pişi Deresi’nden sağlanır.  Pülümür Kaymaztepe İlkokulunun yakınından geçen derenin suyu, 1977’de yenilenen ancak zamanla hasar gören arktan köye akar.

Kırmızıköprü’den Akdik, Şihan, Kovuklu (Harşiye), Boğalı (Zmage), Kocatepe (Asgireg), Dağbek, Çakırkaya (Pancıras) vd. köylere giden yolcular Pişi Deresi’ni selamlar. Yolcular, Canpolat ve Demirbilek ailelerinin evinin yakınında, Kaymaztepe yol ayrımında dereyle buluşur.

Pülümür Mezra köyü, Pişi Deresi
Pülümür Mezra köyü, Pişi Deresi

Bugün çoğu viran olan, Çınar ve Solmaz ailelerinin Tûm’deki evlerinden, Pişi Deresi’ni ağırlayan vadiyi belki saatlerce seyredenlerden çoğu aramızda değil artık. Veli Usta’nın (Çınar) zamana direnen evinin balkonunda yudumlanan bir bardak çay, yüzyılın yorgunluğunu gideren ilaç gibidir. 

Pişi Deresi, Mezra köylülerinin temel su kaynağı. Mezra köyü 1955 yılında çeşmeye kavuşmadan önce içme suyu ihtiyacını Pişi Deresi’ni emziren kaynaktan karşılardı. Kayalığın içinden süzülen suyla kovalar doldurulur, dere kıyısındaki kavak ağacının yanında çamaşır yıkanırdı. Bugün ellili yaşlarda olanların çoğu kavak ağacının gölgesinde, kayanın arkasında, tenekelerde ısıtılmış suyla yıkanmıştır.

Dere, Mezra’dan keçiyolunu kullanarak Akdik, Şihan ve Hınzori köylerine gidenlerin uğrak yeriydi.  Akdikli, Şihanlı, Hınzorili  köylüler, unutulmaya yüz tutmuş değirmenin kalıntılarının yanı başında,  dere kıyısındaki kaynağın baş ucunda dinlenirdi. 

Harman zamanı sıcaktan bunalan köylüler, Pişi’nin soğuk suyuyla ferahlardı.

Yolu Pişi Deresi’ne düşenlerden,  tarihi değirmeni kim ya da kimler merak etmiştir, bilinmez. Yaklaşık iki yüzyıllık tarihe sahip bir değirmenin bugüne kadar gün ışığına çıkarılmaması, kültürel varlıklarımıza kayıtsızlığın göstergesi olarak kabul edilmeli. 

Soldan sağa ön sıra Gülüzar Fırat (1931), Seçmen Fırat, Hıdır Canerik (1934), arka sıra Hıdır Sadıkoğlu (Müdürağa, 1919-2002), Emine Arslan (1911-2000), Musa Fırat (1931), Hatice Satık, Kezban Fırat (1928), Makbule Fırat
Soldan sağa ön sıra Gülüzar Fırat (1931), Seçmen Fırat, Hıdır Canerik (1934), arka sıra Hıdır Sadıkoğlu (Müdürağa, 1919-2002), Emine Arslan (1911-2000), Musa Fırat (1931), Hatice Satık, Kezban Fırat (1928), Makbule Fırat 

DEĞİRMENİN  SAHİBİ KİMDİ?

Peki, Pişi Deresi’nin kıyısındaki değirmen kime ait ve kaç yıllık bir geçmişe sahip?

Değirmen, Pülümür Mezra köyünün ileri gelenlerinden Ferhat Ağa’nındı.  Ferhat Ağa (Ferhat Fırat), Mezra köyünün batısından, Akdik köyünün doğusundan geçen Pişi Deresi’nden kuvvet alan küçük su değirmeninin sahibiydi. Değirmeni Ferhat Ağa mı kurmuştu, yoksa baba yadigârı mıydı bilen yok. Ferhat Ağa, Süleyman Ağa’dan (Süleyman Satık, 1854-1935) yaşça biraz büyüktü.   Padişah Abdülmecid’in (1823-1861)   saltanat yıllarının (1839-1861) başında doğmuştu. 

Köyün bugün hayatta olmayan yaşlıları, değirmen taşının döndüğüne tanık olmamıştı. Kamer Ağa’nın (Kamer Satık, 1885-1926) oğlu Hıdır Sadıkoğlu (Müdürağa, 1919-2002), çocuklarına değirmenden hiç söz etmemişti. Müdürağa’nın  kız kardeşi Emine Arslan (1911-2000) değirmenin çalıştığını görmemişti. Köylülerden Kezban Fırat (1928), Musa Fırat (1931) Gülüzar (Wojire)  Fırat (1931), Hıdır Canerik (1934) değirmenin sahibi ve kalıntıları dışında herhangi bir bilgiye sahip değil. Değirmenin 1911 yılından çok önce faaliyette olması, eski tarihli olduğunu düşündürüyor.

 

 

Hüseyin Fırat'ın kızları Elif Şen (1922-2003), Emine Kayacan (1927-2019)
Hüseyin Fırat'ın kızları soldan sağa  Elif Şen (1922-2003), Emine Kayacan (1927-2019) Fotoğraf: Zülfiye Arslan

PİŞİ DERESİ ÇARKI ÇEVİRECEK GÜÇTE MİYDİ?

Harman zamanı değirmene duyulan ihtiyaç düşünüldüğünde, akla, özellikle yaz aylarında suyu iyice azalan derenin değirmen çarkını nasıl döndürdüğü sorusu geliyor. O tarihte, Pişi Deresi’ni  besleyen  kaynakların daha zengin olduğu düşünülebilir. Pişi Deresi’nin, Kaymaztepe’de, bugün kalıntılarına bile rastlanmayan değirmenin çarkını çevirmesi bu düşünceyi destekliyor. Karlı kış mevsimleri ile  bol yağışlı ilkbaharlar, değirmen çarkını  döndürecek miktarda suya kaynaklık etmiş olabilir. Çoğu toprağa karışmış yıkıntılardan, değirmenin tahminen otuz metrekarelik alanda hizmet verdiği  değerlendiriliyor. Ferhat Ağa’nın değirmeninin, Artvin’de  bucula/buçula olarak adlandırılan küçük su değirmeni olduğu anlaşılıyor.

DEĞİRMEN NİÇİN KAPANDI?

Ferhat Ağa’nın değirmeninin niçin kapandığı konusu, aydınlatılmaya muhtaç. Mezra ve komşu Akdik/Şihan köylerinin yararlandığı düşünülen değirmen niçin kapandı? Mezra’ya on dakika mesafedeki değirmenin kapısına niçin kilit vurulsun? Söz konusu soruyu yanıtlayacak yazılı ve sözlü bir kaynak yok. Bu nedenle, köylülerin rahatlıkla ulaşabildiği değirmenin kapanması/kapatılması ile ilgili ancak bazı öngörülerde bulunulabilir.

Osmanlı İmparatorluğu döneminde Mezra köyünün ateşe verilmesinden, değirmen de etkilenmiş olamaz mı? Niçin olmasın! Bu durumda,  Mezra köyünün feodal düşmanlıklar yüzünden, kamu gücünü de arkasına alan yerel güçler tarafından yakılması, değirmenin kapanma nedenlerinden biri olarak görülebilir. Köyü ateşe veren feodal zorbalığın, köylülerin yaşam kaynaklarını hedef alması akla yatkın gibi görünüyor. Değirmenin kapanmasında Pişi Deresi’nin debisinin düşmesi, görece çağdaş değirmenlerin açılması vb. etkenler de rol oynamış olabilir. 

  

Soldan sağa ön sıra Hüseyin Fırat (Elektrikçi Hüseyin, 1938), kız kardeşi  Elif Fırat (?-1987), arka sıra Hüseyin Fırat ve annesi Elife Fırat (?-1982)  Fotoğraf: Işık Fırat arşivi
Soldan sağa ön sıra Hüseyin Fırat (Elektrikçi Hüseyin, 1938), kız kardeşi Elif Fırat (?-1987), arka sıra Hüseyin Fırat ve annesi Elife Fırat (?-1982) Fotoğraf: Işık Fırat arşivi

YIKINTILARIN  GİZLEDİĞİ ACILAR

Ferhat Ağa’nın değirmeninden bugüne kalan en değerli kalıntı, el işçiliği ürünü değirmen taşıdır. Değirmen taşının  direnci,  köyün yaklaşık iki yüzyıllık tarihine ışık tutuyor. Değirmen kalıntılarında boy veren  ahlat –mura, yaban armudu- fidanı, yaşamı Ferhat Ağa için çekilmez hâle getiren acıları unutturuyor. Mezra köyünün tanınmış isimlerinden Ferhat Ağa,  yaşamı kendisine dar eden koşullara, toprak damlı evinde,  canıyla meydan okumuştu. Son nefesini, başı dik yaşama tutkusu için verdiğinde değirmenin çarkı dönüyor muydu, hatırlayan yok. Üç oğlu Hıdır, İbiş ve Hüseyin’in, bir daha dönmemek üzere, evlerinden alınıp götürüldüğünü hiçbir zaman öğrenemeyecekti. Oğlu Hıdır Fırat, Mezra köyü muhtarıydı. Hıdır,  İbiş ve Hüseyin kardeşler,  köylüleriyle birlikte, birkaç dakika arayla yıldızlara kavuşmuştu. Farklı tarihlerde dünyaya gelenler, aynı gün yaşama gözlerini yummuştu.

Ferhat Ağa, toprak ağası ya da feodal zorba değildi. Köyde sınırlı alanları ekip biçen, küçük su değirmenini işleten, hayvancılık yapan, işinde gücünde bir köylüydü. Üç oğlunu aynı gün kaybetmenin acısını yaşamadan yıllar önce sevenlerine veda etmişti. Çocuklarının başına gelenler sanki yıllar önce içine doğmuştu. Evlat acısına tanık olmamak için yaşamına nokta koymuş gibiydi.  

Öğretmen torunlarından Ahmet Fırat (Pirahmet, Hıdır oğlu, ?-1954), düğününe sayılı günler kala sonsuzluğa uğurlanmıştı. Kızı Çiçek Arslan (Çise, Salördekli Ferhat Arslan’ın eşi, ?-?), kızı Elif Arslan (Ali eşi, ?-1962),  gelini Mercan Fırat (Karsanıze, Hüseyin eşi, 1894-1975),  gelini  Elif Fırat (İbiş eşi, 1907-1967), gelini Elife Fırat (Hıdır eşi, ?-1982), torunlarından Elif Fırat  (Elifa Gerise, İbiş kızı, Kamer eşi, 1910-2002), Elif Fırat (Hıdır kızı, ?-1987), Elif Şen (Hüseyin kızı, 1922-2003), Hasan Fırat  (Hüseyin oğlu, 1937-2008), Hıdır Fırat (Hüseyin oğlu, 1931-2018),  Hüseyin Fırat (Hüseyin oğlu, 1933-2019), Emine Kayacan (Hüseyin kızı, 1927-2019) hayatta değil artık. Ferhat Ağa’nın,  Hüseyin Fırat (Elektrikçi, Hıdır oğlu, 1938 doğumlu, resmî kayıtlara göre 1941),   Beser Erol (Hüseyin kızı, 1933) ve Mercan Fırat (İbiş kızı) adlı üç torunu ayakta kalma çabasını sürdürüyor. Beser, 2019 yılında ikizi Hüseyin ve kız kardeşi  Emine’nin acısını yaşamıştı.

 

Soldan sağa Hüseyin Fırat (Elektrikçi Hüseyin, 1938) ve annesi Elife Fırat (?-1982) )  Fotoğraf: Işık Fırat arşivi
Soldan sağa Hüseyin Fırat (Elektrikçi Hüseyin, 1938) ve annesi Elife Fırat (?-1982) ) Fotoğraf: Işık Fırat arşivi

NE YAPILMALI?

Ferhat Ağa’nın değirmeninde arkeolojik kazı yapılması, tarihi değirmenle ilgili soru işaretlerini giderebilir. Değirmen taşının öncelikle Mezra Köyü Kültür Evine kaldırılmasının, korunmasına katkı sağlayabileceği belirtiliyor. Tunceli Kent Müzesi yetkililerinin, tarihi değirmen taşının müzeye kazandırılması için harekete geçmesi bekleniyor. Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun, kültürel varlıkların korunması amacıyla etkin adımlar atmasının önemine işaret ediliyor.

Pülümür Mezra köyü, Pişi Deresi ve Akdik köyü
Pülümür Mezra köyü, Pişi Deresi ve Akdik köyü

 ÇEMESOL YOLUNDA DEĞİRMEN MOLASI

Değirmen yıkıntılarının yakınındaki kaynağa eğilerek su içiyorum. Pişi’de çocukluk günlerime dönüyorum Yıkıntıların üzerine düşen ahlat gölgesinde değirmen taşına dokunuyorum.  Kim bilir, hangi ustanın parmak izini taşıyordur. Ferhat Ağa, taşı kaç kez taraklamıştı acaba?

Az ileride Ali Fırat’ın diktiği kavak ağacına doğru yürüyorum. Çocukken ardında yıkandığımız o koca taşın yanındaki ağaç… Ali-Gülizar Fırat çifti İstanbul’a yerleşmeden önce dikilmiş. Kavak kurumuş…  Rüzgârı göğüsleyememiş, ikiye ayrılmış. Ah ne yazık! Mezralılar, kuruyan kavağı yakmaya kıyamamış.   

Kayalıktan çıkış yolu bulan yosun tutmuş çeşmeye, yüzyıllık ömrünün yarısını kavakla yan yana geçiren söğüde,  genç kızların ellerine kına yaktığı kayalara, kurumuş kavak ağacına, Ferhat Ağa’nın iki yüzyıllık değirmenine el sallayarak Akdik-Şihan-Çemesol yoluna düşüyorum.

Yüreğimde bin yılın acısı… Yarım kalmış sevdalar… Sonsuzluğa uğurladığımız güzel insanlar… İşte Ali Canpolat, kırk üç yıldır yirmi yaşında. Sonsuzluğa kucak açıyorum. Sarı Kız’ın ipek saçlarına dokunuyor ellerim.

Titriyorum. 

Çemesol’un mavi sularına gömülüyor yüreğim.     

(Erzincan Çağlayan, 29 Aralık 2020)      

   

KAYNAKÇA:

ÇALIŞMAYA KATKI SUNANLAR: Ali Binat (Binali) Yıldırım, Düzgün Arslan, Gönül Arslan, Gülüzar (Wojire) Fırat, Halis Şen, Hıdır Canerik, Işık Suna Fırat, Kezban Fırat, Kudret Fırat, Medine Arslan, Musa Fırat, Nuri Şen,  Selim Salih Sadıkoğlu, Şehriban Sağlam, Zülfiye Arslan

Bilgi ve fotoğrafları paylaşarak çalışmaya katkı sunanlara candan teşekkürler…

http://ozhanozturk.com/2017/08/29/degirmen-terminolojisi/ Erişim: 13.12.2020.

Ferhat Ağa'nın Değirmeninden günümüze kalan taş (Ölümsüzleşen ustalar)
Ferhat Ağa'nın Değirmeninden günümüze kalan taş (Ölümsüzleşen ustalar)

 

Hüseyin Fırat ve eşi Mercan Fırat
Hüseyin Fırat ve eşi Mercan Fırat Fotoğraf: Aile arşivi
Pülümür Mezra köyü, Pişi Deresi (Dere Pişiye)
Pülümür Mezra köyü, Pişi Deresi (Dere Pişiye)

 

Pülümür Mezra köyü, Pişi Deresi (Dere Pişiye)
Pülümür Mezra köyü, Pişi Deresi (Dere Pişiye)

 

Pülümür Mezra köyü, Pişi Deresi (Dere Pişiye)
Pülümür Mezra köyü, Pişi Deresi (Dere Pişiye)
Pülümür Mezra köyü, Pişi Deresi (Dere Pişiye)
Pülümür Mezra köyü, Pişi Deresi (Dere Pişiye)
Pülümür Mezra köyü, Pişi Deresi (Çamaşır yıkayan anneler nerede?)
Pülümür Mezra köyü, Pişi Deresi (Çamaşır yıkayan anneler nerede?)
Pülümür Mezra köyü, Pişi Deresi (Çocuklarını yıkayan annelerin sevinci)
Pülümür Mezra köyü, Pişi Deresi (Çocuklarını yıkayan annelerin sevinci)
Pülümür Mezra köyü, Pişi Deresi (Kaymaztepe-Mezra’yı selamlayarak Pülümür Çayı’na akan dere)
Pülümür Mezra köyü, Pişi Deresi (Kaymaztepe-Mezra’yı selamlayarak Pülümür Çayı’na akan dere)
Pülümür Mezra köyünden Pişi Deresi’ne akan çeşme (Harman zamanı kasketlileri ferahlatan serinlik)
Pülümür Mezra köyünden Pişi Deresi’ne akan çeşme (Harman zamanı kasketlileri ferahlatan serinlik)
Pülümür Mezra köyü, Pişi Deresi
Pülümür Mezra köyü, Pişi Deresi

 

Pülümür Mezra köyü, Pişi Deresi
Pülümür Mezra köyü, Pişi Deresi

 

 

  

Pülümür Mezra köyü, Pişi Deresi (Akdik ve Şihan köylülerinin soluklandığı yer)
Pülümür Mezra köyü, Pişi Deresi (Akdik ve Şihan köylülerinin soluklandığı yer)

 

Pülümür Mezra köyü (Pişi Deresi'nin sevinci)
Pülümür Mezra köyü, 22 Ekim 2020 (Pişi Deresi'nin sevinci)

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile

0
0
0
s2sdefault