

Okulumuz öğretmeni İbrahim Özer‘in el atmadığı sorun yok! Ders dışı zamanlarda takım çantasını eline alan İbrahim Öğretmen kırık kapı ve pencereleri, elektrik ve su tesisatını, bilgisayar ve yazıcıları, projeksiyonları elden geçirir. Okula adım atan herkes, zamanının büyük bölümünü okulda çalışarak geçirdiğine tanık olur. Hepimiz şu sorunun cevabını merak ederiz:
İbrahim Öğretmen’in el atmadığı bir sorun var mı?
Kesinlikle yoktur!
İbrahim Özer, işten kaçan insan değil, işin peşini bırakmayan insandır!
Okulun her santimetre karesinde emeği ve alın teri vardır. Yaptıklarını konuşmaz. İbrahim Öğretmen, eylemleriyle konuşan kişidir. Hepimizden daha çok çalışmıştır, ama başını sokacak bir evi bile yoktur. Birçok kişinin bu gerçeği bilmemesi, İbrahim Öğretmen’in yetiştiği iklimle ilgilidir. Derdi çoktur, ama bunları dile getirmeyi bile ayıp sayan bir kültürün havasını solumuştur. Onun açısından, ülkenin ve milletin derdinden daha önemlisi yoktur. O hep vatanını ve milletini düşünmüştür. Davranışlarına yön veren temel öge, toplumsal çıkarları her şeyin üstünde tutmasıdır. Bu, onu tanımlayacak en güzel niteliklerden biridir. Çok konuşmaz, hep çalışır. Eski Derince Kaymakamı Mahmut Kılıçdoğan, ziyaret ettiği okulda çalışan ´işçi´lerin öğretmen İbrahim Özer ile öğretmen arkadaşı Temel Türkan olduğunu sonradan öğrenmiştir.
Okulun patlayan vana ve muslukları, çalışmayan bilgisayarları, arızalı yazıcıları, elektrik kesintileri vb. akla gelen hemen her sorun, İbrahim Öğretmen’i göreve çağırır. O, bugüne kadar yardım çağrılarının hiçbirini karşılıksız bırakmamıştır. Parmağı kanayan öğrencinin, kapısını ilk çaldığı kişidir. Yeteneklidir. İstese, paraya pula rahatlıkla sahip olabilir. Onun tercihi, vatana ve millete karşılıksız hizmettir.
Sessizdir. Sesini biraz yükselttiğinde gönülleri incitmekten çekinir. Kalpleri kırmak, onun için en büyük felaketlerdendir. Mesai saatlerine meydan okur. İşi tamamladıktan sonra mesaisi sona erer. Hafta sonları, yarıyıl ve yaz tatillerinde de okuldadır. Kapanmayan kapıyı tamir etmek için en uygun saati kollar. Öğrenciler okula gelmeden, dolaplar sabitlenmiştir. Onlarca dolabı sabitlemek kolay iş mi? Bir hafta sonunu, sadece bu iş için okulda geçirdiğini bilenlerin sayısı çok azdır. Bahçe kapısından usulca içeri girmiş, dolapları sabitlemiş ve usulca evine dönmüştür. Öğrenciler var gücüyle dolaba yüklense de içimiz rahattır. İbrahim Öğretmen’in maharetli elleri, o dolapların devrilmeyeceğinin en büyük güvencesidir.
Ona okulun sigortası demek daha doğru olur.
İbrahim Öğretmen, boyun eğmeyen, ödün vermeyen kişiliğiyle gönülleri fethetmiştir. Turgut Reis İlkokulu, İbrahim Özer’le anılır. Ona, okulun hafızası diyebiliriz.
O, makama ve mevkiye meydan okuyan öğretmen geleneğinden gelmektedir.
İbrahim Öğretmen, bir Türkiye sevdalısıdır. Türkiye için nefes almaktadır. Yüreği, Türkiye için çarpmaktadır. Onun bu örnek davranışı, hepimiz için gurur vericidir. Başı dik, alnı açık, fedakâr ve çalışkan öğretmenimizin varlığı, Türkiye’ye hiçbir kuvvetin diz çöktüremeyeceğinin en güzel örneklerinden biridir.
İbrahim Özer’leri yetiştiren bereketli bir coğrafyada yaşamak, hepimize kıvanç ve umut vermektedir!…
(Körfez, 30 Eylül 2017)